Arama

Arazi Nedir?

Güncelleme: 22 Nisan 2016 Gösterim: 3.206 Cevap: 6
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
6 Haziran 2013       Mesaj #1
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Arazi Nedir?
MsXLabs & Dini Kavramlar Sözlüğü
Ad:  arazi.jpg
Gösterim: 889
Boyut:  10.9 KB

Sponsorlu Bağlantılar

Sözlükte "yer, yeryüzü, toprak, kara parçası" anlamlarına gelen arz kelimesinin çoğuludur. Toprak mülkiyeti, arazînin sahipliği, kullanımı, sınırlanması gibi konular, ilk devirlerden beri insanlığı meşgul etmiş, ciddî bir problem kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzde "arazî hukuku" müstakil bir hukuk dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün İslâm hukukçuları, arazinin hem özel, hem de kamu mülkiyetinin konusu olabileceği hususunda ittifak etmişlerdir. Müslümanların eline geçiş tarzı ve mülkiyet şekline göre, arazinin tasnifi yapılmış ve maliklerine belli mükellefiyetler ve sınırlamalar getirilmiştir. Hz. Peygamber'in hadisleri ile daha sonraki devirlerdeki uygulamalar doğrultusunda gelişen

İslâm hukukuna göre arazî temelde iki gruba ayrılır; arazî-i memlûke (mülk arazî), arazî-i gayri memlûke (mülk olmayan arazî). Arazî-i memlûke, sahibi bulunan ve tasarruf hakkı tamamen sahibine ait olan araziye denir. Sahibi, diğer bütün malları, eşyası gibi bu araziyi de, satabilir, hibe edebilir, vakfedebilir ve miras bırakır. Mülk arazî, kullanım alanı, tâbi oldukları vergi ve statü bakımından dört gruba ayrılır: Arazî-i haraciyye, arazî-i öşriyye, mukataalı arazî ile yerleşime konu olan arazî. Arazî-i haraciyye, barış yoluyla haraç vergisine bağlanan veya savaşla fethedildiği halde gazilere dağıtılmayıp yerli gayrimüslim ahaliye bırakılan yerlere denir. Bu tür arazi, mülk arazî olup, sahibi üzerinde tasarruf yetkisine sahiptir. Ancak bu arazîden, haraç isimli bir vergi alınır. Bu vergi de, harâc-ı mukaseme ve harâc-ı muvazzaf olmak üzere ikiye ayrılır. Harâc-ı mukaseme, yerin durumuna göre, arazînin mahsulünden 1/10'dan 1/2'ye kadar olmak üzere alınan vergidir. Harâc-ı muvazzaf ise, arazi için kesim usulü ile belirlenmiş olan belirli miktar akçedir. Arazî-i öşriyye, ahalisi kendiliğinden Müslüman olan veya savaş yoluyla fethedilip de gazilere taksim edilen arazilere denir. Bu araziye, arz-ı sadaka da denmektedir. Bu topraklar sahiplerinin mülkü olup, üzerlerinde her türlü tasarrufa yetkilidirler. Sahipleri, bu arazide yapmış olduğu ziraata karşılık, öşür isminde bir vergi vermekle yükümlüdür. Mukataalı arazî, devletin götürü vergi takdir ederek dağıttığı arazîdir. Mülkiyeti ve tasarruf hakkının verilmesi şeklinde olabileceği gibi, sadece geliri de verilebilir. Birinci durumda arazî mülk olmakla birlikte, ikincisinde kişinin mülkü değildir. Tetimme-i süknâ, ikamet ve yerleşime konu olan arsalardır. Buna mesken inşa edilen arsalar ile meskenin tamamlayıcısı olan yerler dahildir. Bu arsalar, Müslüman veya gayrimüslimlere ikâmet için terk edilmiş olup, öşür ve haraca tabi değildir. Arazî-i gayri memlûke, şahsî mülkiyete konu olmayan, mülkiyeti devlete veya kamuya ait olan ve menfaati ammeye veya devletin tahsis edeceği alan veya şahıslara ait olan arazilerdir. Bu nevi arazî, arazî-i mevkufe, arazî-i metruke, arazî-i mevat ve arazî-i mîriyye olmak üzere dörde ayrılır. Arazî-i mevkûfe, vakıf arazîsi demektir. Âlimlerin çoğunluğuna göre, mülkiyeti kamuya, menfaati ise belli şahıs ve zümrelere tahsis edilen arazidir. Arazî-i metrûke (arazî-i mahmiyye, arazî-i mirfekat), yollar, ormanlar, meydanlar gibi herkesin istifadesine sunulan arazi veya meralar, pazar ve harman yerleri gibi belli bir köy veya kasaba halkının ortak istifadesine terkedilmiş yerlerdir. Buraların mülkiyeti hazineye ait olup, kimsenin özel tasarruf yetkisi yoktur. Arazî-i mevât, kimsenin mülk ve tasarrufunda olmayan, belli bir köye yahut kasabaya tahsis edilmemiş, ziraat yapılmayan ve iskân mahallinden uzakta bulunan boş arazilerdir. Devletin yetkili birimlerinden izin alınmak kaydıyla, bu araziyi imar eden kişi ona sahip olur. Arazî-i mîriyye (arazî-i emiriyye), mülkiyeti hazinede kalmak üzere, devlet tarafından belli şahıslara tasarruf hakkı verilen arazîdir. Bu tür arazîye, arazî-i memleket, arazî-i beytülmal, arazî-i sultaniyye isimleri de verilmektedir. Arazî-i mîriyyenin kuru mülkiyeti, yani rakabesi devlete ait olup, halka ariyet şeklinde verilir ve karşılığında belli bir vergi alınır. Mülkiyeti devlete ait olduğundan, özel mülkiyet ve miras hükümleri cereyan etmez; tasarrufa yetkili olan kimse, kanunun tayin ettiği şartlar ve kayıtlar dairesinde intifa ve tasarruf eder. (İ.P.)
Son düzenleyen Safi; 22 Nisan 2016 02:48
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
15 Şubat 2016       Mesaj #2
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
ARAZİ

Sponsorlu Bağlantılar
1. Yerleşim alanları ve yapılmış yollar dışında kalan yerler: Arazide çalışmak. Arazi otosu, lastiği, vitesi
2. Yapısı, durumu, biçimi açısından ele alınan toprak parçası: Kumlu, verimli arazi. Engebeli arazi.
3. Bir kimseye, kamuya vb. ait işlenmiş ya da işlenmemiş parselli toprak parçasrarsa, tarla: Bir arazi satın almak. Geniş arazileri var. Kamuya ait araziler.
4. Arazi açmak, tarla açmak.Arazi olmak, araziye uymak, bulunduğu ortama ya da koşullara uymak: ortadan kaybolmak (arg.).

—Eskiden
Arâzi-i âmire, işletilen ve kazanç sağlayan topraklar. Arâzi-i hâliye, boş topraklar. Arâzi-i memluke, mülk, timar toprağı. Arâzi-i metruke, terk edilmiş topraklar.Arâzi-i mezrua, ekilip biçilen, işletilen topraklar. Arâzi-i miriye, devlete ait yer, toprak. Arâzi-i mukaddese, kutsal topraklar, Filistin ve Kudüs için kullanım Arâzi-i mübareke, Hicaz için kullanılır.
—Askeriye
Araziden yararlanma, ilerlerken düşman ateşinden korunmak ve kendi ateşini etkili kılabilmek için arazi yapısından yararlanmak. Arazinin düzenlenmesi, arazinin, özellikle savunma savaşı amacıyla hazırlanması.Askeri arazi, devletin verdiği ya da özel bir kişiden askeri makamlarca kiralanan ve çoğunlukla askeri birliklerin eğitimi için kullanılan arazı. Kesik arazi, üzerinde siperler ya da doğal engeller (çitler, ağaçlar, çukurlar, vb.) bulunan ve yakın mesafeden kara gözetlemesine ve yatık mermi yollu silahların kullanılmasına olanak tanımayan arazi. (Kesik araziler özellikle sızmalara karşı elverişlidir.)
—Çevre Mimarisi
Arazi bakımı, çeşitli eylemler sonucu ekolojik doğal dengesi bozulmuş arazinin bakımı. (Çevre mimarları, çevre ve orman mühendisleri vb., arazi bakımını üstlenmiş başlıca uzmanlardır.) II Arazi plastiği, arazinin, doğa ya da doğa ve insanlar tarafından ortaklaşa biçim
rast beşlisi uşşak dörtlüsü lendirilmiş olan dış yapısı. (Bk. ansikl. böl.)
—Hukuk
Sınırları belirlenmiş toprak parçası. taşınmazların bir türü. (Türk Med.k.’nun 632. maddesine göre taşınmaz sayılan şeyler şunlardır: arazi, tapu kütüğünde bağımsız ve sürekli olarak ayrıca tescil edilen haklar ve madenler. Tapu sicili tüzüğüne göre arazi, belirli bir biçimde sınırlandırılmış, özel mülkiyete konu olan yeryüzü parçasıdır.)

TOPRAK HUKUKU
Arazi kayması, toprağın göçmesi nedeniyle, ağaçların, çitlerin ve duvarların bir mülkten başka bir mülke geçmesi. (Arazinin yerinden kayması, sınırın değiştirilmesini gerektirmez.) Arazi terki Yeni arazi oluşması, sahipsiz yerlerde toprağın birikmesi, dolması ve kayması ya da kamuya ait akarsuların yatak değiştirmesiyle yeni bir arazinin oluşması.
Arazi kanunnamesi (1858 tarihli-). Özgün adı,23 şevval 1274 tarihli Arazi kanunnamei humayunu'dur. OsmanlI Imparatorluğu'nda toprak rejimini düzenleyen bu yasa bir önsöz ve 132 maddeden oluşur. Yasa, imparatorluk toprakla rını beş bölüme ayırmıştır: arazii memluke (mülk arazisi), arazii emiriye (miri arazi),arazii mevkufe (vakıf arazi), arazii metruke (metruk arazi), arazii mevat (boş arazi). Arazi kanunnamesinin başlıca özelliği, dağınık bir durumda olan toprakla ilgili hukuk kurallarını bir düzene bağlaması , ayrıca miri,metruk ve boş araziler için yeni kurallar koymasıdır. Arazii amire, kendisinden herhangi bir biçimde yararlanılan topraklar. (Karşt. arazii mevat, boş arazi.)

ARAZİİ EMİRİYE ya da MİRİ ARAZİ
Arazii emiriye ya da miri arazi, rekabesi, yani kuru mülkiyeti beytülmale (devlete), yararlanma hakkıy- sa kişilere ait olan topraklar; arazii bey- tülmal, arazii havz, arazii memleket, arazii sultaniye de denir. (Bk. ansikl. böl.)Arazii gamire, bakımsız, su baskınına uğramış, ekilmemiş topraklar. (Tarıma elverişli olduğu halde ekilmemiş topraklara da bu ad verilir.) Arazii haraciye, fethedilen ülkelerde, müslüman olmayan halka verilen ve vergiye bağlanan yerler, (Arazii öşriye gibi, bu topraklar da arazii memluke'den sayılır. Bu toprakların rekabesi [kuru mülkiyeti] kullanan kişilerindir.)

