Arama


qaptan Lady - avatarı
qaptan Lady
Ziyaretçi
7 Aralık 2011       Mesaj #6
qaptan Lady - avatarı
Ziyaretçi
MEME KANSERİ NEDİR?
Meme vücudumuzun dışını örten, kaplayan derinin uzantısı olup süt salgılayan bir salgı bezidir. Tıpkı yağ bezi, ter bezi gibidir.

Meme iki ana yapıdan oluşmaktadır. Birinci kısım süt salgılar tıp dilinde buna lobül (süt bezi) diyoruz. Salgılanan sütü meme
başına getiren kanallar ise ikinci kısım olup bunada tıp dilinde "duktus" denilir.

Memenin bu yapısal özelliğini bir üzüm salkımına benzetebiliriz. Salkımın taneleri lobulusler ve taneleri birleştiren sapçıklar ise
duktus (süt kanalı) ve salkımın sapının ucu ise meme başı olarak düşünülebilinir.

Meme kanseri dediğimizde meme dokusu içerisinde normalde olmayan olağandışı yapıdaki kanser hücrelerinin varolması
anlaşılır. Meme iki yapıdan meydana geldiği için meme kanseri de esas itibari ile 2 guruptadır;

a- Süt kanallarında görülen kanser (duktal kanser)

b- Süt bezlerinde görülen kanser (lobüler kanser)

Bu iki gurup kanserde en sık görüleni duktal kanserdir. Birde bunlarda başka iltihabi meme kanserinden söz edilebilir. Bu kanser hem duktal hem de lobüler yapıda olabilir. Fakat görünüm olarak meme sıcak, kırmızı ve şişmiştir. Daha çok süt veren annelerde kanser geliştiği zaman böyle iltihabi yapı da görülür.
2- MEME KANSERİNİN TOPLUMDA GÖRÜLME SIKLIĞI NE KADARDIR?
Kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseridir. Bunun yanısıra meme kanserinin görülme sıklığı eski yıllara göre daha da artmaktadır. Şöyle ki;

1970’li yıllarda her 13 kadının 1’inde

1980’li yıllarda her 11 kadının 1’inde

1990’lı yıllarda her 10 kadının 1 ‘inde

meme kanseri görülmektedir. Bir başka ifadeyle bugün için her 100 kadinin 10’unda meme kanseri görülmektedir.

1975 yılında dünyada 541.000 yeni meme kanserli hasta teşhis edilmiştir. Amerikan Kanser Dernegi bu sayıyı analiz ederek 2000 yılında 1.000.000 yeni meme kanserli hasta olacağını tahmin etmektedir.
3- MEME KANSERİNİN SEBEBİ NEDİR?
Bu konuda "Şu meme kanserinin sebebidir" demek mümkün değildir. Meme kanserinin gelişmesi için pek çok faktör vardır. Kısaca bu faktörleri hormonal ve çevresel faktörler diye iki gruba ayırabiliriz.
4- KALITIM (İRSİYET) MEME KANSERİNE YOLAÇAN FAKTÖRLERDEN BİRİSİMİDİR?
Evet, meme kanserlerinin %5-10’unda kalıtımsal nedenler hastalığa neden olmaktadır. Annelerinde meme kanseri olan kız çocuklarında meme kanseri görülme ihtimali diğer kimselere göre 2-3 kez daha fazladır.

Kalıtımsal meme kanserli hastalarda hatalığın görülme yaşı daha genç (40-45 yaşlarında) olmaktadır. Buna "gençlerin meme kanseri"denilmektedir. Bunlarda daha çok hormonal faktörler rol oynamaktadır.
5- ORAL KONTRASEPTİFLER (DOĞUM KONTROL HAPLARI) İLE MEME KANSERİ ARASINDA İLİŞKİ VAR MIDIR?
Evet, kontraseptif kullananlarda kullanmayanlara göre meme kanseri görülme ihtimali biraz daha fazladır.
6- DİYET YANİ ALINAN GIDA TÜRÜ İLE MEME KANSERİ ARASINDA İLİŞKİ VAR MIDIR?
Fazla yağlı gıda ile beslenenlerde meme kanseri daha sık görülmektedir. Ancak bunlar daha ileri yaşlarda (60-65 yaş) teşhis edilen meme kanseri grubundandır.
7- MEME KANSERİ HANGİ YAŞLARDA GÖRÜLÜR?
20 yaşın altında meme kanseri hemen hemen hiç yoktur. 20 yaşından itibaren 45 yaşına kadar görülme sıklığı gittikçe artan 45 yaş ile 55 yaş arasinda görülme sıklığında artma olmaz, yani bu yaş grubunda ayni sıklıkta görülür. 55 yaşından sonra görülme sıklığı gittikçe daha da artar. Bir örnek verirsek;

35-40 yaş grubunda 100.000 kadının 50’sinde

45-55 yaş grubunda 100.000 kadının 125’inde

80-85 yaş grubunda 100.000 kadının 312’sinde meme kanseri görülür.
8- MEME KANSERİNİN IRK, ULUSAL FARKLILIKLAR İLE İLİŞKİSİ VAR MI?
Meme kanseri batı ülkelerinde daha sık görülmektedir. Meme kanserinin en az görüldüğü toplum Japonya’dır. Bunun nedeni tam olarak bilinememektedir. Ancak Japon kadınları arasında da bazı farklılıklar olmaktadır. Şöyleki yeni yetişen japon kadınında görülme sıklığı batı ülkelerindekine yakındır. Eski nesil ve yeni nesil arasındaki bu fark araştırıldığında eski nesilde şu farklı yaşam biçimi görülmüştür. Eski nesil japon kadını erken yaşta (18 yaştan önce) doğum yapıyor, birden fazla doğum yapıyor ve doğan çocuklarını uzun süreli emziriyor. Oysa yeni nesil japon kadını ise batı standartlarına yakın bir yaşama biçimini tercih ediyor. Yani geç doğum, az doğum ve çocuklarını ya hiç emzirmiyor yada çok kısa süreli emziriyor.

Gebelik ve emzirme durumlarında kanserojen (kanser yapıcı) hormonlar baskı altında tutulmaktadır. Meme bakımından, östrojenlerin (kadınlık hormonları) bazılarının kansorojen olduğu bilinen gerçektir.
9- MEME KANSERİNİN GELİŞİM HIZI NASILDIR? YANİ HIZLI GELİŞEN BİR KANSER MİDİR?
Meme kanseri çok yavaş gelişen bir kanserdir. Meme içerisindeki bir kanser odağının elle muayenede tespit edilebilmesi için yaklaşık 1cm çapa ulaşması gerekir. Çok hızlı seyreden ve gelişen bir meme kanserinde bu büyüklüğe ulaşması için yaklaşık 5 yıllık bir sürenin geçmiş olması gerekir. Yeni ilk kanser hücresinin meydana gelmesinden sonra 1cm’lik çapa çıkması için 5 yıllık bir süreye ihtiyaç vardır. Öte yandan çoğu zaman 1cm’lik büyüklüğe erişmek için 15-20 yıllık bir sürenin geçmesi gerekmektedir.

Bir başka deyişle 40-45 yaşlarinda teşhis edilmiş bir meme kanserinin ilk nüvesi, ilk kanser hücresinin ortaya çıkması 18-20 yaş cıvarında olmaktadır.
10- MEME KANSERİNE KARŞI KORUNMAK OLABİLİR Mİ?
Yukarıda da görüldüğü gibi meme kanseri yavaş gelişen bir kanser olduğuna göre ilk gebeliğin 18-20 yaş civarında olanlarda, çocuklarını emzirenlerde ve çok doğum yapmışlarda meme kanseri hemen helen hiç görülmemektedir. Bu şekildeki bir yaşam biçiminin meme kanserine karşı kuruyucu özelliği olacağı söylenebilir.
11- MEME KANSERİNİ ERKEN TEŞHİS ETMEK MÜMKÜNMÜDÜR?
Meme kanseri erken teşhis edildiginde %100 şifa sağlanabilmektedir.

Erken teşhis amaciyla Amerikan Kanser Derneği'nin tavsiyeleri şöyledir;

a- Her kadının 20 yaşindan sonra her mensturasyonun ikincinci haftasında (8-12 günler) kendi kendine muayene etmesi.

b- 40 yaşına gelen her kadının yakınması olsun ya da olmasın mutlaka meme filmi (mamografi) çektirmesi ve dokturunun tavsiyesi dogrultusunda hareket etmesi.. İleriki yıllarda mamografi çektirmek gerektirdiğinde ikisi arasinda karşılaştırma yapmak amacıyla bu çektirdiği mamografiyi mutlaka saklaması.

c- 55 yaşindan sonra şikayeti olsa da olmasa da her yıl mamografi çektirip dokturunun tavsiyesine göre hareket etmesi

d- Meme kanseri nedeni ile bir memesinden tedavi görmüş her kadının her yıl mamografik kontrol yaptırması.
12- KENDİ KENDİNE MUAYENE NE DEMEKTİR? NASIL YAPILIR?
Mensturasyon kanamasının başladığı güne 1’nci gün denilerek 8-12’nci günler arası meme muayenesinin en uygun olduğu dönemdir. Menapozdaki kadınlar için ise her ayın ilk günü muayene için uygundur.

Muayene için belden yukarısı tamamen çıplak olmalıdır.

I- Bir aynanın karşısında ayakta durarak gözlerinizle memelerinizi muayene (inspeksiyon) edeceksiniz.

a- Kollarınızı iki yana serbestçe bırakın

b- Her iki kolunuzu elleriniz başınızın üzerinde birleşecek şekilde yukarı kaldırın

c- Şimdi kollarınızı başınızın iki yanında düz bir şekilde yukarıya dirseklerden bükülmeden gergin bir şekilde yukarı kaldırın.

d- Şimdi de dirsekler hafif bükülecek şekilde her iki elinizi kalçanızın iki yanına koyun. Ve ellerinizi kalçalarınıza kuvvetli ve sıkı bir şekilde bastırın. Bunu yapınca memenin altındaki göğüs kaslarının (pektoral adale) kasıldığını hissedeceksiniz.

Bu dört durumda da şunların var olup olmadığını araştırın.

1- Her iki memenin şekil ve büyüklüğünde bir farklılık

2- Meme başlarında veya meme derisinde olağan dışı kızarma

3- Meme başlarının görünümünde farklılık (asimetri) yani birinin fazlaca aşağı ya da yukarı doğru görünüm (normalde meme
başlarının her ikiside hafifçe dışarı ve yukarı doğru bakar)

4- Meme üzerindeki toplardamarlarda aşırı belirginleşme

5- Meme başında içeri doğru çekilme

6- Meme derisi üzerinde içe çekilme, küçük çukurluk (gamze gibi)

7- Meme başında kabuklanma, pullanma, ekzama gibi değişiklikler

Bunlardan en az birini tespit ederseniz hemen bir doktora başvurun.

II- Şimdi sertçe bir zemin üzerinde başınızın altına bir yastık ve muayene edeceğiniz memenin olduğu omuzun altına katlanmış bir
havlu koyarak rahatça yatınız.

Şimdi elinizle memelerinizi muayene edeceksiniz (PALPASYON)

Bunun için çapraz el kullanacaksınız. Yani sağ memeyi sol el, sol memeyi sağ eliniz ile muayene edeceksiniz.

Burada sol memenin muayenesini anlatacağız. Siz aynı muayenesi sağ elle sol meme için de yapacaksınız.

Başınızın altında yastık ve sol omuzunuzun altında katlanmış bir havlu var, sol kolunuz yana uzatılmış durumda sırtüstü yatıyorsunuz. Sağ elinizin orta üç parmağınızın iç-uç kısımları ile meme başından muayeneye başlıyorsunuz. Önce meme başınızı sıkıyorsunuz. Bu sıkma sırasında meme ucundan bir akıntının gelip gelmediğine bakın.

Daha sonra üç parmağınızla memeyi göğüs duvarına doğru sağlam ama nazikçe bastırıyorsunuz. Bu muayene sırasında parmaklarınız düz ama el hareketli olacaktır. Bu hareket meme ucunun tam üstünden başlar ve dışa doğru spiral bir yol izleyerek bütün memenin çevresinde devam eder. Memenin her farafına (her santimetrekaresi) muayene edilebilmesi için iki-üç defa daire çizilecek şekilde spiraller * izlenmelidir.

Memenin en dış sıkmının muayenesi sırasında muayene tarafındaki kol (burda sol kol) dirsekten bükülercek şekilde başın üzerine koyunuz ve üç orta parmakla memenin dışını yine memeyi göğüs duvarına bastırarak muayene ediniz.

Son olarak memenin koltukaltına doğru uzanan kuyruk kısmını kol yine baş üzerinde iken el ile muayene ediniz.

Bu muayene sırasında olağan dışı bir şişlik, sertlik tespit ederseniz hemen doktorunuza başvurunuz.
13- OLAĞAN DIŞI KİTLE NE DEMEKTİR? NASIL ANLAŞILIR?
Meme dokusunda süt bezleri sütkanalları ve süt kanalları çevresinde bağ dokusu dediğimiz kıkırdak gibi sert yapılar bulunduğundan ayrıca da adet dönemlerinden birkaç gün önce memede su toplanması olduğundan muayenede bir takım sertlikler, memede dolgunluk, ağrı ve hassasiyet hissedebilirsiniz. Her ay kendi kendinize yapacağınız muayene ile memelerinizin yapısını daha iyi tanıyacak ve elinize gelen sertlik ya da şişliğin olağan ya da olağan dışı olduğunu ayırt edebileceksiniz
14- MEME BAŞINDA İÇE ÇEKİLME NASIL ANLAŞILIR?
Meme başı içe çekik durumda olabilir. Ama dışarı doğru çekildiginde meme başı dışarı çıkıyor ise bu normaldir. Ya da doğuştan beri meme başı içe çekiktir ve dışarı çıkarılamıyordur. Bu da normaldir.

