Arama

Erzurum Kongresi

Güncelleme: 20 Temmuz 2016 Gösterim: 36.895 Cevap: 5
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
20 Şubat 2007       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi

Erzurum Kongresi


Türk Kurtuluş Savaşı’nı tek merkezden yönetme amacına yönelik, ilk ulusal kongre (23 Temmuz-7 Ağustos 1919).
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  Erzurum Kongresi1.jpg
Gösterim: 3008
Boyut:  72.2 KB

19 Mayıs 1919’da ordu müfettişliği unvanıyla Samsun’a giden Mustafa Kemal (Atatürk), Amasya’ya geçerek “ulusal bir kongre toplanması” çağrısını içeren Amasya Tamimi’ni yayımladıktan sonra, 3 Temmuz’da Erzurum’a vardı. Ama Anadolu’da giriştiği örgütlenme çabaları İstanbul’da büyük tepki yarattığından, haziran sonunda İstanbul Hükümeti’nce görevine son verildi. Bu sırada Vilayat-ı Şarkiye Müdafaai Hukukı Milliye Cemiyeti’nin Erzurum Şubesi, bir süre önce yaptığı vilayet kongresinde bölge çapında genel bir kongre toplamanın zorunlu olduğu kararma varmıştı. Örgüt, kongre öncesinde Mustafa Kemal’i Erzurum Şubesi başkanlığına, Hüseyin Rauf Bey’i de (Orbay) ikinci başkanlığa getirdi.

Erzurum Kongresi, 23 Temmuz 1919’da Erzurum, Sivas, Bitlis, Van ve Trabzon’dan gelen 56 delegenin katılmasıyla toplandı. Mustafa Kemal ile Hüseyin Rauf Bey, istifa eden iki delegenin yerine seçilerek kongreye katıldı. Kurtuluş Savaşı’nın temel aşamalarından birini oluşturan ve 7 Ağustos’a değin çalışmalarını sürdüren Erzurum Kongresinde başlıca şu kararlar alındı: Bağımsızlık, ancak ulusal güçleri harekete geçirerek ve ulusal iradeyi egemen kılarak sağlanabilir. İstanbul hükümetleri de “ulusal irade”nin denetimine girmeli, bu amaçla Heyeti Mebusan bir an önce toplanmalıdır.

Asıl amaç, Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı tarihteki (30 Ekim 1918) sınırlar içinde vatanın bütünlüğünü sağlamaktır. Ulusal hakları savunmak için kurulan örgütler tek bir düzen altında ve işbirliği içinde çalışmalıdır. İtilaf Devletlerinin Doğu Anadolu’yu ülke bütününden ayırmak amacıyla işgale kalkışmaları ve İstanbul hükümetlerinin de buna direnmemeleri durumunda, Doğu Anadolu’da hemen geçici bir yönetim oluşturulacaktır.
Kongre, çalışmalarının sonunda Heyeti Temsiliye adı altında bir yürütme organı seçti ve başkanlığına Mustafa Kemal’i getirdi.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 17:48
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Erzurum kongresi


Birinci Dünya savaşı'ndan sonra Anadolu’ya yönelen sal dırılara karşı ulusal direnişi örgütleyen iki büyük kongreden birincisi (23 temmuz -17 ağustos 1919).
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  Erzurum Kongresi2.jpg
Gösterim: 1422
Boyut:  28.9 KB

Kongre, Vilayatı şarkiye müdafaayı hukuku milliye cemiyeti'nin Erzurum şubesi tarafından düzenlendi. Erzurum şubesi daha önce il çapında bir kongre toplamış, bölgeyi ne pahasına olursa olsun savunma kararı almış, halkı silahlandırmaya başlamıştı Bölgenin, savaşı kazanan devletlerce, Ermeniler'e verileceğini haber alan Erzurumlular, sınırda toplanan ermeni birliklerine karşı savunma kararı aldılar. Bundan sonraki aşama bütün doğu illerinin örgütlenmesi olacaktı. Bu amaçla temmuz 1919’da çalışmalar başladı.

Misakı milli sınırları içinde özgür bir Türkiye kurmak için milli mücadeleyi örgütlemek ve halkın desteğine dayanan bir ulusal ordu oluşturmak amacıyla 19 mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa da Erzurum'daki gelişmeyi ilgiyle izliyordu. Amasya'da, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Rauf (Orbay) Bey ve Refet (Bele) Paşa'yla birlikte, ulasal bir kongrenig.

Sivas'ta toplanmasına karar vermişlerdi. Erzurum kongresi'nin de toplanmasına önayak olan kolordu komutanı Karabekir Paşa nın çağrısı üzerine Erzurum'a geldi (3 temmuz). Mustafa Kemal'in burada kendisini ordu müfettişliğine atayan istarv bul hükümeti ile ilişkileri kopmuş, görevden alınmıştı (8 temmuz). Mustafa Kemal Paşa hiçbir resmi görevi olmadan mücadeleyi millet içinde, milletin bir ferdi gibi sürdüreceğini bütün Anadolu’ya duyurdu. Bu durumda, en kısa sürede, halkın desteğini sağlaması gerekiyordu. Halk tarafından örgütlenen bir kongrede başkan seçilmek, başlayacağı ulasal mücadelenin yaygınlaşması, etkinlik kazanması için gerekliydi.

