Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Aralık 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1.Devlet Yönetimi
Devletin başında Selçuklu soyundan olanlar bulunurdu. Devletin önemli işleri büyük divan olarak nitelenen "Divan–I Saltanat" denilen kurul tarafından görüşülürdü.
Hükümdar olmak belirli seçim usullerine dayanmıyordu, belirlenmediği durumlarda veya baştaki hükümdarın başarısız olduğunda bütün şehzadeler hükümdar olmak için eşit haklara sahipti. Bu sırada yaşanan taht kavgası devletin zayıflamasına yol açmıştır.

Sultan: Devleti yöneten kişi.
Müstevfi: Maliye işlerinden sorumlu görevli.
Müşrif: Hukuk ve askeri işler dışındaki devlet işlerinden sorumlu görevli.
Ariz: Ordunun ihtiyaçlarından sorumlu görevli.
Şehzadeler, devlet tecrübesi kazanmak amacıyla, vilayetlere vali olarak atanırlardı. "Melik" ünvanı verilen şehzadelerin yanında tecrübe kazanmalarında yardımcı olan "Atabey" denilen görevliler bulunurdu.
Hükümdar başkentten ayrıldığında devletin İşlerini "Niyabeti Saltanat" adı verilen kurul yürütürdü.
Divan üyeleri şunlardır:
Müstevfi: Mali işlere bakmıştır.
Tuğracı: Yazışma işlerini yürütmüştür.
Emir-i Dad: Hukuk işlerini düzenlemiştir.
Pervaneci: Dirlik toprakların dağıtım işlerini yapmıştır.
Beylerbeyi: Eyalet askerlerin başkomutanlığını yapmıştır.

Büyük divana bağlı olarak ikinci derecede divanlar vardı. Bunların içerisinde en önemlileri, "Divanı İstifa" denilen, maliye işlerine bakan divan ile yazışmaları yürüten Divan–I Tuğra idi.

Eyaletlerde bulunan başlıca görevliler:
Şahne ve Emir: Vilayetleri yöneten, askeri yetkileri olan valilerdir.
Melik: Valilik yapan şehzadelerdir. Merkezi otoriteye önem verildiği için yetkileri sınırlıydı.
Kadı: Sivil davalara bakan yargıç.
Emir-i Sevahil: Kıyılardaki şehirleri yönetirler ve donanma işlerine bakarlardı.
Uç Beyleri: Sınırlardaki vilayetleri yönetirlerdi. Bunlar Türk kökenli insanlardı.

Toprak Yönetimi
Has Arazi: Geliri hükümdara ve yakınlarına ayrılan arazi.
İktâ (Dirlik) Arazi: Fetih youyla kazanılan topraklardır. Devlet malı olan bu topraklara başarılı kişiler atanırdı. Toprağın geliriyle bu görevlilerin maaşı karşılandığı gibi atlı asker de yetiştirilirdi. Bu topraklar satılmaz ve miras bırakılmazdı.
Mülk Arazi: Başarılı kişilere bağışlanan topraklardır.
Vakıf Arazi: Geliri medrese, cami, hastane, imaretler (aşevi) gibi yerlere ayrılan arazidir.

Ordu
Hassa Ordusu (Guleman–ı Saray)
Küçük yaştaki çocukların devşirme usulüyle toplanması ve gulamhane denilen ocakta yetiştirilmesiyle kurulmuştur. Merkezi orduyu oluşturan bu askerler devletten maaş alırlardı.

Tımarlı Sipahiler (İktâ Askerler)
İkta denilen toprakların geliriyle yetiştirilen atlı askerlerdir. Ordunun en büyük bölümünü oluştururdu.
Uç Kuvvetler (Türkmenler)
Sınırdaki şehirleri korurlardı. Akın ve keşif yaparlardı. Türk kökenlidirler.

Donanma

Türk devletleri içerisinde denizciliğe ilk kez önem veren Anadolu Selçuklularıdır. İzmir'de beylik kuran Çaka Bey ilk Türk denizcisi sayılır. Bizans'a ve Ege adalarına başarılı deniz seferleri düzenlemiştir. Selçuklular Sinopta ve Alanya'da tersaneler kurarak denizciliğe önem vermişlerdir. Donanma komutanlarına Emir–i Sevahil veya Reis'ül Bahr adı verilmiştir.

