Arama


virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
6 Kasım 2006       Mesaj #3
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Millî Demokratik Devrimciler (MDD), iki asamada devrime ulasacaklarini belirtmektedirler. Buna göre ilk asamada feodalizm, emperyalizm ve is birlikçi üçlüsüne karsi "millî burjuvazi" ve "büyük burjuvazi"nin bir kismi da dahil olmak üzere geri kalan bütün sinif ve tabakalarin birlesik mücadelesi öngörülmektedir. Bu mücadele sonucunda varilacak sonuca, burjuva demokratik devrimi ile es anlamli olan, fakat dünya proleter sosyalist devriminin bir parçasi bulunan, özel tipte bir millî demokratik devrimdir. Amacin burjuvazi yararina burjuva millî demokratik devrimini gerçeklestirmek olmamasi ve daima sosyalizme ulasmak istendiginin göz önünde tutulmasi, bu asamanin ve MDD stratejisinin en belirgin özelligidir. Bu birlesik cephenin iktidarindan sonra ikinci asamada sosyalist devrime yöneleceklerdir. Türkiye'de MDD' lerin basini Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF)'nu ele geçirerek onu Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (Dev-Genç)'na dönüstüren Mihri Belli ve Dogu Perinçek çekmistir. MDD taraftarlari önce Aydinlik Gazetesi etrafinda toplanmislar. Daha sonra öncü savasi benimseyen Deniz Gezmis ve arkadaslari 1969'da Türkiye Halk Kurulus Ordusu (THKO)'nu, Mahir Çayan ve arkadaslari 1970'de Türkiye Halk Kurtulus Partisi Cephesi (THKPC)'ni kurmuslardir. Önderligini Dogu Perinçek ve Ibrahim Kaypakkaya'nin yaptigi diger bir grup ise halk savasi ile iktidara gelebileceklerini savunmustur. Bunlar önce Proleter Devrimci Aydinlik (PDA) Dergisi etrafinda toplanmislar, sonra 1971 yilinda Türkiye Ihtilalci Isçi Köylü Partisi (TIIKP)'i kurmuslardir. Buradan da Ibrahim Kaypakkaya önderliginde Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist (TKP/ML) ile Türkiye Isçi Köylü Kurtulus Ordusu (TIKKO) çikmistir. Bu örgütler sehir ve kir gerillâciligini savunmuslardir.
Sosyalist Aydinlik Dergisi'nde kümelenen Mihri Belli ve arkadaslariyla Sosyalist Gazetesi Grubundaki Hikmet Kivilcimli ve arkadaslari silâhli devrim sartlarini gerçeklestirmek için yasa disi örgütlenmeye gitmislerdir.Sosyalist Aydinlik Grubu proleteryanin önderliginde köylü sinifini temel güç yapan bir hareketle sehirlerden köylere dogru bir örgütlenmeyi gerçeklestirmek istiyorlardi. Önce siyasî mücadele ile, yani komünist partiyi legal hâle getirerek, müteakiben silâhli mücadele ile iktidari ele geçirmeyi düsünüyorlardi. PDA grubu ise, MAO tipi bir devrimle yani köylük bölgelerde kurtarilmis bölgelerin kurulmasi, böylece önce sehirlerin, sonra iktidarin ele geçirilmesini amaçliyorlardi. Bu dönemde ortaya çikan Dogan Özgüden ve Inci Özgüden önderligindeki ANT Grubu ise, Kastro'cu bir yaklasimla proleterya partisinin önderligini reddetmektedirler. Sosyalist devrim stratejisi ise demokratik devrimin tamamlandigi kabul edilen sartlarda geçerlidir. Bu stratejide, sosyalist devrim ile kapitalist üretim tarzi ortadan kaldirilarak isçi sinifinin siyasî ve ekonomik hegomonyasi altinda kollektif düzene geçis esas alinir.
