Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
17:58, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 06 Aralık 2025 - 17:59
Arama
MaviKaranlık Forum
Varoş Kültürü
-
Tek Mesaj #2
ölmez fenerli
Ziyaretçi
25 Kasım 2012
Mesaj
#2
Ziyaretçi
VAROŞ KÜLTÜRÜ VE MEDYA
Az gelişmiş ülkelerde, çeşitli toplum kesimleri arasında kültür farklılıkları daha belirgindir. Bu ülkelerde estetik değerlere önem veren –kentsoylu ya da aristokrat- küçük bir kesim vardır kentlerde. Ancak bu kesim büyük ölçüde toplumdan kopuktur ve onu küçümser. Toplumun diğer kesimlerinin ne yaptığı, nasıl yaşadığı, nelerden hoşlandığı pek önemli değildir onun için
Ne zaman ki, köyden kente göç gibi kentsel dokuda bir değişim ortaya çıkar ve göç beraberinde bir kültürü sürükleyip taşır kente, işte o zaman kentsoylu ya da eski aristokrat bu kültürle burun buruna gelir. Fakat hoş bir karşılaşma değildir bu. Özellikle bu toplumda bir de popülist medya varsa kendisini ablukada hisseder. Bu çok heterojen yapıda kente göç edenin kültürü de değişime uğrar. Artık o da yüzyılların folklorik birikiminden uzaklaşmıştır. Bir yoksulluk kültürü gelişir varoşlarda. Umursamazdır, daha iyiyi, güzeli estetiği aramak gibi bir derdi yoktur bu kültürün çevrelediği insanların. Üstelik bu kültürün biraz “protest” yanı da vardır. Fakat asla o toplum kesiminin doğal gelişim sürecinin bir ürünü değildir. Varoş halkı artık asla köylü değildir. Görünüşte, hele genç kızları kentin dokusuna ayak uydurmuş gibidir. Ancak bu görünüm çoğu kez yanıltıcıdır. Gerçekte bu insanlar, varoş gençliği iç dünyalarında amansız bir çatışmanın içindedirler.
Az gelişmiş toplumda işte böyle birbirinden kopuk ve birbirine çekinceyle bakan toplum kesimleri bir arada yaşarlar.
Fakat, ülkemizde son yıllarda bu genel görünümü biraz değiştiren bir süreç gözleniyor. Dışlanan, horlanan varoş kültürüne sempatiyle bakılmaya başlandı. Kast sistemi gibi katı, anti-demokratik bir yapısı olmayan, tersine demokratik geleneği her alanda oluşturmaya ve yaşatmaya çalışan ülkemizde bu süreci fazla yadırgamamak gerekir. Artık İstanbullunun Osmanlı’da olduğu gibi imtiyazları yok. Kimin nereye yerleştiğine karışma hakkı da yok. Böylece zıt kültürlerin bir sentezi doğuyor.
Eskiden TRT, varoşları, köyleri ve eğitim düzeyi düşük kesimleri düzeyli programlarla “eğitmeye” çalışırdı. İtiraf etmek gerekirse bu konuda önemli rol oynadığı da yadsınamaz. Ama özel medya kolayı seçti. “Hedef kitle” toplumun çoğunluğunu oluşturan bu kesimlerdi. Fakat özel medya orta sınıftan çok varoşlara yönelince tepki almaya başladı. Zaten az gelişmiş bir toplumda orta sınıf zayıf olduğu için medyanın varoşlara yönelmesi kendi açısından tutarlıydı. Medya toplumumuzun sorgulamadan uzak (edilgen) yapısından yararlanarak önceleri TRT’nin düzeyli yayınlarına alıştırılmış olan insanlarımızı bu kez, varoş kültürüne yöneltti. Ama, yukarıda da belirttiğim gibi bu kültür zaten onların öz malı değildi. Halk müziğimizin büyüleyici güzelliği genç kuşaklar tarafından unutulmaya yüz tutarken arabesk şarkıcıları yaşamın ayrılmaz parçası oldular. Akdenizli olmakla övünen aydınlarımız o güzel Akdeniz müziğinin ülkemizde ne yazık ki bir türlü tutunamadığını gördüler.
Bence yaşanması kaçınılmaz olan kültür sentezi ileri yönde değil, geriye dönük oldu. Medyanın bu umursamazlığı hala devam ediyor. Temmuz 1998.
Kaynak
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 17:59
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...