2. Dil ve Edebiyat
Anadolu Selçuklu Devleti döneminde devletin resmi dili Arapça, edebiyat dili Farsça, halkın dili ise Türkçe’ydi.
Bu dönemde edebiyat üç bölüme ayrılmıştı:
- Halk Edebiyatı
- Tasavvuf Edebiyatı
- Divan Edebiyatı
Dönemin Türk Kültür tarihinde yer etmiş en önemli kişileri, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaşi Veli ve Yunus Emre‘dir. Türk Kültür tarihinde çok önemli bir yere sahip olan bu kişiler Anadolu halkı üzerinde derin izler bırakmış ve etkileri günümüze kadar ulaşmıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti döneminin en önemli şehirleri Konya, Erzurum, Sivas, Niğde ve Kayseri olmuştur. Anadolu Selçuklu devletine ait eserlerin büyük bir çoğunluğu da bu şehirlerdedir.

Sosyal ve Ekonomik Hayat
Anadolu'ya gelen Türkler geleneksel geçimleri olan hayvancılıkla uğraşmışlardır. Gayrimüslüm vatandaşlar ise daha çok tarım, ticaret ve sanatla uğraşmışlardır.
Sanat ve ticarete yönelen Türkler, Ahilerin etkinliğiyle lonca denilen meslek grupları oluşturmuştur. Buralardaki eğitim, ahlâki kurallara dayandırılmıştır.
Loncalarda mesleki eğitimin yanı sıra üretilen malların pazarlanmasına yönelik çalışmalara önem verilmiştir.
Devlet iç ve dış ticarete önem verdiği için kervansaray ve limanlara ulaşan yolların yapımına ağırlık vermiştir.
Ayrıca, Venedikli ve Cenevizli tüccarlara gümrük indirimi tanınmıştır.
Devlet, zarara uğrayan tüccarların zararlarını karşılamıştır. Bu durum bir çeşit sigortacılıktır.
Devletin başlıca gelir kaynakları ganimet, öşür, haraç, cizye ve ağnam vergileridir. Ağnam, hayvancılıkla uğraşanlardan alınırdı. Bunların yanı sıra maden ve tuzla işletmelerinden alınan vergiler ile bağlı beyliklerin ödediği yıllık vergiler diğer gelirlerdir.
Müslüman-Türk Devletlerinde Kültür ve Uygarlık

Hükümdar ve Saray
Devlet hanedanın ortak malı olarak kabul edilirdi.
Bu durum hükümdarın ölümünden sonra taht kavgalarına sebep olur, devleti zayıflatırdı.
Bazı Türk-İslam Devletleri'nde hükümdar, Sultan sanını kullandı.
İlk Türk-İslam Devletleri'nde hükümdar tahta çıkınca Abbasi halifelerinin tasdiğini istedi.

Merkez Teşkilatı
Hükümet, Divan-ı Saltanat denilenBüyük Divan'dan meydana gelirdi.
Divanın başkanı hükümdardı.
Selçuklular bu kurumu Abbasilerden almışlardır.
Büyük Divan'a bağlı olan dört divan şunlardı:
İstifa Divanı; Mali işlerle ilgilenen divandır. Başkanlığını müstevfi yapardı.
Tuğra Divanı; Devletin yazışmalarının yapıldığı divandır.
İsraf Divanı; Mal işlerin yolunda gidip gitmediğini kontrol eden divandır. Başkanına müsrif denirdi.
Divan-ı Arz; Ordu ve asker maaşları ile ilgilenen divandır.

Taşra Teşkilatı

Başkent dışındaki idari birimlere vilayet denirdi.
Vilayetlerin başında şehzadeler veya vali statüsünde naipler bulunurdu.
Anadolu Selçuklularında üç tip vilayet bulunurdu.
Meliklerin yönettiği vilayetler; bunlar hanedan tarafından gönderilen meliklerin doğrudan hükümdara bağlı olduğu vilayetlerdi.
Divan Dairesi vilayetleri; yönetimi divana ait olan vilayetlerdi.
Bizans sınırında bulunan vilayetler;
Başında uç beyi denilen sınır koruyucu beylerin bulunduğu vilayetlerdi.

Hukuk

İslamiyet'in kabulü ile hukuk kuralları değişikliğe uğradı, Türk töresi ile İslami kurallar bir sentez haline getirildi.
Adli teşkilat; Şeri Yargı ve Örfi Yargı olmak üzere ikiye ayrılırdı.
Şer'i Yargı; kadıların başkanlığındaki mahkemeler tarafından yürütülürdü.
Örfi Yargı; vergilere, askeriye ile, ikta sahipleri ve ticarete ilişkin kanunlarla ilgilenirdi.
Hükümdarların halkın şikayetlerini dinlemek amacıyla düzenlediği Mezali Divanları da görülürdü.
Askeri davalara kadı askerler denilen kadılar bakardı.

Ordu

İlk Türk-İslam Devletleri'nde ordu Türkmenlerden oluşurdu.
Karahanlılarda ordu Hassa ordusu, Eyalet askerleri ve Türkmen kuvvetleri olmak üzere üç bölüme ayrılmıştı.
Selçuklularda, Karahanlılar'dan farklı olarak ikta askerleri, bağlı devletlerin askerleri ve gönüllü askerler vardı.
Hassa Ordusunda, askerlik için ayrılan çocuklar belirli merkezlerde yetiştirilir, sultanlar Hassa Birliklerini burada yetişen askerler arasından seçerlerdi.
Eyalet askerleri; Şehzadelerin ve valilerin yönetimindeki askerlerdi.
Türkmen birlikleri; Göçebe Türkmen boylarının savaş anında orduya katılmaları ile oluşan birliklerdi.

Toprak Yönetimi

Devlete ait ve miri arazi olarak adlandırılan topraklar dört bölüme ayrılmıştı.
Has arazi ; Geliri hükümdara ait olan arazilerdi.
İkta arazi; Gelirlerine göre önemli devlet görevlilerine dağıtılan arazilerdi.
Mülk arazi; Başarılı devlet adamlarına verilen arazi idi. Bu topraklara sahip olanlar toprak hakkında her türlü tasarrufa sahipti.
Vakıf arazi; İlmi ve sosyal kuruluşların masraflarını karşılamak amacıyla bu kuruluşlara tahsis edilen arazilerdi.
Haraci arazi; Müslüman olmayan halka ait arazilerdi.

Din

İslamiyet'in kabulünden sonra İslam dinini yaymak için önemli çalışmalar yapmışlardı.
İslamiyet'te gaza denilen Müslüman olmayan ülkelere yönelik savaşlar ile önemli fetihler gerçekleştirmişlerdi.
İslam dini ile İslamiyetten önceki kültürlerin birleşmesi ile Babalik, Bektaşlik, Ekberilik ve Mevlevilik gibi çeşitli tarikatlar oluşturulmuştu.
İslamiyeti yaymak amacıyla eserler yazılmış, Kur'anı'ın yayılması amacıyla çalışmalar yapılmıştı.

Ekonomik Hayat

Tulunoğulları ve Akşidler, doğu ve batı ticaret yolları arasında oldukları için ticarette oldukça gelişmişti.
Eyyubiler ve Memlüklüler'de ise Mısır'la ticaret çok gelişmişti.
Memlüklüler döneminde Trablus, Şam, İskenderiye, Dimyat, Yafa ve Akka önemli ticaret merkezleri haline geldi.
Ümit Burnu'nun buluması ile bu ticaret merkezleri önemini yitirdi.
Gazneliler, Hindistan topraklarını ele geçirerek ekonomilerini canlandırmıştı.
Büyük Selçuklular'da, Orta Asya ve Hindistan'dan gelen ticaret yollarının geçmesi ülkeyi zengin bir hale getirmişti.
Anadolu Selçuklu Devleti, ticaret yolları üzerinde yaptığı vakıf kuruluşları, han ve kervansaraylarla ticari alanda gelişmişti.

Sosyal Hayat

Türk-İslam Devletleri'nde göçebe bir hayat görülmüş, göçebecilikten dolayı hayvancılık gelişmişti.
Yerleşik hayata geçildikçe köylerde oturanlar tarımla, şehirlerde yaşayanlar ise ticaret ve el sanatlarıyla uğraşmışlardı.
Şehirlerde ticaretle uğraşanlar Ahi teşkilatını oluşturmuşladı.
Anadolu Selçukluları zamanında Türkler zengin ve mutlu bir hayat sürmüşlerdi.

Bilim

Türk İslam Devletleri'nde medreseler bilim merkezi idi.
Büyük Selçuklu Devleti zamanında, dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilen Nizamiye Medresesi yapıldı.
Medreselerde Kur'an, hadis, kelam, fıkıh, Arap dili ve edebiyatı, matematik, mantık geometri ve tarih okutulurdu.
Önemli bilim adamlarının başlıcaları; Farabi, Biruni, İbn-i Türk, İbn-i Sina, Gazali, Ömer Hayyam'dır.

Sanat

Türk-İslam devletlerindeki sanat eserlerinde mimari ağırlıkta idi.
Türk-İslam Devletleri tarafından yapılan ve günümüzde hala ayakta duran sanat eserlerinden bazıları şunlardır:
Tulunoğlu Camii
Baybars Camii
Mescid-i Cuma
Sultan Sencer Türbesi
Alaaddin Camii
Burmalı Minare
Son düzenleyen Safi; 12 Ağustos 2018 02:45