Barisçil yöntemlerle de sosyalizmin kurulabilmesine imkân taninir. Ülkemizde bu stratejiyi benimseyenler Istiklâl Savasi'ni millî devrim, 1920'lerde yapilan inkilâplari demokratik devrim olarak kabul etmekte ve hepsine birden burjuva devrimi ya da Kemalist burjuva devrimi diyerek Türkiye'nin MDD asamasini tamamladigini iddia etmektedirler. Bu gruba Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve ondan çikan Türkiye Isçi Partisi (TIP), Sosyalist Devrim Partisi (SDP), Türkiye Sosyalist Isçi Partisi(TSIP) gibi gruplar dahil edilebilir. 1960-1970 döneminde genis hürriyet ortamindan faydalanan komünistler iki önemli gruba el atarak isçi kurulusu olarak Devrimci Isçi Sendikalari (DISK), ögretmen kurulusu olarak da Türkiye Ögretmenler Sendikasi (TÖS) adli örgütleri kurmuslardir. 12 Mart 1971'e kadar bu örgütler ekte gösterilmistir.
(Ek-1)
Bu örgütlerin eylemleri ise sunlardir:

THKO (Türk Halk Kurtulus Ordusu): Filistinde El-Fetih gerillâ kampinda egitim gören Deniz Gezmis, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, Alparslan Özdogan, Hüseyin Inan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Nahit Töre tarafindan kurulmustur. THKO, diger ihtilâlci sol örgütlerden farkli olarak, kollektif bir yönetimi, liderlerin ileride sicak mücadele esnasinda belirlenmesini kabul etmistir. Kararlarin ortaklasa alinmasini ve ortaklasa uygulanmasi esasini kabul etmistir. THKO, politik ve silâhli mücadeleyi gerillâ öncülügünde beraber yürüten tatbikati benimsemistir. Bu örgüte göre temel mücadele sahasi kirsal bölgedir.
Ancak, kirsal bölgelerdeki eylemlere maddî imkan saglamak için sehirlerde banka soygunu ve fidye için adam kaçirma gibi eylemlere tesebbüs etmistir. Eylemlerinin içinde Amerikali askerlerin kaçirilmasi, polis kursunlama, banka soygunu, tehdit yoluyla para almak sayilabilir. Dev-Genç'in illegal örgütü olan THKP-THKC'sinin eylemleri arasinda ise, Amerikalilara ait is yerleri ve bürolarin kursunlanmasi ve bombalanmasi, NATO'ya bagli 6.Filo'yu protesto, Yusuf Imamoglu, Mustafa Kuseyri, Hüseyin Aslantas'in öldürülmesi; Ege Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Çapa Yüksek Ögretmen Okulu, Edebiyat Fakültesi, Ankara Disçilik Fakültesi, Fen ve Mühendislik Fakülteleri, Genç Ülkücüler Dernegi, Türk Yükselme Cemiyeti vb. yerlere bomba atilmasi; Siyasal Bilgiler Fakültesi ve ODTÜ'de ögrenci-güvenlik kuvveti çatismalari sayilabilir. 12 Mart 1971'den hemen sonra THKO militanlarindan Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alparslan Özdogan ölü; Mustafa Yalçiner ise yarali ele geçmislerdir. Ayni örgütün militanlarindan Deniz Gezmis ve Yusuf Arslan 4 Amerikaliyi kaçirdiktan sonra Sivas'ta yapilan çatismada ele geçirilmislerdir.



Mahir Çayan, Ertugrul Kürkçü, Ramazan Aktolga ve Yusuf Küpeli, Mihri Belli' ye karsi çikarak Subat 1971'de THKP ve THKC adli örgütleri kurmuslardir. THKP, Marksist-Leninist silâhli ihtilal hareketinin politik ve önder gücü olacak, THKC ise silâhli eylemleri yapan vurucu kuvveti teskil edecekti. Bu örgüt 12 Marttan sonra Israil Baskonsolosu Efraim Elrom'u kaçirip sonra öldürmüstür. Istanbul'da bir subayin kizini rehin aldiklari çatismada Mahir Çayan yarali, Hüseyin Cevahir ölü ele geçmistir. 30 Kasim 1971'de THKP' den Mahir Çayan, Ulas Bardakçi, Ziya Yilmaz, THKO' dan Cihan Alptekin ve Ömer Ayna cezaevinden kaçmislar, müteakiben yapilan çatismada Ziya Yilmaz yarali Ulas Bardakçi ölü ele geçirilmistir.
