Arama

Endülüs Emevileri - Tek Mesaj #8

Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
13 Ocak 2012       Mesaj #8
Mira - avatarı
VIP VIP Üye

Endülüslü Müslüman Alimler

  • Abbas Kasım İbn Firnas
  • Muhyiddin İbn Arabi
  • Zerkali
  • İbn Rüşd
  • İbn-i Cübeyr
  • İbn-i Tufeyli
  • İbni Meserre

Abbas Kasım İbn Firnas


Berberi gökbilimci ve şair, İslam bilgini. Tarihî kaynaklar Endülüslü Firnas'ın da uzun çalışmalar sonunda yeni bir keşifte bulunup bir cihaz yaptığını, üzerine kumaş geçirip kanat yerine büyük kuş kanatları taktığını ve bu âleti çalıştırarak havalanıp uçtuğunu kaydeder. Üstelik havada uzun süre kuşlar gibi süzüldüğünü, daha sonra da yavaşça yere indiğini söyler.İbn-i Firnas'ın bu başarısı Batı'da uçak yapıp uçmayı başaran Wright Kardeşler'den 1023 yıl öncesine rastlamaktadır

Diğer çalışmaları
İbn Firnas'da birçok alanda çalıştı, kimya, fizik, astronomi okudu. Astronomi tabloları hazırladı, şiir yazdı, el-Makata adlı saati tasarladı. Kumdan cam imalatını icad etti ve ayrıca kaya kristallerini kesme yöntemini geliştirdi. O zamana kadar sadece Mısırlılar kristal kesmeyi biliyordu. Bundan sonra, İspanya Mısır'dan kuartz ihracını bıraktı. Güneş ve gezegenleri hareket halinde gösteren bir Plenatarium da yapmıştı. Bilgin bu cihazla yıldızlarla birlikte bulutu ve şimşekleri de inceliyordu.

Ünlü bilgin ayrıca kendisine has metodlarla bir kısım taşlardan mükemmel cam imal etme usûlünü keşfetmiş, cam sanayiinin de öncüsü olmuştu. Ayrıca düzeltme kabiliyeti olan camı keşfederek gözlüğün mucidi olduğu kabul edilir. Bilgin İbn-i Firnas'ın aynı zamanda İslâm musıkîsinin İspanya'da topluma mal edilmesini sağlamıştır. Libya'da onun onuruna posta pulu basıldı.Irak'ta Bağdat Uluslararası Havaalanı'nda onun anısına bir heykel dikildi.Bağdat'ın kuzeyinde İbn Firnas Havaalanı'na onun adı verildi.Ay üzerinde güneybatıda King ve Ostwald Kraterlerine yakın bir yerde 89 km çapındaki bir kraterin adı Abbas Ibn Firnas Krateri diye isimlendirildi.

Görüşler
Prof. Dr. Philip Hitti 'Arap Tarihi' adlı eserinde şöyle der: İbn Firnas insanlık tarihinde ilk defa bilimsel uçma girişiminde bulunan kişidir. Alman bilim tarihi araştırıcısı Sigrid Hunke, İbn- i Firnas'ın yaptığı bu uçakla İkaros'un rüyasını gerçekleştirdiğini dile getirmektedir. Prof. Dr. Osman Turan da İbn-i Firnas'ın İslâm medeniyetinde modern havacılığın öncüsü olduğunu dile getirdikten sonra şöyle bir tesbiti de ilâve etmektedir: Daha doğrusu şu dünya tarihinde ilk defa uçmayı gerçekleştiren, uçak yapan bir Müslümandır.

Zerkali


Zerkali. Endülüslü astronom (1029-1087). Toledo'da bir rasathane kurdurmuş ve 1061-1087 yılları arasında burada yaptığı çalışmaları bir kitapta toplamıştır. Bu kitap daha sonra Alfonso Tabloları adıyla anılan eserlerin yapılmasına öncülük edecekti.

Zerkali Endülüste yetişen Ünlü astronomi alimlerinden. İsmi, İbrahim bin Yahya et-Tecibi en-Nekkaş olup, künyesi Ebu İshaktır. Zerkali diye Ünlü oldu. 1029 senesinde Tuleytula şehrinde doğdu. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başladı. Kısa zamanda din ve fen ilimlerini öğrenen Zerkali, astronomi ilminde söz sahibi oldu. Astronomi çalışmalarını ve rasadlarının çoğunu Tuleytulada yaptı. Ömrünün sonuna doğru Kurtubaya yerleşti ve 1087 senesinde burada vefat etti.

Zerkali, ilk defa Batlamyus'un aksine dünyanın gerçek yörünge noktası hareketini ve güneşin ta'dil merkezinin asırlık değişikliğe bağlı olduğunu keşfederek kanuna bağladı. Halbuki, Batlamyus, güneş sisteminin yörünge noktasını sabit ve ta'dil merkezini de değişmez kabul etmişti. Güneşin yörünge noktasını 12 saniye kadar doğru bir yön, yani doğudan batıya doğru bir değişiklik vererek güneş için yeni bir teori ortaya atıp değişim merkezindeki düzensizliği de ortadan kaldırdı.

Batlamyus kuramında, Güneşin Yerden en uzak konumu olan günötenin durağan olduğu benimsenmiş ve gözlemlerin bildirdiği farklı veriler gözlem hatalarıyla açıklanmıştı. İslâm Dünyasında Sâbit ibn Kurrâ, bu görüşten kuşku duymuş ama bunun yerine daha doyurucu olan başka bir görüş koyamamıştı. Zerkâlî ise, günöte noktasının durağan olmadığını ve yılda 12 saniyelik bir açıyla Batıdan Doğuya doğru yer değiştirdiğini öne sürmüştür; ona göre, bu yer değişikliğini, Güneşin yörünge merkezinin bir çember üzerinde dolandığını varsayarak açıklamak mümkündür. Böylece Zerkâlî, Batlamyus kuramının doğruluğu konusundaki kuşkuların güçlenmesine neden olmuştur.

Zerkali, Tuleytula adıyla Ünlü olan ilk astronomi cetvellerini düzenledi. Güneş, gezegenler ve diğer yıldızların hareketlerini ilgilendiren bu cetveller, kısa zamanda Avrupanın her tarafında kullanılmaya başlandı. Sabır ve dikkatle incelemeler yapan Zerkali dünyanın güneşe olan uzaklığını hesapladı. Ayrıca bu mesafeyi güneş yörüngesine dayanan gün dönümleri ile gece ve gündüz eşitliğinin prestesyonuna intibak ettirebilmek için Tuleytulada 402den fazla gözlem yaptı vepresesyon vüsatini de aynı tarzda doğru olarak hesapladı.

Zerkalinin hazırladığı Ziyc, 1450 senesinde birçok eksikliklerle Latinceye tercüme edildi. Bu tercümenin bir nüshası Paris Kütüphanesinde bulunmaktadır. Bu Ziyc, kendisinden sonra yapılan bütün ziyclere esas oldu. Tercümenin önsözünde trigonometri cetvellerinin nasıl çıkarıldığı konusunda bilgi verilmiş ve buna bir de sinüs cetveli ilave edilmiştir. Eserde ayrıca 35 sabit yıldızın kataloğu ile beraber meyil cetvellerine yer verilmiş ve Safiha Usturlabı hakkında açıklamalar yapılmıştır.

Zerkali çalışmalarında usturlab kullanmıştır. Batıda Zerkali Safihası adıyla Ünlü olan alet Afaki bir şekilde, her yerin ufkunu temsil edecek surette ufuk dairesi hareketli yapılmış, menazıri usul ile ayın tutuluş durumu resimlenmiş, dairevi ve safihadan ibarettir. Bu aletin özelliklerinden bahseden Zerkalinin risalesi, Kitab-ül Amel Bis-safiha ez-Ziciya, Latince, İbranice ve diğer dillere tercüme edilmiştir. Bir örneği Paris Kütüphanesinde mevcut olan alet hakkında Mirim Çelebi, Sultan İkinci Bayezid Hanın emriyle Farsça mükemmel bir eser yazmıştır.

İbn-i Rüşt


İbn Rüşd Endülüslü-Arap felsefeci ve hekim, bir felsefe, fıkıh, matematik ve tıp alimi. Kurtuba'da doğdu ve Marakeş, Fas'ta öldü.

