Arama


_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
6 Şubat 2013       Mesaj #3
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Masal ve destanlar sözlü edebiyat geleneğimize ait ürünlerdir. Yani henüz yazı kullanmadan önce ortaya çıkmışlardır. Günümüze ağızdan ağıza söylenerek, dilden dile aktarılarak gelmiştir.
Halk hikayelerine ilk örnek Dede Korkut hikayeleri olarak bilinir. Bu hikayeleri incelediğimizde 15.yy Anadolu Türkçesi kullanıldığı görülür. Yani Oğuzlar zamanıdır. O zaman diyebiliriz ki halk hikayeleri de destan ve masal gibi yazıdan önce ortaya çıkmış fakat başarılı bir şekilde yazıya aktarılmışlardır.
Mesnevi, nazım biçimi olarak İran edebiyatının malıdır. Arap ve Türk edebiyatına İranlılardan geçmiştir. Türk edebiyatında mesnevi, divan edebiyatı nazım türlerindendir. Türk edebiyatına girişi 11. yüzyılda Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig adlı yapıtıyla başlar.
Roman ve hikaye Tanzimat döneminde edebiyatımıza girmiştir. Batılılaşma döneminin etkisiyle, batı edebiyatlarının mahsulü olan bu türler de edebiyatımıza girmiştir.

Ders kitabımızdaki bu sorunun asıl amacı, bizlere edebi geleneklerimizi ve geleneklerin ürünleri kavratmaktır. Özetle şunu diyebiliriz; masal, destan gibi ürünler sözlü edebiyat geleneğine; mesnevi divan edebiyatı geleneğine; roman, hikaye gibi ürünler de Tanzimat dönemi Türk edebiyatı geleneğine ait anlamaya bağlı olay yazılarıdır.


Kaynak: