Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
02:39, 2 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazar, 07 Aralık 2025 - 02:41
Arama
MaviKaranlık Forum
Brüksel Lahanası Yetiştiriciliği
-
Tek Mesaj #2
asla_asla_deme
VIP
Never Say Never Agaın
28 Aralık 2012
Mesaj
#2
VIP
Never Say Never Agaın
Sulama
Brüksel lahanasının ihtiyaçları lahana ile benzerlik gösterir Brüksel lahanası suyu çok sevdiğinden yağışlar yeterli değilse sulama ihmal edilmemelidir. Yüksek kaliteli ve verimli bir üretim için yağış durumu dikkate alınarak belirli aralarla sulama yapılmalıdır.Sulama yöntemi olarak en uygun sulama şekli damla sulama olmakla birlikte karık sulama da kullanılabilir. Yağmurlama sulama ise mantari enfeksiyonları artırması nedeniyle önerilmemektedir.
Ekolojik koşulara bağlı olarak dikimden sonra ikinci su verilir. Bu sulamadan sonra toprak tava geldiğinde ot alma, bitki kök bölgesinin havalandırılması ve kaymak tabakasının kırılması amacıyla çapa yapılır. Yabancı ot temizliği, sulama ve tarımsal savaşım lahanalarda uygulanan şeklinde düzenli olarak sürdürülür.
İlaçlama
Lahana mildiyösü:
Fidelerinin ve gelişmiş bitkilerin yapraklarının alt yüzlerinde grimsi küf tabakaları hâlinde kendini belli eder. Yaprakların üzerinde sarımsı lekeler oluşur, zamanla bu kısımlar kurur. Çevrede ilk hastalık belirtilerinin görülmesiyle kimyasal mücadeleye başlanır.
Haftada bir kez mücadele yapılır. Son ilaçlama ile hasat aralığına dikkat edilmelidir.
Lahana kök ur hastalığı:
Fide ve tarla döneminde bitkilerin kök boğazında yumruk, saçak köklerde ise parmak gibi urlar görülür. Bu bitkiler solar ve baş bağlayamaz. Hastalığın şiddetine göre verimde azalma olur. Fide ekimi öncesi fide toprağına kireç uygulaması yapılır.
Sebze fidelerinde kök çürüklüğü (çökerten):
Kök çürüklüğü fide devresindegörülen bir hastalıktır. Aynı zamanda çıkıştan önce de zarar meydana gelebilir. Fidelik devresinde fidelerin toprakla temas eden kök boğazlarından yattıklarıgörülür. Gerek çıkış öncesi, gerek çıkış sonrası meydana gelen ölümler sonucu fidelikte ocaklar hâlinde boşluklar meydana gelir. Hastalık yurdumuzda fide üretilen bütün alanlara yayılmış durumdadır.
Alınabilecek kültürel önlemler şunlardır;
Zarar görülen fideliklerin harç toprağı boşaltılıp içerisi
temizlendikten sonra yeniden fidelik toprağı hazırlanıp konmalı,
Tohum ekimi sık yapılmamalı,
Hastalıklı fideler ayıklanmalı,
Fideler uygun hava koşullarında açılıp sık sık havalandırılmalı,
Fazla sulamadan kaçınılmalı,
Gereksiz yere fazla azotlu gübre verilmemeli,
Erken ekim yapmaktan kaçınılmalı,
Fidelikler bol güneş alan soğuk rüzgârları tutmayan yerlerde kurulmalıdır.
Kimyasal mücadelede ise ilaçlamalar, tohum ilaçlaması, toprak ilaçlaması (ekimden önce, ekimden sonra) ve fidelerin toprak yüzüne çıkışından sonra yapılabilir.
Beyaz çürüklük hastalığı:
Kök ve kök boğazında ıslak çürümeler ve gelişmiş bitkilerde yaprak ve sürgünlerinde solgunluk şeklinde kendini gösterir. Özellikle nemli ortamlar genç fidelerin tamamen çürümesine neden olur.
Gelişmiş bitkilerde belirtiler önce kök boğazı ve toprağa yakın olan alt yapraklarda ortaya çıkar.
Kültürel önlemler;
Hasattan sonra bitki artıkları yok edilmeli,
Çok bulaşık olan alanlarda en az 5 yıllık ekim nöbeti uygulanmalı,
Sık ekimden kaçınmalıdır.
Kimyasal mücadelede toprak ilaçlaması ekimden 5–6 gün önce nemli tarla toprağına serpilir ve tırmıkla karıştırılır. Yeşil aksam ilaçlamalarında ise fideler şaşırtıldıktan 20 gün sonra ilk ilaçlama yapılır ve 10 gün aralıklarla bir ilaçlama yapılır. Eğer hastalık görülmüyorsa ilaçlama durdurulmalıdır. Son ilaçlama ile hasat arasında l hafta olmalıdır. Toprak ilaçlaması ekimden 5–6 gün önce uygulanmalıdır. Yeşil aksam ilaçlamasına ise fidelerin şaşırtılmasından 20 gün sonra başlanır ve 10 gün arayla sürdürülmelidir.
Kurşuni küf hastalığı:
Gövde ve meyve enfeksiyonları yapar. Önce toplu iğne başı kadar küçük olan lezyonlar, epidermis altında gelişerek genişler ve dokulara yayılır. Epidermis çatlar ve konukçunun su kaybına neden olur. Gövde ve meyve sapı lezyonları meyve dökümüne neden olabilir.
Kültürel önlemler;
Bitkiler arasında hava akımının olabilmesi için sık dikimden kaçınılmalı,
Hastalıktan zarar görmüş bitkiler sökülerek imha edilmeli,
Dengeli gübreleme ve iyi bakım yapılarak bitkilerin sağlıklı gelişmeleri sağlanmalı,
Hasattan sonra bütün bitki artıkları toplanarak yakılmalıdır.
Kimyasal mücadelede ilaçlamalar 10 gün arayla yapılmalı, son ilaçlama ile hasat
arasında 15 gün olmalıdır. Çevrede hastalığın ilk belirtileri görüldüğünde veya bitkiler
çiçeklenme devresinde iken başlanır.
Yaprak yanıklığı:
Yapraklar üzerinde koyu kahverengi veya siyah lekeler ve gövde üzerinde halkalar şeklinde kendini gösterir. Nemli dönemlerde lekeler genellikle parlak bir küf tabakası ile kaplanır. Hastalık depolama ve taşımacılık esnasında daha şiddetli görüldüğünden bu dönemde daha dikkatli olunması gerekir.
Halkalı leke hastalığı:
Hastalık belirtileri bitkinin toprak üstündeki tüm aksamlarda görülür. Başlangıçta hastalık, küçük etrafı sarı halka ile çevrilmiş tek tek kahverengi lekeler halindedir. Daha sonra birleşerek tüm bitkiyi etkiler.
Lahana siyah damar çürüklüğü:
Bitkiler fide döneminde bu hastalığa yakalanırsa yapraklar esmerleşir ve kurur. Olgun dönemde yakalandıklarında ise hastalık belirtileri alt yapraklardan başlar. Yer yer sarımtırak lekeler meydana getirerek hastalıklı yaprakların damarları esmerleşir. Bu hastalık için en tipik belirti damarların siyahlaşıp çürümesidir.
Bakteriyel leke hastalığı:
Yeşil yaprakların hem damarları hem de damararaları parankiması üzerinde oluşturduğu çok sayıda önceleri tek tek daha sonra birleşerek enfekteli alanlar meydana getiren kahverengimsi lekeler oluşur.Hastalıklı yapraklar 3–5 haftada dökülür.
Hastalıkla mücadelede hastalıksız tohum kullanılması, ekim nöbetinin uygulanması, fidelik toprağının dezenfeksiyonu sayılabilir. Kimyasal mücadelesi yoktur.
Külleme
: Nadiren görülen bir hastalıktır. Hastalık belirtileri özellikle yaprakların üst yüzeylerinde beyaz tüye benzer alanlar şeklinde görülür.İlerleyen dönemlerde yapraklar tamamen grimsi beyaz iplikçiklerle kaplanır.Bitkinin kapsülleri gibi diğer kısımlarda da aynı belirtileri gösterir.
Lahana kelebeği:
Zararlının larvaları yaprakların damar aralarını kemirip yiyerek ve pislikleriyle kirleterek zarar verir. Yılda 2–6 döl verir. Küçük alanlarda yaprak altlarındaki yumurta kümeleri toplanarak imha edilir. Büyükalanlarda ise kelebek uçuşlarının görülmesinden sonra bitkiler kontrol edilir. %10 bulaşma varsa mücadele yapılır.
Lahana tırtılı:
Larvaları önce damar aralarında yüzeysel olarak beslenir. Daha sonraları bitkinin her tarafına dağılarak beslenir. Yaprakları tamamen yiyerek sadece kalın damarları bırakır.
Lahana göbek kurdu:
Larvaları bitkinin gövde ve yaprak sapı içine girerek beslenir. En önemli zararını büyüme noktasında bulunduğu zaman meydana getirir. Bitkinin gelişmesini ve baş oluşumunu engelleyerek yan dallarda çatallanmaya neden olur.
Lahana sineği:
Gövde ve köklerde tüneller açar. Açtığı tünellerde kahverengileşme ve yapışıklık meydana getirir. Fidelikte zarar yapabildiği gibi dikimden hemen sonra da zarar yapabilir. Özellikle serin ve nemli dönemlerde zararları daha fazladır.
Gübreleme
Brüksel lahanasının gübrelenmesinde çiftlik gübrelerinin yanında NPK gübreleri kullanılmaktadır. Bazı yetiştiricilere göre fazla azotlu gübreleme gevşek baş oluşumunu arttırır. Dekara 10–30 kg azotlu gübrelemeyle başlar. Azotun erkencilik üzerine etkisi azdır.Bununla beraber yokluğu veya noksanlığı hâlinde erkenciliği kaybolur. Azotlu gübreleme baş renginin koyu yeşil olmasını sağlar. Bu da kalite yönünden önemlidir. Azotlu gübrelerin 1/3’ünün dikim zamanı, 1/3’ünün bundan birkaç hafta sonra geri kalanının da ilk hasattan sonra verilmesi yararlıdır. Gübreleme serpme şeklinde sonbahar sonu ve ikinci hasattan sonra da verilebilir.
Batı Avrupa ülkelerinde genellikle 10–15 kg/dek P2O5 ve 20 kg/ K2O kullanılır.Potasyumun başlarda renk ve sıklıkları üzerinde olumlu etkili olmaktadır. Bazen hızlı gelişmeyi önlemek amacıyla fosforlu ve potasyumlu gübreler serpme olarak sonbaharda verilebilir.
Yabancı Otla Mücadele
Brüksel lahanası tarlalarında yapılacak ilaçlı mücadele ilaçların özelliklerine göre;
Dikim öncesi,
Dikimden veya ekimden hemen sonra,
Dikim sonrası olmak üzere üç dönemde uygulanır.
Megep
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar...
.
Cevapla
Kapat
Saat: 02:41
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...