Arama


buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
20 Temmuz 2012       Mesaj #3
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kapitalizm
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Üretim araçlarının özel mülkiyetin elinde olduğu iktisadî sistem. Özel mülkiyet, kişilere ve kuruluşlara ait olabilir. İşçiler belli bir ücret karşılığı bu üretim araçlarının işlemesini ve üretimi sağlarlar. Kapitalizm, serbest girişimciliğe ve piyasa koşullarına dayalıdır. İktisadî ilişkiler (pazar ve piyasa) kapitalizmin izleyeceği yöntemi ve siyaseti belirler. Kâr ve kazanç, özel mülkiyet, kapitalizmin en belirgin nitelikleridir. Paranın ve kredinin de kısıtlayıcı koşullar altında olmaması ve oldukça serbest dolaşım sağlanması gerekir. Kapitalizm kendinden bir önceki toplum düzeni olan feodalizmden doğup gelişmiştir. Orta Çağ Avrupa feodal toplumlarında prens, dük, kont, lord vb. feodal bey topraklarına bağlı köylü-serf topluluklarının yanında zanaat ve ticaretle uğraşan ve bu feodal beylerin türlü gereksinimlerini karşılayan meslek sahipleri de vardı. Bu zanaat ve ticaret sahipleri kendi aralarında loncalar biçiminde örgütlüydüler. Zamanla bu meslekler gelişti, uğraşanları çoğaldı ve bunların evleri ile işyerlerinin bulunduğu kasabalar, giderek kentler oluştu. Kentlere Avrupa dillerinde "burg", buralarda oturan, çalışan meslek ve ticaret adamlarına da "burg'lu (kentli)" anlamında "burjuva" deniyordu. Değişen tarihî koşullar içinde işsiz kalan şövalyeler, toprağı elinden alınan köylüler, bey topraklarından sürülen serfler sürekli bir işsizler kalabalığı biçiminde kırlardan kentlere akıyordu. Öte yandan mal değişimi biçiminde bir alışveriş yoluyla gereksinimlerini karşılayan feodaller, kentlerden sağlayacakları tüketim malları için paraya gereksinme duyuyorlardı. Böylece para, vazgeçilmez bir kurum hâline geldi. Doğu ülkeleri ile ticaret önce Haçlı Seferleri'yle, sonra Afrika (Ümit Burnu) ve Amerika deniz yollarının bulunmasıyla canlandı, tüccarlar zenginleşti. Serflerin ürettiği tarım ürünlerini yeterince paraya çeviremeyen feodal aileleri de sarraflardan borç para alarak onları bankerleştirdiler. Böylece kentler büyüdü, zanaat sahipleri, tüccarlar, sarraf ve bankerler zenginleşti, burjuva sınıfı güçlendi. Rönesans, Almanya'da reform ve köylü isyanları, Fransa'da "aydınlanma" hareketi gibi ilerlemeler bir aydınlar katmanı yarattı. Aydınlar da burjuva sınıfının felsefî, siyasal ideolojisini, sanat ve estetiğini oluşturdular. 18. yüzyıla gelindiğinde burjuvazi batı toplumlarının en güçlü sınıfı durumuna geçmişti. Feodalite hızla çöküyor, yeni sınıf burjuvazi hızla yükseliyordu. 18. yüzyıl sonlarına doğru önce Fransa'da kanlı bir devrimle (1789), sonra da öteki Avrupa ülkelerinde türlü biçimlerde burjuvazi, öteki halk yığınlarını da ardına takarak feodaliteyi yıktı, yerine kendi düzenini (kapitalizm) getirdi. Sanayi devrimini yaptı ve 19. yüzyıl boyunca yükselmesini sürdürerek bütün dünyaya egemen oldu. Bu süre içinde kapitalizm dünyanın en ileri devrimci atılımlarını yaptı, tarihî gidişe ileri bir yön verdi; demokrasiyi getirdi, teknolojinin gelişmesini sağladı. Manifaktür (atölye işletmeciliği) ve özgür rekabet (arz ve talep) aşamalarından geçerek yüzyılımızın başlarında tekelci aşamasına erişti.
In science we trust.