Kurt Adamlar
Ayın gökte her zaman dolunay olarak kaldığı bu ülkede gökyüzü sanki onlar için yaratılmış. Onlar vampirlerin ezeli ve ebedi düşmanlarıdır. Kendi topraklarında bir tane bile vampirin gezmesine izin vermezler. Kurtadama dönüşmeden evvel ne kadar sakin ve soğukkanlılarsa, dönüşüm yaşadıktan sonra da bir o kadar hırçın ve ölümcül olurlar. Birçoğu Anakar rolündedirler. Dengenin bozulmaması için canlarını ortaya koyarlar.
Kurt Adamlık
Kurt adamlık yamyamlıkla yakından ilişkilidir. Bir kuradamın bir gecelik aktivitesi kurbanlarını avlanmak, öldürmek ve yemektir. Çoğu kaynak tek amaçlarının kuzu gibi hayvanlarının bütün sürülerini öldürüp yemek olduğunu belirtir. Her ne kadar yemekte ayrım yapmasalar bile çocuk eti gibi genç ve taze etleri tercih ederler. İnsanların doğasında öldürme ve hayat alma dürtüsü vardır. Acı çekerken seyretmekten hoşlanma, zarar verme ve işkence etme eğilimi her tür insanda bulunur. Bu kana susamışlık ve yamyamlık ''akıl hastalığı'' olarak değerlendirilirken aslında tam da Kurt adamlık kategorisine düşmektedir. Beyindeki sorunlar o kişinin halüsinasyon görmesine ve iradesinin azalmasına sebebiyet verir.
25.000 yıl önce insanoğlu vejetaryendi, bitkilerle beslenir ve etyemezdi. Yeni çevreye kendini kabullendirmek içinse avlanmaya başlamak zorunda kaldı, et yedi ve insan derileri giydi. Bunlar insanların Kurt adamlıkla sonuçlanan sadistlik ve mazoşistlik gibi duyguları beslemesinin kaynakları oldu.
Kurt adamların karakterlerine dair çok ilginç teoriler vardır; cinsel yönden eğilimleri gibi. İlk çağlarda kurt derisi giyen biri istediği kadın için lideriyle dövüşmeye kalkabiliyor ve kadınını kaçırma cesaretini kendinde bulabiliyordu. Bu yüzden Kurt adamların insan kaçıran varlıklar olduklarına inanılır.
İlk insan kabileleri yağan kar kulübelerini yok ettiği zaman doğuya göçmek zorunda kaldılar. Doğu’da hala meyve ile beslenen barış dolu insanlar yasıyordu. Ve bir gün Doğu’ya kurt adam derileri giymiş adamlar saldırırsa, her yeri yıkıp kadınlarınıza tecavüz ederse ve ertesi gün her şey sanki kurt saldırısına uğramış gibi görünürse siz de insan ile kurt arasında benzerlik olduğunu düşünmez misiniz?
Yaşanmış Kurtadam Olayları
* 12.yy.da İngiltere'de bir kadın, kurt adam olan kocasının giysilerini saklayarak eve dönmesini engellediğini söyler. Kocasının kaybolmasından kısa süre sonra da başkası ile evlenir. Olay kıralın ilgisini çeker ve konu mahkemeye intikal eder. Mahkeme sonucunda kadın ve yeni kocası, kurt adam olduğu iddia edilen eski kocayı öldürdüklerini itiraf ederler.
* 1573'de Fransa Dijon'da, Gilles Garnier adında bir kişi kurt adam olduğu için köye zarar vermek ve çocukları parçalamakla suçlanır. Gilles Garnier, işkencelere dayanamayarak suçunu itiraf eder ve kazığa geçirilerek yakılır.
* 1589'da görgü tanıklığı yapan kimseler, Peter Stubbe'nin bir kurda dönüştüğünü gördüklerini söylerler. Mahkeme kurulu Peter Stubbe'yi işkenceyle idam etmek için başka kanıt aramaz. Peter Stubbe, tüm Avrupa'da ''Cologne Kurt Adamı'' olarak tanınır.
