Arama


acun_239 - avatarı
acun_239
Ziyaretçi
8 Nisan 2012       Mesaj #4
acun_239 - avatarı
Ziyaretçi
Denemede konu özgürce seçilir.
İnsanı ve toplumu ilgilendiren her şey (yaşama, ölüm, aşk, sanat, felsefe, din, ahlâk, töre, bilim, siyaset vb.) denemenin konusu olabilir.
Deneme yazarı kendisiyle konuşur gibi yazar.
Dili doğru ve güzel kullanır.
Düşünce ufku geniş ve kendine özgü bilgi birikimine sahiptir.
Kendi duygularının dışında başkalarının düşüncelerine de saygı duyar.
Denemeci ele aldığı konuyu içtenlikle anlatır.
Denemeci, bayağı bir anlatıma inmeden terim ve felsefi kavramların ağırlığından uzak bir üslubu tercih eder.
Denemeci, denemenin sonunda kesin bir yargıya, bir sonuca varmak amacında değildir.
Deneme, herhangi bir konuda düşündürücü, öğretici, inandırıcı ve ûfûk açıcıdır.
Deneme rahat okunan bir düşünce yazısıdır.
Denemecinin öne sürülen her düşünce ya da savı doğrulama, kanıtlama gibi bir kaygısı yoktur. Deneme, makale ve eleştiriden bu yönüyle ayrılır.
Deneme yazarı birçok kaynaktan beslenir: Felsefî, sosyolojik, tarihî tema ve olay*ların yanında bilimsel veriler ve ünlü kişilerin özdeyişleri olabilir. Yine de denemeci seçtiği konuyu farklı bir yaklaşımla işler. Deneme türünün en eski örneklerini “deneme” terimi daha kullanılmadan önce Eski Yunan ve Latin edebiyatlarında görmekteyiz: Bunlar; Epiktetos’un (Epiktetos) S ohbetler, Eflâtun’un (Eflâtun) Kimi Diyaloglar, Cicero’nun (Çiçero) Kimi Eserleri’dir.
Deneme türünün tarihsel gelişimi nasıl olmuştur?
Deneme türü özellikle Aydınlanma Çağında (Rönesans) önemli bir gelişme göstermiş, daha sonra özellikle Romantizm akımından (19. yüzyıl) bu yana yaygınlaşarak çağdaş edebiyatın en önemli türlerinden biri hâline gelmiştir.
Fransız edebiyatında bu türün kurucusu olan Montaigne, İngiliz edebiyatında Bacon (Beykın) önemli deneme yazarlarıdır.
Deneme türüne özellikle Cumhuriyet Döneminde yakın ilgi gösterilmiştir.