Diger militanlar ise, disaridaki örgüt elemanlariyla birleserek Ünye'de radar üssünde görevli Ingiliz ve Kanadali teknisyenlerden üçünü kaçirarak Kizildere köyüne gitmisler, burada güvenlik kuvvetleriyle yaptiklari çatismada Ertugrul Kürkçü disindaki 10 militan ölü ele geçirilmistir. Bunlarin disinda Deniz Gezmis, Hüseyin Inan ve Yusuf Aslan'in haklarindaki idam kararlarinin infazini önlemek amaciyla Bulgaristan'a uçak kaçirma, Jandarma Genel Komutani'na suikast tesebbüsünde bulunma gibi eylemler yapmislardir. Ayrica yapilan büyük eylemler arasinda Istanbul'daki Kültür Sarayi'nin yakilisi, Marmara Yolcu Gemisi ve Eminönü Araba Vapurunun batirilmasi, 15-16 Haziran Isçi Eylemleri sayilabilir. Bu örgütlerden THKO, 1975 yili sonlarina dogru toparlanma faaliyetlerine yönelerek 1975'te Türkiye Halk Kurtulus Ordusu Geçici Merkez Komitesi (THKO-GMK) adi ile yeniden bütünlesme imkâni bulmustur.
Kizildere olaylarindan sonra THKP/C, bir müddet pasif bir durum içine düsmüs 1973-75 yillarinda yeniden toparlanma çalismalarina girismisse de, bu defa bünyesinde liderlik mücadelesi yaninda "geçmisin elestirisi", "bundan sonra takinilacak tavir" konularinda farkli görüslerin ortaya atilmasi birçok illegal örgütün ortaya çikmasina sebep olmustur.
TKP-ML ise, 1973 yilinda Ibrahim Kaypakkaya' nin öldürülmesiyle güç kaybetmis, 1974-75 yilinda toparlanmaya baslamis, 1976'da çikardiklari yasal derginin adindan hareketle Halkin Birligi (HB) ismini kullanarak eylemlerini sürdürmüslerdir. 12 Marttan sonraki komünist örgütler ekte gösterilmistir.

(Ek-2)
Bu örgüt ve gruplar 1974 yilindaki 1803 sayili Af Kanunu ve bunun uygulama alanini genisleten Anayasa Mahkemesi Karari nedeniyle serbest kalan örgüt militanlarinin da katkisiyla yeniden toparlanma faaliyetlerine baslamislar ve 7'si yasal alanda kurulmus Marksist-Leninist kökenli siyasî parti ile 50'yi asan asiri sol ve Marksist-Leninist yasa disi örgüt olusturmuslardir. Bunlara baktigimiz zaman yasal örgütlerden Türkiye Sosyalist Isçi Partisi (TSIP), Türkiye Isçi Partisi (TIP), Türkiye Emekçi Partisi (TEP), Vatan Partisi (VP), Sosyalist Vatan Partisi (SVP), Sosyalist Devrim Partisi (SDP), Türkiye Isçi Köylü Partisi (TIKP) görülmektedir. TKP' den TKP-Birlik (TKP/B), TKP-Devrimci Kanat (TKP/D), TKP-Leninist (TKP/L) ve Partizan örgütleri çikmistir. 12 Eylülden sonra 1031'i parti üyesi olmak üzere 2931 mensubu yakalanan TKP, yurt disindaki komünist partilerle dogrudan temasta bulunmustur. THKO' dan Türkiye Devrimci Komünist Partisi-Halkin Kurtulusu (THKPO/HK) Türkiye Komünist Emek Partisi (TKEP), Türkiye Ihtilâlci Komünistler Birligi (TIKB), Türkiye Devrimin Yolu (TDY), THKO-Dirilis (THKO/D) çikmistir. Bunlardan TDKP, THKO' nun eski kadrolarini bünyesinde toplayan ana örgüt konumundadir.

THKP-C, 1974'ten itibaren sür'atle toparlanarak legal alanda ögrenci dernekleri olusturmus; fakat örgüt içerisindeki liderlik mücadelesi ve stratejik görüsler sebebiyle 20'ye yakin parçaya bölünmüstür. Bu örgütlerin en önemlileri HKP-C/Aciller-HDÖ (Halkin Devrimci Öncüleri), THKP-C/Kurtulus (Türkiye Kuzey Kürdistan Kurtulus Örgütü), Devrimci-Yol, Devrimci-Sol, Marksist-Leninist Silâhli Propaganda Birligi(MLSPB), Devrimci Halkin Yolu ve Dev-Savas' tir. Bunlardan Acilciler bugün Suriye'de üstlenmis olup, örgüt kadrolarini oradan yönetmektedirler. Kurtulus Örgütü ise, 1984'den sonra Türkiye ve Kuzey Kürdistan Kurtulus Örgütü adi altinda iki ayri örgüt olarak faaliyet göstermektedir. Bunlarin Ermeni örgütlerle de is birligi vardir. Dev-Yol ve Dev-Sol ise daha çok üniversite kesiminde faaliyetlerini sürdürmüs en yaygin militan kadrosuna sahip iki örgüttür. 1970 sonlarinda ortaya çikan TIIKP, 12 Eylül öncesinde tüzük ve programlarindaki "ihtilâlci" kelimesini kaldirarak legallesmek suretiyle faaliyet göstermistir. 1972 yilinda TIIKP yöneticileriyle ters düsen Ibrahim Kaypakkaya' nin kurdugu TKP/ML örgütü, Kaypakkaya' nin öldürülmesinden sonra parçalanmistir. Bu örgütler arasinda TKP/ML-Partizan, TKPL/ML-Devrimci Halkin Birligi, TKP/ML Bolsevik Partizan, TKP/ML Spartaküs adli örgütler en önemlileridir. Bu örgütler arasinda eylem ve militan sayisi olarak Partizan öne çikmaktadir. Örgüt, 12 Eylül öncesi ve sonrasi teskilâtlanmasini Dogu Anadolu Bölge Komitesi (DABK) Bati Anadolu Bölge Komitesi (BABK) olmak üzere ikiye ayirmistir. Bugün de Tunceli çevresinde yogun faaliyetleri vardir.




12 Eylül öncesinde komünist örgütlere baktigimiz zaman dikkati çeken hususlardan birisi de bölücü örgütlerle yaptiklari is birligidir. Komünist örgütler içerisinde 4'ü ölü 43'ü sag Ermeni asilli militan tespit edilmistir. TKP/ML-Partizan 26 Ermeni militaniyla birinci sirayi, TKP 5 kisi ile ikinci sirayi, Acilciler ve Dev-Sol 2'ser Ermeni militanla üçüncü sirayi isgal etmektedirler. Komünistlerle çok yakin is birliginde olan diger bir bölücü çalisma ise Dogu ve Güney Dogu Anadolu'da bagimsiz bir Kürt devleti kurmak olan Kürtçü-bölücü terörist faaliyetlerdir. Bu faaliyetlerin ilk organizasyonu 1908'de Istanbul'da kurulan Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti'dir. Bagimsiz bir Kürt devleti kurmak amaciyla 1806'dan Cumhuriyete kadar 13 isyan, 1924'ten 1938'e kadar 25 bölücü isyan çikarilmistir. Bu isyanlari Kürt Teali Cemiyeti, Hoybun Cemiyeti, Hive Cemiyeti ve Kürt Bagimsizlik Komitesi organize etmistir. Bu tarihten sonra TIP, 1961 sonrasi Dogu Mitingleri adi altinda bölge halkini istismar etmistir. 1969 yilinda Dogu Devrimci Kültür Ocaklari (DDKO) kurulmus, bu dernek 16 Ekim 1970'de zararli faaliyetlerden dolayi kapatilmistir. Kapatilan bu dernegin devami olarak 1974'de Ankara'da Devrimci Demokratik Kültür Dernegi (DDKD) kurulmustur. Bu örgütler önce halkin bazi sorunlarini istismar etmisler, daha sonra da bagimsizlik temasini islemislerdir. Bunlar, legal kurulus olarak çalismalarini yukaridaki derneklerin disinda Devrimci Halk Kültür Dernegi (DHKD), Devrimci Demokratik Gençler Dernegi (DDGD) Anti-Sömürgeci Demokratik Kültür Dernegi (ASK-DER) gibi derneklerle, Komal, Roja Velât, Kava,, Koral, Bora ve Yöntem yayin evlerinde sürdürmüslerdir.
Illegal olarak Kava, Denge Kava, Tekosin, Rizgârî, Ala Rizgârî, Türkiye Kürdistani Sosyalist Partisi (TKSP), Türkiye Kürdistani Demokrat Partisi (TKDP), Kürdistan Ulusal Kurtulus (KUK) ve Partiye Karkara Kürdistan (PKK) adli örgütlerde faaliyetler göstermislerdir. Bu örgütlerin 12 Eylül'den sonra birçok militani yurt disina kaçmis, Almanya, Isveç, Norveç, Danimarka, Hollanda, Fransa, Avusturya gibi Avrupa ülkelerinde ve bu ülkelerin himayelerinde Kürdistan Isçi Dernekleri, Kürtdistan Isçi Kültür Dernekleri, Kürdistan Demokratik Dernekleri, vb. adlar adi altinda yuvalanmislardir. Bugün militanlarin büyük bir kismi Suriye- Irak-Iran üçgeninde faaliyet ve egitim göstermektedir. Bu örgütler ayni zamanda Kürt is adamlarindan haraç alma ve uyusturucu kaçakçiligindan gelir elde etme yoluyla kendilerine silah ve lojistik destek saglamaktadirlar. 1984 yilindan sonra bilhassa PKK çatisi altinda bölge halkini sindirmeye yönelik köy basma, güvenlik kuvvetlerine pusu kurma, devlet malina zarar verme gibi faaliyetlere girismisler ve bu faaliyetlerine hâlen devam etmektedirler. Bugün bu örgüt, diger örgütlere silâh ve cephane vermekte, buna karsilik onlara tasaron militanlik yaptirmaktadir. HEP, DEP gibi siyasal örgütler kurdularsa da bunlar yasa disi faaliyetlerden dolayi kapatilmistir.
1945'ten 1980'e kadar olan döneme baktigimiz zaman komünist örgütlerin 1965'e kadarki dönemde propaganda, strateji ve taktik çalismalarina agirlik verdigini, 1965-1970 arasi ögrenci ve isçiler arasinda örgütlendigini, 1971-1979 arasinda bazi devlet dairelerinde kadrolasmaya çalistiklarini ve bazi kamu kuruluslariyla fabrika, okul ve isyerlerini kontrol altina almaya çalistiklarini, 1980'de ise sehir ve kir gerillâsi uygulamalariyla kurtarilmis bölgeler tesisini ve devlet güçleriyle çatistiklarini açikça görmekteyiz. Nitekim komünistler bu hedeflerini yerine getirmek için kendilerine karsi güç olarak gördükleri milliyetçi-ülkücü gençleri hedef seçmisler önce Ruhi Kiliçkiran' i Site Ögrenci Yurdu'nda öldürmüsler, arkasindan Dursun Önkuzu ve Yusuf Imamoglu' nu öldürmüslerdir. Sadece ferdi öldürmeyle yetinmeyip Çorum, Kahraman Maras ve Sivas'ta Alevî halki provekte ederek, bir iç savas sendromu yaratmaya gitmislerdir. Fatsa, Istanbul ve Ankara'da kurtarilmis bölgeler kurarak bir nevî bagimsizlik ilân etmislerdir. Bugün de ögrenci-isçi-memur kesimindeki örgütlenmeleriyle ve kurtarilmis bölgeler tesis etmeleriyle faaliyetlerine gizli, açik devam etmektedirler.