Erzurum Kongresi
Erzurum Kongresi,7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum'da toplanan kurultaydır. Kongreye çoğunluğu işgal altındaki 5 doğu ili Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van'dan gelen 62 delege katılmış; 2 hafta süren kongrede alınan kararlar Kurtuluş Mücadelesi'nde izlenen çizgide önemli ölçüde belirleyici olmuştur.
Bu kongreyi Atatürk düzenlememiştir.Erzurum kongresi bölgesel bir kongre olmasına rağman tüm ulusu etkileyecek kararlar alınmıştır.
Kongreyi geçici başkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmış; yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal Paşa kongre başkanlığına getirilmiştir.
Aslında 10 Temmuz'da başlaması öngörüldü. Fakat delegelerin bir bölümünün gelememesinden ötürü 23 Temmuz'a ertelendi.
Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar:
- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür ayrılık kabul edilemez;
- İşgal ve müdahaleler sonucu Osmanlı Devletinin dağılması halinde millet
- Tek vücut olarak yurdunu savunacaktır;
- Vatanın bağımsızlığını korumaya İstanbul Hükümeti’nin gücü yetmediği takdirde, geçici bir hükümet kurulacaktır;
- Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir;
- Kongre toplantıda değilse bunu Heyeti Temsilciye üstlenecektir;
- Kuvayı Miliyeyi etken ve milli iradeyi hakim kılmak esastır;
- Hıristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez;
- Manda ve himaye kabul edilemez;
- Milli Meclis’in hemen toplanmasını ve hükümet islerinin meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacak
Erzurum Kongresinin Önemi
Bu kongrede yeni bir devletin kurulması düşüncesi belirtilmiştir. Kongre, ayrıca Doğu Anadolu bölgesindeki, ‘ulusal hakları savunma örgütlerini’ de birleştirmiştir. Erzurum Kongresi daha sonraki kongreye ışık tutmuş ve ana ilkeleri saptayarak yaygınlaştırılmış, ulusal birlik yolunda atılan önemli bir adım olmuştur. Ulusal egemenliğimizin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine ilk kez burada karar verilmiştir. Erzurum Kongresi, bölgesel bir kongre olmasına karşın alınan kararlar ülkenin tümüne yönelikti. Bu da kongrenin önemini arttırmıştır.Bu hareketin tabandan geldiğini göremeyen ve onu sadece birkaç subayın işinden ibaret sayıp dağıtılabilirse başkaldırının sona ereceğini sanan İstanbul Hükümeti bir bildiri yayımlayarak kongreye katılanların tutuklanmasını istedi.Ne var ki İstanbul Hükümeti bu emri yerine getirecek bir makam bulamadı.
Yabancı devlet temsilcileri de kongreyi, kısa ömürlü ve cılız bir başkaldırma hareketi olarak değerlendirdiklerinden fazla önemsemediler.Bu sıralarda Batı Anadolu’daki dernekler de birleşme yoluna gitmişlerdi. Balıkesir (26-30 Temmuz), Alaşehir (16-25 Ağustos) Kongreleri toplanmış ve Amasya Genelgesinde yazılı esasların uygulanması kabul edilmiştir.