Hayatı
İbn Rüşd, Maliki mezhebinden fakihler yetiştirmiş bir aileden gelir; dedesi Ebu El-Velid Muhammed (ö. 1126) Murabıtlar hanedanının Kurtuba'daki en yüksek dereceli hakimiydi. Babası Ebu El-Kasım Ahmed, aynı makamı Muvahhidler'in 1146'daki hakimiyetine kadar işgal etti. Yusuf el-Mansur'un veziri İbn Tufeyl (Batı'da bilinen adıyla Abubacer) tarafından sarayla ve büyük İslam hekimlerinden, sonradan arkadaşı olacak İbn Zuhr (Avenzoar) ile tanıştırıldı. 1160'ta Sevilla kadısı oldu ve hizmeti boyunca Sevilla, Kurtuba ve Fas'ta birçok davaya baktı. Aristo'nun eserlerine şerhler ve bir tıp ansiklopedisi yazdı . Eserlerini 1200lerde, Yakob Anatoli Arapça'dan İbranice'ye tercüme etti.

En önemli orijinal felsefî eseri Tehâfüt-ül Tehâfüt (Çelişkilerin Çelişkileri / İnsicamsızlığın İnsicamsızlığı) ismini taşır ve Gazali'nin Tehâfüt-ül Felâsife (Felsefelerin Çelişkileri / Felsefelerin İnsicamsızlığı) isimli kitabındaki kendiyle çelişme ve İslama mugayir olma iddialarına karşı Aristo felsefesini savunur. Faslu'l-makâl ve el-Keşf an minhâci'l-edille isimli iki risalesi de felsefe-din ilişkilerini konu alır.

Endülüs'ü 12. yüzyılın sonralarında yayilan fanatiklik dalgasıyla, sahip olduğu bağlantılar kendisini siyasî problemlerden uzak tutamamış ve Kurtuba yakınlarında bir yerde tecrit edilmiş ve ölümünden kısa süre önce Fas'a gidinceye dek gözetim altında tutulmuştur. Mantık ve Metafizik alanında verdiği eserlerin çoğu müteakip sansür döneminde kaybolmuştur.

İbn Rüşd Felsefesi
İbn Rüşd'e göre, felsefe öğrenmek dini bir zorunluluktur. Din, var olanlara akılla bakmayı ve değerlendirmeyi zorunlu tutumaktadır. Başka dinlerin ve ideolojilerin fikirlerini öğrenmek de aynı şekilde zorunludur. Gerçek her nerede ise alınır ve yararlanılır. Eskilerin kitaplarındaki bilgilerle, dinin bildirdikleri amaç bakımından benzemektedirler. İbn Rüşd, felsefe ile uğraşanların ve olaylara akılcı açıdan bakanların sapıttıklarını ileri sürenleri eleştirir. Ona göre, akıl ve felsefe, gerçeğe ulaştırıcı en önemli yaşamsal enstrümanlardır. Ona göre İslam'la felsefe arasında bir çatışma yoktur. Kişinin hem felsefe, hem din yoluyla doğruya ulaşabileceğini düşünmüştür. Kainatın ebediyetine ve formların ezeliyetine (pre-extant) inanırdı.

Felsefenin temel konusunun varlık olduğunu, felsefenin varolanı, genel bir bütünlük içinde insana verileni incelemeye, açıklamaya çalıştığını savunan İbn Rüşt, bütün varlık türlerinin en tepesinde bulunan yüce bir varlık olarak Allah'a yalnızca var olandan, beş duyu ile algılanıp akıl ilkeleri ile açıklanan varlıklardan yola çıkarak gidebileceğimizi belirtmiştir. Felsefenin, varlık kavramı altında toplanan bütün nesneleri konu edinen disiplin olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle düşünce sisteminde felsefe, teolojiden önce gelir. Bununlu birlikte, felsefe ve teolojiden her birinin kendisine özgü bir fonksiyonu olduğunu söylemiştir.

Önemi
İbn Rüşt en çok Aristo'nun eserlerinden yaptığı, bugün Batı'da pek çoğu unutulmuş, tercüme ve şerhleriyle ünlüdür. 1150'den önce Avrupa'da Aristo'nun eserlerinin birkaç tercümesinden başkası yoktu ve bunlar da din adamlarınca rağbet görüp, incelenmiyorlardı. Batı'da Aristo'nun mirasının yeniden keşfedilmesi, İbn Rüşt'ün eserlerinin 12. yüzyıl başlarında Latince'ye tercümesiyle başlamıştır.

