su
isim
1 . (kural dışı olarak, isim tamlamalarında belirten durumunda iken suyun ve belirtilen durumunda iken suyu biçimini alır). Hidrojenle oksijenden oluşan, oda sıcaklığında sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde:
"Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde..."- R. N. Güntekin.
"Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu."- E. Bener.
2 . Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu:
"Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı."- F. R. Atay.
3 . Meyve, sebze gibi şeylerin sıkılmasıyla elde edilen sıvı.
4 . Bazı kokulu yaprak veya çiçekler imbikten çekilerek elde edilen kokulu sıvı.
5 . Yemeğin sulu bölümü:
"Belki de iki bardak turşu suyu içecek."- S. F. Abasıyanık.
6 . Yıkamak sözü ile bir su yıkamak, iki su yıkamak biçiminde kullanılarak "kez" anlamına gelir.
7 . Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik.
8 . mecaz Yön, taraf, cihat, yan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
su almak
su basmak
su çarpmak
su çekmek
sudan cevap
sudan çıkmış balığa dönmek
sudan geçirmek
sudan ucuz
suda pişmiş
su dökmek
su dökünmek
su etmek
su gelmek
su gibi akmak
su gibi aziz ol!
su gibi bilmek (veya okumak)
su gibi ezberlemek
(bir kimse veya bir şey) su gibi gitmek
su gibi (olmak)
su gibi terlemek
su gösterdi
su götürür yeri olmamak
su içinde
su içinde kalmak
su iktiza etmek
su kaçırmak
su kapmak
su katılmamış
su kesmek (veya su kesilmek)
su koyuvermek
su koyvermek
su küçüğün, söz büyüğün
sular kararmak
(birine) su serpilmek
su uyur, düşman uyumaz
su vermek
su (veya söz) götürmez
suya düşmek
suya göstermek
suya götürüp susuz getirir
su yapmak
suya sabuna dokunmamak
suya salmak
suyu baştan (veya başından) kesmek
suyu çıkmak
suyu getiren de bir, testiyi kıran da
suyu görünce teyemmüm bozulur
suyu ısınmak (veya kaynamak)
suyu kesilmiş değirmene dönmek
(bıçak, çakı) suyu kesiyor
(bir yerin) suyu mu çıktı?
suyuna gitmek
suyun akıntısına gitmek
suyuna tirit
suyun başı
suyunca gitmek
(bir şey) suyu nereden geliyor?
(yemeğin) suyunu almak
suyunu çekmek
(tavşanın) suyunun suyu
suyu seli kalmamak
suyu (veya çayı) görmeden paçaları sıvamak
(ağaçlara) su yürümek
su (yüzü) görmemiş
su yüzüne çıkmak
Birleşik Sözler
su akrebi
su altı
su askıları
su aygırı
su aygırıgiller
su baldıranı
su bardağı
su basıncı
su baskını
su basmanı
su bidonu
su bilimci
su bilimi
su biti
su bitkileri
su bombası
su borusu
su boyası
su böceği
su böreği
su cenderesi
su çıkrığı
suçiçeği
su çulluğu
su damarı
su değirmeni
su deposu
su dolabı
su düzeyi
su hattı
su ısıtıcısı
suibriği
su kabağı
su kabı
su kamışı
su kamışıgiller
su karanfili
su kayağı
su kaybı
su keleri
su kemeri
su kesesi
su kesimi
su keteni
su kireci
su korkusu
su küre
su mantarları
su mercimeği
su mermeri
su muhallebisi
su nanesi
suoku
suölçer
su örümceği
su perisi
su piresi
su rezenesi
su saati
su samuru
su sarımsağı
su sarnıcı
su sayacı
su seviyesi
su sığırı
su sineği
su tabakası
su tankeri
su tası
su taşkını
su tavuğu
su tası
su tedavisi
su terazisi
su teresi
su testisi
su topu
su tulumbası
su türbini
su ürünleri
su yatağı
su yelvesi
su yılanı
su yılanları
su yolcu
suyolu
su yolu
su yoncası
su yosunları
su yosunu
su yuvarı
su
isim