Nâbi
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
(1642 Urfa-1712 İstanbul), divan şairi.
Asıl adı Yusuf'tur. Medrese öğrenimi görerek yetişti, Arapça ve Farsça öğrendi. İstanbul'a geldiği zaman (1665) Musahip Mustafa Paşa'nın divan kâtibi ve kethüdası oldu. Padişahın Mısır valisine gönderdiği fermanı götürmeye memur edilince Hicaz'a da gitti. Koruyucusu Mustafa Paşa'nın ölümü (1685) üzerine Halep'e yerleşti (1686-1710). Bir süre Halep'te valilik yapan Baltacı Mehmet Paşa'nın sadrazam olması üzerine İstanbul'a geldi.
Anadolu başmuhasebe kalemi, darphane amirliği görevlerinde bulundu. Gençlik gazellerinde belli söyleyiş özellikleri ve kalıpları içinde kişisel duyarlıkları işleyen Nâbi, daha sonra dünyayı ve olayları düşünüp değerlendirmeye başlar. Giderek, eskilerin "hitmet-i amiz" dedikleri bilgece şiir söyleme yolunda yeni bir öz kazanır. Dönemin şairlerinden ayrılarak, toplumu sarsan olaylarla etkilenir, kendine özgü deyişlerle bu olayların bıraktığı izlenimleri yansıtır.
Gazellerinde sadelik ve külfetsizlik ögeleriyle Nedim'in göstereceği atılımlara yardımcı olur. Tanzimat döneminde, Ziya Paşa, Nâbi'nin bu nitelikleri üzerinde durarak, "Harabat" önsüzünde dil, söyleyiş yönlerinden şiire kazandırdıklarını övgüyle anar. "Hayriyye" adlı mesnevisinde (basımı, 1889) şiir ögeleri yok denecek kadar azalır; öte yandan kendi görüşlerine göre belirlenen bir ahlâkın ilkeleri öğütlenir. Oğluna söyler gibi, toplumun öteki bireylerini de doğru gördüğü bu ilkelere bağlamak ister.
Dönemine göre anlaşılır bir dil kullanır. "Divan"ından (basımı, 1841, 1875) başka, Hicaz yolculuğunu yazdığı "Tuhfetü'l Haremeyn" (basımı, 1849) ve IV. Mehmet'in şehzadelerinin Edirne'de yapılan sünnet düğünü şenliklerini anlatan 587 beyitlik "Surname"si (Agâh Sırrı Levend, basımı 1904) vardır.
Gölgen misali yanındayım!
