Arama

Otto von Bismarck - Tek Mesaj #1

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Ekim 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Otto von Bismarck

Ad:  oto fon bismark1.jpg
Gösterim: 1621
Boyut:  37.5 KB

tam adı OTTO EDUARD LEOPOLD, BİSMARCK PRENSİ, BISMARCK- SCHÖNHAUSEN KONTU, LAUENBURG DÜKÜ
(d. 1 Nisan 1815, Schönhausen, Altmark, Prusya - ö. 30 Temmuz 1896, Friedrichsruh, Hamburg yakınları)
Alman İmparatorluğumun kurucusu ve 1871-90 arasında ilk şansölyesi, 1862-73 ve 1873-90 dönemlerinde Prusya başbakanı olan devlet adamı.

İçerde baskıcı ve tutucu bir yönetim kurmuş, askeri ve diplomatik girişimleriyle Prusya’nın Avrupa’daki konumunu ve güvenliğini güçlendiren bir ittifaklar sistemi oluşturmuştur.

Gençliği.


Babası Prusya ordusunda subaylık yapmış bir Junker, annesi ise unvansız bir yüksek memurun kızıydı. Bismarck, okul çağma geldiğinde annesi ile birlikte Berlin’e yerleşti. Göttingen ve Berlin üniversitelerinde pek parlak geçmeyen hukuk öğreniminin ardından Prusya ordusuna girdi, Aachen’de adli kâtipliğe atandı. Disiplinsiz davranışları yüzünden üstlerince paylanmaya katlanamadığı için, bir yıl sonra ordudan ayrılarak kötüye giden aile yatırımlarının başına geçti. Annesinin etkisiyle Yaradancı olarak yetişmişti; bu yüzden Hıristiyanlığa karşı ilgisizdi. Ama bu yıllarda ilişkiye girdiği Pietist çevreden bir kızla evlenebilmek için koyu bir dindarlığa yöneldi.

1847’de yarı temsili bir organ olan Birleşik Meclis’e (Vereinigter Landtag) girdi. Burada mutlakıyetçiliğin ve reaksiyoner kesimin sözcüsü olarak sivrildi. Almanya’yı saran 1848 Devrimi’ni bastırmak için askeri önlemlere başvurulmasını savundu. Bu yüzden ne Frankfurt Ulusal Meclisi’ne, ne Berlin’de toplanan ilk Prusya Parlamentosu’na seçilebildi. Ordunun Berlin’i işgal etmesinden sonra, Prusya kralı IV. Friedrich’in ilan ettiği ve daha monarşist eğilimler taşıyan anayasa çerçevesinde oluşturulan İkinci Meclis’te yer aldı. Avusturya-Prusya işbirliğinden yana olduğu için, Friedrich’in prenslerle işbirliği yaparak Kuzey Almanya’nın öncülüğünü ele geçirme girişimine karşı çıktı. Prusya’nın, Alman Federasyonumun yeniden düzenlenmesini kabul etmesi üzerine, 1851’de temsilci olarak Federal Meclis’e (Bundestag) gönderildi.

Rusya ile Prusya’nın yardımı olmaksızın devrimle başedebileceğine inanan Avusturya’nın tepeden bakan tutumu, Bismarck’m görüşlerinde köklü bir değişikliğe yol açtı. Prusya’nın çıkarlarını temel alan gerçekçi bir siyaset benimsemesi ve Almanya’nın birliğinin sağlanmasında öncülüğü ele geçirmek için Avusturya’ya karşı dış güçlerle de ittifak kurması gerektiği sonucuna vardı. Kırım Savaşı ve Balkanlar konusunda Avusturya’nın desteklenmesine karşı çıktı. Bu sırada Friedrich’in delirmesi üzerine Wilhelm’in naipliği üstlenmesiyle Prusya’da yeniden liberal bir hava esmeye başlamıştı. Gerici çizgisiyle tanınan Bismarck, 1859’da Frankfurt’tan çağrıldı ve büyükelçi olarak Petersburg’a gönderildi.

Ocak 1861’de kardeşinin ölümü üzerine tahta çıkan I. Wilhelm, Landwehr adı verilen milisleri ortadan kaldırmak ve orduyu güçlendirmek için askeri ödeneklerin artırılmasını istedi. Liberallerin çoğunlukta olduğu Prusya Parlamentosu yalnızca bir yıllık artışı onayladı ve askerlik hizmeti süresinin indirilmesi yönünde bir tutum takındı. Alman İlerici Partisi adı altında örgütlenen liberaller, Kasım 1861 seçimlerinden daha da güçlenerek çıktı. Bu gelişmeler karşısında, Muhafazakârların başbakanlığa getirilmesini istediği Bismarck Mart 1862’de ülkeye çağrıldı. Wilhelm, Bismarck’ın Fransa ile ittifak düşüncesini ve Alman prensliklerini ortadan kaldırma tasarısını benimsemediğinden, onu bu kez Paris büyükelçiliğine atadı.