Meme başinda içe çekilme denilince doğuştan olmayan ve tutup dışarı doğru çekilemeyen içe çekilme anlaşılır. Böyle bir durumda zaman kaybetmeden hemen bir doktora başvurulmalıdır.
15- MAMOGRAFİ VE MEME ULTRASONOGRAFİSİ NEDİR?
Özel bir röntgen aygıtı ile memelerin röntgen filminin çekilmesi işlemidir.(Şekil-1)

Memedeki kanser yada kanser dışı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan şişliklerin erken dönemde teşhis edilmesinde mamografi önemli rol oynar. Öyle ki kendi kendine ya da bir hekimin muayenesinde ele gelebilecek büyüklüğü ulaşmamış şişliklerin (kitle) saptanmasında mamografi çok yararlıdır. Bu şekilde henüz ele gelmeyen (elle saptanamayan) şişliklere nonpalpabl kitle denilir.

Ultrasonografide yüksek hızlı ses dalgaları ile meme dokusunun incelenmesi olup mamografi ile birlikte kullanılır. Mamografide saptanan kitlenin kist mi (içi sıvı dolu keseye kist denir) yoksa solid mi (içinde sıvı yerine doku bulunan kitleye solid kitle denilir) olduğunu ortaya koyar. Ayrıca solid kitlelerin kanser mi yoksa kanser dışı başka bir iyi huylu hastalık mı olduğunu ortaya koymada mamografiye yardımcı olur.

Sonuç olarak mamografi ve ultrasonografi birbirini tamamlayan iki teşhis aracıdır.(Şekil-2)
16- MEME TARAMASI YADA KİTLE TARAMASI NE DEMEKTİR?
Meme kanseri belirtileri olmayan kadınlarda olası bir kanseri erken safhada teşhis etmek amacı ile düzenli aralıklarla mamografi çekilmesi işlemine kitle ya da meme taraması adı verilir.

40 yaşında bir kez mutlaka yapılır. 40 yaşından 55 yaşına kadar ki dönemde eğer doktor gerek görüyor ise yılda bir kere mamografi tekrarlanır. 55 yaşından sonra ise her yıl bir kez mamografi çektirilmelidir.
17- MAMOGRAFİ ÇEKTİRMEK İÇİN ÖZEL BİR HAZIRLIK GEREKİR Mİ?
Çok özel bir hazırlığa ihtiyaç yoktur.

Ancak çekilen röntgen filminin net görüntülü olması ve çekim işlemi sırasında rahat edebilmeniz için aşağıda önerilere uyulması yararlı olur.

a- Film çekiminden önce koltuk altına ve göğüs bölgesine deodoran, parfüm, pudra vb. maddeler sürülmemeli. Aksi halde görüntü net olmayabilir.

b- Film çekimi sırasında belden yukarısı tamamen çıplak olacağından buna uygun bir giysi giyilmesi yararlı olur.

c- Adet günlerine yakın memelerde hassasiyet arttığından işlem sırasında sıkıntı çekmemeniz için film çekim gününü adet günlerine yakın olmaması yararlı olur.
18- MEME KANSERİNİN TANISINDA MAMOGRAFİNİN ÖNEMİ VE DEĞERİ NEDİR?
Mamografinin doğru tanı koymadaki hassasiyeti %90-95 civarındadır. Bir başka deyişle %95 oranında doğru tanı konulabilir.

Mamografi ile kitle taraması yapılması ile birlikte ilerlemiş meme kanseri görülme oranı eskiye göre yarı yarıya azalmış meme kanserini erken dönemde yakalama şansı da eskiye göre iki misli artmıştır.

Bütün bunların sonucu olarak meme kanserine bağlı ölümler eskiye göre bir hayli azalmış ve eski yıllara göre şifa oranı en az %30 artmıştır.

Tüm bunlar mamografinin yararının, öneminin göstergeleridir.
19- MEME KANSERİ HASTALIĞIN İLERLEME DÖNEMİNE GÖRE KAÇ EVRELİDİR?
Uygulanacak tedavinin türü ve tedaviden alınacak sonuçlar bakımından meme kanseri 5 evreye ayrılır.

- Evre 0

- Evre I

- Evre II

- Evre III

- Evre IV
20- EVRE 0 MEME KANSERİ NEDİR?
En erken evre budur. Karsinoma in situ adı da verilir. Sadece hücre içinde kansere bağlı değişiklikler vardır ve bu değişiklikler hücre dışına çıkmamıştır.

Meme kanserlerinin %15-20’si bu evrede teshis edilir. Bu evrede teşhis ancak mamografi ile konulur. Çünkü henüz ele gelen herhangi bir şişlik yoktur.

İki alt grubu vardır.

a) Duktal karsinoma insitu (DAIS). İntraduktal karsinom da denilir. Süt kanallarındaki erken evreli kanserdir.

Bu hastaların %25’inde önlerindeki 25 yıl içerisinde iki memesinden birinde iki evredeki meme kanseri gelişme ihtimali vardır.

b) Lobüler karsinoma in situ (LCIS): Süt bezlerinde gelişen türdür. Aslında kanser değildir. Yani kanser kabul edilmez.
21- EVRE I MEME KANSERİ NEDİR?
Memedeki kanser odağı 2cm’nin altındadır ve meme dışına herhangi bir yayılma yoktur.
22- EVRE II MEME KANSERİ NEDİR?
Aşağıdaki üç durumdan herhangi biri Evre II meme kanserini gösterir.

1- Memedeki kanser 2cm’nin altında ama koltukaltındaki lenf bezlerine kanser yayılması vardır

2- Memedeki kanser 2-5cm arasındadır ve koltukaltındaki lenf bezlerine kanser yayılması olabilirde olmayabilirde.

3- Memedeki kanser 5cm’den daha büyüktür ama koltukaltı lenf bezlerine kanser yayılması yoktur.
23- EVRE III MEME KANSERİ NEDİR?
Evre III A ve III B diye iki alt gruba ayrılır

- Aşağıdaki iki durumdan biri varsa Evre III A’dır

1- Memedeki kanser odağı 5cm’den küçük ama koltukaltındaki lenf bezlerinde kanser yayılması ve bu lenf bezleri birbirlerine veya çevre dokulara yapışık. Yani hareket ettirilemeyen lenf bezleri var.

2- Memedeki kanser odağı 5cm’den büyük ve koltukaltındaki lenf bezlerinde kanser yayılması var.

- Aşağıdaki iki durumdan biri varsa Evre III B’dir

1- Memedeki kanser odağının yanısıra kanser deriye veya göğüs duvarına yayılmıştır. Göğüs duvarı denilince kaburgalar, kaburga arası adaleler ve dişli (serratus) adalelere yayılma anlatılmak istenmektedir. Göğüs (pektoral) adaleler göğüs duvarı olarak kabul edilmez.

2- Memedeki kanser odağı yanısıra kanser göğüs duvarı iç yüzündeki lenf bezlerine (mammaria interna) yayılmıştır.
24- EVRE IV MEME KANSERİ NEDİR?
Kanser vücudun diğer organlarına yayılmıştır (uzak organ tutulması). Kemikler, akciğer, karaciğer ve beyin en sık yayıldığı organlardır.
25- İLTİHABİ (ENFLAMATUAR) MEME KANSERİ NEDİR?
Nadir rastlanan bir meme kanseridir. Süt veren annelerdeki kanser böyle olabilir. Meme iltihabi görünümdedir. Yani kızarmış ve sıcaktır.

Enflamatuar meme kanseri hızlı yayılma eğilimindedir.
26- MEME KANSERİNDE NÜKS NEDİR?
Meme kanseri tedavi edildikten bir süre sonra memede, göğüs duvarında, göğsün yumuşak dokularında veya vücudun herhangi bir organında tekrar ortaya çıkması haline meme kanseri nüksü denilir.
27- MEME KANSERİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Bugün için kabul edilen ve kullanılan 4 tür tedavi vardır.

1- Cerrahi: Ameliyat ile kanserin çıkarılması

2- Radyoterapi (Şua tedavisi): Yüksek doz röntgen ışınları ile

3- Kematerapi (İlaç tedavisi): İlaç ile kanser hücrelerinin öldürülmesi

4- Hormonoterapi (Hormon tedavisi):Hormon ilaçları vücudun hormonal çalışma düzenini değiştirmek ya da hormon salgılayan organları (örneğin yumurtalık gibi) ameliyat ile çıkarmak.

Bundan başka üzerinde çalışmalar yapılan tedavi türleri de şunlardır.

1- Biolojik tedavi: Vücudun bağışıklık sistemini kansere karşı kullanmak.

2- Kemik iliği nakli

3- Kan dolaşımındakı asıl (ana-stem) hücrenin nakli.