ARAZİİ EMİRİYE ya da MİRİ ARAZİ
Arazii mahlule, toprağa tasarruf edenin mirasçı bırakmadan ölmesiyle devlete ya da vakıfa geçen arazi. (Bu topraklar, arazii emiriye'dense devlete, arazii mevkute'dense vakıfa geçer ve hangisine geçmişse onun tarafından artırma yoluyla satılırdı.)Arazii mahmiye, rekabesi beytülmale ait araziden "kimseye devir ve teslim edilmeksizin” halkın gereksinimleri ve çıkarı için ayrılan koruluk, mera, yol, pazar yeri gibi yerler,Arazii meftuha, fetih hakkının bulunduğu yerler. (Kural olarak bu tür arazi devlete aittir. Devlet bu toprakları ya ganimet olarak dağıtır ya da sahiplerine bırakır.) Arazii mektume, devletten gizlenerek kullanılan arazi.
Arazii memlûke ya da mülk arazi, özel mülkiyete bağlı topraklar. (Bk. ansikl. böl.) Arazii metruke ya da metruk arazi, mera, harman yeri ve baltalık gibi halkın genel gereksinimlerine ayrılmış topraklar. (Bk. ansikl. böl.)Arazii mevat ya da boş arazi, tarıma elverişli olmayan, bakımsız ve sahipsiz arazi. (Bk. ansikl. böl.) Arazii mevkufe ya da vakit arazi, hayır işlerine ayrılmış ve başkasına devredilmesi önlenmiş topraklar. (Bk. ansikl. böl.)Arazii mezrua, ekilip biçilen arazi. Arazii öşriye, ürünlerinden öşür vergisi alınan topraklar. (Arazii öşriyenin mülkiyeti toprağa tasarruf eden kişinindir. Öşür vergisini veren arazi sahibi, yerine istediği gibi tasarruf edebilirdi. Bu tür yerlerin sahiplerinin mirasçı bırakmadan ölmeleri halinde toprak, arazii emiriye niteliği alırdı.)Arazii seniye, padişahlara ait arazi, OsmanlI padişahlarının has'ları.
—Oto. Arazi arabası, karayolları ve otoyollar dışında kullanılmak için özel olarak tasarlanmış araç.
—Verg. huk. Arazi vergisi, arazinin kıymeti üzerinden alınan bir servet vergisi. (Bk. ansikl. böl.)
—Yerbil. Aynı tür (kireçtaşı arazisi), aynı kökenli (alüvyonlu arazi) ya da aynı yaştaki kayaçların (kretase arazisi) tümü. Sürat ya da galop koşularında toprak, penetrasyon ölçeriyle yapılan bir değerlendirmeden geçer; buna göre 1 ile 5 arasında bir sınıflama yapılır.
4.5 ile 5 arasındaki bir toprak ağır, 4 ile4.5 arası yapışkan, 3,5 ile 4 arası yumuşak, 2,5 ile 3,5 arası hafif, 2,5'un altındaysa kuru olarak nitelenir. Bazı atlar, özellikle de eklemleri zayıf olanlarla toynakları geniş olanlar ağır toprağı yeğlerler.
—Çev. mim. Arazi bakımı arazide hüküm süren su ve rüzgâr erozyonunu ve toprak kaymalarını, doğal bitki örtüsünün, hayvan varlığının ve canlıların yok edilmesini, su toplama havzalarında su azalmasını, su rejiminin bozulmasını ve çeşitli çevre kirlenmelerini vb. önleme amacı güder. Bu sorunların çözümü için alınacak başlıca önlemler, toprak aşınma ve taşınmasının, sel ve taşkınların önlenmesi; çıplak ve verimsiz arazilerin yeşillendi- rilmesi, çalılandırılması ve ağaçlandırılması; bitki örtüsünün ve hayvan varlığının yeniden yaratılması; su toplama havzalarının ve otlakların verimli kılınması; yamaç topraklarının tesviye eğrilerine koşut işlenmesi; koruyucu rüzgâr perdeleri, kuşakları ve zonları yetiştirilmesi; çevre kirlenmelerinin önlenmesi ve peyzaj tablolarının bakımı ve düzenlenmesidir.
Arazi plastiği, genellikle arazinin yükseklikleri, orografik yapısı, kıyı ya da sınır çizgileri ve arazi silueti ile, üzerinde yer alan diğer doğal elemanlardan (bitki örtüsü, orman, maki, step, ağaçlar, çalılar, su yüzeyleri, çavlanlar ya da kayalar, vb.) ve kültürel nesnelerden (yapılar, setler, barajlar, yollar vb.) oluşur. Doğal çizgiler temel olmakla birlikte arazi plastiği, ya dış etkenlerle ve zamanla değişebilir ya da insanlar tarafından değiştirilebilir. Bu değişme, bazen olumlu bazen de olumsuz 704 olabilir (örneğin Boğaziçi'nin arazi plasti ği). Çevre mimarlığında, arazi plastiğinin en iyi biçimde değerlendirilmesi üzerinde önemle durulur.
Rekabesi beytülmale ait olan ve devlet tarafından belirli kişilere bir bedel karşılığı bırakılan yerlerdi. Bu topraklara tasarruf eden kişilerin, toprağı işletmeleri, ekip biçmeleri şarttı. Haklı bir neden olmadan toprağı işletmeyenlerin bu toprakları ellerinden alınırdı. Çünkü arazinin boş kalması timar sahibinin fakirleşmesine ve görevlerim yapamaz hale gelmesine yol açardı. Tımarların kaldırılmasından sonra da, haklı bir neden olmadan üç yıl işletilmeyen topraklar devlete geçer devlet de bunları açık artırmayla satardı. Toprağa tasarruf edenler, kendilerine bırakılan bu topraklar için ya peşin bir para öder ya da ürün üzerinden yıllık bir pay verirlerdi. Miri toprakların dağıtılması nesnel ölçülere göre yapılırdı. Miri topraklar, önceleri timar ve zeamet sahiplerinin, sonra da mültezimlerin izniyle köylüler tarafından kullanılırdı. Mülk araziden farklı olarak miri araziyi kullananların bunları başkalarına satmaları yasaktı. Bu toprakların borç için haczi de olanaksızdı. Miri araziye tasarruf edenler, istedikleri ekini ekebilirlerdi. Ancak ağaç dikmek, yapı kurmak gibi işler için devletin izni gerekirdi.