Erzurum delegelerinden Cevat (Dursunoğlu) ve Kâzım (Yurdalan) beyler delegelikten .ayrılarak yerlerini Mustafa Kemal Paşa ve Rauf (Orbay) Bey'e bıraktılar. Sonra onlar da Pasinler ve Tortum delegeleri olarak kongreye katıldılar. 23'ü Erzurum'dan seçilen ve Bitlis, Van, Sivas, Trabzon'dan gelen, toplam 54 temsilciyle, kongre toplandı. Elazığ delegelerinin katılmasını vali Alı Galip Bey önlemişti Diyarbakır ve Mardin delegelerinin gönde rilmesi de engellendi. Kars'ı temsılen Kağızman’dan Ali Rıza (Ataman) ve Sarıkamış'tan Fahrettin (Erdoğan) beyler, resmen seçilmedikleri halde kongreye katıldılar Mustafa Kemal Paşa oybirliğiyle kongre başkanı seçildi.

On dört gun süren kongrede şu kararlar alındı:


  1. ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz;
  2. her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve osmanlı hükümetinin çökmesi durumunda millet birleşerek müdafaa ve mukavemet edecektir;
  3. vatanın ve bağımsızlığın korunma ve teminini merkezi hükümet (İstanbul hükümeti) sağlayamazsa bir geçici hükümet kurulacaktır;
  4. Kuvayı milliye'yi istemek ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır;
  5. hıristıyanlara, siyasi hâkimiyeti ve sosyal düzeni bozacak ayrıcalıklar verilemez,
  6. manda ve himaye kabul olunamaz;
  7. Milli meclis'm derhal toplanması ve hükümetin işlerinin meclis denetimi altına girmesi için çalışılacaktır Kongre, dağılmadan önce bütün D Anadolu’yu temsil edecek bir temsilciler kurulu seçti.
24 temmuzda Erzurum valiliğine bildirilen kuruldaki üyeler şunlar dı Mustafa Kemal Paşa (eski ordu müfettişi, askerlikten emekli), Rauf Bey (eski bahriye nazırı), Raıf Efendi (Erzurum eski milletvekili), izzet Bey (Trabzon eski milletvekili), Servet Bey (Trabzon eski milletvekili), Şeyh Fevzi Efendi (Nakşi şeyhi), BeKir Sami (Kunduh) Bey (Beyrut eski valisi), Sadullah Efendi (Bitlis eski milletvekili), Hacı Musa Efendi (Mutki aşireti reisi). Bu kurul birlikte çalışamadı, izzet, Servet ve Hacı Musa beylerle Sadullah Efendi hiçbir toplantıya katılmadılar. Mustafa Kemal Paşa, Rauf ve Bekir Sami beyler, Raif ve Şeyh Fevzi efendiler Temsilciler kurulu üyesi olarak Sivas kongresi’ne de katıldılar. İstanbul hükümetinin tepkisi, bu gibi toplantıları yasaklamak oldu.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 17:48
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
10 Ekim 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919)

Ad:  Erzurum Kongresi3.jpg
Gösterim: 1934
Boyut:  55.9 KB
Mondros Mütarekesi'nin 30 Ekim 1918'de imzalanmasından sonra galip devletlerin Ana­dolu'nun çeşitli yerlerinde giriştikleri işgal eylemleri, Yunanlılar'ın da Batı Anadolu'yu işgal edeceklerine ilişkin söylentiler Trak­ya'da ve Anadolu'da birçok yerel direniş örgütünün kurulmasına yol açmıştı. Güçsüz durumdaki bu örgütler galip devletlerin işgal ya da sindirme eylemlerini kınamaktan başka bir şey yapamıyorlardı.

Mustafa Kemal Samsun'a çıktıktan sonra 21-22 Haziran 1919'da yayımladığı Amasya Tamimi'nde ülkenin içine düştüğü durumdan kurtulabilmesi çarelerinin görüşülmesi için bir ulusal kongre toplanmasının gereğini vur­gulamıştı. Ama bu işin kısa bir süre içinde gerçekleşemeyeceği anlaşılınca yerel örgütlerden yararlanmayı düşündü. Bu sırada merke­zi İstanbul'da bulunan Vilayât-ı Şarkiye Müdafaai Hukukı Milliye Cemiyeti (Doğu İlleri Ulusal Haklan Savunma Derneği) Erzurum şubesi de bölgesel bir kongre toplanması için çağrıda bulunmuştu. 3 Temmuz'da Erzu­rum'a gelen Mustafa Kemal derneğin Erzu­rum şubesi başkanlığına getirildi. Hazırlıkları tamamlanan kongre de 23 Temmuz'da ilk toplantısını yaptı. Erzurum, Sivas, Bitlis, Van ve Trabzon illerinden gelen 56 delegenin katıldığı kongrenin başkanlığına Mustafa Ke­mal seçildi. 7 Ağustos'a kadar süren çalışma­lar sonunda dokuz kişilik bir Heyet-i Temsili-ye (Temsil Kurulu) oluşturuldu ve alınan kararlar bir bildiriyle kamuoyuna duyuruldu.

