Arama

Adana - Tek Mesaj #1

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Adana

Ad:  Adana1.jpg
Gösterim: 1691
Boyut:  71.4 KB

Akdeniz Bölgesi’nde il ve il merkezi kent.

Yüzölçümü 17.253 km2 olan Adana ili batıda İçel ve Niğde, kuzeyde Kayseri, doğuda Kahramanmaraş ve Gaziantep, güneydoğuda Hatay illeri, güneyde de Akdeniz ile çevrilidir.

Doğal yapı.


İl topraklarının yarıya yakın bölümünü Orta Toroslar’a bağlı dağlar ile Amanos Dağları engebelendirir. Bu dağların en yüksek kesimleri il sınırları dışında kalır. Akarsu vadileriyle derin biçimde parçalanmış ve güç geçit veren bu dağlar güneyden bakıldığında heybetli bir görünüm verir. Orta Toroslar’a bağlı Aladağlar, Tahtalı Dağlar ve Binboğa Dağları kabaca güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda uzanır, ilin en yüksek noktası Aladağlar’ın güneybatı bölümünde yer alan Karanfil Dağının 3.059 m’ye erişen doruğudur. Binboğa Dağlarına bağlı Dibek Dağı da (2.549 m) ilin öbür önemli yükseltilerindendir. Doğuda Amanoslar’ın kuzeye sokulan yüksek kesimleri Gaziantep iliyle doğal sınır oluşturur. Güneydeki Akdeniz kıyısı ardında yer alan Misis tepeleri alçak bir dağlık alandır. Bu dağların Çukurova’ya doğru alçalan bölümlerinde eşik alanlara rastlanır. Bu alanlarda yazın sıcaktan bunalan AdanalIların çıktığı bazı yaylalar vardır. Bunlardan başlıcaları Bürücek Yaylası, Tekir Yaylası ve Zorkun Yaylasıdır.

Toroslar’ın güney ve Amanoslar’ın batı etekleri ile Akdeniz kıyısı arasında uzanan geniş düzlükler Çukurova olarak adlandırılır. Batıda Mersin’den doğuda Düziçi ve Dörtyol’a, kuzeyde de Kozan ve Kadirli’ye kadar uzanan bu geniş düzlük, Tarsus Çayı ile Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının taşıdığı alüvyonların yığılmasıyla oluşmuş büyük bir delta ovasıdır. Çukurova ilin ve Akdeniz Bölgesi’nin yanı sıra, Türkiye’nin de en önemli bitkisel üretim alanıdır.
İl topraklarının sularını Seyhan Irmağı ile Ceyhan Irmağı toplar. Tarih boyunca birçok kez taşmış, yatak değiştirmiş ve aşağı kesimi aynı yatakta akmış olan bu akarsular günümüzde denetim altına alınmış durumdadır.
Başlıca doğal göller aynı zamanda birer lagün olan Akyayan, Kokarot, Akyatan ve Tuz gölleridir; yapay göller ise Aslantaş, Kesiksuyu, Kozan ve Seyhan baraj gölleridir.

Ekonomi


1950’lere değin ilin ekonomik yapısına pamuk, bir ölçüde de buğday üretimi ve pazarlaması egemendi. Sanayide ağırlık küçük ölçekli çırçır-prese, iplik, un ve yağ fabrikalarındaydı. 1950’lerden başlayarak yeni pamuk türlerinin ekilmesi, makineleşme, sulama ve gübreleme yoluyla verimde büyük artışlar sağlandı. 1980’lerde pamuk il ekonomisindeki belirleyici önemini yitirmeye başladı. Tarımda çeşitlendirme sürecine girildi; turunçgiller üretimi ve seracılık önem kazandı, ilde yetiştirilen öteki önemli ürünler buğday, susam ve karpuzdur.

Tarih.


Eski çağlardan beri askeri ve ticari yollar üstünde yer alan Adana, tarihinin her döneminde çeşitli devletler için çekici bir yer oldu. İÖ 1900’lerde Hurrilerin kurduğu Kizzuvatna Krallığı İÖ 16. yüzyılda Hititlere bağlandı. Hitit dönemi, tarım ve hayvancılığın geliştiği dönemdir. Bu dönemde tarla sürmek için öküz kullanılır, süt için inek ve keçi, yün için koyun beslenirdi.
Hitit Kralhğı’nın İÖ 1200’lerde çökmesiyle Luvilerin kurduğu Kue Krallığı, İÖ 8. yüzyıl sonlarında Asurların eline geçti. Asur egemenliğinin zayıflaması üzerine Kilikya IÖ 612’de bağımsız bir krallığa, İÖ 546’da ise bir Pers satraplığma dönüştü. İÖ 333’te başlayan Makedonya egemenliği dönemini Şelevkos, Roma ve Bizans dönemleri izledi. İS 7. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak Çukurova, Araplar ile Bizans arasında sürüp giden çatışmalara sahne oldu. 11. yüzyılın ortalarında bölgenin bazı kesimleri Selçuklu egemenliği altına girdi.

Çukurova’ya yerleşmiş göçmen aşiretlerinden Ramazanoğullarmın Adana çevresindeki egemenliği 1353’te başladı. Bu dönemde zaman zaman Memlûklere bağlanan bölge, 1517’de Osmanlı yönetimine girdi ve bir sancak olarak yönetilmeye başladı. Özellikle Osmanlı döneminin ilk yıllarında Adana’ da tarım ve sanayi gelişti; sulama çalışmalarının yanı sıra her iki yakasına setler yapılarak Seyhan’ın taşması önlendi.

17. yüzyıl ortalarında yöredeki göçerler Çukurova’da zorunlu iskâna tabi tutuldu. Yerleşik yaşama geçmek istemeyen göçerlerle Osmanlı yönetimi arasındaki çatışmalar 18. yüzyıl başlarına değin sürdü. 1833’te Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa Çukurova’yı denetimi altına alarak dokuz yıla yakın bir süre bölgeyi bağımsız bir eyalet gibi yönetti. 1840’ta Mehmed Ali Paşa’nın egemenliğine son verilmesinden sonra Adana’da Osmanlı yönetimi mutasarrıflar eliyle yürütüldü. Merkezî yönetimin zayıflamasıyla bölgenin denetimi 19. yüzyılda Çukurova derebeylerinin eline geçti. Iç ayaklanmaları bastırabilmek amacıyla 1865’te kurulan Fırka-i İslahiye’nin düzeni sağlamasından sonra Çukurova’da mülkiye teşkilatı oluşturuldu. Öteden beri Halep’e bağlı bir paşalık olan Adana, 1867’de bağımsız vilayet yapıldı.

19. yüzyılın ikinci yansından sonra Çukurova dünya pazarına açılma sürecine girdi. 1860’larda başlayan Amerikan İç Savaşı pamuk fiyatlarını yükseltmiş, dönemin en büyük pamuk alıcısı olan İngiltere’yi yeni ekim alanları aramaya itmişti. İngilizlerin girişimleri ve Osmanlı yönetiminin sağladığı teşviklerle Çukurova’da pamuk üretimi hızla gelişti. İngilizlerin ardından Fransrzlar, daha sonra da Almanlar Adana ve çevrede pamuk üretimine el attı. Adana’daki ilk çırçır fabrikasını 1864’te Fransızlar kurdu. Gene bu yıllarda yabancı ülkelerden tarım araç ve gereçlerinin ithal edilmesiyle Adana’da tarım makineleşmeye başladı. 1886’da Adana-Mersin demiryolunun işletmeye açılmasıyla Çukurova’nın denizle bağlantısı kurulmuş oldu. Yüzyılın sonlarında Adana’da çok sayıda boya ve çırçır atölyesi, iplik fabrikası ve banka kurulmuş, çiftçiler tarımsal kredilerle desteklenmeye başlamıştı. Adana Ticaret Odası da 1894’te kuruldu. Adana yöresi 1918’den 1922’ye değin Fransızların işgali altında kaldı. Cumhuriyet’ten sonra il yapılan Adana bugünkü sınırlarına 1933’te Cebelibereket ili topraklarının katılması ve 1939’da Hatay ilinin kurulmasıyla ulaştı.

Kurtuluş Savaşı sonrasında kimi azınlıkların yurtdışına göç etmesi nedeniyle Adana büyük bir nüfus kaybına uğradı. Cumhuriyet dönemiyle birlikte, önceleri özellikle Doğu Anadolu’dan, sonraları ise Kahramanmaraş-Van hattı ile bu hattın güneyinde kalan illerden Adana’ya büyük ölçüde göç olmaya başladı.
Ad:  Adana9.jpg
Gösterim: 1052
Boyut:  46.0 KB

Kentin yapısı ve tarihsel yapılar


Adana kenti Seyhan Irmağı kıyılarında yer alır. Merkez ilçesi olmayan Adana ilinin Seyhan ve Yüreğir ilçelerinin kentsel alanı Adana kendili oluşturur. Adana, Çukurova’nın hem ekonomik, hem de kentsel merkezi konumundadır. Türkiye’nin 4. büyük kenti olan Adana geniş bir alana ticaret, sağlık, eğitim, ulaşım gibi hizmetler veren bir merkezdir. Türkiye’nin Ortadoğu’yla olan kara ve demir yolu bağlantısı üzerindedir. Kent karayoluyla Ankara’ya 489 km uzaklıktadır. Kentteki havaalanı çevre illere de hizmet verir. Limanı durumundaki Mersin’le hem kara, hem demir yolu bağlantısı vardır. Çukurova Üniversitesi 1973’te kurulmuştur.

Yalnızca Adana ilinin değil, hemen tüm Çukurova’nın tarım gelirlerinin toplandığı kentin ekonomisi 1950’lere değin tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasma dayanıyordu. Geniş bir bölgede tarım ve ticaretten sağlanarak Adana kentine aktarılan sermaye, kentteki sanayi gelişmesinin itici gücü oldu. 1960’larda kentteki sanayinin belirleyici öğeleri büyük ölçekli dokuma fabrikaları ile aile şirketleriydi. Bir yandan 1970’lerde sanayi üretimi çeşitlendirilirken, bir yandan da anonim şirketler, holdingler ve bankalar hızla büyüdü. Makine ve kimya gibi işkollarında büyük fabrikalar işletmeye açıldı. Sanayinin gelişmesine koşut olarak ticaret de canlandı ve uzmanlaştı. Günümüzde Adana sanayisi yalnızca il değil, ülke çapında önem taşır.

Bu ekonomik gelişmeler sonucu, özellikle 1950’den sonra kent büyük ölçüde göç alanı oldu. Hızlı kentleşme, Türkiye’nin pek çok büyük kentinde olduğu gibi Adana’da da konut açığı ve altyapı yetersizliğine yol açtı; kenti kuşatan gecekondu mahalleleri genişledi. Adana’nın başlıca mimari yapıları arasında Adana Kalesi (781), Bedesten (Kapalıçarşı, 16. yy), Saat Kulesi (1881), Ulucami (Ramazanoğlu Camisi), Yağ Camisi (Eski Cami), Akça Mescit (1409) ve Seyhan Irmağı üstündeki Taş Köprü (117-138) sayılabilir. Adana Bölge Müzesi’nde daha çok çeşitli dönemlere ait arkeolojik buluntular sergilenir. Doğal ve tarihsel değerler açısından zengin olan Karatepe-Aslantaş Milli Parkı’nda bir açık hava müzesi vardır. Bir başka müze de Misis Mozaik Müzesi’dir.

Adana Belediyesi 1877’de kurulmuştur. Nüfus (1990) il, 1.934.907; kent, 916.150. Web Sitesi: Adana Büyükşehir Belediyesi
kaynak: Ana Britanica
BAINIZ
Adana'nın İlçeleri
Adana'daki Okullar
Adana Altın Koza Film Festivali
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 15 Mayıs 2018 15:53