Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
19:42, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cuma, 19 Aralık 2025 - 19:43
Arama
MaviKaranlık Forum
Akrostiş Nedir?
-
Tek Mesaj #3
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
7 Haziran 2013
Mesaj
#3
Kayıtlı Üye
Akrostiş Sanatı – Şiir Örnekleri
MsXLabs.org
Her mısraın ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okununca bir ismin çıkacağı şekilde yazılmış şiire “
akrostiş
” denir. Yazması oldukça zor bir şiir türüdür ve şiirlerde çok sık karşılaşamayacağımız bir edebi sanattır. Çünkü her dizenin başındaki harfin / dolayısıyla kelimenin sınırlı oluşu, şiir yazmayı zorlaştırmaktadır.
Akrostiş, bir şiirde dizelerin ilk harflerinin yukarıdan aşağıya doğru sıralandığında anlamlı bir sözcük meydana getirmesidir. Divan edebiyatında akrostişe muvaşşah ya da istihrac denir. Eski Yunan ve Latin edebiyatında akrostiş “üç dize” anlamına gelir.
Akrostiş şiir yazmanın en pratik yolu, önce şiirin konusuna uygun kavram haritası çıkarmaktır. Örneğin konusu aşk olan bir akrostiş şiiri yazmadan önce, hangi çerçevede bu konuyu işleyeceğinize bağlı olarak değişecek olan belli kavramları listelemeniz gerekecektir. Daha sonra bu kavramların alt kavramlarını belirlemek gelir. Son adım ise, bu kavramlar arasından, mantıklı bir birliktelik yaratmaktır. Yani birbirini takip ettiğinde anlamlı bir bütün ortaya çıkaracak kavramlar, dizelerin başına akrostiş kuralına göre getirilmelidir.
ÖRN:
Var olan bir sen, bir ben, bir de bu bahar
Elden ne gelir ki ? Güzelsin, gençliğin var.
Dünyada aşkımız ölüm gibi mukaddes.
İnan ki bir daha geri gelmez bu günler,
Âlemde bu andır bize dost esen rüzgâr.
Cahit Sıtkı Tarancı
Bu şiirin mısralarının ilk harfleri yukarıdan aşağı okununca “Vedia” ismi çıkar.
Karışık Akrostiş Şiir Örnekleri:
SELİN
S
evda derler bu yakan aleve nar’a
E
l gibi uzak kalma ne olur ne olur bana
L
ütuf gibi gülüşün elbet amma
İ
nan senden başkasına bakmayan bana
N
ur gibi gelir o güzel rana.
FİLİZ
F
erman gibidir,
İ
çimi titreten gözlerin,
L
atif gelir ardından şakrak gülüşün
İ
lkin çağlayan gibi çağıl çağıl
Z
ülfüyle akar saçların gün gün.
SONGÜL
S
evdalılar iyi bilir
O
aşkın gelişini
N
evbahar gibi gelip
G
üzde birden bitişini
Ü
lke ülke gezipte
L
ütfa senle erişimi.
GÜLBAHAR
G
amzesinde gülün
Ü
ç dilek tuttum
L
ale gibi başı dik
B
al gibi tatlı,
A
y gibi parlak olsun diye
H
erşeyden çok,
A
ma herşeyden çok sevdiğim
R
am eder gibi aşkına ey sevdiğim.
BUKET
B
in bir çiçekten demet,
U
çan polenden gök kelebek
K
albe doğan bir şölen gibi,
E
ğer “Sen kimsin?” dersen hala,
T
abii ki Buket, B-U-K-E-T
ONUR
O
n bin yıldan beridir diktir başımız bizim
N
amerde boyun eğmez
U
şaklık hiç etmeyiz
R
uhumuzu teslim eder yine yoldan dönmeyiz.
MİKAİL
M
evsimlere inerken cemresi,
İ
nsana değerdi zarif nefesi ve tek isteği,
K
alem tutan ellerinde gezmekti rüzgarla,
A
lnındaki saçlara düşmekti yağmurla,
İ
skelede martıları uçurup
L
alezardaki bahçıvanı ısıtmaktı usulca.
BAHAR
B
illur sesli kuşlar,
A
ğaçlar gelinliklerine bürünmüş yeşil yeşil dallar,
H
avada enfes bir yaşam kokusu,
A
yna gibi parlar akarsular.
R
eyhan kokularıyla gelmiştir yine güzel ilkbahar.
TELEVİZYON
T
üpten gelen görüntü
E
kranda belirir birden,
L
ondra’dan Sidney’e
E
rişir biranda haberler
V
e sinyaller artık
İ
nternetten geliyor
Z
aplama derdi olmadan
Y
örüngede uydular,
O
n bin kanaldan, çanaklara
N
eler geliyor neler…
GÖZDE
G
ökyüzünde yıldızlardan kuşaklar
Ö
vgüyle seni, hep seni anlatırlar
Z
ülüflerin ay gibidir gözlerimde ışıldar
D
üşlerimde belirir ahulu bakışlar ve sevgilim
E
llerinde aşkımızın yüreği parlar
HATİCE
H
ayal gibi belirir
A
klımda suretin
T
üm günlerin ve gecelerin
İ
smi gibidir
C
emalin
E
y güzel perim sevdiğim sensin benim
RECEP
R
üzgar gibidir ruhu
E
stiğinde güçlü ve korkulu
C
ihana sarılan çınar gibi gövdesi
E
lleri gibi cömert dürüsttür yüreği
P
ehlivanlar gibi cesurdur bileği.
DUYGU
D
ünü unuttum sanma
U
ğrunda öldüm sanma
Y
udum yudum içtiğim o
G
üzelliği artık anla.
U
sulca gönüller doldu bu ism-i şanla.
Kaynak
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 19:43
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...