Erzurum Kongresi'nde alınan başlıca kararlar şunlardır:


1. Bağımsızlık ancak ulusal güçleri harekete geçirerek ve ulusal iradeyi egemen kılarak sağlanabilir. İstanbul Hükümeti de ulusal iradenin denetimi altına girmeli ve Meclis-i Mebusan bir an önce toplanmalıdır.
2. Asıl amaç Mondros Mütarekesi'nin imza­landığı gün var olan sınırlar içinde yurdun bütünlüğünü sağlamaktır.
3. Ulusal hakları savunmak amacıyla kurulan örgütler bu amacı gerçekleştirmek için işbirliği içinde çalışmalıdır.
4. Galip devletlerin Doğu Anadolu'yu ülke bütününden ayırmak amacıyla işgale kal­kışmaları ve İstanbul hükümetinin de buna direnmemesi durumunda Doğu Anadolu' da hemen geçici bir yönetim oluşturula­caktır.
5. Hıristiyan azınlıklara siyasal egemenliği ve toplumsal dengeyi bozacak yeni ayrıcalık­lar tanınması kabul edilemez.
İstanbul hükümeti Erzurum Kongresi'nin toplanmasına sert tepki gösterdi ve Erzurum valisi ile 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir'e Mustafa Kemal'in tutuklanmasını iste­yen buyruklar gönderdi. Ama her ikisi de Mustafa Kemal'den yana olduklarından bu buyruklara uymadılar. Çalışmalarını bundan sonra daha büyük bir güvenle sürdüren Mus­tafa Kemal, Anadolu'daki direniş hareketinin tabanını genişletmek amacıyla Sivas'ta yapıl­ması kararlaştırılan yeni kongrenin hazırlıkla­rına girişti.

Kaynak: Msxlabs & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 17:48
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
24 Haziran 2010       Mesaj #4
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ-5 AĞUSTOS 1919)


23 Temmuz - 5 Ağustos 1919'daki Erzurum Kongresi Doğu illerinin Ermeniler'e verilmesine karşı çıktığı için topJanmıştır.

Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç döneminde yapılan kongre (23 Temmuz 1919-7 Ağustos 1919). I. Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan Mondros Mütarekesi'yle Osmanlı İmparatorluğu çok güç bir duruma düşmüştü. Dönemin hükümetinin ve padişahının ülkeyi savunamaması, imparatorluğun topraklarının büyük bölümünün işgal edilmesine neden olmuştu. 1918 Kasımı'nda İstanbul'da "Vilâyâtı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti" kuruldu. Bu kuruluş bütün ulusal kuruluşların birleştirilmesi amacını taşıyordu. 10 Mart 1919'da Erzurum'da bir şube açtı. Haziran 1919'da da Erzurum il kongresi toplandı. Kongre, "Bekçi Teşkilâtı" adı altında bir örgütün kurulmasına ve bu kuruluşun köylüleri silâhlandırmasına karar verdi. Erzurum'a gelen Mustafa Kemal, 8 Temmuz'da askerlikten istifa etti. Buna karşın, doğu illeri kongresini düzenleyecek olan heyet, kongre başkanlığına onun getirilmesini kararlaştırdı. 23 Temmuz 1919'da toplanan kongre 7 Ağustos 1919'a dek sürdü. Kongreye Erzurum'dan 23 kişi olmak üzere Bitlis, Sıvas, Trabzon ve Van'dan toplam 54 delege katıldı. Bölgesel bir niteliği olan kongre, Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey'in çabalarıyla bütün Anadolu ve Osmanlı toplumunu ilgilendiren kararlar aldı. Kongre kararları 7 Ağustos 1919'da bir bildiriyle açıklandı. Kongre ayrıca bir de heyet seçti.
  • Erzurum kongresi toplanma amacı bakımından bölgeseldir; ancak aldığı kararlar niteliğiyle ulusaldır. (Bölgesel ihtilal niteliğinde)
  • Erzurum Kongresinin önemi Milli Egemenliğin gerçekleştirilmesi yolunda ilk ve en önemliadım atılmış oluyordu.
  • Ulusal egemenli ği koşulsuz olarak gerçekleştirmeyi amaçlı­yordu.
  • Erzurum Kongresi'nde dokuz kişilik temsil heyeti seçildi.
  • Doğu'yu temsil eder denildi ve başkanı seçimle Mustafa Kemal oldu.
Amasya Genelgesi'nin en önemli maddesi; "Milletin bağımsız­lığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır."

Amasya genelgesinin önemi ise;
  • Kurtuluş savaşı'na bir başlangıç, Milli Egemenlik yolunda atılmış ilk adımdır. (İhtilale çağrı)
  • Milletin içinde bulunduğu durumu anlatarak mitingler yapmaya, işgal olayını protesto etmeye davet etmiştir. (Demokrasiye çağrı)
  • Kurtuluş Savaşının gerekçesi ilk defa burada halka duyurul­muştur.
  • Mustafa Kemal Amasya Genelgesi Sonrası İstanbul'a çağrıldı gitmedi ve askerlikten istifa etti.
Bildiride özetle şu kararlar yer alıyordu:
  • Ulusal sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür, birbirinden ayrılmaz.
  • Her türlü yabancıların topraklarımıza girmesine ve işlerimize karışmasına karşı ve Osmanlı Hükümeti'nin dağılması hâlinde ulus, birlik olarak dayanacak ve kendini savunacaktır.
  • Yurdun ve bağımsızlığın korunmasına ve güvenliğin sağlanmasına İstanbul Hükümeti'nin gücü yetmezse, bu amaçla geçici bir hükümet kurulacaktır.
  • Ulusal kuvvetleri etkin ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır.
  • Hristiyan azınlıklara siyasal üstünlük ve toplum düzenimizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
  • Manda ve himaye kabul olunamaz.
  • Millet Meclisi'nin derhal toplanması ve hükümet işlerinin bu meclisin denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 17:25
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2012       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Erzurum Kongresi


Erzurum Kongresi,7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum'da toplanan kurultaydır. Kongreye çoğunluğu işgal altındaki 5 doğu ili Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van'dan gelen 62 delege katılmış; 2 hafta süren kongrede alınan kararlar Kurtuluş Mücadelesi'nde izlenen çizgide önemli ölçüde belirleyici olmuştur.


Bu kongreyi Atatürk düzenlememiştir.Erzurum kongresi bölgesel bir kongre olmasına rağman tüm ulusu etkileyecek kararlar alınmıştır.


Kongreyi geçici başkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmış; yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal Paşa kongre başkanlığına getirilmiştir.

Aslında 10 Temmuz'da başlaması öngörüldü. Fakat delegelerin bir bölümünün gelememesinden ötürü 23 Temmuz'a ertelendi.

Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar:

  • Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür ayrılık kabul edilemez;
  • İşgal ve müdahaleler sonucu Osmanlı Devletinin dağılması halinde millet
  • Tek vücut olarak yurdunu savunacaktır;
  • Vatanın bağımsızlığını korumaya İstanbul Hükümeti’nin gücü yetmediği takdirde, geçici bir hükümet kurulacaktır;
  • Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir;
  • Kongre toplantıda değilse bunu Heyeti Temsilciye üstlenecektir;
  • Kuvayı Miliyeyi etken ve milli iradeyi hakim kılmak esastır;
  • Hıristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez;
  • Manda ve himaye kabul edilemez;
  • Milli Meclis’in hemen toplanmasını ve hükümet islerinin meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacak

Erzurum Kongresinin Önemi


Bu kongrede yeni bir devletin kurulması düşüncesi belirtilmiştir. Kongre, ayrıca Doğu Anadolu bölgesindeki, ‘ulusal hakları savunma örgütlerini’ de birleştirmiştir. Erzurum Kongresi daha sonraki kongreye ışık tutmuş ve ana ilkeleri saptayarak yaygınlaştırılmış, ulusal birlik yolunda atılan önemli bir adım olmuştur. Ulusal egemenliğimizin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine ilk kez burada karar verilmiştir. Erzurum Kongresi, bölgesel bir kongre olmasına karşın alınan kararlar ülkenin tümüne yönelikti. Bu da kongrenin önemini arttırmıştır.Bu hareketin tabandan geldiğini göremeyen ve onu sadece birkaç subayın işinden ibaret sayıp dağıtılabilirse başkaldırının sona ereceğini sanan İstanbul Hükümeti bir bildiri yayımlayarak kongreye katılanların tutuklanmasını istedi.Ne var ki İstanbul Hükümeti bu emri yerine getirecek bir makam bulamadı.

Yabancı devlet temsilcileri de kongreyi, kısa ömürlü ve cılız bir başkaldırma hareketi olarak değerlendirdiklerinden fazla önemsemediler.Bu sıralarda Batı Anadolu’daki dernekler de birleşme yoluna gitmişlerdi. Balıkesir (26-30 Temmuz), Alaşehir (16-25 Ağustos) Kongreleri toplanmış ve Amasya Genelgesinde yazılı esasların uygulanması kabul edilmiştir.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 22 Temmuz 2016 08:39
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Temmuz 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Erzurum Kongresi


Erzurum Kongresi Mart 1919 tarihinde merkezi İstanbul’da bulunan Vilayât-ı Şarkîye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye/Doğu İllerinin Haklarını Koruma adı ile kurulmuş Cemiyetin Erzurum Şubesi, Amerikan mandasi'nin kabul edilmesi ön fikri ile bir Erzurum il toplantısı planlamıştı.

Bu cemiyet, kendi adına olan etkinlikleri düzenlemek için Heyet-i Faale/Faal-Aktif Heyet adında Halide Edip'inde savundugu Manda fikrinin heveslisi bir üst kurul oluşturmuştu. Bu kurulun, Trabzon’daki kendi cemiyetleri ile aynı amaçlar için çalışan bir başka teşkilatla temasa geçmesi sonucu Doğu illerini kapsayan bir toplantı kararlaştırılmıştı. Aynı dönemde Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Amasya tamimi sonrasi il toplantisindan bolge kongresine cevirilen toplanti oncesinde, delegeler ile on temaslar sonrasi, Manda fikrine karsi cikilmasi gorus hakimiyetiyle Osmanli ordusundan istifa etmisti. Kendisine fahri hemsehrilik veren ve daha sonrada nufus kaydi alarak Millet Meclisinde ilk milletvekili olarak temsil edecegi Erzurum'da, Mustafa Kemal'e Kazim Karabekir Pasa bir suvari alayi ile gelerek bir milli kurtulus harbi icin katilma istegini belirtmis, sehri ve kendisini koruma altina almistir. Bu çalışmaların paralelinde Erzurum Kongresi bir okul salonunda Bitlis, Erzurum, Sivas, Trabzon ve Van vilayetlerinden gelen 56 delege ile toplanmıştır. Gelmesi gereken diğer il temsilcileri çeşitli engellemeler yüzünden kongreye katılamamışlardır. Mustafa Kemal kongreye 48 oyla başkan seçilmiş ve kongre, çalışmalarını 7 Ağustos tarihine kadar sürdürmüştür . Bu süre zarfında, Erzurum’da, özellikle Trabzon’dan gelen temsilcilerin, biraz İngiliz sempatizanlığından, biraz Prens SabahattinRauf Bey’in, yerel mülkî amirlerin, yetki bölgelerinde faaliyette bulunan örgütlerin/Kuva-yı Milliye örgütlerinin doğal başkanları sayılmaları önerisi kabul görmemiştir.

