Arama

Tanju Babacan - Tek Mesaj #2

_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
16 Mayıs 2013       Mesaj #2
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Sınırları Yok Eden Adam; Tanju Babacan
MsXLabs.org




Alıştığımız gece elbisesi kalıplarını kırarak kendi modasını yaratan Tanju Babacan, tasarımlarında ne başkalarından etkileniyor ne de sezon trendlerini umursuyor. Onun moda dünyasında aylık, yıllık sınırlara yer yok!

‘Gece elbisesi’ deyince önce bir duruyoruz; gideceğimiz yere göre az olmak korkusu ve fazla gösterişli olma çekincesi arasında gidip geliyoruz. Bu çekişmeden çoğunlukla siyah klasik bir elbise galip çıkıyor ve geceyi risk almadan atlatıyoruz. Atlatıyoruz da ne kendimizi aşabiliyoruz ne de farklı tasarımlar deneyebilme cesaretini gösterebiliyoruz. Ancak bir isim var ki bize gece kıyafetlerini sevdiriyor; son yıllarda takip ettiğiniz galaları, defileleri, davetleri hatırlayın. Ne zaman bir kıyafete iç geçirerek baksak çoğunlukla onun imzasını görüyoruz. Nil Karaibrahimgil’den, Bülent Ersoy’a, Ebru Gündeş’ten Sibel Can’a kadar birçok ünlüyü giydiren Tanju Babacan’la kendisi ve modaya bakışı üzerine konuştuk...
* Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Belki sorulmaz ama yaşınız, eğitiminiz, modaya olan ilginiz, tasarım yapmaya nasıl başladığınız, özetle ‘Tanju Babacan kimdir’ dediğimizde verebileceğimiz cevaplar hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
1968 Roth/Almanya doğumluyum. 19 senedir bu işi yapıyorum. Resim öğretmenimin keşfiyle eğitim sürecimi dondurup ilk modelistlik ve stilistlik kursunun kapısını çaldım, çünkü adının terzilik olduğunu bildiğim kocaman bir duyguydu içimdeki. Doğduğumda benle beraberdi bu duygu ve bugün geriye dönüp baktığımda bugünlere geleceğimin programının evvelden nasıl da yapıldığını görebiliyorum.
* Kendi adını markalaştırabilmek belki de en zor şeylerden biri. Bunu nasıl başardınız?
İlk modacılık unvanı verilen Ayla Eryüksel üst kat komşumdu. Yani tuzum bittiğinde tuz isteme mesafesinde. Yıldırım Mayruk da çok şükür hala sağ ve daha eskilere bakarsanız Canan Yaka’nın annesi Mualla’ya dayanır. Ülkemizde geçmişi bu kadar yakında olan bir sektörde zaten yol almak benim için kolaydı. Ancak siyah beyaz televizyon çocuğu olduğumdan ötürü internet çağına girişimizle birlikte marka danışmanım ve yeğenim (ki ben onun dayısıyım) iyi ki var gümleyebilirdim, ticaret ve sanat bir arada zor. Belki bunu ben kaldıramıyorum, işin mutfağını ben tercih ederken diğer tüm sistemi Burçin İnan Özel’e bırakmanın hem rahatlığındayım hem bir ürün gibi davranıyorum. Olması gereken de bu diye düşünüyorum.
* Türkiye’de modacı olmanın zorlukları neler, yıllardır bu işin içinde olan biri olarak genç tasarımcılara neler önerebilirsiniz?
Zorluğu aslında biz çektik sayılır. Ee bizden öncekilere de soruyorum bir pul bile bulamıyorduk diyorlar. Şimdikilere bakıyorum tüm dünya markalarını anında takip edebildikleri gibi maşallah güzel de kopya çekiyorlar. Ben yaşadığım zorluklardan mutluyum. Zahmetsiz rahmetin olmayacağına inananlardanım. Ömrüm otostop yaparak parasızlıktan işe gidip gelerek geçti. Vitali Hakko’dan ödülümü almaya yine otostopla gelerek aldım. Güzel yıllardı, tek taşımı kendim aldım.
* Türkiye’de ve hatta dünyada da birçok tasarımcı, gerek maddi kaygılar gerekse isimlerini duyurmak için, yaratıcılıktan uzak, sektör beklentilerine yönelik tasarımlar yapıyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce bu ince çizgi nasıl tutturulmalı?
Ben de yıllarca bunları yaşadım. 0-6 yaş bebek grubundan tutun da gecelik, pijama, iç çamaşır birçok şey yapmak durumunda kaldım. Ama bunları yaparken de çok şey öğrenebiliyorsunuz.
* Moda deyince akla gelen ilk sorulardan biri de ‘tasarımın bir sanat eseri gibi görülüp giyilebilir olmasa da yaratıcı olması gerektiği mi yoksa giyilebilirlik sınırları içerisinde yaratıcı olması gerektiği mi’dir. Sizce hangisi doğru?
İkisi de. Ben kendimde sınır tanımam, biri kostüm taşımaktır diğeri ise taşıyamamaktır. Bana göre Türkiye’de iki kişi kostüm taşır biri Nil Karaibrahimgil, diğeri Bülent Ersoy. Ama dünyaya baktığımızda Cher’den tutun Madonna ’ya kadar kostüm taşıyan birçok star görebilirsiniz.
* Örce Kadın projesi için yaptığınız defile çok beğenildi. Şu anda yer aldığınız ya da gelecekte yer almayı düşündüğünüz başka sosyal sorumluluk projeleri var mı? (Örce Kadın defilesinin fotogalerisini görmek için tık, 'ben videosunu izlemek istiyorum' diyorsanız tık)
Koleksiyonlarımı her tür sosyal sorunluluk projesine engaje edebilirim. Böyle olmasından da hoşlanıyorum zaten.
* Birçok klip, konser ve gösteride sanatçılar üzerinde sizin tasarımlarınızı görüyoruz. Son olarak Nil Karaibrahimgil için tasarladığınız kostüm çok beğenildi. Kimlerle çalışıyorsunuz?
Çalışmadıklarımda var prensip olarak ama çok kişi ile çalıştım; Gülben Ergen, Ebru Gündeş, Bülent Ersoy, Sibel Can vs vs vs .
* Türkiye’den ve dünyadan beğendiğiniz tasarımcılar kimler?
Terry Muggler, Jean Paul Gaultier, McQueen. Türkiyeden beğendiklerim ise Halit Kadirbeyoğlu, Turan Yazıcı.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.