Gel - Git (Med - Cezir)
Kıyılarda yaşayan insanlar için, özellikle de denizciler için, denizlerin günde iki kez yükselip alçalması her zaman çok büyük önem taşımıştır. Newton bu özelliğin bütün kütleler için geçerli olduğunu belirtip, Ay'ın doğal olarak denizlerin suyunu çekme gücü taşıdığını gösterinceye kadar, gelgit ile Ay'ın konumu arasındaki bağıntı ancak astrolojiyle yorumlanabiliyordu. Gelgit, denizciler için büyük bir güçlük olmakla birlikte, enerji kaynağı olarak (eskiden değirmenlerde, günümüzdeyse elektrik üretiminde) yararlıdır.
Denge Gelgiti
Suların yükselmesi, Ay'ın çekiminin, Dünya'nın bir yanından ötekine geçmesine bağlıdır. Hem Dünya,hem de Ay, gerçekte Dünya'nın içinde olan karşılıklı çekim merkezleri çevresinde yörüngeye girmişlerdir. Böylece, Dünya hareketsiz kabul edilirse, Dünya'nın merkezinde yerçekimini dengeleyen kurgusal bir merkezkaç kuvvet ortaya çıkar. Ama Ay'a bakan yüzde çekim kuvveti daha güçlüdür ve Dünya yüzündeki her şey, belli belirsiz Ay'a doğru çekilir. Ay'a bakmayan yüzde Ay'ın çekim kuvveti, ortak merkezin oluşturduğu merkezkaç kuvvetten daha azdır ve toplam kuvvet, Ay'dan dışarı doğru etkir.
Gerçek Gelgitler
Büyük yükseklik farkları Rezonans olayına bağlıdır. Belli hacim ve derinlikteki bütün su kütlelerinin bir doğal salınma peryodu (suda ortaya çıkan bir karışmanın, bir uçtan ötekine ulaşma zamanı) vardır. Bu su dolu bir kabın eğilmesiyle görülebilir. Suyun bir uçta toplanması, belli bir zaman alır. Kap bu zamana eşit aralıklarla sallanırsa, su düzeyi iki uçta da şiddetle salınacaktır; ama sallama frekansı farklı olursa, su düzeyindeki değişiklik küçük olur. Eğim kuvvetinin yerini, 12 saat 25 dakikalık bir peryotla Ay'ın gelgit etkisinin aldığı kapalı denizlerde de, aynı etki oluşur. Erie gölünün (ABD) doğal periyodu bu değerden pek farklı değildir.
Okyanuslara açılan denizler, çoğunlukla okyanus gelgitlerinin etkisi altındadır. Sözgelimi, Atlas Okya-nusu'nun gelgitleri, İskoçya'nın kuzeyinden. Kuzey denizine ve Manş denizine doğru, denge gelgiti akışına ters yönde bir gelgit akışı yaratır. Dünyanın dönüşüne bağlı Koriolis Kuvveti de, gelgitin sağa doğru yer değiştirmesine neden olarak (Kuzey yarıkürede), suyun akışını etkiler. Gelgit kapalı bir denize doğru aktığı zaman bu kuvvet, gelgitin, denizde yüzeyin değişmez yükseklikte olduğu bir nokta çevresinde daireler çizmesine yolaçabilir. Sözgelimi, Kuzey denizinde bu amfidromik (yunanca «her iki akıntı, Rezonans, koylarda ve haliçlerde de oluşabilir. Koylarda ve haliçlerde, okyanus gelgitlerinin peryodik kuvveti, Nova Scotia'da Fundy koyunda olduğu gibi, 20 m yükseklikte bir gelgit olayına yolaçabilir. Haliçlerde sıradan bir gelgit bile, suyu, içine akan ırmağa doğru metrelerce yükseklikte bir su duvarı oluşturacak biçimde itebilir. Bu «oyuk Güneş de denizlerde bir gelgit kuvveti yaratır. Ama bu kuvvet, Ay'a bağlı olan kuvvetin yarısı oranında olduğu için, temel etkisi, Güneş ve Ay aynı doğrultu üstünde bulundukları zaman Ay'ın oluşturduğu gelgiti desteklemek (ilkbahar gelgitleri) ya da Güneş ve Ay birbirlerinden 90°'lik bir açıyla ayrıldıkları zaman gelgit yükseklik farkını azaltmak (15 günde bir ortaya çıkan gelgitler) biçiminde ortaya çıkar. Bu nedenle, her kavuşum ayı içinde, iki ilkbahar gelgiti, iki de 15 günlük gelgit vardır.
Gelgit Gücü
Fransa'da Rance ırmağı üstündeki bir barajda kurulan dünyanın gelgit gücüyle çalışan tek santralı, suyu barajda toplayabilmek için, gelgitin yanı sıra, çekilme zamanlarında artan elektriği de kullandığından, sınırlı çalışma süresi sorunundan uzaktır. Gelgit gücü üretiminin temel sorunu, suyun yüksekliğinin, normal bir hidroelektrik santraldakinden on kez daha az olmasıdır. Üretilen güç, su yüksekliği ile suyun akış hızının çarpımına eşit olduğundan, akış hızının çok yüksek olması, dolayısıyle de büyük ve pahalı türbinler gereklidir. Ama bu durumda bile, elde edilen enerji, öteki santrallarınkinden azdır ve gelgit gücü, bir ulusun enerji gereksinimine önemli katkıda bulunmakla birlikte, yalnızca küçük miktarda enerji sağlayabilir.
Gelgit Değirmenleri
Gelgit suyunu biriktirme amacıyla ırmak ağzına baraj yapma ilkesi, gelgit değirmenlerinde yüzyıllardır kullanılmaktadır. Yükselen suların, değirmenin üstünde bir su sarnıcına akmasına izin verilir ve yükselmenin hemen ardından, savak kapıları kapanır (bu bazen, dışa giden su akıntısından yararlanılarak, otomatik olarak yapılır). Birkaç saat sonra sular alçaldığında, içerde toplanmış olan su, değirmen çarkını harekete geçirmesi için serbest bırakılacaktır. Bu, gelgitin suya kazandırdığı normal hızın sağlayabileceğinden daha büyük bir güç üretir. Bazı çarklar, sarnıçtaki değişken su düzeyine de uyarlanabilir. Kabarma sırasında tuzlu su, ırmak halicinden çok yukarılara kadar ulaşamaz; ama kabarma, ırmak suyunun akıntısını, belli bir ölçüde tersine çevirir.
***
1. Nasıl Çalışır - Bilim, Teknoloji ve İcatlar Ansiklopedisi, Gelişim Yayınları, 3.Cilt, Sy: 895-899