Arama


_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
24 Aralık 2012       Mesaj #4
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Tuşlu çalgıların evrimsel tarihinde derin bir yolculuğa çıkıyoruz...


Tuş­lu çal­gı­la­rın M.Ö 200 yı­lı­na da­ya­nan yak­la­şık 2200 yıl­lık ev­rim­sel bir ta­ri­hi ol­du­ğu bi­li­ni­yor. Bu sü­re içe­ri­sin­de ge­li­şen tek­no­lo­jiy­le pa­ra­lel ola­rak ken­di­ni ye­ni­le­miş ve sü­rek­li ola­rak de­ği­şi­me ayak uy­dur­muş olan tuş­lu çal­gı­lar ge­rek ge­niş ses ara­lı­ğı ge­rek ise hem akor hem de so­lo­nun ay­nı an­da kul­la­nıl­ma­sı­na izin ve­ren tek­ni­ği ve ya­pı­sı gi­bi se­bep­ler­den ötü­rü gü­nü­müz aran­jör­le­ri ve ba­tı­lı kla­sik mü­zik bes­te­ci­le­rin­ce yıl­lar yı­lı en çok ter­cih edi­len çal­gı­lar ol­muş­tur.

Org (Er­ga­nun): Org is­mi La­tin­ce or­ga­num ke­li­me­si­nin kı­sal­tıl­ma­sı­dır. Tuş­lu çal­gı­la­rın ata­sı ola­rak ka­bul edi­lir. İlk org, su gü­cüy­le ça­lış­mış M.Ö(150-200) yıl­la­rı ara­sın­da Kte­si­bi­os adın­da bir ki­şi ta­ra­fın­dan Mı­sır'da icat edil­miş­tir. Mü­zik ens­trü­man­la­rı için­de en de­va­sa bo­yut­la­ra sa­hip olan org­tur. Öy­le­dir ki dev ka­ted­ral­le­rin sa­lo­nun­da üç kat­lı bir bi­na bü­yük­lü­ğün­de org­la­ra rast­la­mak müm­kün­dür. Kla­sik ba­tı mü­zi­ğin­de org için ya­zıl­mış eser­ler bu­lu­nur.


Church Or­gan (Kli­se Or­gu):
M.S 3. yüz­yıl­dan son­ra org­lar­da su ba­sın­cı ye­ri­ne ha­va ba­sın­cı kul­la­nıl­ma­ya baş­lan­dı. Bu dö­nem­den son­ra ya­pı­lan org­lar za­man­la ge­li­şe­rek gü­nü­müz­de ki­li­se­ler­de kul­la­nı­lan org­la­ra dö­nüş­tü. Kli­se or­gu Gos­pel mü­zi­ği­nin ana ens­trü­ma­nı ola­rak da bi­li­nir.

Ham­mond Or­gan: 20. Yüz­yı­lın baş­la­rın­da Lau­rens Ham­mond ta­ra­fın­dan icat edi­len ilk elek­trik­li org­tur. Ana­log dev­re­le­ri olan ve lam­ba­lı bir ens­trü­man­dır ve tek­nik ba­kım­dan gü­nü­müz­de­ki elek­tro­nik org­lar ile il­gi­si yok­tur. Mü­zik oto­ri­te­le­rin­ce 80'li yıl­la­rın rock mü­zik so­und’una yön ve­ren ens­trü­man ol­du­ğu da söy­le­nir.

Synthe­si­zer (Sen­tez­le­yi­ci): 1960'lı yıl­la­rın ba­şın­da Ro­bert Mo­og ta­ra­fın­dan üre­ti­len tuş­lu çal­gı­la­rın kul­la­nım ala­nı­nı ge­niş­le­ten ve da­ha mo­dern bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­ran ens­trü­man­dır. Elek­trik akı­mı ve fre­kans de­ğer­le­ri­nin de­ğiş­ti­ril­me­siy­le ses üre­tip sen­tez­len­me­si­ni sağ­la­yan synthe­si­zer’ın or­ta­ya çık­ma­sın­da the­re­min isim­li ens­trü­man il­ham kay­na­ğı ol­muş­tur.

Gü­nü­müz­de Ana­log Synthe­si­zer, Di­ji­tal Synthe­si­zer, Vir­tu­al Ana­log Synthe­si­zer ol­mak üze­re üç fark­lı ya­pı­da bu­lu­nur. Elek­tro­nik mü­zik ve tü­rev­le­rin­de kul­la­nı­mı yay­gın olup,gü­nü­müz­de R&B, Rock, Brit pop gi­bi tarz­lar­da da et­ki­li ola­rak kul­la­nıl­dı­ğı gö­rü­lür.

