Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
13:36, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Perşembe, 11 Aralık 2025 - 13:38
Arama
MaviKaranlık Forum
Alparslan'ın eserleri nelerdir?
-
Tek Mesaj #17
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
1 Ocak 2013
Mesaj
#17
Kayıtlı Üye
Beni tanıdınız mı? Hani çağınızda ders kitaplarınızda şöyle ibare vardır ve neredeyse her öğrenci tarafından ezbere bilinir: 1071 Malazgirt Savaşı ile Anadolu'nun Kapısı Türklere açıldı. Hah, işte o kapıları açan savaşın komutanıydım ben. Büyük Seçluklu Devleti'nin hükümdarı, güç ve ihtişamın simgesi, büyük komutan Sultan Alparslan'ın ben.
1029 yılında doğmuşum. Asıl adım Muhammed'dir. Babam Çağrı Bey Selçuklu'nun kurucularındandır. Babam ve Amcam Tuğrul Bey beni Horosan Valiliğine atadı. Söylendiğine göre doğuştan askeri yeteneklere maliğim. Bu yüzden Anadolu beyleri, babam öldükten sonra Abim Süleyman yerine beni Hükümdar olarak görmek istediler. Böylece 1064 yılında Selçuklu Hükümdarı oldum.
İç karışıklıklarla bir müddet uğraştım sonra Bizans'a yürüdüm. Gürcistan, Kars ve Ani'yi islam topraklarına dahil ettim. Anadolu'ya girince Bizans imparatoru Sayın Diyojen haliyle bu gelişmelerden rahatsız olmuş, ordusunu toplayıp üstümüze doğru sefere girişmiş. Gerisi malumunuz efendim, Malazgirt ovasında karşılaştığımız Bizans ordusunu bir güzel yendik ve Diyojen'i de esir aldık.
Neyse neyse, zaten bunları biliyorsunuz. Şimdi, beni buraya davet eden site yetkilileri benden o muhteşem özgeçmişimi anlatmamı istediler gerçi (başarı öyküleri mi yayınlıyorlarmış nedir) ama ben daha başka bir şey söyleyerek bu sitenin ziyaretçisine daha yararlı olacağımı düşünüyorum:
Ben kendimi büyük, yenilmez zannederdim efendiler. Siz de öyle zannediyorsun tabi, öyle değil miydin zaten diyorsunuz. Ama anladım... Meğer ben bir kuldan başka bir şey değilmişim, biliyorum artık. Ne zaman mı anladım bunu? 25 Kasım 1072 yılında... Maveraünnehir'de bir kaleyi kuşatmıştım, kale kumandanı Harzemli Yusuf beni hançerleyerek yaraladı. Yaram ağırdı ve bir kaç gün sonra bu yaradan dolayı ölecektim.
"Halbuki daha iki gün önce bir tepenin üstünde askerlerimi teftiş ediyordum ve yerin onların ayakları altında sarsıldığını hissediyordum. Kendi Kendime; "Şu cihanın hakimi benim, benimle kim boy ölçüşebilir?" dedim. Allah bu kibir ve böbürlenmelerime karşı insanların en sefilini, mağlup, perişan ve esir olmuş bir adamı benim üzerime saldı, benden daha güçlü çıktı. Vurdu, perişan etti, beni hem canımdan hem tahtımdan etti."
Size diyeceğim dostlar, ne olursanız olun, ister padişah, ister komutan ya da çağınızda yönetici; mağrur olmayın, mutevazi olun. Başarının Allah'tan geldiğini unutmayın ve yer yüzünde böbürlenerek yürümeyin... İşte en güzel örnek benim; Allah bir sivrisinek'ten ya da daha küçüğünden misaller vermekten çekinmez...
Söylediklerimi sakın unutmayın dostlar, bana da şu vefat yıldönümümde bir fatiha okuyunuz.
---
Bazı tarihi kaynaklarda Alparslanın bu sözleri gerçekten söylediği rivayet edilir.
NOT: Bu yazıda geçen ifadeler Sultan Alparslan'ın gerçek konuşmaları değildir, canlandırma ve konuşturmacadan ibarettir.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 13:38
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...