Arama

Prof. Dr. Halil İnalcık - Tek Mesaj #5

bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
19 Kasım 2012       Mesaj #5
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye

HALİL İNALCIK


Türkiye’nin Hocası



26 Mayıs 1916’da İstanbul’da dünyaya geldi, bu kuşağın diğer bütün insanları gibi savaşın sıkıntıları içinde büyüyen bir neslin üyesidir. Onlar imparatorlukta doğdu, bu sebeple değiştirilen bir toplumun içinde bugünkü kuşaklara göre etrafla daha çok ilgilenmek zorundaydılar.
Ad:  Prof. Dr. Halil İnalcık2.jpg
Gösterim: 1457
Boyut:  34.2 KB

“Tarihçilerin Kutbu” adlı nehir söyleşisinden de biliyoruz; zor bir çocukluk geçirdi. Eski bir İstanbul ailesindendi, hayatın zorlukları içinde ticaretle geçinmeye çalışan babası Mısır’a yerleşti, iflas etti ve orada öldü.

Genç Halil’in hiçbir imtiyazı yoktu. İlkokulu Ankara’da bitirdi ve sonra devlete ait öğretmen okullarındaydı; önce Sivas, ardından Balıkesir Mustafa Necati...

Cumhuriyet eğitiminin yurt sathındaki eşitlikçi yapısı henüz yaşıyordu, İstanbul’daki bir lisede bulacağı hocalara orada da rastladı. Halil Hoca bugün edebiyat tarihi dalında yetkiyle özgün eserler veriyor, çünkü hocası Abdülbaki Gölpınarlı idi. Ondan edebiyat tarihinde, divan şiirinde sağlam bir yöntem kaptı. Yine fizik ve matematik hocası da Nusret Kürkçüoğlu’ydu.

Cumhuriyetin enerjisi bozkırda kendini gösterdi. İstanbul’un dışında henüz bir Ankara üniversitesi yoktu ama Hitler’den kaçan Alınan profesörlerin de istihdamı ile şehirde önemli bir Ziraat Enstitüsü kuruldu, Hukuk Mektebi’nin eğitimi ıslah edildi ve asıl önemlisi o yıllarda dünya çapında bir kurum olan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kuruldu.

Halil Hoca ilk kulak öğrencilerdendi. Fuad Köprülü ve Şemsettin Günaltay milletvekili oldukları için Ankara’daydılar ve üniversitede ders veriyorlardı.

Bu kuşaktan otodidakt yani kendini yetiştiren bir nesil ortaya çıktı. Fransızca öğreniliyordu, Almanca öğreniliyordu. 1971 yılında Paul Wittek bana Halil Hoca’nın Almancasının mükemmelliğinden bahsetti; doğrudur, gerçekten de metinleri kusursuz okur. Bu Almanca Göttingen’deki üniversitede değil, Ankara Üniversitesinde edinilmiştir.

Mezuniyet ve kısa zamanda yazılan bir doktora tezi, “Tanzimat ve Bulgar Meselesi”; hâlâ hem içerik hem de yöntem olarak alanında öncülüğünü koruyor.

Tanzimat’ın ilanından önce Bulgaristan bölgesinde çıkan ayaklanmaları, çözümlenemeyen toprak meselelerine ve köylülerin sıkıntısına bağlayan; çift taraflı arşiv ve kaynak araştırmalarına dayanan bir tezdir bu. Ve Türk tarihçiliğinin Balkan ülkeleri arasında objektif ve bilimsel tahlil kapasitesine öncü olarak oturduğunu gösteren bir araştırmadır.

Bundan sonraki yıllarda yayımladığı “Suret-i Defter-i Sancak-i Arvanid” ile Arnavutların milli tarihine bilimsel ve belgesel, abidevi bir katkı yaptı.

Bütün bunlar yazılırken hiçbir tarafın ulusal tarihini haksız olarak yermiş veya övmüş değildi. Arnavutlar kadar Sırplar da Prof. Halil İnalcık’a müteşekkirdir ve onu Sırbistan Bilimler Akademisi’nin onursal üyeliğine seçmişlerdir.

Halil İnalcık Hoca arşiv araştırmalarına konan sınırlamalara karşı her zaman mücadele etmiştir. Hocası Fuad Köprülü’nün benimsediği Lucien Febvre ve Fernand Braudel gibi tarihçilerin Annales Okulu tarihçilik anlayışını o da izlemiştir. Ancak siyasi tarihin yöntem ve önemini her zaman bilinçle muhafaza etmiştir.

Moda akımlara uymayan, kendine özgü edebi bir tarihçi üslubuna sahiptir. Onun için arşiv ve araştırma her şeyin önünde gelir ve talebelerine bunu her zaman telkin etmenin de ötesinde, adeta şiddetle benimsetmiştir.

Titiz hocadır, talebesinin her zaman yol göstericisi ve denetçisi olmuştur. İki yıI Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, ardından Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde, son olarak da Chicago Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi olduğum uzun süreç boyunca bu durumu yaşadım.

Osmanlı Devletinin kuruluş aşamasına dair en önemli açıklamayı Fuad Köprülü bilinen kaynaklara dayanarak ve dâhiyane bir sosyolojik tahlille ortaya koymuştu. Bunun coğrafi ve tarihî kaynak tahlilleriyle tamamlanması gerekiyordu. Topoğrafik yani coğrafi tetkikler yaparak birtakım Bizans ve Osmanlı vakayinamelerinin verdiği çelişik bilgileri ayıklamak, Halil İnalcık’ın eşsiz başarısıdır.


kaynak: Defterimden Portreler
Son düzenleyen Safi; 25 Temmuz 2016 21:35