Work­sta­ti­on (İş İs­tas­yo­nu): Synthe­si­zer’la­rın di­ji­tal ya­pı­da olan­la­rı­na ritm ve se­qu­en­cer gi­bi özel­lik­ler ek­le­ne­rek el­de edi­len klav­ye­le­re Work­sta­ti­on de­ni­lir. Geç­miş­ten gü­nü­mü­ze Aran­jör­le­rin ve or­kes­tra eş­li­ğin­de sah­ne­ye çı­kan key­bo­ard'çu­la­rın ( Elek­tro­nik dev­re­le­ri olan tuş­lu çal­gı­la­ra ge­nel ola­rak key­bo­ard/klav­ye de­nil­mek­te­dir) en çok ter­cih et­tik­le­ri klav­ye tür­le­ri work­sta­ti­on­lar’dır.

Bi­li­nen ilk work­sta­ti­on 1980'li yıl­la­rın so­nun­da üre­ti­len KORG M1 olup, bu ci­haz ki­mi aran­jör­ler ta­ra­fın­dan ha­len kul­la­nıl­mak­ta­dır.

Akor­de­on: 1822 ta­ri­hin­de Chris­ti­an Fri­ed­rich Lud­wig Busc­hmann ta­ra­fın­dan icat edil­miş­tir.
Kö­rü­ğün ha­re­ke­te ge­çi­ril­me­siy­le olu­şan ha­va akı­mı­nın et­ki­le­di­ği ser­best me­tal­le­rin tit­reş­me­siy­le ses çı­kar­tan çal­gı­dır. Kaf­kas mü­zi­ği­nin vaz­ge­çil­mez ens­trü­ma­nı olan akor­deo­nun Çer­kez kül­tü­rün­de önem­li bir ye­ri var­dır.

Ro­land fir­ma­sı­nın geç­ti­ği­miz yıl­lar­da pi­ya­sa­ya çı­kart­tı­ğı elek­tro­nik akor­de­on ise dev­rim ni­te­li­ğin­de olup kla­sik akor­de­on gö­rü­nü­mü­ne MI­DI tek­no­lo­ji­si ve pil ile ça­lı­şa­bil­me özel­li­ği ek­le­miş­tir.

Klav­sen: Pi­ya­no­nun ata­sı ola­rak bi­lin­mek­le bir­lik­te pi­ya­no ile tek ben­zer ya­nı iki ens­trü­ma­nın da tuş­lu çal­gı­lar sı­nı­fın­dan ol­ma­sı­dır. Ana­log me­ka­niz­ma­la­rı, ça­lış tek­ni­ği ve ses ren­gi ola­rak ara­la­rın­da pek ben­zer­lik bu­lun­maz. Pi­ya­no­nun ica­dın­dan ön­ce ba­tı mü­zi­ği bes­te­ci­le­ri­nin kul­lan­dı­ğı bir ens­trü­man ol­du­ğu bi­li­nir. Hat­ta pi­ya­no­nun ica­dın­dan son­ra da ilk 50 yıl sü­re­sin­ce klav­sen ile ça­lış­ma­ya de­vam eden bes­te­ci­ler ol­muş­tur.


Pi­ya­no:1700'lü yıl­lar­da Bor­to­lom­me­o Cris­to­fo­ri ta­ra­fın­dan icat edil­miş­tir. Tuş­lu çal­gı­lar sı­nı­fı­na da­hil ol­ma­sı­nın ya­nı sı­ra org­tan far­kı çe­kiç me­ka­niz­ma­sıy­la ça­lı­şan tel­li bir ens­trü­man ol­ma­sı­dır. İlk adı pia­no e for­te olan ens­trü­man klav­se­nin me­ka­niz­ma­sı­nın de­ğiş­ti­ril­me­siy­le or­ta­ya çık­mış­tır. Kon­sol Pi­ya­no, Grand Pi­ya­no, Di­ji­tal Pi­ya­no, Elek­trik­li Pi­ya­no gi­bi çe­şit­le­ri bu­lun­mak­la bir­lik­te kla­sik ba­tı mü­zi­ği eser­le­rin­de kul­la­nı­lan en önem­li çal­gı­lar­dan bir ta­ne­si­dir.

Rho­des Pi­ya­no: 1950'li yıl­la­rın so­nun­da elek­trik­li pi­ya­no üre­ti­ci­si Ha­rold Rho­des ile Le­o Fen­der bir ara­ya ge­le­rek Fen­der Rho­des Bas Pi­ya­no'yu üret­ti­ler. Ken­di ha­lin­de vin­ta­ge bir to­nu olan bu ye­ni elek­trik­li pi­ya­no mo­de­li ikin­ci dün­ya sa­va­şı son­ra­sın­da jazz ve pop mü­zik­te sık­ça kul­la­nıl­ma­ya baş­lan­dı.

Di­ji­tal Pi­ya­no: Grand pi­ya­no­nun di­ji­tal ola­nı­dır. Elek­trik­li pi­ya­no ile ka­rış­tı­rıl­ma­ma­lı­dır. Ses ban­ka­sı, met­ro­nom, ritm, di­ji­tal no­ta ek­ra­nı olan mo­del­le­ri de bu­lu­nur. Di­ji­tal pi­ya­no­lar da elek­trik­li pi­ya­no­lar­da ol­du­ğu gi­bi ken­di­le­ri­ne öz­gü ses üre­teç­le­ri bu­lun­ma­dı­ğın­dan yal­nız­ca ban­ka­la­rın­da yük­lü olan samp­le ses­le­ri kul­lan­ma­mı­za ola­nak sağ­lar.

Key­tar: İki ens­trü­ma­nın sen­tez­len­me­siy­le olu­şan tuş­lu çal­gı­lar­dır. Key­bo­ard ve Gui­tar isim­le­ri bir­leş­ti­ri­lip key­tar is­mi tü­re­til­miş­tir. Ge­nel­lik­le sağ el ile klav­ye üze­rin­de so­lo atı­lır­ken sol el ile sli­de, mo­dü­las­yon gi­bi eks­tra özel­lik­ler kon­trol edi­lir. As­kı­sı bağ­la­nıp elek­tro gi­tar gi­bi ayak­ta ça­lın­ma­sı şart ol­ma­mak­la bir­lik­te te­mel özel­li­ği ve or­ta­ya çı­kış ama­cı bu­dur.


Ge­nel­de rock star­la­rın sah­ne şo­vu­na kat­kı sağ­la­ma­sı ama­cıy­la kul­lan­dık­la­rı key­tar son ge­liş­tir­me­le­rin ar­dın­dan tek ba­şı­na al­büm kay­de­de­cek ka­dar do­na­nım­lı ya­pı­ya ve MI­DI özel­lik­le­ri­ne sa­hip bir ens­trü­man ha­li­ne gel­miş­tir.

Vo­co­der: İn­san se­si si­mü­las­yo­nu yap­ma­sı için te­le­fon ope­ra­tör­le­rin­de kul­la­nıl­mak üze­re ge­liş­ti­ri­len me­ka­niz­ma KORG fir­ma­sı ta­ra­fın­dan klav­ye ek­le­ne­rek ye­ni bir tuş­lu ens­trü­ma­na dö­nüş­tü­rül­müş olup adı­na da vo­co­der de­nil­miş­tir. Elek­tro­ni­ka,trip hop gi­bi tarz­lar­da kul­la­nı­mı yay­gın olan vo­co­der'le­rin ana­log ve di­ji­tal ola­rak iki fark­lı mo­de­li bu­lun­sa da gü­nü­müz­de da­ha çok di­ji­tal olan­la­rı kul­la­nıl­mak­ta­dır.

Me­lo­di­ka: 1950’li yıl­la­rın ba­şın­da Hoh­ner ta­ra­fın­dan icat edi­len me­lo­di­ka İl­ko­kul öğ­ren­ci­le­ri­ne te­mel mü­zik öğ­re­ti­mi ve­ril­me­si ama­cıy­la ya­pıl­mış ne­fes­li ve tuş­lu bir çal­gı­dır.

Ün­lü jazz mü­zis­ye­ni Phill Moo­re Jr.’ın 1969 yı­lın­da ya­yın­la­dı­ğı Right On al­bü­mün­de me­lo­di­ka­ya yer ver­me­si ens­trü­ma­nın mü­zik çev­re­le­rin­ce ta­nın­ma­sı­nı ve ka­bul gör­me­si­ni sağ­la­mış­tır. Te­nor, al­to, sop­ra­no, bas ve çift el me­lo­di­ka ol­mak üze­re 5 fark­lı mo­de­li bu­lu­nur.

MI­DI klav­ye: Di­ğer tuş­lu çal­gı­lar­da ol­du­ğu gi­bi ken­di­ne öz­gü se­si ol­ma­yan,ta­şı­dı­ğı MI­DI sin­yal­le­ri ile bil­gi­sa­yar ya­zı­lı­mı ya­da synthe­si­zer mo­dü­lü­nün içe­ri­sin­de­ki ses ban­ka­la­rı­nı kul­la­na­rak mü­zik yap­ma­mı­zı sağ­la­yan ens­trü­man­dır. Aran­je, ka­yıt, mix gi­bi iş­lem­ler­de sık­ça kul­la­nıl­ma­sı­nın ya­nı sı­ra üst dü­zey ses kart­la­rı ile bir­lik­te sah­ne per­for­mans­la­rın­da kul­la­nı­mı­na da rast­la­ya­bil­mek­te­yiz.