Arama

Motosiklet Nedir? - Tek Mesaj #2

_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
28 Temmuz 2013       Mesaj #2
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
MOTOSİKLET
İki ya da üç tekerlekli motorlu taşıtlar.
19. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı. Bunların ilk örneklerinden biri, ABD'de Massachusetts'li mucit Sylvester Roperin 1869'da geliştirmiş olduğu buhar gücüyle çalışan bir taşıttı. 1884'te Edward Butler adlı bir İngiliz, üç tekerlekli bir motorlu taşıt yaptı; kısa bir süre sonra da Alman mühendis Gottlieb Daimler, ahşaptan yapılmış bir bisiklet kadrosuna (bisikletin ana çerçevesi) küçük bir benzin motoru taktı. İlk motosikletlerin çoğu üç tekerlekliydi; bunlarda genellikle ilk kalkışı sağlamak ve yokuş tırmanırken motora yardımcı olmak için pedallar da bulunurdu.

Başarılı ilk iki tekerlekli motorlu taşıt tasarımını 19. yüzyılın sonlarında Fransız mucitler Michael ve Eugene Werner geliştirdiler. Wernerler, motoru kadronun alt bölümüne, iki tekerleğin arasına yerleştirdiler. O tarihten sonra da motosiklet tasarımlarında motor hep aynı yerde kaldı. 20. yüzyılın başlarında çeşitli ülkelerde düzenlenen yarışlar, motosiklet tasarımlarında önemli gelişmelerin sağlanmasında etkili oldu. Ateşleme ve vites donanımlarının da eklenmesiyle, motosiklet bir süre sonra bugünkü biçimine benzer bir yapıya kavuştu.

Günümüzdeki motosiklet motorlarının çoğunda bir ya da iki silindir vardır; ama eskiden, hatta II. Dünya Savaşı'ndan (1939-45) önce dört silindirli motosiklet motorları da yapılmıştı. Daha sonra özellikle yarışlar için üç, altı ve hatta sekiz silindirli motosikletler geliştirildi. Motosiklet motorlarının büyük çoğunluğu, iki zamanlı ya da dört zamanlıdır; 1970'lerin başlarında Wankel tipi döner pistonlu motorlarla çalışan bazı motosikletler de üretilmiştir (İÇTEN YANMALI MOTOR). Elektrik motoruyla çalışan pedallı motosikletler de yapılmıştır; bunlara moped denir.
Ad:  4.JPG
Gösterim: 781
Boyut:  89.4 KB
Otomobil motorlarında olduğu gibi, içten yanmalı motosiklet motorlarında da normal olarak motoru dengeli bir hava ve benzin buharı karışımıyla beslemeye yarayan bir karbüratör bulunur. Motora beslenecek yakıt miktarı ve buna bağlı olarak da motorun hızı, gidonun sağ elle tutulan uç kesimine yerleştirilmiş gaz kolunun döndürülmesiyle ayarlanır. Benzin-hava karışımı, silindirde elektrik kıvılcımıyla ateşlenir. Kıvılcım oluşturmak için gerekli akım, motora bağlı bir şarj dinamosundan ya da genellikle şarj dinamosuyla yüklenen bir aküden sağlanır.

Motorların pek çoğunda yağlama, basınçlı bir yağ sistemiyle; bazı iki zamanlı motorlarda ise benzine yağ karıştırılarak yapılır. Yanma sırasında oluşan ısı, motorun soğutma sisteminin yardımıyla büyük ölçüde çekilip alınır. Büyük motosikletlerin çoğunda, otomobillerdekine benzeyen radyatör ile su soğutmalı bir sistem vardır; ama motosikletlerin pek çoğu hava soğutmalıdır. Bunların motor bloğu, soğutma kanatçıklarıyla çevrilidir; soğutma kanatçıkları, motosiklet hareket halindeyken motorun üzerinden geçen havanın geniş bir yüzeye temas etmesini sağlar. Motosikletlerde, otomobillerdekine benzer bir vites kutusu ile bir kavrama (debriyaj) sistemi bulunur (MOTORLU TAŞİTLAR); motosikletlerde en az iki ileri vites vardır. Hızı düşürmek ya da artırmak için vites kutusunda gerekli dişli değişikliği, yani vites değiştirme işlemi, genellikle ayakla çalıştırılan bir kolla yapılır; skuter ve moped tipi bazı motosikletlerde ise bu işlem, gidon üzerinde bulunan bir vites kolunu döndürerek gerçekleştirilir. Modern motosikletlerin çoğu 5 ya da 6 viteslidir. Öte yandan 18 vitesli bazı yarış motosikletleri de vardır; bunlarda viteslerin bir bölümü ayakla, bir bölümü de elle değiştirilir.