* 16.yy.ın sonlarında Fransa'da Bordoeaux kentinin yakınlarında birkaç genç kızı vahşi bir yaratık öldürür. Margaret Poiret adında adında bir çocuk da bu yaratığın saldırısına uğrar; ama kaçmaz ve bir şiş ile yaralayarak ele geçirilmesini sağlar. Küçük Margaret saldırganın kurt gibi baktığını ileri sürer. Zeka özürlü genç Jean Grenier sanık olarak mahkemeye çıkarılır. Tanıklar, onun özel bir merhemle kurda dönüşebildiğini övünerek anlattığından söz ederler. Jean Grenier, genç kızları öldürerek yediğini itiraf eder. Mahkeme sonunda zeka özürlü ve 13 yaşındaki Jean Grenier'in halusinasyon gördüğü ve tedavi edilmesi gerektiği kararına varılır. Bu mahkeme, kurt adamlığa bakış açısını değiştirir. Artık, bu tür olaylar, gerçek kurt adamlık ve akıl hastalığı biçiminde ikiye ayrılır.
* 1598'de Fransa'nın Caude bölgesinde köylüler, bir gencin cesedini parçalayan 3 kurt görürler. Anlattıklarına göre, kurtlar kendilerini görünce ormana kaçarlar. Köylüler kurtları izler. Çalıların içinde uzun saçlı, sivri tırnaklı, tırnaklarının arasında kanlı et parçaları bulunan Jacques Rollet'i bulurlar. Jacques Rollet, mahkemede kurt adam olduğunu, öteki iki kurdun da kendisi gibi kurt adam olan arkadaşları olduğunu itiraf eder ve idama mahkum olur. Ancak, Paris mahkemesi kararı bozar ve sanığı akıl hastahanesine gönderir. Jacques Rollet, bir daha kurt adama dönüşemez ve iki arkadaşı da bulunamaz.
* 1949'da İtalya'da polisler, kurt adam olduğunu sanan ve dolunaylı gecelerde uluyan bir adamı izlemekle görevlendirilirler.
* 1975'de İngiltere'de Staffordshire'da yaşayan 17 yaşındaki bir genç dolunayda kurt adama dönüştüğünü öne sürer. Birgün arkadaşına telefon edip yüzü ve ellerinin renk değiştirdiğini, giderek tam bir kurt adama dönüştüğünü söyler. Genç, kısa süre sonra yüreğine bıçak saplayıp kendini öldürür.
Kurt Adam Tarihçesi
İlkçağ
Kurtadam inancı ilkçağdan beri birçok kültürde yer almıştır. Kurtadamlar ilk Plato tarafından bahsedilmiştir. Onun yazdığı “Natural History” de her jenerasyonun belli üyelerinin, 9 yıl için kurta dönüştüğü anlatılır. Ayrıca şair Vergil,yazar Petronius ve Strabo da kurtadamlarla ilgili kitaplar yazmışlardır.
Ortaçağ
Kurtadamlarla ilgili hikayeler Ortaçağ Avrupasında geniş bir kitle tarafından inanılıyordu. Bu zamanlarda Baltık ve Avrupa ülkelerinde bu inançlar iyice yerleşmişti. 15. ve 16. yüzyıllarda, cadılada olduğu gibi, kurtadamların da şeytanın hizmetkarları olduklarına, onların şeytanın desteğini ve yardımını almak için şeytanla anlaştıklarına inanılmıştı. Suçlular ve kaçaklar insanların bu batıl inancını, üzerlerine kurt giysileri giyip onları korkutarak kullanmışlardı. Kurtadam olduğundan şüphelenilen kişi, mahkum olduğunda canlı canlı yakılıyordu.
16. yüzyılda Fransa, kurtadamların idam edilmesini yasal hale getirdi. Kurtadamlarla ilgili davaların çoğu cinayet ve yamyamyıkla ilgiliydi. Bir çoğu da çocukları öldürüp, vücutlarının bazı parçalarını yemekten idam edildiler.
