Arama

Anayasa Mahkemesi - Tek Mesaj #1

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
21 Ekim 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi

anayasa mahkemesi

Ad:  aym.JPG
Gösterim: 313
Boyut:  32.4 KB

yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemekle görevli en yüksek yargı organı.

Başka mahkemelerden farklı olarak, yalnızca yargı hak ve yetkisini kullanan bir organ değil, aynı zamanda anayasayı ve anayasal düzeni, temel hak ve özgürlükleri koruyan bir organdır.

Anayasanın özel bir yargı organı eliyle korunması Avrupa’da 19. yüzyılın ortalarına değin uzanmaktadır. Almanya’da ortaçağın sonunda kurulan İmparatorluk Mahkemesi, geleneksel anayasa kurallarını egemen kılma görevini üstlenmişti. 1849’da kabul edilen, ama yürürlüğe konmayan Frankfurt Anayasası’nın öngördüğü Devlet Mahkemesi (Reichsgericht) ön planda anayasa mahkemesi görevini yapacaktı. Avusturya’da anayasa yargısının köklerine 21 Aralık 1867 Anayasası’nda rastlanır. Avus- turya-Macaristan İmparatorluğu’nda da İmparatorluk Mahkemesi’ne anayasa yargısı görevi verilmişti. ABD’de anayasa yargısının tarihi daha da gerilere, ABD Yüksek Mahkemesi’nin 1803 tarihli Marbury - Madison Davası’nda bir yasanın anayasaya aykırılığından ötürü dava konusu uyuşmazlıkta uygulanmaması gerektiği yolundaki kararına kadar uzanır.

Latin Amerika ülkeleri de ABD örneğinden etkilendi. 1860 tarihli Arjantin Anayasası (m. 100), 1891 tarihli Brezilya Anayasası (m. 59) ve 1857 tarihli Meksika Anayasası (m. 101) yüksek mahkemelerine anayasaya uygunluk denetimi yapma yetkisi verdi.
Anayasa yargısı, ancak 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Batı demokrasilerinde beliren çağdaş hukuk devleti anlayışının ürünü olarak bugünkü anlamına kavuştu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan bazı anayasalar özel bir anayasa mahkemesi kurma yoluna giderken, bazıları da öteki mahkemelere anayasaya uygunluğu denetleme görevi verdi. Örneğin 1920 Avusturya Anayasası (m. 137-148) ve 1920 Çekoslovakya Anayasası özel birer Anayasa Mahkemesi kurdu. 1931 İspanya, 1932 Romanya, 1927 Yunanistan ve 1933 Portekiz anayasaları ise öteki mahkemelerin anayasaya uygunluk denetimi yapmasını kabul etti.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra ise anayasa yargısının bağımsızlaşma süreci hızlandı. 1949 Bonn Temel Yasası’nın (AFC Anayasası) 93. maddesinin öngördüğü Federal Anayasa Mahkemesi 12 Mart 1951 tarihli yasayla kuruldu. 1947 İtalyan Anayasası’ mn öngördüp (m. 134-137) anayasa mahkemesi ise ancak 1956’da kurulabildi. Bunu 1958 Fransız Anayasası’nm öngördüğü ve 1959’da kurulan Anayasa Konseyi (Conseil Constitutionel) izledi. İsviçre Anayasası’nın 113. maddesinde 1964’te yapılan bir değişiklikle Federal Mahkeme’ye anayasa şikâyeti) yoluyla yapılan bireysel başvurular hakkında karar verme yetkisi tanındı. 1963 Yugoslavya Anayasası’yla (m. 241-251) kurulan ve 1964’te çalışmaya başlayan Anayasa Mahkemesi’ne ilişkin hükümler 21 Şubat 1974 Anayasası’nda da (m. 375-396) korundu.

1961 T.C. Anayasası’nın 145. maddesiyle Türk hukuk sistemine ilk kez, Anayasa Mahkemesi eliyle yapılacak bağımsız bir anayasaya uygunluk denetimi mekanizması kazandırıldı. Ispanya’da 1978 Anayasası’na (m. 159-165) dayanılarak çıkarılan 3 Ekim 1979 tarihli organik yasayla, Portekiz’de ise 1976 Anayasası’nda 3 Eylül 1982’de yapılan yeni düzenlemeye dayanılarak çıkarılan 15 Kasım 1982 tarihli organik yasayla birer Anayasa Mahkemesi kuruldu.

Anayasa mahkemelerinin oluşumu bazı Batı ülkelerinde benzer bir süreç izlemiştir. Almanya, İtalya ve Avusturya gibi 1930’larda diktatörlük rejimlerinin görüldüğü ülkelerde bu süreç, II. Dünya Savaşı’ndan sonra çok kapsamlı bir biçimde ortaya çıkmıştır. Fransa’da ise 1958 Anayasası’yla kurulan V. Cumhuriyette, parlamentonun mutlak egemenliğine ilişkin geleneksel görüş terk edilerek yasaların anayasaya uygunluğunu “ön-denetim” yöntemiyle inceleyecek olan Anayasa Konseyi kurulmuştur. Bunun bir Anayasa Mahkemesi niteliğinde olup olmadığı uzun süre öğretide tartışılmış ama sonunda, bu kuruluşun bir siyasal organ olmadığı konusunda görüş birliğine varılmıştır.

Fransız Anayasa Konseyi, üyelerinin seçiliş biçimi (9 üyeden 3’ü cumhurbaşkanınca, 3’ü milli meclis başkanınca, 3’ü de senato başkanınca seçilir) ve yetkilerinin kısıtlılığından ötürü, önceleri siyasal iktidara bağımlılık kuşkusu altında çahşmak zorunda kalmıştı. Ama 16 Temmuz 1971 tarihli kararıyla, hükümetin siyasal etkisini artırabilmek bakımından çok önemli gördüğü, derneklerle ilgili bir yasa tasarısını ön-denetimde anayasaya aykırı bulması, bu izlenimleri sildiği gibi ona yüksek mahkemenin sahip olması gereken saygınlığı da kazandırdı. Anayasa yargısı sürecinin diktatörlüklerin ortadan kalkmasıyla hız kazandığı kuralını doğrulayan örneklerden biri 1978’de kurulan Ispanya Anayasa Mahkemesi, öteki de 1982’de kurulan Portekiz Anayasa Mahkemesi’dir. Avrupa’da bu kuralın tek istisnası Yunanistan olmuştur.

1967’lerin başında bir askeri darbeyle sivil iktidarın devrildiği bu ülkede askeri yönetimin başı Georgios Papadopoulos Eylül 1973’te yayımladığı bir yasayla bir anayasa mahkemesi (syntagmatikon dikastirion) kurarak bunun üyeliklerine de rejime sadık kişilerin atanmasını sağlamıştı. Oldukça geniş yetkileri olan bu mahkeme, General Gizikis’in Papadopoulos’u 1973 sonunda iktidardan uzaklaştırmasını izleyen günlerde kaldırıldı ve daha sonra demokratik rejime geçilmesine karşın bir daha kurulmadı.

Avrupa’daki anayasa mahkemelerinin üye sayısı 9 ile 16 arasında değişir. Mahkemeler en azından önemli sorunların görüşülmesinde üyelerin tümüyle toplanır. Yalnız İspanya ve Portekiz, AFC örneğini izleyerek anayasa mahkemesinin dairelere ayrılmasını kabul etmiştir. Türkiye Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden oluşur ve en az on üyeyle toplanabilir. Üyelerin seçimi konusunda çeşitli yöntemler kabul edilmiştir. Bazı ülkelerde (Almanya, İtalya ve Yugoslavya) üyeleri parlamento seçer. Bazılarındaysa karma seçim usulü öngörülmüştür. Bunlardan bazısında üyelerin bir bölümünün cumhurbaşkanınca, geri kalanın da yargı organlarının içinden seçilmesi öngörülmüştür. İspanya ve Portekiz’de üyelerin bir bölümünü parlamento, geri kalanını da yargı organları kendi içlerinden seçer. Avusturya’da tüm üyeleri, hükümet ve parlamentonun ayrı ayrı önerdiği kişiler arasından cumhurbaşkanı seçer; başbakan da bu seçim kararını imzalar. Türkiye’de de tüm üyeleri cumhurbaşkanı seçer.

Almanya’da Federal Anayasa Mahkemesi en geniş görev ve yetki alamna sahiptir. Bu mahkeme anayasaya uygunluk denetiminin yanında anayasa yaptırımı olarak parti kapatmaya ve kişilerin temel haklarının düşmesine karar vermekte, devlet başkanım ve federal yargıçları yargılayabilmekte, temel hakların korunmasına yönelik anayasa şikâyetlerini inceleyebilmekte ve devlet başkanmm, federal hükümetin ya da parlamentoyu oluşturan meclislerden birinin istemi üzerine görüş bildirebilmektedir (danışma kararı).

Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi ise yasaların, meclis iç tüzüklerinin ve kanun hükmünde kararnamelerin anayasaya uygunluğunun denetiminden başka, siyasi partilerin kapatılması konusunda da yetkili kılınmıştır. Ayrıca yüce divan sıfatıyla cumhurbaşkanını, bakanlar kurulu üyelerini, yüksek mahkemelerin başkan, üye ve başsavcılarını, Cumhuriyet başsavcı vekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlarından ötürü yargılaması kabul edilmişse de danışma görevi yoktur. Anayasa şikâyeti yoluyla bireylerin Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaları da kabul edilmemiştir. Avrupa’daki anayasa mahkemeleri arasında görev alanı en dar olanı Fransız Anayasa Konseyi’dir. Bu mahkeme, organik ve adi yasalara ilişkin tasarılarla uluslararası antlaşmaların anayasaya uygunluğunu denetler ve bir yasanın düzenlediği alanın yasama ya da yürütme organının yetkisine girdiği konusunda karar verir.

Bütün anayasa mahkemeleri anayasayı korur ve onun üstünlüğünü sağlar; anayasa ve yasaları yorumlayarak bunların günün koşullarına uygun, gelişmeye açık bir nitelik ve anlam kazanmasına yardım eder.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 23 Şubat 2017 04:38