Arazii memluke ya da mülk arazi. Tam bir özel mülkiyet rejiminin uygulandığı, sahi bine tasarruf, kullanma, yararlanma, elde bulundurma ve elden çıkarma yetkileri veren topraklardır. Köy ve kasaba sınırları içindeki arsalar, bağ ve bahçelerle evin ve ev yerinin yanındaki en çok yarım dönümlük yerler; miri araziden ayrılarak hukuka uygun bir işlemle bir kişinin mülkiyetine geçirilmiş yerler; öşüre bağlı topraklar ve haraç vergisine bağlı topraklar mülk arazilerdir. Arazii öşriye sahipleri, ürün üzerinden devlete pay verirler, arazii haraciye sahipleri de belirli bir bedel öderlerdi. Öşür ve haraç tarıma elverişli topraklardan alınan bir tür arazi ver gisiydi. Öşür ürün üzerinden ve ürün olduğu zaman verildiği halde haraç, ürün olsun olmasın para olarak ödenirdi.
Arazii metruke ya da metruk arazi. Bu tür topraklar tüm halkın ya da belirli bir bölgede oturanların ortak olarak kullandıkları yerlerdir. Devlet, bu yerlerin rekabe- siniyani kuru mülkiyetini elinde tutarsa da, halkın kullanım hakkına dokunmaz. Kamuya ait yollar; akarsular ve göller; oturulan yerlere yakın olan otlak, harman yeri, baltalık, pazar yerleri bu gruba girer. Metruk arazi üzerinde kişilerin sahip olduğu hak, yararlanma hakkıdır.Bu tür arazi üzerinde özel mülkiyet hakkı olmadığı için, bunlar tapuya kaydedilmez; zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı kurulamaz. Bu tür topraklar, satım, kira vb. hukuksal işlem lere konu olmazlar.
Arazii mevat ya da boş arazi. Sahipsiz olmakla birlikte nitelikleri bakımından özel mülkiyete girebilen yerlerdir. Bunlar işlenip kullanılır bir hale sokulurlarsa özel mülkiyete girebilirler. 1858 tarihli Arazi kanunnamesi ' ne göre, bir yerin arazii me- vat'tan sayılabilmesi için şu koşulların bulunması gerekir: kimsenin özel mülkü olmaması; köy ya da kasabanın merası, baltalığı vb. olmaması; işlenmemiş bir toprak olması.
Arazii mevkute ya da vakıf arazi. Bu tür toprakların iki türü vardır: arazii mevkutei sahiha ve arazii mevkufei gayrisahiha. Birinci gruba giren vakıf toprakları, mülk araziden vakfedilmiş topraklardır. Bunların rekabesi (kuru mülkiyeti) ve tüm tasar ruf hakkı vakıf tüzelkişiliğine aittir, ikinci gruba giren topraklar ise, miri araziden ayrılarak padişahın ya da onun izniyle başkalarının vakfettikleri yerlerdir; arazinin rekabesi (kuru mülkiyeti) devlete aittir, vakfedilen şey bu toprakların öşür ve rüsum gibi yararlanma haklarıdır. Vakıflar, devletin koruması altında olduğu için bunlara kimse dokunamaz; gelirlerinin vakıf amacına uygun olarak kullanılması gerekir.
Arazi vergilerinde matrah, genellikle arazinin değeri olarak kabul edilmiş ve bu değerin saptanmasında, başlangıçta idarece takdir yöntemi uygulanırken, daha sonraları mükellefin beyanı ve idarenin denetimi esas alınmıştır.
OsmanlI imparatorluğu’nda, gerçek anlamda bir arazi vergisi, 1858'de çıkartılan bir yasaya dayanılarak 1863’ten itibaren uygulanmaya başlandı. Bu dönemlerde arazi ve bina vergileri birlikte alınıyordu. Ancak 1910’da, bu uygulamaya son verilerek bina vergisi arazi vergisinden ayrıldı. Cumhuriyet döneminde yeni bir arazi vergisi yasası çıkarıldı (1931). Bu verginin uygulanmasında en büyük sorun, tahrir (yazım) işlemleri oldu. Bunun nedeni, arazilerde mülkiyetin (ya da hak sahipliği ile zilyetliğin) tek tek saptanarak değerlendirilmesi ve kayda geçirilmesi biçiminde yapılan yazım işlemlerinin idari güçlükleri yanı sıra, maliyeti yüksek işlemler olmasıdır. 1936’da başlayan yazım işlemi iki yıl sürdü ve bundan sonra başka yazım yapılamadığı için arazi değerleri, 1936 değerleri esas alınarak katsayılarla saptanmaya çalışıldı. Bu dönemde, bina ve arazi vergilerinin yönetimi ve tüm geliri yerel yönetimlere bırakılmıştı.
1970' te arazi ve bina vergileri birleştirilerek Emlak vergisi kanunu kabul edildi Bu yasayla, sözkonusu vergilerin yönetimi merkezi idareye geçerken, hasılatın %80’i yerel yönetimlere bırakılıyordu. Emlak vergisi kanunu'nda eskisine göre önemli bir değişiklik de, verginin matrahının saptanmasıyla ilgilidir. Buna göre, sözkonusu yasa içinde yer alan arazi vergisinin matrahı, arazinin rayiç bedelidir. Bu ise, arazinin beyan tarihindeki alım -satım bedelidir. Kural olarak, rayiç bedelin saptanmasında, mükellefin her beş yılda (ya da durumuna göre daha kısa bir sürede) yapacağı beyan esas alınmaktadır. 1981’de gerek yönetimi gerekse
tüm hasılatıyla merkezi idarece üstlenilmiş olan bu vergi, 1986’dan geçerli olmak üzere yeniden yerel yönetimlere bırakılmıştır.