Başbakanlık dönemi


Askeri ödenekler konusundaki anlaşmazlığın bir bunalıma dönüşmesi, Wilhelm’i Bismarck’ın başbakanlığını kabul etmeye yöneltti. 22 Eylül 1862’de göreve başlayan Bismarck, bütçenin alt ve üst meclisler ile kralca onaylanması gerektiğine ilişkin anayasa hükmünün bir “boşluk” bıraktığını öne sürerek, anlaşma sağlanana değin hükümetin vergi toplayıp harcama yapabileceği gerekçesiyle ordu için istenen ödenekleri çıkarttı. Mecliste yaptığı ilk konuşmada büyük sorunların “kan ve demir” ile çözülebileceğini belirterek meclisi ikinci plana atan bir politika izlemeye başladı. Liberal çoğunluğun uzlaşma önerilerini sürekli geri çevirdi.

Avusturya’nın Frankfurt’ta bir temsilciler konferansı toplanması önerisi karşısında, doğrudan seçimle bir “Alman parlamentosu oluşturulması görüşünü ortaya attı. Bu gergin hava Federal Meclis’in Avusturya önerisini reddetmesiyle yatışır gibi oldu. Bismarck, 1863 başlarında Polonya’da patlak veren ayaklanmaya karşı Rusya’yı destekleyerek, dış politikadaki yönelimini belli etti. Wilhelm’in Frankfurt’taki Alman prensleri toplantısına katılmaması için bütün ağırlığını koydu, Avusturya’nın birleşme yönündeki bu önemli girişimini de boşa çıkardı. Bu arada Fransa ile ticari bir anlaşma imzaladı, bu anlaşmanın Prusya denetimindeki Gümrük Birliği (Zollverein) için de geçerli olmasını sağladı. Böylece Avusturya’yı ekonomik bakımdan Almanya’dan koparan önemli bir adım attı.

Nüfusunun büyük bölümü Almanlardan oluşan, Danimarka’ya bağlı Schleswig ve Holstein düklükleri sorunu bu sırada yeniden gündeme geldi. Bismarck, Ocak 1864’te Danimarka ile savaşmak üzere Avusturya ile ittifak anlaşması imzaladı. Savaştan yenik çıkan Danimarka, bu düklükleri Prusya ve Avusturya’nın ortak yönetimine bıraktı. Almanya ile Avusturya arasında Alman önderliği konusunda süregiden rekabet, Holstein’ın Avusturya’ya, Schieswig’in de Prusya’ya verilmesini öngören Gastein Antlaşması ile (1865) yeni bir uzlaşmaya bağlandı. Bismarck, III. Napoleon ile yürüttüğü görüşmeler sonunda Fransa’yı tarafsızlaştırdıktan sonra, Venedik karşılığında da İtalya’nın desteğini kazandı. Avusturya, Haziran 1866’da düklükler sorununu Federal Meclis’e getirince, Bismarck da Holstein’ı işgal ederek Alman Konfederasyonu’nun sona erdiğini açıkladı.

Bohemya’ya giren Prusya ordusu Avusturya ordusunu Königgrâtz’ın kuzeybatısındaki Sadowa’da kesin bir yenilgiye uğrattı. Bazı topraklarını alarak Avusturya’ya ders verme yönündeki isteklere karşı duran Bismarck, Avusturya’yı Almanya’dan bütünüyle dışlayan bir antlaşmayla yetindi. Main Irmağının kuzeyindeki devletler savaşta Prusya’ya karşı cephe almıştı; Saksonya dışında bu devletlerin tümü ilhak edildi. Öteki devletler ise Prusya’nın denetiminde yeni bir federasyon altında birleştirildi. Halkın seçtiği parlamentonun (Reichstag) yanı sıra, devletlerin atadığı temsilcilerden oluşan bir Federal Konsey (Bundesrat) kuruldu. Bu arada seçimlerden zayıflayarak çıkmış olan İlerici Parti’nin bölünmesinden yararlanan Bismarck, çoğunluğun oluşturduğu Ulusal Liberal Parti’nin desteğini kazanmayı başardı.

1866’dan sonra Bismarck’ın dış politikasının odağı Güney Almanya devletleri oldu. Önceleri Fransa ve Avusturya’nın müdahalelerine karşı bu devletlerde liberalizmin güçlü olmasına güvenen Bismarck, Prusya aleyhtarı Katolik dincilerin giderek Liberallere ağır basması üzerine bir ikilemle karşı karşıya geldi. Birleşme önerisiyle güneyli Liberallerin harekete geçmesi bütün Almanya’da liberalizmin güçlenmesi sonucunu verecekti. Hiçbir şey yapmaması durumunda ise, Avusturya ve hatta Fransa birliklerinin Main hattına dayanması kaçınılmazdı. Bismarck Prusya monarşisinin saygınlığını artırarak birleşme için gerekli zemini hazırlama yolunu seçti. Bu amaçla Hohenzollern hanedanını, kendisine sunulacak boş tahtları kabul etmeye yöneltti. Temmuz 1870’te Leopold’u İspanya tahtına oturtma girişimi Fransa’nın büyük tepkisine yol açtı. Bismarck’m olayları tırmandırmasına Fransa savaş açarak yanıt verdi. Güney Almanya devletlerinin de Prusya’nın yanında yer aldığı savaş sonunda, Fransa toprak kaybının yanı sıra yüklü bir tazminat ödemek zorunda kaldı. Bismarck bu elverişli koşullarda güneydeki Alman prenslerini bazı ödünler ve rüşvet karşılığında elde ederek, sonunda Almanya’nın birliğini gerçekleştirdi. Wilhelm Alman imparatoru olarak taç giydi.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 30 Temmuz 2016 01:40