Bazı motosikletlerde, özellikle skuterlerde ve mopedlerde, vites kutusundaki dişli değişimi, yani vites değişikliği, belirli alt ve üst hız değerleri arasında kendiliğinden, kesintisiz biçimde gerçekleşir. Bu düzenekte herhangi bir anda motor ile tekerlekler arasındaki hız aktarımı oranı, o anda motora beslenen yakıt gaz miktarı (gaz kolunun konumu) ve motorun yapmak zorunda olduğu iş miktarına (yokuş çıkarken ya da ağır yükle daha çok; yokuş aşağı ya da hafif yükle daha az iş yapılır) bağlı olarak otomatik olarak ayarlanır. Motordan vites kutusuna hareket aktarımı dişlilerin ya da bir zincirin yardımıyla, vites kutusundan arka tekerleğe hareket aktarımı ise genellikle zincirle, ama bazen de mille sağlanır (DİŞLİ ÇARK).

Bir motosikletin kadrosu dayanıklı olmalı, kolayca eğrilip bükülmemelidir. Kadro, metal borulardan, çoğunlukla preslenerek biçimlendirilmiş çelik levhalardan ve döküm yoluyla hazırlanmış metal bloklardan yapılır. Motosiklette sarsıntıyı önlemek ya da azaltmak için, kadroyu tekerleklere bağlayan çatallar, yaylarla ve hidrolik amortisörlerle donatılır; bu tür bir askı sistemiyle, tekerlekler bir çıkıntı üzerinde zıplasa bile kadronun bundan fazlaca etkilenmemesi sağlanır. Ön askı sistemi, birbirinin içinde kayan iki boru biçimindeki teleskopik çatallardan oluşur.

İlk motosikletlerde, bisikletlerdekine benzeyen üzengi tipi frenler kullanılırdı (FREN); ama bugün temel olarak tekerleğin göbeğine yerleştirilen kampanalı frenlerden yararlanılmaktadır. Öte yandan, büyük motosikletlerde hidrolik olarak çalışan diskli frenler de giderek yaygınlaşmaktadır. Motosikletlerdeki elektrik sistemi ve dolayısıyla ışık ve korna donanımları, otomobillerdekine benzer. Pek çok motorda ilk çalıştırma vites kutusuna takılmış bir pedalla sağlanır; ama elektrikli marş motorları olan motosikletlerin sayısı da giderek artmaktadır.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra motor veriminin artması ve daha hafif kadroların kullanılmasıyla daha küçük motorlarla çalışan mopedler geliştirildi. Skuterler ise ilk olarak 1950'lerde özellikle İtalya'da hızla yaygınlaştı. Skuterlerin genellikle preslenerek biçimlendirilmiş çelik bir gövdesi; önde, rüzgâra karşı koruma sağlayan bir siperliği; geniş tabanlı lastik takılmış küçük çaplı tekerlekleri ve arka tekerleğin yakınına yerleştirilmiş bir motoru vardır.

Ad:  1.JPG
Gösterim: 397
Boyut:  38.1 KB
MOTOSİKLET YARIŞI

heyecanlı, ama tehlikeli bir spordur. 1897'de İngiltere'de Londra yakınındaki Richmond'da yapılan yarışın ilk motosiklet yarışı olduğu sanılmaktadır. İlk uluslararası motosiklet yarışı ise 1904'te Fransa'da yapılmış ve aynı yıl uluslararası motosiklet yarışları düzenlemek amacıyla bir federasyon kurulmuştur. İlk pist yarışı İngiltere' de Weybridge yakınlarındaki Brooklands yarış alanında 1907'de yapılmıştır. İngiltere'deki motosiklet yarışlarının en ünlüsü olan Turist Kupası yarışlarının ilki de aynı yıl Man Adası'nda düzenlenmiştir. ABD'de ilk motosiklet yarışları 20. yüzyılın başlarında yapılmıştır. ABD'de 1924'ten beri motosiklet yarışlarını düzenleyen kuruluş olan Amerikan Motosiklet Birliği, Uluslararası Motosiklet Federasyonu'nun (FİM) üyesidir.

