Arama


_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
18 Şubat 2013       Mesaj #4
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Joseph Mallord William Turner
MsxLabs.org

220px Joseph Mallord William Turner 083



Çağının ötesinde bir sanatçı olan Joseph Mallord William Turner (1775-1851) İngiliz suluboya manzara ressamlarının en büyüklerinden biridir. Mimari çizimleri, gravürleri boyayarak ve Thomas Girtin’in yanında ilk sanat bilgilerini edinerek işe başlayan sanatçı 1789’da Sir Joshua Reynolds’ın başkan olduğu Kraliyet Akademisi’ne girdiğinde 14 yaşındadır. Bir yıl sonra ilk suluboya çalışması Yaz Sergisi’ne kabul edilir. Reynolds, Füssli ve Loutherbourg ile tanışarak fantastik manzara anlayışına yakınlaşır. Bir yandan da Pitoresk yayınlar için kent görünümleri resmeder. Her yıl Avrupa’nın pek çok kentini gezerek topografik çizimler ve taslaklar hazırlar. Suluboya çalışmalarında manzaralar, tarihi ve mitolojik konular, eski kalıntılar, kaleler, köprüler, Gotik kiliseler görülür. Daha sonra bu zarif ve saydam resimlerden yararlanarak tablolarını oluşturur. Erken dönem yağlıboyalarında 17. yüzyıl Hollanda deniz resmini örnek alır. 1796’da ‘Denizdeki Balıkçılar’ adlı yağlıboyası sergilenir. 1804 yılında kendi galerisini açar. 1807’den itibaren Akademi’de perspektif dersleri verir ama daha çok ışık üzerinde durur. Aynı yıl Claude Lorrain’in ‘Gerçeklik Kitabı’ndan ilham alarak 100 levhalık gravür derlemesi ‘Liber Studiorum' yayınlanır. Bu kitabın bölümlerinde türlere göre peyzaj sınıflandırması yer alır: Pastoral, Deniz, Dağlık, Tarihsel, Mimari ve Epik Pastoral. 1820’lerde kağıt üzerine yaptığı ve ‘Renk Başlangıçları’ adını verdiği seride herhangi bir imgeden, göze aşina gelecek bir nesneden çok renk ilişkileri ve renksel düzenlemeler vardır.
h2 0610513



Turner’ın özgür stili, suyu resmetmesi, renkli ışık saçan paleti, doğanın hızla değişen biçimlerini ve ton farklılıklarını verişi, Empresyonistleri etkiler. Çalışmalarındaki ıssız yerler, tenhalık, geçmişten bir yapı, çayır, göl çevresi, sürekli değişen bulutlarıyla kompozisyonun yarısını kaplayan görkemli gökyüzü, ufukta belirsizleşen deniz, doğal afetler, yağmur, sis, göz kamaştıran parlaklığıyla kar, alacakaranlık, güneşin doğduğu ve battığı saatler doğa karşısında insanın yazgısına dikkat çekerek her şeyin geçiciliğini tedirgin edici bir biçimde hatırlatır. Manzaralarında Tanrı’nın gücünün delili olan doğa olağanüstüdür, yücedir, vahşi bir ihtişama sahiptir. Herhangi bir işle meşgulken veya eğlenirken gösterdiği insanlar ise oldukça küçük figürlerdir.
Plymouth20Joseph20Mallord20William20Turner



Işık, sıcak tonlar, parlak renkler, lekeler ve hareket konuyu arka plana iter. Empresyonizmi de aşan bir tekniğe ve lirik soyutlamaya ulaşılır. Işığın gökyüzünde süzülmesi ve su üzerindeki oyunları da optik olaylardan çok dünyadaki maneviyata ve Tanrı’nın ruhuna yöneliktir. Günbatımını konu aldığı tablolarında neredeyse yanan gök ve deniz insanı şaşırtır. Yeryüzü ve gökyüzünün birbirine karıştığı çılgınca bir kızgınlık, iç içe geçen, birbirini kesen fırça vuruşları, gölge ve ışık oyunları seçilebilen nesneleri eritir. Claude Lorrain'in uyumlu bir sadelik içindeki dingin ve ferah manzaralarına hayranlık duyar. Oysa kendisi tutkulu, devingen, coşkulu ve göz alıcı bir görsellik sunar. Doğa görünümlerinin dramatikliği ve tekinsiz düşselliği izleyeni etkiler. Doğadaki çatışmayı duyguların da katıldığı yaklaşımla kağıda ve tuvale aktarır. Böylece heyecanlardan arınmış, durağan ve romantik doğa yaşantısının yer aldığı İngiliz manzara geleneğini aşmaya çalışır.