Bu olay aslında biraz ileride de değineceğimiz üzere Milli Mücadele’de tabanın etkisini göstermesi bakımından önemlidir . Üstelik askeri ve bürokratik ağırlıklı Amasya önderlik grubu ve önder/Mustafa Kemal, Erzurum’da ilk defa olarak sivil tabanla buluşmuştur. Bunun sonucunda hem Amasya grubu sivil meşruluk kazanmıştır, sivilleşmeye başlamıştır hem de kongreye tek ve merkezi yönetim fikrini aşılamıştır . liberalizminden ve biraz da liman ticaretinin ortaya çıkardığı burjuvazi anlayışından kaynaklanan alternatif program taslağı ile, Amasya’da ortaya çıkmış olan askeri bürokratik merkezileştirici formüller çatışmıştır. Bu çatışmayı Amasya grubu kazanmakla birlikte, Trabzon ve diğer illerin baskısı ile, Mustafa Kemal.

Erzurum Kongresi'nde Alınan Kararlar


Erzurum’da, ileri ki yılların uygulamalarında da daima göz önünde tutulacak olan bu kararları alan kongre, başkanlığını Mustafa Kemal’in yapacağı ve kongre adına hareket edecek, kongrenin icracı kurulu olarak görebileceğimiz dokuz kişilik Temsil Heyeti’ni seçtikten sonra dağılmıştır .

Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu’nun kaderini görüşmek üzere toplanmış olsa da memleketin bütününü ilgilendiren meseleler hakkında karar almıştır . Bu kongre, ulusallık eğilimlerini açıkça taşımış olmasına karşın özellikle temsili niteliği açısından bölgeseldir, sadece Doğu ve Kuzeydoğu illerini kapsamaktadır. Ayrıca bu kongre Mustafa Kemal’in ve onun önderliğinin etkisi altında cereyan edecek ve bunun izlerini taşıyacak olmakla beraber, yerel girişimlerin ürünü olarak ortaya çıkmıştır . Fakat her şeye rağmen bu kongre ile Milli Mücadelenin kayıtsız şartsız istiklale ve kayıtsız şartsız milli hakimiyete dayalı programı netlik kazanmıştır. Kongrede vatan sınırları belirtilerek, vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı ilan edilmekle, emperyalistlere de Anadolu’nun, öz yurdun işgal edilemeyeceği anlatılmak istenmiştir . Anadolu’ya da, yöresel direniş örgütlerinin bir çatı altında birleştirilebileceğini, vatanseverlerin tek amaç çevresinde toplanabileceğini göstermiştir. Bu yönüyle ilerleyen süreç içinde Sivas Kongresi’nin toplanmasını da kolaylaştırmıştır. Son olarak, Temsil Heyeti’nin, gerektiğinde bir hükümet olarak vazife göreceği açıklanmakla Milli Devletin yürütme organı olma çabası, Amasya’dan sonra daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmakta idi.

Erzurum Kongresi’ne, doğal olarak İstanbul Hükümeti ve İşgal Kuvvetleri tepki göstermişler ve, Mustafa Kemal ile Rauf Bey’in tutuklanarak İstanbul’a gönderilmelerini istemişlerdi. Oysa bu iş artık o kadar kolay değildi. Artık Anadolu’da devletleşme eğilimleri başlamış ve doğu illeri adına bir Temsil Heyeti oluşturulmuştu .

Erzurum Kongresi yetkilerini Temsil Heyeti’ne devrettikten sonra dağılmış ve Mustafa Kemal de Heyet-i Temsiliye Reisi sıfatıyla Doğu İlleri’nde Cemiyetin teşkilatını yaymak, kökleştirmek için çalışmalara başlamıştı . Bununla birlikte Amasya Genelgesi’ne uygun olarak Milli Kongre’nin hazırlıklarını yapmak üzere 2 Eylül 1919’da Sivas’a gelmiştir .

Sivas Kongresi’nin hazırlık çalışmaları yapılırken gerek kamuoyu gerekse temsilciler bazı fikirler çerçevesinde çatışmalar ya da çelişkiler yaşamakta idi. Sivas Kongresi’nin hemen öncesinde ya da kongre sıralarında etrafında toplanılan ya da savunulan görüşleri şu şekilde toparlayabiliriz:

Bazıları tümden, Damat Ferit’in görüşlerini paylaşıyorlar; bu Kongre’nin İngilizler başta olmak üzere İtilaf/Anlaşma Devletlerini Osmanlılar’a karşı iyice olumsuz bir tavır içine sokacağını ileri sürüyorlardı. Bazı vatanseverler ise böyle bir girişimin hiçbir yararı olmayacağını düşünüyorlardı; veya bu kongreye katılmaktan çekiniyorlardı. Bazı kesimlerde, 1919 yılı içinde Anadolu’nun diğer bölgelerinde toplanmış olan yerel ya da bölgesel kongreler tipinde bir değerlendirme ile Sivas Kongresi’ni de yerel bir girişim olarak görüyorlardı. Bunların dışında, Kongre’ye taraftar olanlar, hatta katılmak isteyenlerin seçimi veya seçildikten sonra Sivas’a gönderilmeleri İstanbul tarafından her çeşit taktik kullanılarak engellenmeye çalışılıyordu ki doğal olarak bu da Kongre’ye yönelik düşünceleri etkiliyordu. Bütün bu güçlüklere rağmen Sivas Kongresi ancak 4 Eylülde açılabildi. Bununla beraber az önce üzerinde durduğumuz görüşler çerçevesinde katılım beklenen kadar olmadı ve üstüne üstlük bu fikirlerden bazıları Manda Sistemi ile beraber Kongre’de ön plana çıkmış ve şiddetli tartışmalara yol açmıştır.