İbn Rüşt'ün Aristo üzerine çalışmaları otuz yıllık bir dönemi kapsar ve bu dönem içinde, erişemediği "Politika" dışında bütün eserlerine şerhler yazmıştır. Eserlerinin İbranice tercümeleri de, İbrani Felsefesi üzerinde kalıcı bir etki bırakmıştır. İbn Rüşt'ün düşünceleri, Hristiyan skolastik gelenekten, Aristo'nun mantık çalışmalarına değer veren [Brabant'lı Siger], Thomas Aquinas ve (bilhassa Paris Üniversitesi'ndeki) diğerleri tarafından özümsenmiştir. Thomas Aquinas gibi meşhur skolastik filozoflar, ona ismi yerine "Şârih" (Yorumcu) ve Aristo'ya da "Filozof" diyecek yüksek derecede önem veriyorlardı. İslam dünyasında bir okul bırakmamış ve ölümü Endülüs'teki serbest düşünce hayatının gurubunu işaret etmiştir.

Edebiyatta İbn Rüşt
Orta Çağ'ın Avrupalı skolastiklerinin kendisine gösterdikleri saygıdan ötürü, Dante İbn Rüşt'ü İlahi Komedya'da diğer büyük pagan filozoflarla beraber, "iltifatın üne borçlu olunduğu" Limbo'da tasvir etmiştir. İbn Rüşt, Jorge Luis Borges'in "İbn Rüşt'ün Arayışı" isimli hikâyesinde trajedi ve komedi kelimelerinin anlamlarını ararken resmedilir.

Bazı Eserleri
  • Felsefe üzerine iki eseri vardır bunlar; Tehafütü't Tehafüt ve Makela fı'l Mizac

İbn-i Cübeyr


Gerçek adı; Ebul'l Hüseyn Muhammed İbni Ahmed İbni Cübeyr El-Kinani. Ortaçağ Endülüs asıllı şair ve yazar olarak ün yapmıştır, 539 yahut 540/1144 veya 1145 yılında İspanya'nın Valensiya veya Hatib şehrinde dünyaya geldi. Eldeki kaynaklara göre 740 yılında İspanya'ya gelen arap kabilelerinden birine mensuptu. Babasının kültürlü ve üst düzey bir devlet memuru olduğu, kendisinin de bir süre Muvahhidler'den bir emirin sekreterliği ile Granada valisinin nezninde katiplik yaptığı bilinmektedir.

1 Şubat 1183'de hacca gitmek üzere Granada'dan yola çıktı Ceuta ve İskenderiye üzerinden Kahire ve oradan yukarı Nil'deki Kus'a kadar dolaştı, yolculuğunu çöl üzerinden Ayzab, Kızıl Deniz, Cidde oradan Mekke'ye geçti. Mekke'de sekiz ay kaldı. Daha sonra Medine'ye geçti burda da bir süre kaldıktan sonra bir kervana katılarak çöl üzerinden Bağdat, Musul ve Kuzey Suriye'yi dolaşıp, Halep üzerinden Şam'a geçti. Orada iki ay kaldıktan sonra Kudüs Krallığı'na gitmek için yola çıktı, Sur (Tiros)dan Ceneviz gemisi ile Akka'ya gitti. 1184 yılında zor şartlarla Mesina'ya ulaştı. Hava şartlar yüzünden birsüre Mesina'da kaldı ve 25 Nisan 1185'de Granada'ya döndü. İbni Cübeyr'in yolculuğu sırasında ona arkadaşı doktor Ebü Cafer Ahmet el-Kuday eşlik etti.

İbn-i Cübeyr daha sonra 1189-1191 yıllarında ikinci bir hac yolculuğuna çıktı. Bu seyahat ile ilgili detaylı bilgi yoktur. Arkasından 1217 yılında üçüncü bir hac yolculuğuna daha çıktı ve bu seyahatinde İskenderiye'den ilerisine gidemedi ve orada öldü.

Eserleri
  • Endülüs'ten Kutsal Topraklara (Seyahatname)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 7 Ocak 2017 00:16 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
theMira