Kurt Adamların Özellikleri
Avrupa'da, 1520-1630 yılları arasında kayıtlara geçmiş 30.000 kurt adam vakası vardır. İnanışa göre kuduz bir kurt ya da kurt adam tarafından ısırılan bir insan, kurt adam olmaktadır. Dolunay altında açıkta uyumak, kurtların içtiği sulardan içmek de tehlikeliydi. İsviçreli filozof doktor Paracelsus'a göre kurt adamlar, öteki dünyada ruhu huzura kavuşamayan kimselerdi. Geceleri şiddet duygularını doyurmak isteyen kişilerin de büyü ile kurt adam olabileceğine inanılıyordu.
İnanışa göre, kurt adamlar kıllı derilerini insan biçiminde iken derilerinin altına gizlerler. Dolunaylı gecelerde kurda dönüşür ve insanları gırtlaklarından ısırarak öldürürler. Başka bir inanca göre de kurt adam tesadüfi olarak ya da kendi isteği ile kurda dönüşür. Kurt biçimine giren bir kişi yalnızca gözlerinden ve sesinden tanınabilir. Çünkü sadece bu özellikleri değişime uğramaz. Kurt adamı yakalamak için giysileri saklanır; çünkü o zaman kurt adam insana dönüşemez. Bir kurt adam olağan silahlarla ölmez; kurt adamı öldürebilmek için gümüş kurşun ya da gümüş kılıç gerekir. Yaralanan ya da ölen kurt adam, hemen insana dönüşür. İnsan şekline döndüğünde, eğer yaralı ise, yaraları da iyileşir. Kurt adama 3 kez adı ile seslenmek de onu insana çevirebilir.
5 forma bürünebilirler (insan, %75 insan %25 kurt, yarı insan yarı kurt, %75 kurt %25 insan, kurt). Özellikle yarı insan yarı kurt formda inanılmaz güçlü ve hızlı olurlar. Güçlerinin temeli içlerindeki hayvan ruhudur, dolunaylı gecelerde, gaza geldiklerinde veya aşağılandıklarında bu öfkeden güç alarak daha da ölümcül olurlar. Ayrıca çok hızlı iyileşirler ve büyü yapabilirler. Çok zor durumda kalırlarsa ya da araştırma yapmak için ruhlar alemine gidebilirler.
Sadece gümüşten silahlarla açılan veya diğer doğa üstü varlıkların (vampirler, büyücüler, diğer kurtadamlar, avcılar) sebep olduğu yaraları iyileştiremezler. Tarih boyunca kimine göre bir evrim, kimine göre insanın içine şeytanın girmesi sonucu oluşan yaratık, kimine göre bir hastalık olmuştur. Bir hayal ürünü olduğunu söylemek araştırılınca neredeyse imkansızdır, çünkü portreleriyle birlikte birçok kurtadam sanılan insan tarihte yer almıştır. Hastalık ortaçağda çok yaygın olarak bulunan bir mantardan kaynaklanmaktadır (belirtileri; derinin sertleşmesi, gözlerin değişmesi, tırnakların sertleşmesi, kılların aşırı uzaması).
Kurt Adamlığın Nedenleri
Porfiri
1964'te yayınlanan bir makaleye porfirinin, kurtadam efsanelerinin nedeni olabileceğini açıkladı. Bundan 21 sene sonra, 1985t'e David Dolphin, profirinin vampir efsanelerini de açıklayabileceğini öne sürmüştü.
Porfiri kana kırmızı rengini veren hemoglobin maddesinde bulunan, hemoglobine oksijen taşıyan maddelerin üretilmesindeki anormalliklerden ortaya çıkan bir grup hastalıktır. Çok nadir görülen genetik bir hastalıktır. Porfirinin bir çeşidi olan doğuştan eritropoietik porfirinin belirtileri, ciltte çıkan ve güneşe aşırı hassas olan sarı tüylerdir ve hastalar sadece gece dışarı çıkabilirler ya da ciddi doku yaralanmalarına maruz kalırlar. Ayrıca hastanın elleri deforme olup pençe şekline bürünür, burun, göz kapakları, kulaklar ve parmaklarda değişimler gözlenir. Davranışlar tuhaf ve dengesiz bir hal alır, idrarda ve dişlerde kırmızı pigmentler belirmeye başlar. Ayrıca profirinin bazı çeşitleri sara ilişkildir.
