Arama


_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
11 Mart 2013       Mesaj #2
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
İSTİŞARE ÖRNEĞİ
Ezan nasıl belirlendi?
Beş vakit namaz, hicretten, yani Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye göç etmesinden yaklaşık 18 ay önce Mekke’de farz kılınmıştır. Mekke’deyken Müslümanların sayısı az ve müşriklerin baskısı altında oldukları için ibadetlerini toplu olarak serbestçe yapamıyorlardı. Bu yüzden ezana da ihtiyaç duyulmuyordu. Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret edince, orada ilk yaptığı şeylerden biri Mescid-i Nebevî olmuştur. Mescid-i Nebevî'nin yapımı bittikten sonra, beş vakit namaz orada topluca kılınmaya başlanmıştı. Fakat namaz vakitlerini ilan edecek bir şey olmadığı için, kimi erken geliyor, bu yüzden işinden oluyor, kimi de geç gelip cemaate yetişemediği için üzülüyordu. Namaz vakitlerinin bir şekilde ilan edilmesi gerekiyordu. Ama nasıl ilan edilecekti, ne yapılmalı idi? Bu konuda Kur'an'da bir hüküm yoktu. Peygamber Efendimiz vahiy gelmeyen hususlarda arkadaşlarıyla konuşur, onların fikrini alırdı. Bu konuyu görüşmek için de bir toplantı düzenlemişti. Toplantıya katılanlardan kimi namaz vakti girdiğinde çan çalınmasını, kimi boru öttürülmesini, kimi ateş yakılmasını, kimi de yüksek bir yere bayrak çekilmesini teklif etmişlerdi.

Peygamber Efendimiz, çan çalmak Hıristiyanların âdeti, boru öttürmek Yahudilerin, ateş yakmak da Mecusilerin âdeti olduğu için kabul etmemişti. Yüksek bir yere bayrak çekme teklifi de beğenilmemiş, böylece bir karara varılmadan toplantı dağılmıştı. Aradan çok geçmeden arkadaşlarından Abdullah b. Zeyd bir rüya görmüştü. Rüyasında elinde çan taşıyan birini görmüş ve onu satın almak istemişti. O kişi, ne yapacağını sorunca, Abdullah, insanları namaza çağıracağını söylemişti. Bunun üzerine rüyasında gördüğü kimse: "Ben sana daha güzelini öğreteyim'' diyerek, ezan lafızlarını öğretmişti. Abdullah b. Zeyd demiştir ki: "Uyanınca hemen Rasûlullah'a gelerek rüyamda gördüklerimi anlattım. Rasûlullah da: "İnşallah bu hak bir rüyadır. Bilal'le kalk, gördüklerini ona söyle, ezanı o okusun. Çünkü onun sesi, senin sesinden daha tatlı ve gürdür'' buyurdu. “Ben de Bilal'le kalktım, ezanın cümlelerini ona söyledim, o okudu.'' Daha sonra Hz. Ömer de Peygamberimize gelerek, rüyasında aynı şeyleri gördüğünü söylemiştir.

''Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış'' anlamı:
Bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider. anlamında kullanılan bir söz.

AKROSTİŞ ÖRNEKLERİ

Ağlama gözlerim diyorum hergün
Yeniden dogacak biliyorum
Senin yarattığın çocuk
Umrumda degil diyorum
Ne olursa olsun, bu aşk için değer herşeye…

Arkadaş kalamadık
Lütfen kalmayalım
Ellerimi hiç tutmadığın gibi tut
Yepyeni bir aşka yelken açarak
Neden daha önce buluşmadık diyerek
Aşkımızı yaşayalım sonsuza kadar…

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 18 Eylül 2018 02:31