Başlıca uluslararası motosiklet yarışmaları, Grand Prix (Büyük Ödül) yarışlarıdır. Fransa'da 1920'de düzenlenen ilk Grand Prix yarışından sonra 1921'de Belçika ve İtalya'da, 1922'de İsveç'te ve 1923'te Almanya'da Grand Prix yarışları düzenlenmeye başlandı. Otomobil yarışlarında olduğu gibi motosiklet yarışlarında da ayrı ayrı yapılan Grand Prix yarışlarının sonuçları dünya şampiyonluğunu belirler. 1969'da dünya şampiyonası başladığı zaman yarışma, motor silindiri hacmine göre 125, 250, 350 ve 500 cm3 olarak dört grupta yapılıyordu. Sonradan 50 cm3 hacimli motorlar ve sepetli motosikletler grubu da şampiyonaya katıldı. Bir Grand Prix yarışını birinci bitiren yarışçı 15 puan kazanır; yarışın ikincisi 12 puan, üçüncüsü 10 puan alır; puanlama bu biçimde sürer ve onuncu 1 puan alır. Ünlü dünya şampiyonu Giacomo Agostini 350 cm3 ve 500 cm3 gruplarında iki dünya şampiyonluğunu 5 yıl süreyle elinde tutmuştur.

Motosiklet yarışlarının karayollarında yapılması genellikle yasaklanmış olduğu için bu yarışlar kullanılmayan uçak pistlerinde ya da özel olarak yapılmış parkurlarda düzenlenir. Ama ünlü Turist Kupası (TT) yarışları her yıl Man Adası'nda trafiğe kapatılan karayollarında yapılır. TT yarışları 1911'den beri dünyanın en uzun motosiklet yarış parkuru olan 264 dönemeçli 60,72 kilometrelik dağ parkurunda yapılmaktadır. Birçok ölüme ve yaralanmaya neden olan bu tehlikeli yarışta elde edilen sonuçlar 1971'den beri dünya şampiyonasında göz önünde bulundurulmamaktadır. Saatte 190,66 kilometrelik hız rekorunu 1984'te Honda marka motosikletiyle Joey Dunlop elde etmiştir.
Ad:  2.JPG
Gösterim: 361
Boyut:  33.6 KB

ABD'de motosiklet yarışları 1930'larda Florida'daki Daytona Beach'de düzenlenmeye başlandı. 1970'lerin ortalarında Daytona 200, dünyanın en önemli motosiklet yarışı oldu. Bu yarışın yapıldığı, iki uçta kenarları 31 derecelik bir eğimle yükselen oval yarış alanı saatte 290 kilometrelik bir hızla gitmeye olanak verir.

1950'lerde İngiltere'de büyük ilgi toplamaya başlayan pist yarışları, 1980'lerde futboldan sonra en fazla seyirci toplayan spor olmuştur. Motor hacmi 500 cm3'ü aşmayan motosikletlerin yarıştığı bu yarışlarda fren kullanılmaz. Bu dalda 1931'de başlayan bireysel dünya şampiyonası 1949'da resmen tanınmıştır.

Motokros yarışları genellikle çamurlu, engebeli açık alanlarda yapılır. İlki İngiltere'de Camberley'de yapılan bu yarış, II. Dünya Savaşı'ndan sonra hızla Avrupa'ya yayıldı. Belçika, İngiltere, Fransa ve Hollanda takımlarının katıldığı Uluslararası Motokros Yarışması ilk kez 1947'de yapıldı. Günümüzde 250 cm3 ve 500 cm3 gruplarında motokros dünya şampiyonaları düzenlenir. Motokros ABD'de de çok yaygındır.

Motosiklet yarışlarının öbür türleri arasında, yarışçıların çeşitli doğal engelleri durmadan ya da yere basmadan aşmayı denedikleri yarışlar, çim pistte yapılan yarışlar, kısa mesafe hız yarışları ve tepe tırmanma yarışları vardır.

kaynak: Temel Britannica
Son düzenleyen Safi; 11 Nisan 2017 05:13