1982'de Amerikan genetist Frank Greenberg, profiri olan bir Meksikalı ailenin kurtadamlara benzediğini keşfetmiştir. Vücutları klasik kurtadam filmlerindeki gibi sarı tüylerle kaplıdır. Ailenin tamamen halk tarafından dışlandığı ve sadece sirkte iş bulabildikleri öğrenilir.
Zihinsel Hastalık
Kişilik bölünmesi gibi psikolojik hastalıklarda, hastanın bzen kendisinin kurtadam olduğuna inandığı görülmüştür. Kurtadamlarla ilgili halüsyasyonlar görmek gibi belirtileri olan hastalığın çeşitli sebepleri olabilir. Forestus ve Burton gibi eski yazarlar kurtadam hastalığını, melankoliye bağlamışlardır. Bu hastalığın örnekleri günümüzde şizofreni ile ilgilidir ama hakkında daha derin araştırmalar yapılamamaktadır.
Büyüyle Dönüşme
Ortaçağda kurtadamların cadılarla ilgili olduğu sanılırdı. Avrupada geceleri uluyup, insanları korkutan, gezginleri öldürüp yiyen efsane kurtadamların, cadıların kendilerini, şeytan efendilerinin emirleri doğrultusunda kurta dönüştürmeleri yüzünden olduğuna inanılırdı. Hatta çok güçlü oldukları için, şeytanın kendisi olarak bile kabul edilmişti.
Kurtadam dönüşüm geçirmiş bir cadı olmasa bile, yine de cadılıkla ilgisi vardır. Bazı hikayelerde Sabbath’a giden cadıların bu yaratıklar üzerinde yolculuk ettiği söylenir. 16. yüzyıl simyacısı Paracelsus’a göre ölmüş bir kurt, bir rahip tarafından lanetlenirse dönüşüm geçirir ve 7yıl böyle kalırdı. Fransız yazar Claude Seignolle, bu efsanenin, rahipler tarafından lanetlenen suçluların kurtadama dönmesi hikayelerinden türediğini söyler. Diğer yazarlar da kurtadamlığın bir çeşit “possession” (ele geçirme) vakası olduğunu anlatırlar. Bir çok 16. ve 17. yüzyıl uzmanı da kurtadamların, şeytanla anlaşan cadıların dönüşüm geçirmesinden ortaya çıktığını öne sürmüştür. Bütün bu popüler inançlar, kültürümüze işlediği için gerçekle mit arasındaki bağı kurmak da oldukça güçtür.
Bununla beraber daha önce de söylendiği gibi, kurtadama dönüşmenin şeytanla anlaşmayı gerektirmeyen bir çok yolu vardır. İtalya’daki inanca göre Cuma günü dolunayda doğanlar ya da böyle bir geceyi dışarda geçirenler kurtadam olmaya müsaittirler.Transilvanya’da ise insanlar kurt tarafından ısırılınca kurtadama dönüşüldüğüne inanırlar. Avrupa’da ise halen bir kurtun içtiği sudan içen ya da bir kurtun beynini yiyen kimsenin kurtadama dönüşeceği ve bunun gibi inançlar yaygındır.
Ergotamin
1520'den 1630’a kadar olan periotta sadece Fransa’da 30000'in üzerinde kurtadam-avı yapıldı. Kurtadam olarak suçlanan çoğu kişi fakir ve deniz seviyesine yakın yerlerde yaşayan insanlardı. Çavdar ekmeği Farnsa’nın fakir insanları için ana yemekti ve soğuk kışlardan sonra çavdar Ergot mantarına (çavdar ekmeği yeme sonucu oluşan bir hastalık) sebep oluyordu. Yeni bir teoriye göre ergot virüsü bulaşmış insanlar halüsnasyon görüp kendilerini kurtadam sanıyorlardı.
Fransa’da 1950'lerde ergot zehirlenmesiyle ilgili önemli bir patlama yaşanmıştı. Ergotun semptomları halüsnasyonları da kapsar. 1950'deki Fransız kurbanlar korkunç yaratıklar tarafından takip edildikleri ya dasaldırıya uğradıkları,vücutlarının kendilerine ait olmadığını hissettikleri yönünde raporlar verdiler. Ergot zehirlenmesi yaşayan başka bir adamın da, yedi defa bağlandığı yerden kurtulup kaçtığı, deri tasmasını ısırırken bütün dişlerini kaybettiği ve kendisini takip ettiğini söylediği bir kaplandan kaçmak için hastane penceresinin iki tane demir parmaklığını büktüğü rapor edildi.
Çavdar paraziti en yaygın taşıyan çeşit olmasına rağmen, arpa ve buğday da bazen virüs taşıyabilir. Ergotlar çavdarın üstünde, tohumun olduğu yerde siyahımsı-mor topaklar halinde görülür. Bu topaklardan yayılan morumsu parazitler ancak mikroskopla görülebilecek büyüklüktedirler. LSD ergot bileşimlerinden yapılan ilk maddedir. Ayrıca ergot parazitlerini sıcak etkilemez.
Ergot mantarı aslında sanrılara sebep olurlar ve zehirlidirler fakat LSD’ye dönüştürülmeleri kompleks bir kimyasal karışımdır ve doğal olarak üretilmez.
Ergotaminin Etkileri
İçine çekildiğinde, yutulduğunda ve deri yoluyla emildiğinde ölümcül olabilir.
Ayrıca mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, mide ağrıları, kusma ve ishale sebeğ olabilir. Diğre semptomlar ise susama, nabzın değişmesi, çınlama sesleri duymak ve zihin karışıklığı. Kronik etkileri: hamile kadınların çocuklarını düşürmesine sebep olabilir.
Kurt Adam Efsaneleri
Kırmızı Başlıklı Kız Efsanesi
Kırmızı başlık kız hikayesi kurtadam mitinin tüm detaylarını taşıyor: kırmızı giysi, ormanın derinliklerinde bir “büyükanne”ye yemek sunmak, kurt-derisi içinde bir büyükanne, yutulmanın ve yeniden doğuşun yamyamca bir motifi.
Hikayenin asıl kurbanı kırmızı giymiş bakire olamazdı. Ava giden avlanan hesabı, avcı av olmalıydı.
Pamuk Prenses de olduğu gibi kırmızı başlıklı kız da tanrıça Trinity'nin bir parçasıydı. Romalı kilise adamlarına göre, ay tutulmasında, ayın kırmızı olması tanrıçanın kendi kanıyla olur. Tanrıçayı pişman etmek ve kötüden uzaklaştırmak için kendi kurtları ona saldırmıştır.
Benandanti Kurt adamları
Bu olay 1692de Jurgenburg Livonia’da, Baltık denizinin doğusundaki kurtadam efsanelerine dayanıyor. 80 yaşında bir adam olan Thiess hakkında bir hikaye.
Thiess kurtadam olduğunu itiraf etti ve o sırada ölü olan Skeistan adında bir cadının onun burnunu kırıp dövdüğünü söyledi. Thiess’in ifadesine göre Skeistan ve diğer cadılar, ordaki mahsülün büyümesini engellemeye çalışıyorlardı. Bunun amacı da tüm hububatı cehenneme yollamaktı.Thiess, mahsülün büyümesine yardım etmek için, bir grup kurtadam arkadaşı ile birlikte cehenneme inip mahsülü kurtarıp cadılarla savaştıklarını söyledi.
Cadıların ve kurtadamların savaşı yılın üç gecesi oluyordu: Saint Lucia, Pentecost ve Saint John.( Mevsimsel değişimler) Eğer kurtadamlar, köyü cadılara karşı savunmasalardı, açlık başlayacaktı. Kurtadamlar demir sopalarla saldırırken cadılar süpürge sapları kullanıyorlard ve Skeiston, Theiss’in burnunu at kuyruğundan yapılma bir süpürgenin sapıyla kırmıştı.
Jüri böyle bir tanıklık karşısında elbette ki çok şaşırdı, çünkü kurtadamları şeytanın ajanları sanıyorlardı. Şimdi de kurtadamların şeytana karşı savaştıklarını duymuşlardı. Kurtadamların ruhlarına ne olduğu sorulunca Thiess cennete gittiklerini söyledi. Ayrıca kurtadamların tanrıların köpekleri olduklarını ve dünyayı şeytandan korudukları yönünde ısrar etti. Eğer kurtadamlar olmasaydı bütün dünya acı çekecekti. Ayrıca Rusya ve Almanya’da da cadılarla kendi cehennemlerinde savaşan kurtadamlar olduğunu söyledi. Asla şeytanla anlaşma yapmayacaklarını ve dünyada her zaman cadılarla savaşmaya hazır bulunacaklarını ifadesine ekledi.
