Arama

Özcülük (Essentializm) - Tek Mesaj #3

GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
1 Ekim 2011       Mesaj #3
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Özcülük nedir

Varoluşun karşısında her zaman öze öncelik veren, gerçekliğe ulaşma yolunda özün varoluşu kat kat aşan bir değeri olduğunu savlayan, bu nedenle de varlıkların varoluşlarını değil de özlerini soruşturmayı öneren öğreti. Felsefece temellendirilmiş ilinek-öz ayrımının gelişigüzel yapılmış bir ayrım olmadığını, doğruluk ya da hakikatin kendisinde kökleşmiş bir ayrım olduğunu savunan görüş. Böylece, bir nesnenin özü sayılan özellikler, o nesne değişse de aynı kalan, o nesnenin olmazsa olmaz niteliği kabul edilir. Sözgelimi, Sokrates’ in insan olması ile kel olması arasındaki fark, ilk özelliğin Sokrates’in ayrılmaz bir parçası iken ikincinin böyle bir yönünün olmamasıdır. Dolayısıyla, bir şeyin özü o şeyin ne olduğuna ilişkin ilişkin bir bilgi sağlarken, ilineği ise nasıl olduğuna anlatmaktadır. Tarihi Aristoteles’e dek uzanan bu görüş, günümüzde de güncelliğini belli bir oranda korumaktadır. G. W. Leibniz başta olmak üzere usçu geleneğin özcülük düşüncesini geliştirmeye yönelik çabalarına karşılık İngiliz deneycileri özcülüğe karşı eleştirel bir tutum alacaktır. Sözgelimi ‘Thomas Hobbes, öz kavramının felsefeye bir yararının olmadığını söyler. John Locke, nesnelerin —bilinemeseler de— bir özü olması gerektiğini savlar. David Hume, nesnelerin birtakım algılanabilir idealardan (tasarımlardan/kavramlardan) oluştuğunu benimsemesine karşın, altta yatan bir öz olduğuna karşı çıkar. XX. yüzyılda ise Saul Kıipke ile Hilary Putnam’m kipler mantığı ve kipsel önermelerin anlamlan konusunda ortaya attıkları bir dizi soruyla alevlenen tartışmalar, özcülüğü yeniden canlandırır.
Özcülük terimi çağımızdaki yaygınlığını büyük ölçüde Karl Popper’in Açık Toplum ve Düşmanları (The Open Society and it, Enemies, 1945) adlı yapıtıyla kazanır. Popper, Platon’un ve Aristoteles’in bilgi kuramlarını alttan alta destekleyen özcülüğü şiddetle eleştirir. Felsefı insanbilim ya da insan felsefesi açısından özcülük, insanın bir doğası, bir özü olduğu anlamına gelir. Feminist felsefedeyse özcülük, dişiliğin birtakım toplumsal gelenek ve göreneklerin sonucu olmaktan çok doğuştan geldiğini öne sürmesi nedeniyle eleştirilir.

kaynak