Arama

Sabun ve Sabun Yapımı - Tek Mesaj #3

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
1 Ağustos 2012       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Her zaman temizliği ve saflığı hatırlatan sabun, günlük ya antımızın önemli bir parçası...

Geçmişi M.Ö. altı binlere kadar uzanan sabun kullanımı, zamanla günlük yaşantımızın önemli bir parçası haline geldi, vazgeçilmez oldu. Fenikeliler sabunu bulana kadar, kül ve kil geleneksel temizlik aracı olarak kullanıyordu. M.Ö. 600'de bulunan ve kullanımı ortaçağda genişleyen sabun, tarih içinde kimi zaman değerli bir değiş tokuş aracı olarak kimi zamansa ilaç olarak kullanıldı. Geçmişte Fenikeliler ile Galyalılar arasında önemli bir takas aracı olan sabun, Roma döneminde, kadınların en gözde temizlik aracı haline geldi.

Sabun niteliği taşıyan maddelerle ilgili ilk yazılı belge ise, Mezopotamya'da M.Ö. III. Bin yıldan kalma kil tabletleri... Bu tabletlerde, potasyum ve yağla karıştırılarak elde edilen bir maddeden söz ediliyor.Eski zamanlardan kalma bir Roma masalına göre, sabunu ilk defa kadınlar keşfetmiş.Hayvanların kurban edildiği Sapo Dağı'nın kıyısında bulunan Tiber Nehri'nde çamaş ırlarını yıkayan kadınlar, çamaşırlarını eskiye oranla daha az çaba sarf ederek temizledikleri fark ettiler. Çünkü, hayvanların kurban edildiği Sapo Dağı'ndan Tiber Nehri'ne, yağmurla birlikte hayvan yağları ve odun külleri karı ıyordu. Bu karı ım ise, bayanların çamaşır günü için hoş bir hediye oluyordu.İngiltere'nin eski halklarından Keltler de, hayvansal yağlar ve bitki küllerinden ürettikleri sabuna "Saipo" adını verdi, bu sözcük daha sonra "Soap" olarak değişti.

M.Ö. 1500'e ait Ebers Papirüsinde, kişisel temizliklerine düşkün olan Mısırlılar'ın, hayvan ve sebze yağları ile alkalinli tuzdan elde edilen sabunsu bir maddeyle yıkandıkları belirtiliyor.Yunanlılar'a bakacak olursak, onlar da en az Mısırlılar kadar temizliğe önem veriyorlardı.Sabun kullanmayan Yunanlılar, vücutlarını yağve killerle sıvadıktan sonra, kum ya da sünger taşı parçalarıyla fırçalıyor ve "strigil" denen kavisli metal bir aletle vücutlarında oluşan tabakayı kazıyorlardı. Bunu suya girerek yıkanma ve zeytinyağı ile yağlanma izliyordu.Kişisel temizliği oldukça önemseyen Roma ulusunda ise, banyo kültürü oldukça yaygındı. Hamamlara aşırı düşkün olan Romalılar'da banyo yapmak en temel sosyal görevdi.

M.Ö 25 yılında yüzlerce hamamın bulunduğu Roma'da banyonun altın çağı başladı. Roma'da yaşanan zengin banyo kültürünü, Erken Hıristiyan Kilisesi dini açıdan uygunsuz olduğu gerekçesiyle çok çabuk saf dışı bıraktı. Fakat M.S. 476'da Batı Roma'nın yıkılmasıyla birlikte Avrupa'da, hamam alışkanlığı tarihe karıştı. Kişisel temizlikte gözlenen bu gerileme ve sağlıksız yaşam koşulları, Ortaça Avrupasında büyük sorunlara neden oldu. Temizlik, artık halk kültürünün bir parçası de ildi. Yakla şık 17. yy'a kadar yaşanan bu karanlık dönemde ihmal edilen kişisel temizlik aynı zamanda 14. yy'da büyük veba salgınını doğurdu. Eski Romalıların sabun yapımıyla ilgili bilgilerinin Avrupa'ya yayılmasıyla önemli sabun yapım merkezleri ortaya çıktı. Sabun yapımcılığı 7. yy'da Avrupa'da meslek haline geldi. Sebze ve hayvan yağlarına bitki külleri ve güzel kokular katan sabun yapımcıları kendi ticaret ağlarını kurdular. Güzel kokuların da katılmasıyla artan sabun çeşitleri çamaşır yıkamada ve banyo yapmak için kullanıldı.Sabuna talep arttıkça üretimi de arttı ve sabuncular bir esnaf grubu oluşturdu. 10.Yüzyılda Bizans'ta esnaf loncaları içinde sabuncu esnafı grubu da vardı. Türkler yaklaşık olarak 11. yy'a kadar sabun yerine sulardaki soda, çöven, saparma, sabun otu, süt kökü, kaşık otu, kılaya kavuğu, acı ağaç, herdemtaze, tav ankulağı, hintkestanesi gibi saponinli maddeleri ve kül kullandı. Belgelere göre bugünkü sabunun ilkel ekli ilk çağlarda Araplar tarafından yapıldı. Sabunculuk, ortaça da islam ülkelerinde gelişmiş bir imalat koluydu. Osmanlı'nda sabun esnafı tertip edilen törenlerde esnaf alaylarında yer alıyordu. Osmanlılarda sabun imali ve tüketiminin oldukça yaygın olduğuna arşiv vesikalarında rastlıyoruz.

Sabun üretiminin 12. yy'da başlandığı İngiltere'de ise, 1622 yılında I. King James, sabun üretim tekelini yılda 100 bin dolar karşılığ ında bir sabun yapımcısına verdi. Fakat, sabun lüks sayılıp yüzde yüz vergiye tabi tutulduğundan halkın banyo yapması imkansızdı. Temizlik ve su sistemleri Roma ve Girit'teki sistemlerle yarı edecek düzeye gelmiş olmasına rağmen, ülkede temizliğe karşı genel bir isteksizlik hakimdi. Dickens dönemi, korkunç bir pislik içinde geçti.Hastalıklar iyiden iyiye yayılıyordu. 1842'de, ngiltere Fakir Yasası Komisyonu sekreteri olan Edwin Chadwick'in çabaları sonucunda, Parlamento, 1846'da "Halk Hamamlarını ve Yıkanma Evleri Hareketi"ni onayladı ve Gladstone, 1853'te sabun vergisini kaldırdı. 1860'ta Londra'da sayısı 10 olan halka açık yıkanma evleri, bir milyondan fazla sayıya yükseltildi. Bu hareket Amerika'ya da yayıldı. Amerikan Tıp Topluluğu Dergisi'nin 1892 Ekim sayısında; korunma tedaviden daha olduğu takdirde, halka açık büyük bir hamam kurmanın, hastane inşa etmekten daha ucuza mal olacağını yazmaktaydı.Gerçek anlamda bilimsel sabun yapımı ise, 18. yy'da da Michel Eugene Chevreul'un katkılarıyla, önceden belirlenen kesin amaçların elde edilmesini sağlayan kimyasal formüllerin ortaya konmasıyla başlıyor. Buhar makinesi gibi buluşların gerçekle mesiyle de, sabun yapımı gerçek bir sanayiye dönüşüyor. Sabunun sert sularda eritildi ği zaman yeterince köpürmemesinin yol açtığı sakıncayı giderme çalışmaları, 1930'lu yıllarda ABD'de ilk deterjanların ortaya çıkmasını sağlıyor ve o tarihten bu yana deterjan yapımı da önemli bir sanayi dalına dönüşüyor.

Osmanlı İmparatorluğu sabun üretimi açısından çok zengindi. Trablus sabunu, çiçek sabunu, misk sabunu, Hünkari sabun, beyaz ve siyah paşa sabunu, alaca sabun, kara sabun,kokulu sabun, Kandiye sabunu Girit Sabunu, Arap sabunu, leke sabunu ve fes sabunu... Bunlar imparatorlukta üretilen sabun türlerinin sadece birkaçı... Osmanlılarda sabunla ilgili ilk düzenlemeler Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devri kanunnamelerinde görülür. Fatih dönemine ait Foça sabunhanesi ile ilgili düzenlemede ve Yavuz devrine ait Trablus Sancağı kanunnamesinde sabun konusunda hukuki düzenlemeler bulunur. Sonraki dönemlerde sabunun üretimi, kalitesi, fiyatı, kontrolü, ticareti ve sabuncu esnafı konularında oldukça fazla vesika ve düzenleme bulunması dikkat çekiyor.

Sabun temel olarak, zeytinyağı, prina yağı, ay çiçek yağı, yerfıstığı yağı, palmiye özü yağı, iç yağı gibi maddelerden elde edilen ya asitleri ile sodyum tuzlarının tepkimesinden oluşuyor.Sabun üretimi, yıkama, pişirme, sıvılaştırma ve sabunla ma olmak üzere dört evreden meydana geliyor. Yoğurma sırasında parfümler katılarak kokulu sabunlar elde ediliyor.Kozmetik sanayinin gelişmesiyle sadece temizlik maddesi olmaktan çıkıp, özel formüller ve kokularla farklı özellikler kazanan sabun, gençlik, güzellik ve pürüzsüz bir cildin en doğal kaynağı haline geldi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....