Jüri Thiess’i putperestlik ve batıl inançları olduğu gerekçesiyle 10 kırbaça mahkum etti.
Peter Stubb
Başka bir kurtadam vakası da Peter Stubb’dır. Peter’ın itirafı ölesiye işkence gördükten sonra gelmiştir. Kendi söylediği şekilde “günahkar sanatlar”a 12 yaşında başlamış ve şeytanın kendisine kurtadama dönüştürmesini sağlayan bir kemer verdiğini iddia etmiştir.
Peter Stubb köyünde terör estirdi. 13 çocuk ve 2 hamile kadınla beslendi. Ayrıca öz kızıyla cinsel ilişkiye girdiğini ve bir çok metresi olduğunu itiraf etti. Cinsel iştahı doymak bilmediği için şeytanın ona bir succubus yolladığını söyledi.
Peter Stubb’ın bu değişik yaşam biçimi 25 yıl boyunca, avcıların onu kurt halinde yakalamarına kadar devam etti. Jüri Peter’ın taktığı kemeri bulamadı ama “şeytan verdiği gibi geri aldı” şeklinde bir açıklamada bulundu. Bu davada kanıt bulunamamasına rağmen Stubb acımasızca idam edildi. Eti kemiklerinin on yerinden kırmızı sıcak kıskaçlarla çıkarıldı, tahta bir baltayla kolları ve bacakları kırılıp yakıldı. Kızı ve bir metresi de suçlarına ortak olmaktan dolayı tutuklanıp idam edildiler.
She-wolf Üçüz-Tanrıça’nın yüzlerinden biridir.O üç ruhunu oğlu olan efsanevi Kral Erulus ya da Herulus’a vermiş, Evander kralı yendiği zaman, onu üç defa öldürmesi gerekmiş. Üçüz-Tanrıça’ya tapan Amazonlar, Neuri adında bir kabile kurmuşlar. Ana dinsel festivallerinde yılın birkaç günü kendilerini kürkler ve maskeler giyerek kurta dönüştürüp, tanrıçalarını anarlar.
Kuzey Slavlar eski zamanlarda yeni doğmuş bir çocuğu kurt derisinden geçirip, bunun she-wolf’un doğumunu simgelediğine inanmışlar. Hristiyanlığın gelmesiyle de bu seremoninin çocukları cadılardan koruduğu inancı yerleşmiş. Ama asıl amaç çocuğu kurt totemine yaklaştırıp, ikinci doğumun kurt tarafından olmasını sağlamaktı.
Galyalı Diana ilk ve ortaçağa ait bir çok kurt hikayesi anlatmıştır. Lupa adı, vahşi hayvanların anası olarak geçer ve Fransız kadınların çoğu onu kendine örnek almışlardır.
She-wolf’un aşıkları onu çoğu kez kutsal bir dağda buluyorlardı. Efsaneye göre genç erkekler sihirin sırlarını ve büyü yapmayı, tanrıçanın heykelinin önünde mastaurbasyon yapıp üzerine meni sürdüklerinde öğrenebiliyorlardı. She-wolf onlara bir daha hristiyan kilisesine ayak basmamaları şartıyla yol gösterip koruyuculuk yapardı.
Soranus Efsanesi
Kurt-tanrı efsanesinin Roma versiyonu da, Dis Pater Soranus ya da Feronius, “Kurtların Anası” Sabine’nin eşidir. Yapılan Ferenoia festivalinde, insnaların tanrılarını anmak için çıplak ayakla kor kömürler üzerinde yürüdükleri söylenmiştir. Ayrıca ruhu kurt derileri olan genç adamların ajanlığı ile gezinen, Lupa, she-wolf, efsanesi de Lupercalia ya da she-wolf festivali ile anılır.