Arama

Asteroid Kuşağı - Tek Mesaj #2

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Kasım 2012       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
'Asteroid Kuşağı Sıçramalı Gelişim Sürecini Tetikledi'

Ad:  asteroit-kusagi-sicramali-evrimi-tetikledi,TEEfMLMDN0yhX6YgfjLzhw.jpg
Gösterim: 417
Boyut:  28.8 KB

Uzay bilimciler, Dünya dışı yaşam arayışında bakılması gereken en ideal bölgelerin, tıpkı Güneş Sistemi’ndeki gibi Asteroid Kuşağı’na sahip olan yıldız sistemleri olacağını belirtti. Yeni bir teoriye göre, yıldız sistemlerinde ‘ani gelişimlere’ dayalı hayatın oluşması için, göktaşı bombardımanı gerekiyor.

Bilim insanları, Güneş Sistemi’ndeki yaşamın, göktaşlarının çarpmaları sonucunda oluştuğu düşüncesinden yola çıkarak, tartışmalı ‘sıçramalı gelişim süreci’ teorisini öne çıkaran bir görüş ortaya attı. Buna göre, eğer insanlık asteroid çarpmalarının sonucunda oluştuysa, periyodik olarak akıllı varlıkların bir gelişim süecinden geçmesini sağlayacak bu çarpışmalar, Asteroid Kuşağı’nın benzerlerinin yer aldığı diğer yıldız sistemlerinde de gerçekleşmiş olabilir. Bu düşünceyle yola çıkan uzay bilimciler, yaptıkları araştırmalarda Asteroid Kuşağı gibi sayısız gök taşı ve kozmik tozun yer aldığı bölgelerin galakside çok fazla bulunmadığını tesbit etti ve buna dayanarak Dünya dışı varlıkların sanıldığından daha az bulunduğunu savundu.

Kesintili denge teorisi, canlıların hayatta kalmak adına uzun zaman dilimlerinde kademeli olarak değil, ani ve büyük mutasyonlarla çok daha hızlı ve gelişmeye yönelik bir gelişim süreci geçirdiğini öne sürüyor.

Asteroid Kuşağı Tabanlı Yeni Teori

ABD’nin Colorado Üniversitesi’nden gök bilimci Martin ve Baltimore kentindeki Uzay Teleskobu Enstitisü’nden meslektaşı Livio, Dünya’nın komşusu Mars ile gaz devi Jüpiter arasında yer alan Asteroid Kuşağı’nın yer aldığı konumun bir tesadüf olmadığını düşünüyor. İkiliye göre, Asteroid Kuşağı’nın bulunduğu yer, aslında Güneş Sistemi’nde yaşamın oluşması için gerekli.

İki gök bilimci, Güneş Sistemi oluşurken Jüpiter ve Güneş arasındaki yerçekimsel güçlerin yıldız sisteminin içindeki kozmik toz ve cisimleri çekmiş olabileceğini düşünüyor. Bazı gök bilimcilerin ‘kar hattı’ olarak adlandırdığı bölgede bulunan Asteroid Kuşağı’ndaki buzul gök cisimleri, sahip oldukları hassas konum sayesinde buz hallerini koruyor.

Güneş Sistemi’nin oluşumunda kayalar ve buzul gök cisimleri bir araya gelerek gezegenleri oluştururken, Jüpiter bugünkü konumuna gelmeden önce Güneş’e yaklaşmaya devam etti. Jüpiter ile Güneş arasında oluşan çekim kuvvetleri ise Asteroid Kuşağı’ndaki cisimlerin parçalanarak diğer gezegenlere yönelmelerine neden olurken, bir araya gelerek gezegen oluşturmalarını önledi.

Asteroid Kuşağı Olmasaydı

Eğer Asteroid Kuşağı’ndaki kozmik cisimler Dünya da dahil olmak üzere Güneş Sistemi’nin iç bölgelerini bombardımana tutmuşsa, teorisel olarak su gibi yaşamın esası materyallerini gezegenlere (Dünya’ya) kazandırmış,iklim ve çevre adına çok büyük değişimlere yol açarak hayatın oluşmasında rol almış olabilirler. Martin ve Livio, bu teorinin gerçekleşmiş olabileceği ama yaşanmadığı başka yıldız sistemleri olduğunu kanıtlamak için, NASA’nın Spitzer Teleskobu’nu kullandı.

Tespit edilen kızılötesi sinyaller, Asteroid Kuşağı’nın benzeri bir kozmik oluşuma sahip 90 yıldız sisteminin varlığını gösterdi. Tüm tesbitlerde ilgi çekici olan husus, tüm yabancı yıldız sistemlerindeki Asteroid Kuşakları’nın tam da Martin ve Livio’nun olmasını belirttiği yerde, ‘kar hattında’ bulunmasıydı.


İki gök bilimci kısaca, Jüpiter gibi gaz devlerinin yörünge hareketlerine bakarak, bu gezegenlerin çekim kuvvetiyle gezegenlerin oluşumunda yer alabilecek gök taşlarını nasıl etkilediğine odaklandı.İkili, Güneş Sistemi dışındaki yıldızların yörüngesinde yer alan 520 gaz devini inceledi. Bu gezegenlerden sadece 19 tanesi, yıldızlarının kar hattının bulunduğu tahmin edilen bölgenin dışında kalıyordu. Bu durum, gök taşlarının gezegenleri bombardımana tutabilecek kadar serbest kalabilecekleri yıldız sistemi oranının sadece yüzde 4 olduğunu gösterdi. Geriye kalan sistemlerde, gaz devlerinin kar hattına çok yakın olması, gök taşlarını yutmalarına neden olacak ve ‘kesintili denge teorisi’ndeki gibi ani gelişimlere neden olacak çarpmaları yapmalarını engelleyecekti.

Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayımlanan araştırmada Martin, “Yaptığımız araştırmada çok az sayıdaki yabancı yıldız sisteminde gaz devlerinin hayatın oluşmasını sağlayacak doğru konumda yer aldığını gördük. Bu durum, yakınlardaki kayalık bir gezegende yaşam olanağını azaltırken, Güneş Sistemi’nin özelliğini de tekrar ortaya koyuyor” dedi.


Kaynak : Ntvmsnbc / Monthly Notices of The Royal Astronomical Society (05 Kasım 2012,16:42)
Son düzenleyen nötrino; 1 Nisan 2016 22:22