Erzurum Kongresi Kararları
Asıl Metindir
Şarkî-Anadolu Vilayâtı’nın Erzurum Kongresi Beyannamesi’dir. 7 Ağustos 1335 (1919) Erzurum Mütareke’nin (30 Ekim 1918’de Mondros Limanı’nda) akdini müte’akib gittikçe artan ahd-şikenâne mu’amelat; ve İzmir, Antalya, Adana ve Havalisi gibi aksâmi mühimmei Memalikimiz’in fiilen işgali; ve Aydın Vilayeti’nde ikaa edilen tahammülsüz Yunan fecâyi’i; ve Ermenilerin Kafkasya dahilinde hududlarımıza kadar dayanan (Nahçıvan-Iğdır-Kağızman-Sarıkamış-Kars-Göle’deki) katli’am ve imhâyı İslam siyasetiyle, istila hazırlıkları; ve Karadeniz sahilinde Pontus Hayali’ni tahakkuk ettirmek gayesiyle hazırlıklar yapılması; ve sırf bu maksatla Rusya (Karadeniz) Sahilleri’nden akın akın Muhacir namı altında gelen (Rus teb’ası) Rumların ve bu meyanda da müsellâh (Rum) Eşkıya Çeteleri’nin sevk ü celb edilmesi gibi hadisat karşusunda, Mukaddes Vatan’ın inkısam ve inhilal tehlükesini gören Milletimiz hiçbir iradei milliyeye istinad etmeyen Hükümeti Merkeziyyemiz’in bu âlam ü fecâyi’a çâresâz olamayacağına, emsali meş’umesiyle kaani; ve birçok mü’essirat tahtında, ihtimal ki daha elîm ve gayrikaabili hazm ü kabûl mukarrerata da serfürû edeceğinden, endışenâk bulunuyor.
Binâen’aleyh, kendini en yakın ve hûnin tehlikeler karşusunda gören Şarki Anadolu Vilayâtının Mukaddesatını bizzat muhafaza gaayesiyle, her taraftan Vicdanı Millîden doğmuş Cem’iyyetler’in iştirâkıyle, ahîren mün’akid olan Erzurum Kongresi, 7 Ağustos 335 (1919) tarîhinde mesâ’îsine hitam vererek bi-Lûtfihi-Taala bervechi âtî mukarreratı ittihaz etti:
  • Tırabuzon Vilâyeti (Rize, Tırabuzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu) ve Canik (Samsun) Sancağı’yla, Vilâyâtı Şarkiyye nâmını taşıyan: (Bayazıd/Ağrı ili Erzurum, kuzey Bingöl, Kiğı, Yusufeli ve Bayburd’u içine alan) Erzurum, (Amasya, Tokat, Şarkîkarahisar/Şebinkarahisar, Sivas/Merkez Sancaklarıyla) Sivas, (Siverek, Diyarbekir, Mardin ve Palu kesimini içine alan) Diyarbekir, (Adıyaman, Malatya, Dersim/Tunceli, Harput/Elaziz’i içine alan) Mâmûretilazîz, (Hakâri ve Van illerini içine alan) Van, (Si’ird, Bitlis/Merkez, Muş ve Güney Bingöl/Genç bölgelerinden kurulu) Bitlis Vilâyâtı ve bu saha dahilindeki (Erzincan ve Samsun gibi) Elviyei Müstakılle, hiçbir sebeb ve bahâne ile, yekdiğerinden ve Cami’ai Osmâniyye’den ayrılmak imkanı tasavvur edilmeyen, bir külldür. Sa’adet ve felâkette iştirâki tammı kabul ve mukadderâtı hakkında ayni maksadı, hedef ittihaz eyler. Bu sâhada yaşayan bilcümle ‘Anasıri İslamiyye, yekdiğerine karşı bir hissi fedâkârî ile meşhûn ve vaz’iyyeti ‘ırkıyye ve ictimâ’iyyelerine riayetkâr, özkardaştırlar.
  • Osmanlı Vatanı’nın Tamâmiyyeti ve İstiklâli Millimiz’in Te’mini ve Maakamı Saltanat ü Hilafet’in Masûniyyeti içün, Kuvâyî Milliyye’yi ‘amil ve İrâdei Miliyye’yi hakim kılmak esastır.
  • Her türlü işgaal ve müdâhale, Rumluk ve Ermenilik teşkili gaayesine ma'’tûf telâkkî edileceğinden, müttehiden müdâfa’a ve mukaavemet esası, kabûl edilmiştir. Hâkimiyyeti siyâsiyye ve muvâzenei ictimâiyyeyi muhill olacak sûrette, ‘Anâsırı Hırıstiyâniyye’ye yeni bir takım imtiyâzat i’tası kabûl edilmeyecektir.
  • Hükûmeti Merkeziyye’nin bir tazyîki Düvelin karşısında, buraların terk ve ihmâli ıztırârında kalması ihtimaline göre, Makaamı Hilâfet ve Saltanat’a merbûtiyyetini ve mevcudiyyet ve Hukuukı milliyeye kâfil tedâbîr ve mukarrerât, ittihaz olunmuştur.
