Arama

İnsan Nedir? - Tek Mesaj #2

Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
24 Temmuz 2012       Mesaj #2
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
İnsan

Dar anlamda bilinçli ve toplumsal varlık. Geniş anlamda memelilerde, iki eli olan ve iki ayak üstünde yürüyen, araç kullanan, üreten, konuşma ve düşünme yeteneği olan bilinçli ve toplumsal varlık olarak tanımlanabilir. İnsan sözcüğü Arapçadır. Avrupa dillerindeki kökeni toprak anlamına gelen "khem" den kaynaklanır. Lâtinceye "humus" şeklinde geçen bu sözcük sonradan "homo" ve "hominis"e (insan) dönüşmüştür. Bazı dillerde insan terimi, düşünme edimini içinde taşır. Sanskritçedeki "manyete" ve Lâtincedeki "mens" terimlerinde böyledir. İnsan, memeli bir hayvan olarak memelilerin bütün özelliklerine sahiptir. Vücut yapısı ve iç organları öbür memeli hayvanlardan büyük farklılıklar göstermez. Yalnızca insana özgü özellikler ise, el, kol, bacak ve ayaklarının farklılaşmış yapısı, dik durması, iki ayak üstünde yürümesidir. İnsanı inceleyen bilime antropoloji, özellikle insanın kökenini inceleyen bilime de paleontoloji denir. Bulgular, insan türünün, ilk olarak insanımsılar şeklinde ve günümüzden 35 milyon yıl önce ortaya çıktığını göstermektedir. Bilinen en ilkel insan türü olan Afrika kökenli Australopithekus 2,5-3 milyon yıl önce üst Pliyosen'de yaşamıştır. Bu tür, insan özellikleri olduğu kadar maymun özellikleri de taşıyordu ve insanla maymun arasında bir geçit oluşturmaktaydı. Fosilleri Doğu Afrika'da bulunan "Homo habilis" ise günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce yaşadı. Kısa boyluydu, iki ayak üzerinde durabiliyordu. Ellerini kullanan ve alet yapabilen ilk insan budur. Daha sonra Pleistosen'de Pithekanthropus (Cava insanı) ve yakın türleri Sinnthropus (Pekin insanı), Atlanthropus (Kuzey Afrika insanı) ortaya çıktı. 600.000-200.000 yıl önce yaşamış bu insan tiplerini günümüzde, "Homo erektus" adı altında toplamak eğilimi yaygındır. "Homo erektus" da kendinden önceki türler gibi maymun özellikleri taşıyordu. Bu türlerin alt taş devri kültürünü oluşturdukları kabul edilmektedir. Bulunan bütün bu fosiller insansı maymunlardan insanlara geçişte Afrika'nın önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Günümüzden 160.000 yıl önce ise daha gelişmiş bir tür olan Neanderthal insanı ortaya çıkmıştır. Fosillerine birçok Avrupa mağaralarında, Asya ve Afrika'nın çeşitli bölgelerinde rastlanır. Bunlar, orta Yontmataş Devri kültürünü oluşturdular. Günümüz insanı "Homo sapiens"in ataları yaklaşık 40.000 yıl önce, buzul devrinin sonlarında ortaya çıktı. Günümüzdeki bir eğilim bunları 10.000 yıl önceye kadar yaşamış "Homo sapiens fossilis" ve günümüzde yaşamakta olan "Homo sapiens" altcinsleri olarak ayırma yönündedir. Homo sapiens fossilis'in Cilalıtaş Devri kültürünü oluşturduğu kabul edilmektedir. Bütün bu insan türlerinin ortak özelliği, dik yürümedir. Birbirlerinden ayrılmaları ise kafatası ve ağız-diş yapılarıyla olur. Bulunan bir fosilin insan cinsinden sayılıp sayılmaması için belirleyici özellikler ise kafatası hacminin (beyin boşluğu) 600 cm3ün üstünde olması, köpekdişlerinin öbür dişlerinden büyük ve dışa doğru çıkık olmaması, damaklarının içbükey olması ve düz olmaması, kalça kemiklerinin dik duruşu sağlayacak biçimde olması vb.dir. Dinsel inanışlara göre insan herhangi bir evrim geçirmemiş, tanrılar tarafından bugünkü şekliyle yaratılmıştır. Çeşitli dinsel inançlara göre insan, tanrının kölesi, parçası, yansıması ya da ölümlü bir tanrıdır. İslâm dininde insan "kul", Hristiyanlığa göre "koyun", Hindu dininde ise "iki ayaklı mülk"tür. İnsanın ortaya çıkışı çeşitli mitolojik öykülere de konu olmuştur (Pandora ve Âdem-Havva öyküleri gibi). Charles Darwin'in evrim kuramı ortaya çıkana dek insanın türeyişi, ağırlıkla bu açıklamaların etkisinde kaldı. Darwin evrim kuramıyla türlerin gelişimini ve doğal ayıklanmayı açıkladı, insanın türeyişini bilimsel bir temele dayandırdı. Evrim kuramından çok önce de başlamış olan "insan" kavramı üzerine tartışmalar bu kuramla birlikte "doğanın bir ürünü olarak insan" kavramına giderek, "hem etken hem edilgen insan" kavramına yöneldi. Sosyologlar, psikologlar, sosyal antropologlar "insanın özü" konusunda türlü tartışmalara giriştiler. Eskiden yalnızca ilahi bir varlık olarak ele alınan insan, artık bilimsel yöntemler kullanan tartışmaların konusudur. Ne var ki çağımızda da bu konudaki dinsel görüş ile bilimsel kuramları bağdaştırma olanağı yoktur.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi