Dünyanın Fransızca konuşulan en büyük ikinci kenti olan Montreal, İngiltere, Asya ve Karayip kökenli nüfusun oluşturduğu kültürel zenginlikle Kuzey Amerika'nın en kozmopolit şehri olma iddiasındadır. Tutku ve gurur, etrafını saran sular kadar derindir bu kendine has ada kentinde. İki dilin birlikte konuşulduğu ve Avrupa etkisinin daha bariz olduğu bu metropol, Quebecois ayrılıkçı hareketinin merkezi olabilirdi, ancak yerli halk küçük bir kültür çatışmasının birliklerini bozmasına göz yummadı. Kendisine atfedilen kutsiyet ve sahip olduğu kıymetli kürklü hayvanlar uğruna bölgede bol miktarda kan dökülmüştür, ancak şu günlerde Fransa-İngiltere arasındaki mücadele, referandumun oy sandıkları etrafında dönmektedir. Şehre adını veren Mont Royal, bölgeye en hakim noktadır. Yakından incelendiğinde Montreal'in en eski bölgesinde 18. yüzyıla ait çok değerli yerler olduğu görülür. Pointe-a-Calliere Arkeoloji ve Tarih Müzesi (Museum of Archaeology & History) bunlardan biridir. Havalar tatsız bir hal almaya başladığında (Montreal'de Ocak pek sevilmez), kendinizi şehrin sıcak, yer altı alemlerine atabilirsiniz. Montreal'de moteller şehir merkezinin batısında yoğunlaşmıştır, yazın ve yılbaşında boş yer bulmak epey zor olmaktadır. Montreal'de gece hayatı genellikle İngiliz ve Fransız havası taşır. Kanada'nın en uzun süreyle açık mekanlarını da burada bulabilirsiniz. En iyi klüp faaliyetleri şehir merkezinin güneyindeki Plateau civarında yer alır.