  • Vatanımız’da öteden beri birlikte yaşadığımız Anâsıri Gayrimüslime’nin Kavânîni Devleti Osmâniyye ile mü’eyyed hukuukı müktesebelerine, tamâmiyle ri’âyetkârız. Mâl ü cân ve ırzlarının masûniyyeti, zaten mukteziyyâtı diniyye, ‘an’anâtı milliyye ve esâsâti kaanûniyyemizden olmağla, bu esâs, Kongremiz’in kanâ’ati umûmiyyesiyle de te’yid olunmuştu.
  • Düveli İ’tilâfiyye’ce, Mütâreke’nin imza olunduğu 30 Teşrinievvel 334 (Ekim 1918) tarihindeki hudûdumuz daahilinde kalan; ve her mıntıkasında olduğu gibi, Şarkî-Anadolu Vilâyetleri’nde de, ekseriyyeti kaahireyi İslâmlar teşkîl eden; ve harsî, iktisâdî tefavvuku Müslümanlar’a ‘aid bulunan; ve yekdiğerinden gayrikaabili infikâk özkardaş olan din ve ırkdaşlarımızla meskûn Memâlikimiz’in, mukaasemesi nazariyyessinden bilkülliyeye sarfinazarla; mevcûdiyyetimize, hukuuki târihiyye, ‘ırkıyye, dinniyemize ri’âyet edilmesine; ve bunlara mugaayir teşebbüslerin, tervic olunmamasına; ve bu sûretle, tamâmiyle hakk ve ‘adle müstenid bir karâra, intizâr olunur.
  • Milletimiz insânî, ‘asrî gaayeleri tebcîl; ve fennî, sınâî, iktisadî hâl ve ihtiyâcımızı takdir eder. Binâen’aleyh, Devlet ve Milletimiz’in, dahilî ve haricî istiklâli; ve Vatanımız’ın Tamâmisi Mahfuz kalmak şartiyle, Altıncı Mâdde’de musarrah hudud dahilinde; milliyet esâslarına ri’ayetkâr ve Memleketimiz’e karşı istilâ emeli beslemiyen herhangi bir Devlet’in: Fennî, sınâ’i, iktisâdî mu’avenetini memnuniyyetle karşılarız. Ve bu şerâit ‘adile ve insaniyyeyi muhtevî bir Sulh’unda, ‘acilen takarruru, selâmeti beşer ve sükûni alem nâmına, ahassi âmâli milliyemizdir.
  • Milletler’in kendi mukadderâtını, bizzât ta’yin ettiği bu târihî devirde, Hükümeti Merkeziyyemiz’in de irâdei milliyeye tâbi’ olması zarûrîdir. Çünki, irâdei milliyyeye gayrimüstenid herhangi bir Hey’eti Hükümetin, (Millet Meclisinden kuvvetini almayan)’ indî ve şahsî mukarrerâtı, Millet’çe mutâ olmadıktan başka, haricen de mu’teber olmadığı ve olmıyacağı, şimdiye kadar mesbûk ef’al ve netayic ile, sâbit olmuştur. Binâen’aleyh, Millet’in içinde bulunduğu halî zucret ve endişeden kurtulmak çârelerine bizzat tevessülüne hâcet kalmadan, Hükümeti Merkeziyyemizin Meclisi Milli’yi heman ve bilâifatei an toplanması; ve bu suretle, Mukadderâtı Millet ve memleket hakkında ittihaz eyliyeceği bilcümle mukarrerâtı, Meclisi Milli’nin murâkabesine ‘arzetmesi mecbûrîdir.
  • Vatanımızın mâ’ruz kaldığı âlâm ve hâdisât ile, ve tamâmen ‘ayni maksadla Vicdâni Milliden doğan (“Tırabuzon Muhâfazai Hukuukı Milliyye Cem’iyyeti”, “Viyâyâtı Şarkiyye Hukuukı Milliyye Cemiyyeti”, Diyarbekir Muhafazai Vatan” adlarındaki Cem’iyyetlerin İttihâd ve İttifâfından hâsıl olan kütlei ‘umûmiyye, bu kerre, Şarkî-Anadolu Müdâfaai Hukuuk Cem’iyyeti ünvaniyle tevsim olunmuştur. İşbu Cem’iyyet, her türlü fırkacılık cereyanlarından külliyen ‘aridir. Bilcümle İslâm Vatandaşlar, Cem’iyyetin A’zayi Tabî’yyesindendir.
  • Kongre tarafından müntehab bir “Hey’eti Temsiliyye” kabûl, ve köyler’den bil’itibâr Vilâyât Merâkizi’ne kadar, mevcut Teşkîlati Milliyye, tevhîd ve te’yid olunmuştur.
7 Ağustos 335 (1919) Pencşenbe (İmza Kongre Hey’eti)
Erzurum Kongresi Delegeleri listesi
Şimdiki Erzurum, Bayburt, Ağrı illerimiz ile Yusufeli Kiğı ilçeleri dahil.
  • Erzurum/Merkez Kazası: Mustafa Kemal Paşa (ATATÜRK)
  • Erzurum/Merkez Kazası: Hüseyin Rauf (ORBAY)
  • Erzurum/Merkez Kazası Mehmed Raif (DİNÇ)
  • Bayazıt Sancağı/Merkez: Hüseyin Avni (ULAŞ)
  • Bayburt Kazası: Abdullahağazade Zahid Bey (PEKİNDAĞ)
  • Bayburt Kazası: Alemdarzade Mehmet Tevfik (ÇORUH)
  • Diyadin Kazası: İsmail Hakkı (NALBANDOĞLU)
  • Diyadin Kazası: Mustafa (SABUNCUOĞLU)
  • Eleşkirt Kazası: Maksud (KAPIKAYA)
  • Hasankale Kazası : Mehmet Cevat DURSUNOĞLU
  • Hasankale Kazası: Battal EYİGÜN
  • Hınıs Kazası: Alaeddin Bey/Paşazade Mehmed Celaleddin Bey
  • İspir Kazası: Cemal AKSU
  • Karakilise (Karaköse-Ağrı)- Süleyman Necati GÜNERİ
  • Kiğı Kazası: Mirüveyszade Kahraman Sabri YAZICI
  • Kiğı Kazası: Yazıcızade Mehmed Sa’id Bey
  • Narman Kazası: Sait Bey (ÖZLÜTÜRK)
  • Tercan Kazası: Namıkefendizade Ahmed Mümtaz ERVERDİ
  • Tortum Kazası: Kâzım YURDALAN
  • Yusufeli (Kiskim) Kazası: Ahmed YARALI
Trabzon vilayeti
Şimdiki Rize, Trabzon; Giresun, Ordu ve Gümüşhane illerini kapsıyordu.
  • Trabzon/ Merkez Kazası: Abanoszade Hüseyin Avni Bey
  • Trabzon/Merkez Kazası: Hacısalihoğlu Servet Siret (SALİHOĞLU)
  • Akçaaabat (Polathane) Kazası: Serdarizade Hasan Remzi (SERDAROĞLU)
  • Giresun Kazası: Kitapçızade İbrahim Hamdi (Muhsin ELGEN)
  • Giresun Kazası: Duydukzade Dr.Ali Naci DUYDUK
  • Gümüşhane Merkez Kazası: Kadirbeyoğlu Zeki Bey (KADİRBEYOĞLU)
  • Kelkit Kazası: Müderris ve Müftü Hafız Osman Nuri Efendi
  • Maçka Kazası: Eyyübizade Mehmet İzzet Bey
  • Of Kazası: Müfti-Müderris Hafız Yunus Sıdkı (BULUT)
  • Ordu Kazası: Avukat Hasan Hilmi (KORAL)
  • Rize Merkez Kazası: Gençağaoğlu Abaza Hafız İsmail Hakkı (GENÇ)
  • Rize Merkez Kazası: Mehmed Necati MEMİŞOĞLU
  • Sürmene Kazası Eyyübizade Ömer Fevzi EYÜBOĞLU
  • Sürmene Kazası: Kulaçzade Ahmed (KULAÇ)
  • Şiran Kazası: Müftü Hasan Fahri (POLAT)
  • Tirebolu Kazası: Yusuf Ziya (ŞİŞMAN)
  • Vakfıkebir Kazası: Hafız Abdullah Hasib (ATAMAN)
  • Rize Pazar: Ahmed Bey
Sivas vilayeti
Sivas, Amasya, Şebinkarahisar ve Tokat Sancakları
  • Sivas/Merkez Kazası: Mehmed Fazlullah Efendi
  • Sivas/Merkez Kazası: Yusuf Ziya (BAŞARA)
  • Alucra Kazası: Payaszade Hacı Hüseyin Hüsnü Bey (ÖZDEMİR)
  • Amasya Merkez Kazası: İbrahim Süreyya (YİĞİT) Bey
  • Divriği Kazası: Müftü Hayrullah Efendi
  • Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar) Kazası: Dr.Mahmud Cemil (ŞENCAN)
  • Koyulhisar Kazası: Çadırcızade Ali Bey
  • Mesudiye Kazası: Serdarzade Mehmed Mustafa Efendi.
  • Niksar Kazası: Mehmed Şeref Efendi.
  • Reşadiye Kazası: Mehmed Sırrı (KAYMAZ)
  • Suşehri Kazası: Çeçenzade İsmail Hakkı Efendi
  • Tokat Kazası: Mehmed Rifat Bey (ARKUN)
  • Zara (Koçgiri) Kazası: Emekli Yüzbaşı Receb Efendi.
Erzincan sancağı/mutasarrıflığı temsilcileri
  • Erzincan/Merkez Kazası: Şeyh Hacı Ahmed Fevzi Efendi
  • Erzincan/Merkez Kazası Müfti Hafız Osman Fevzi (TOPÇU)
  • Kuruçay Kazası: Müfti Mehmed Şevki Efendi (YURTBAŞI)
  • Pülümür (Kuzucan) Kazası: Emekli Komiser Abbas Necati Efendi
  • Refahiye Kazası: Taha Kemâleddin Efendi
  • Refahiye Kazası: Tal’at Bey
Bitlis vilayeti
Bitlis merkez, Muş, Siirt, Kısmen Şırnak ve Genç, Bingöl dahil.
  • Bitlis/Merkez Kazası: İsmail Efendi
  • Bitlis/Merkez Kazası: Emekli Binbaşı Süleyman (HATUNOĞLU)
  • Siirt/Merkez Kazası: Müderris Hafız Mehmed Cemil (AYDIN)
  • Siirt/Merkez Kazası: Hafız Mehmet Hilmi (ÇORAPSIZ)
Van vilayeti
Hakkari dahil.
  • Vilayet adına: Sa’idefendizade Cazim (ABUŞOĞLU)
  • Vilayet adına: Hocazade Osman Tevfik Bey (ALYANAK)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

20 Temmuz 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
15 Kasım 2011 / Misafir Cevaplanmış
11 Eylül 2008 / Bia Taslak Konular
27 Mayıs 2011 / ThinkerBeLL Türkiye Cumhuriyeti