Arama

Arazi Nedir? - Tek Mesaj #1

AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
6 Haziran 2013       Mesaj #1
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Arazi Nedir?
MsXLabs & Dini Kavramlar Sözlüğü
Ad:  arazi.jpg
Gösterim: 890
Boyut:  10.9 KB


Sözlükte "yer, yeryüzü, toprak, kara parçası" anlamlarına gelen arz kelimesinin çoğuludur. Toprak mülkiyeti, arazînin sahipliği, kullanımı, sınırlanması gibi konular, ilk devirlerden beri insanlığı meşgul etmiş, ciddî bir problem kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzde "arazî hukuku" müstakil bir hukuk dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün İslâm hukukçuları, arazinin hem özel, hem de kamu mülkiyetinin konusu olabileceği hususunda ittifak etmişlerdir. Müslümanların eline geçiş tarzı ve mülkiyet şekline göre, arazinin tasnifi yapılmış ve maliklerine belli mükellefiyetler ve sınırlamalar getirilmiştir. Hz. Peygamber'in hadisleri ile daha sonraki devirlerdeki uygulamalar doğrultusunda gelişen

İslâm hukukuna göre arazî temelde iki gruba ayrılır; arazî-i memlûke (mülk arazî), arazî-i gayri memlûke (mülk olmayan arazî). Arazî-i memlûke, sahibi bulunan ve tasarruf hakkı tamamen sahibine ait olan araziye denir. Sahibi, diğer bütün malları, eşyası gibi bu araziyi de, satabilir, hibe edebilir, vakfedebilir ve miras bırakır. Mülk arazî, kullanım alanı, tâbi oldukları vergi ve statü bakımından dört gruba ayrılır: Arazî-i haraciyye, arazî-i öşriyye, mukataalı arazî ile yerleşime konu olan arazî. Arazî-i haraciyye, barış yoluyla haraç vergisine bağlanan veya savaşla fethedildiği halde gazilere dağıtılmayıp yerli gayrimüslim ahaliye bırakılan yerlere denir. Bu tür arazi, mülk arazî olup, sahibi üzerinde tasarruf yetkisine sahiptir. Ancak bu arazîden, haraç isimli bir vergi alınır. Bu vergi de, harâc-ı mukaseme ve harâc-ı muvazzaf olmak üzere ikiye ayrılır. Harâc-ı mukaseme, yerin durumuna göre, arazînin mahsulünden 1/10'dan 1/2'ye kadar olmak üzere alınan vergidir. Harâc-ı muvazzaf ise, arazi için kesim usulü ile belirlenmiş olan belirli miktar akçedir. Arazî-i öşriyye, ahalisi kendiliğinden Müslüman olan veya savaş yoluyla fethedilip de gazilere taksim edilen arazilere denir. Bu araziye, arz-ı sadaka da denmektedir. Bu topraklar sahiplerinin mülkü olup, üzerlerinde her türlü tasarrufa yetkilidirler. Sahipleri, bu arazide yapmış olduğu ziraata karşılık, öşür isminde bir vergi vermekle yükümlüdür. Mukataalı arazî, devletin götürü vergi takdir ederek dağıttığı arazîdir. Mülkiyeti ve tasarruf hakkının verilmesi şeklinde olabileceği gibi, sadece geliri de verilebilir. Birinci durumda arazî mülk olmakla birlikte, ikincisinde kişinin mülkü değildir. Tetimme-i süknâ, ikamet ve yerleşime konu olan arsalardır. Buna mesken inşa edilen arsalar ile meskenin tamamlayıcısı olan yerler dahildir. Bu arsalar, Müslüman veya gayrimüslimlere ikâmet için terk edilmiş olup, öşür ve haraca tabi değildir. Arazî-i gayri memlûke, şahsî mülkiyete konu olmayan, mülkiyeti devlete veya kamuya ait olan ve menfaati ammeye veya devletin tahsis edeceği alan veya şahıslara ait olan arazilerdir. Bu nevi arazî, arazî-i mevkufe, arazî-i metruke, arazî-i mevat ve arazî-i mîriyye olmak üzere dörde ayrılır. Arazî-i mevkûfe, vakıf arazîsi demektir. Âlimlerin çoğunluğuna göre, mülkiyeti kamuya, menfaati ise belli şahıs ve zümrelere tahsis edilen arazidir. Arazî-i metrûke (arazî-i mahmiyye, arazî-i mirfekat), yollar, ormanlar, meydanlar gibi herkesin istifadesine sunulan arazi veya meralar, pazar ve harman yerleri gibi belli bir köy veya kasaba halkının ortak istifadesine terkedilmiş yerlerdir. Buraların mülkiyeti hazineye ait olup, kimsenin özel tasarruf yetkisi yoktur. Arazî-i mevât, kimsenin mülk ve tasarrufunda olmayan, belli bir köye yahut kasabaya tahsis edilmemiş, ziraat yapılmayan ve iskân mahallinden uzakta bulunan boş arazilerdir. Devletin yetkili birimlerinden izin alınmak kaydıyla, bu araziyi imar eden kişi ona sahip olur. Arazî-i mîriyye (arazî-i emiriyye), mülkiyeti hazinede kalmak üzere, devlet tarafından belli şahıslara tasarruf hakkı verilen arazîdir. Bu tür arazîye, arazî-i memleket, arazî-i beytülmal, arazî-i sultaniyye isimleri de verilmektedir. Arazî-i mîriyyenin kuru mülkiyeti, yani rakabesi devlete ait olup, halka ariyet şeklinde verilir ve karşılığında belli bir vergi alınır. Mülkiyeti devlete ait olduğundan, özel mülkiyet ve miras hükümleri cereyan etmez; tasarrufa yetkili olan kimse, kanunun tayin ettiği şartlar ve kayıtlar dairesinde intifa ve tasarruf eder. (İ.P.)
Son düzenleyen Safi; 22 Nisan 2016 02:48