Büyük Larousse





_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
15 Şubat 2016       Mesaj #3
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
ARAZİ

Eskiden sonradan olan, dıştan gelen, eğreti.

Büyük Larousse
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
15 Şubat 2016       Mesaj #4
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
ARAZİ ÖLÇÜM

Topografyada bir arazinin yüzeyini ölçme işlemi.

Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
16 Şubat 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
arazi
isim, coğrafya (ara:zi Arapça ar¥ø³; araın çokluk biçimi (Türkçede teklik olarak kullanılır)
  • Yer yüzü parçası, yerey, yer, toprak:
"Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhâl ağaçlandırılır."- Anayasa.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
arazi açma
arazi olmak
araziye uymak

Birleşik Sözler
arazi aracı
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
16 Şubat 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
arazi ingilizcesi

1. piece of land; land.
2. open land, fields, or spaces.
3. lands; territory.
– açmak to clear land.
– arabasý jeep.
– hukuku land law.
– olmak slang to get lost, beat it.
– sahibi landowner.
– tatbikatý mil. field exercise.
–ye uymak slang to lay low.
– vergisi land tax.
– vitesi gear for four-wheel drive.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Nisan 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ARAZİ ÖLÇÜSÜ
Bağ, bahçe ve tarla gibi arazilerin yüzeylerini ölçmede ar, dekar, hektar gibi birimler kullanılır. Bu birimlere arazi ölçüsü birimleri denir. Arazi ölçüsünün temel birimi “ar” dır. Ar a ile gösterilir.
Metrekarenin Katları
Ar : Metrekarenin 100 katı olan ölçü birimidir. “a” sembolüyle gösterilir.
1 a = 100 m2
Dekar : Metrekarenin 1000 katı olan ölçü birimidir. “daa” sembolüyle gösterilir.
1 daa = 1000 m2
Hektar : Metrekarenin 10 000 katı olan ölçü birimidir. “ha” sembolüyle gösterilir.
1 ha = 10 000 m2
Dönüm : Halk arasında dekar yerine kullanılır. 1000 m2 lik arazi ölçüsü birimidir.
Arazi ölçüsü birimleri onar onar büyür ve onar onar küçülür.
Büyük birimler küçük birimlere çevrilirken her basamak inişte 10 ile çarpılır.
Küçük birimler büyük birimlere çevrilirken her basamak çıkışta 10 a bölünür.
Örnek : 10 a = 1000 m2
100 a = 10 000 m2
1 dekar = 1 dönüm = 1000 m2
Dönüm Hakkında Bilgi
Eskiden beri Türkiyede kullanılan toprak yüzölçümü biriminin adı. Bir arâzinin veya tarlanın yüzölçümünü adımlayarak “ölçerlerdi” ve eni ve boyu 40ar adım olan toprak parçasına bir dönüm denirdi. Ancak adım boylarının farklı olması sebebiyle bir takım anlaşmazlıklara yol açtığından sonradan bu usûl değiştirilerek 40 arşın karesi 918.672 m2 tutan mîmar arşını kabul edildi ki, asıl olan eski dönüm budur.

DEVAMI Eski ve Yeni Ölçü Birimleri ve Ölçme Aletleri
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

18 Nisan 2016 / ödevci_00 Cevaplanmış
25 Mart 2007 / Misafir Sanat
11 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap