Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ekim 2012       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Uygarlık bir insan topluluğunun temelini oluşturur. Her halk uygarlığını kendinde taşır, kendisiyle götürür. Uygarlık yayıldığı zaman insanlığın ortak mirası zenginleşir, kendi üzerine kapanırsa hiçbir topluma hiçbir şey kazandırmaz, gelişmez, olduğu yerde sayar. Doğma, büyüme, olgunluk ve ölüm şeklindeki hayat sürecinin gelişigüzel bir şekilde insan topluluklarına uygulanması, uygarlığın alışverişsiz, etkisiz, kabul ve retsiz olamayacağını bizlere kanıtlar.
Uygarlık sürekli bir arayış içindedir. Kendi içinde çakıştığı noktalarda, bulunduğu halk tarafından düzlüğe çıkarılır. Halkın uygarlığı reddedememesinin kaçınılmaz olduğu sonucu uygarlığın halkla birlikte doğup yaşamasından çıkarılabilir.

Descartes’ e göre, nasıl ki matematiğin mükemmelliği, verilerinin doğrulunda ve az şeyle çok şey anlatma gücündeyse; özdeyişlerin de mükemmelliği, söylenenlerin doğruluğunda ve az sözle çok şey anlatma gücündedir. Örneğin Einstein’ın bilim tanımı şöyle: “ Bilim, duyumsal yaşantılarımızın karmakarışık çeşitliliğini mantıksal yönden düzgün bir düşünce sistemi haline koymak çabasıdır.”

Ünlü Alman yazar Goethe’ nin bilimle ilgili kısa bir paragraflık düşünceleriyse şöyle: “ Eğer bilgiye, bilime kendimizi verebiliyorsak bu, hayata daha donatılmış, daha güçlü olarak dönebilmek içindir. Hayatta sağlık ve erdemden sonra, bilgi ve bilimden daha değerli hiçbir şey yoktur; aynı zamanda onun kadar kolay ulaşılan, bedava elde edilen bir şeyde yoktur. Bütün iş sakin olmak ve bütün masraf da harcamaktan kurtulamayacağımız zamandır.” Elbetteki Goethe’ nin burada kolay ulaşılabilirlikten kastettiği bilimin internetle olan ilişkisi değildi. Gerçektende bilime ulaşmak zannedildiği kadar zor, karmaşık bir süeç değildir. Harcanması gereken zaman bilinçli bir biçimde kullanıldığında bilim avcumuzun içinde kıpırdayan bir varlık gibidir.

Atatük’ ün “hayatta en hakiki müşit ilimdir.” sözü oldukça yerinde bir değer biçmedir. Binlerce yıldan beri birikmiş ve insanlığa miras kalmış bilim hazinesine sahip olmaya kalkışmayan kimse, Cicero’nun sözlerine hak vermek zorundadır. “Doğmadan önce neler olduğunu bilmemek daima çocuk kalmak demektir.” diyor Cicero. Yanlızca güç ve özgülük bilimdir. Süekli olan mutluluk da bilgi ardından koşmak ve anlamaktan zevk almaktır.