Arama


Bachata - avatarı
Bachata
Ziyaretçi
14 Haziran 2013       Mesaj #7
Bachata - avatarı
Ziyaretçi
Sigorta Nedir?
MsXLabs.org & Dini Kavramlar Sözlüğü

Sigorta, sigortacının, bir prim karşılığında diğer bir kimsenin para ile ölçülebilir bir menfaatini halele uğratan bir tehlikenin (rizikonun) meydana gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat müddetleri sebebiyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım hadiseler dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edalarda bulunmayı üstlendiği bir akittir.

Sigorta, İslâm'ın ilk dönemlerinde bilinmeyen, yakın zamanlarda ortaya çıkmış bir akittir. Bu nedenle sigorta konusunda fıkıh kaynaklarımızda bir açıklama bulunmamaktadır. Çağdaş araştırmacılar sigorta konusunu incelemişler ve sosyal sigortalar ve karşılıklı sigortanın caiz olduğu konusunda ittifak etmekle birlikte, ticarî sigortanın hükmü konusunda ayrılığa düşmüşlerdir. Bir kısım bilginler, ticarî sigortaların hiçbir çeşidinin caiz olmadığını söylerken, bir kısmı hayat sigortasının caiz olmadığını, mal ve eşya sigortasının ise esas itibariyle caiz olduğunu, ancak dinen hoş olmadığını söylemişlerdir. Diğer bir kısım bilginler ise, sigortayı yasaklayan kesin bir nass bulunmadığından, faiz karışmaması ve genel ahlaka aykırı olmaması şartıyla sigortanın bütün çeşitlerinin caiz olduğunu kabul etmişlerdir. Akitlerde asıl olan caiz olmaktır; İslâm'ın öngördüğü temel prensiplere aykırı bir husus içermeyen ve akdin dinen aranan bütün unsur ve şartlarını taşıyan her akit sahihtir.

Asr-ı saadette ve müçtehit imamlar döneminde bilinmeyen ve yakın zamanda ortaya çıkan sigorta akdi, bu genel prensipler doğrultusunda değerlendirildiğinde, söz konusu unsur ve şartları taşıması halinde caizdir.

Sigorta, meydana gelen zararın yalnızca riske maruz kalanın üzerinde kalması yerine, sigortalıların ödedikleri primlerden ödenen tazminat yoluyla bütün sigortalılara dağıtılmasını ve böylece felaket ve kazaların zararının hafifletilmesini gaye edinmiş karşılıklı taahhüt ve yardımlaşmaya dayanan bir sistemdir. İslâm'ın, sosyal ve iktisadî hayata dair bütün düzenlemelerinin hedefi, hak ve görevlerde, mutlak manada karşılıklı yardımlaşma ve kefâlet esasına dayanan bir toplum meydana getirmektir.

Buna göre sigorta İslâm dinindeki bu yüce hedefe aykırı değildir. İslâm'ın ilk dönemlerinde mevcut olan ve ileriki dönemde sosyal yapıdaki değişikliğe paralel olarak yeni formlar kazanan âkile sistemi; Hz. Ömer, İbn Mes'ûd, İbn Abbâs, İbn Ömer gibi büyük sahabe fakihlerinin ve Hanefîlerin kabul etmiş oldukları muvâlât akdi; Hanefî, Malikî ve Hanbelîlere göre geçerli kabul edilen meçhul bir borca kefil olmak; Malikîlerin kabul ettiği borçlu kılan vaat, sigorta sisteminin örneğini ve caiz olduğunu göstermektedir. Ancak ticarî sigorta çeşitlerinden birikimli hayat sigortası ile bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sisteminde, genel olarak primler şirketler tarafından nemalandırılarak, iştirakçilere kâr payı dağıtılmaktadır. Bu da bir nevi ortaklık olduğundan, yatırılan primlerin değerlendirilme alanları dini hüküm bakımından önem kazanmaktadır.

Bunun için yatırılan primlerin, dinen helal olan alanlarda değerlendirilmesi durumunda, bu tür birikimli hayat sigortası yaptırmak ve bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sistemine dahil olmak ve bunların verdiği kar paylarını almak caiz; helal olmayan alanlarda nemalandırılması halinde ise caiz değildir. Diğer taraftan, belli bir süre prim ödendikten sonra, sigorta şirketinin maktu bir meblağ ödemesi veya aylık bağlaması şeklinde yapılacak hayat sigortası; paranın vadeli olarak satışı olacağından faiz kapsamında değerlendirilir. Buna göre, konusu din tarafından yasaklanmış olan sigorta caiz değildir; kâr payı esasına dayalı çalışan birikimli hayat sigortası ile bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sistemi, yatırılan primlerin, dinen helal olan alanlarda değerlendirilmesi durumunda caizdir. Bunun dışında kalan sosyal sigortalar, karşılıklı sigortalar ve ticarî sigortalar ise, böyle bir kayıt söz konusu olmaksızın caizdir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.