Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
01:00, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Salı, 09 Aralık 2025 - 01:00
Arama
MaviKaranlık Forum
Tarikatlar/Kültler/Mezhepler - Şia (Şiilik)
-
Tek Mesaj #3
Mira
VIP
VIP Üye
9 Eylül 2012
Mesaj
#3
VIP
VIP Üye
Şiilik
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Hz. Muhammet'in ölümünden sonra Ali'nin halife olması gerektiğine inanan ve sayıları yüzleri aşan mezheplerin genel adı. Alevîlik ile eşanlamlıdır. Daha Hz. Muhammet çağında, başlarında Yahudiyken Müslüman olmuş Abdullah bin Sebe'nin bulunduğu birtakım kişiler, Tanrı'nın, Ali'nin varlığına sindiğini (hulul ettiğini) ileri sürmüşlerdi. Ali'nin kendisi, bunların bir kesimini öldürüp yakarak ortadan kaldırmıştı. Hz. Muhammet'in ölümünden sonra yerine kimin geçeceği tartışılırken sahabenin birçoğu Ebubekir'e biat ettiler. Ali, kendisine haber verilmeden seçim yapılmasına karşı çıkmakla birlikte, biraz gecikerek biata katıldı. Şiîlere göre, başlarında Selmanı Farisi olmak üzere birkaç sahabe Ali'ye biat etmişlerdi. Bunlar ilk Şiîler sayılır. Arapça olan Şiî sözcüğünün anlamı yandaş, destekleyicidir. Şiîlere, Alevî denmesi de, Ali yanlısı olmalarındandır. Şiîlerin, Ali'nin halifeliğini ileri sürerken gösterdikleri neden, onun Ehlibeyt'ten olması ve Ehlibeyt'i öven ayet ve hadislerin bulunmasıydı. Ali-Muaviye savaşından sonra Müslümanlar üç kola ayrıldılar.
Sünnîler, halifenin Kureyş boyundan olmasını ve dinle devletin birbirinden ayrılamayacağını savunuyorlardı.
Hariciler, Habeş bir kölenin bile halife olabileceği kanısındaydılar.
Şiîler, halifenin Ehlibeyt'ten, dolayısıyla Ali ve soyundan olması gerektiği görüşündeydiler.
Şiîlik ilkin Güney Arabistan'da yerleşti ve Kuzey Arabistan'a karşı bir tutum takındı. Hz. Muhammet'in torunu ve Ali'nin küçük oğlu Hüseyin'in Kerbelâ'da Emevîlerce öldürülmesi, Şiîliğin gelişip yayılmasında büyük etken oldu. Müslümanlık genişleyip yayıldıkça birçok din ve inançların, özellikle Hristiyanlık, Mecusilik, Manicilik, Mezdekçilik, Şamancılık inançlarının yerleşmiş bulunduğu halkları da egemenliği altına aldı. Binlerce yıllık geçmişi olan bu inançlar, töreler, gelenekler, görenekler kısa bir süre içinde kökünden sökülüp atılamazdı. Bunlar, çeşitli yollarla yeni dinin içine sızarak Müslümanlığın birçok mezheplere bölünmesine yol açtılar.
Kavimlerin,kendilerini egemenliği altına alan Araplara karşı duydukları nefret de bölünmeleri kamçılıyordu. Şiî mezheplerin hepsinde ortak olan yön Ali sevgisidir. Bu sevgi, Ali'yi ilk halife olarak tanımakla onu tanrılaştırmak arasında, değişik aşamalarda ve biçimlerde belirir. Şiîlerin en ılımlılarından (İmamîler, Zeydîler), en aşırılarına (Dürzîler, İsmailîler vb.) değin hemen hepsi içrektir (Batınî). Kuran'ın ve hadislerin açık anlamları ötesinde, onlardan çok daha önemli gizli anlamları bulunduğuna inanırlar. Bu anlamları ancak yetkili din uluları çözebilir. Bu yetkili kişilerin nitelikleri mezheplere göre değişir. Kiminde Ali-Fatıma soyundan gelmiş olma, kimindeyse Tanrı'nın özenerek yarattığı ulu kişi olma niteliği aranır. Şiîlerin, kendi bilginleri eliyle derlenmiş hadis kitapları da vardır. Şiîlerin aşırılarına Galiye denir. Bu mezhepler Ali'yi tanrı bilirler. Ölmediğine, don (kılık) değiştirdiğine inanırlar. Mehdi inancı Şiîler arasında yaygındır. Kimi mezheplerde Tanrısal ruh insan benliğine girer (Hulul). Yeryüzünde her zaman Tanrısal ruh taşıyan bir insan, bir önder vardır. Bu önderi kimse tanıyamaz. Ancak evreni o yönetir.
Zaman zaman Tanrılık ve peygamberlik savlamasıyla ortaya çıkan kimseler, bu inançtan güç alırlar. Kimi mezheplerin inancına göre ölen bir insanın ruhu, yaşamındaki eylemlerine göre, başka bir insana, bir hayvana, bir bitkiye geçer ve yeniden insana doğru yükselmeye başlar. Kimi mezheplerde Ali-Muhammet-Tanrı üçlüsü bir tek varlık sayılır. Bu inanç Hristiyanlığın Tanrı-İsa-Kutsal Ruh üçlemesini (teslis) andırır. Şiîlerde dinî yükümlülükler ve yasaklar çok hafifletilmiştir. Çoğunun inancında cennet ve cehennem öbür dünyada değil, bu dünyadadır. Şiîlerde kadının toplum içindeki yeri de çok değişiktir. Boşanmasız tek evlilikten, Mezdekçilikteki birçok kadınla birçok erkeğin ortaklaşa evliliğine değin çeşitli biçimleri vardır. Şiîlere Rafızi de denir.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
theMira
Cevapla
Kapat
Saat: 01:00
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...