Arama

Efsane Nedir? - Tek Mesaj #1

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

EFSANE

Ad:  efsane.jpg
Gösterim: 818
Boyut:  18.7 KB

Efsaneler halkın özlemini, dünya görüşünü ortaya koyar. Halkın ve şairlerin düş gücü, tarihle birleşir. Efsane, kuşaktan kuşağa geçen halk öykülerini işleyebilir ya da bir masalcının, çağının özlemlerim dile getiren özgün bir yapıt olabilir. Efsane ve masal, olağanüstü olaylara yer verdikleri için birbirlerine benzerler birbirine karışırlar. Efsanelerde anlatılanlar gerçekten olmuş diye kabul edilir; bu niteliği ile efsane masaldan ayrılır, destana yaklaşır. Yaratılış ve türeyişle ilgili eski türk efsaneleri, İslamlığın kabulünden sonra dinsel motiflerle süslendi. Ulusal destanlara kaynak olan Bozkurt, Ergenekon, Türeyiş. Göç efsaneleriyle Dede Korkut hikâyelerinöe, tarihsel kişilerin kahramanlıkları, cesaret, iyilik, doğruluk vb. değerleri yüceltildi. Divan edebiyatında da efsaneler önemli bir yer tutar. İslamlığın kabulünden başlayarak önce arap ve fars edebiyatlarından çeviri, sonra telif yoluyla kaleme alınan yapıtlar arasındaki Siyer'ler, Kısas-ı enbiya'lar, Tezkiret ül-evliyalar, Maktel-i Hüseyin'lerde dinsel efsaneler yer aldı, islamdan sonra yetişen ve toplum yaşamında geniş etkisi bulunan din ulularının gösterdikleri olağanüstü haller bu tür yapıtların temelini oluşturdu.

Hamzaname.
Ebu Muslimname, Battal name, Danişmendname, Saltukname, iskendername vb. dinsel destansal hikâyeler; Hacı Bektaş Veli. Velayetname-i Otman Baba, Menâkıb-ı Emir Sultan, Eşrefoğlu menakıbnamesi vb. yapıtlar da İslam görüşlerine uygun efsanelerdir. Divan edebiyatında birçoğu Şehname’de yer alan İran efsaneleri kullanıldı. Örneğin iskender-i Zülkarneyn’in Hızır ile birlikte ab-ı hayatı aramaları konu edildi. Efsaneye göre Hızır ab-ı hayatı bularak içmiş, İskender yolunu şaşırarak geri dönmüştür: "Gör ki iskender-i Zülkarneyn’i I Görmedi ayn-ı hayatı aynı" (iskender-i Zülkarneyn’i gör, hayat suyu kaynağını gözü ile görmedi) [Taşlıcalı Yahya],

Halk edebiyatı ürünleri arasındaki efsaneler dört bölümde toplanır:
1. Yaratılış efsaneleri: evrenin, dünyanın yaratılışı, canlı cansız varlıkların oluşumları anlatılır. Bunlar kutsal kitapların dışında oluşup gelişmişlerdir. Yusufçuk kuşunun hikâyesi vb.
2. Tarihsel efsaneler: adları belli dağ, göl, kent, köy gibi yerler ve insanların oturdukları bölgeler anlatılır; savaşlar, fetihler, sosyal düzenin bozukluklarına başkaldıran kahramanlar yüceltilir: Çakıcı Efe, Köroğlu, Yalnız Efe vb. Toplumun geçmişinde tanınmış bilgin, şair, asker, şeyh gibi kişiler tanıtılır: Genç Osman vb. Aşklarıyla ün salmış sevgililer üzerine anlatılan hikâyeler de bu bölümde toplanır. Aşk efsanelerinde gelenek ve göreneklerin etkisi görülür Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Karakoyun vb.
3. Olağanüstü varlıkları konu edinen efsaneler: bu tür anlatılarda kader, ölüm, alınyazısı, tekin olmayan yerler, cin-peri, ejderha, şeytan gibi gerçek dışı varlıklar, mitsel nitelik taşıyan hayvan ve bitkilerden söz edilir: Boş beşik, Aygır gölü, Çoban çeşmesi, Kız kulesi, Salkım söğüt, Şehitler kayası vb.
4. Dinsel efsaneler: dinsel inanış ve sorunlar işlenir. Tanrı-insan ilişkileri yansıtılır; Tanrı’nın gücüne duyulan inanç dile getirilir: Taş bebek vb. Bu efsaneler Anadolu'nun her yerinde değişik motiflerle yinelenir. Bunlarda İslam dininin özüne sadık kalarak, kahramanlık, aşk, vefa gibi duygular anlatılır Anadolu'da Hacı Bektaş, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal gibi sofilerin özyaşamları efsanelerle karışmış, onlara birer ermiş gözüyle bakılmıştır.

Halk edebiyatı ürünlerinden biri olan efsaneler, geçmişle günümüz arasında kültürel aktarımı sağlayan, insanın ve onun oluşturduğu kültürel yapının anlaşılmasına katkıda bulanan alanlardan biridir. Gerçek ve hayali varlıklara, yer ve olaylara olağanüstü özellikler atfederek oluşturulan, anlatılanların gerçek olduğuna ilişkin inançla birlikte kişinin bireysel - toplumsal yaşamını yönlendiren söyleyeni belli edebiyat türlerinden biridir. Konularına göre şöyle sınıflandırılır:
  • Tarihi yer, kişi ve olaylarla ilgili efsaneler
  • Olağanüstü varlıklarla ilgili efsaneler
  • Hayvanlarla ilgili efsaneler
  • Dinsel konularla ilgili efsaneler
  • Bitki ve ağaçlarla ilgili efsaneler
  • Doğal çevre ve olaylarla ilgili efsaneler
XVII, yy.’da Evliya Çelebi gezdiği yerlerde dinlediği efsaneleri ayrıntılarıyla kitabına geçirmişti. Tanzimat döneminde Ahmet Mithat Efendi "Kıssadan hisse” hikâyesinin konusunu bir efsaneden aldı. Ömer Seyfettin "Binecek şey", "Kurbağa duası”, "Başını vermeyen şehit” gibi hikâyeleriyle yarım kalan “Yalnız efe" romanında efsane konularını işledi. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun "Ses duyan kız” öyküsü halkın ermişliğine inandığı bir genç kızı canlandırır. Sabahattin Ali'nin "Haşan boğuldu” hikâyesi, Kazdağı'nda Tahtacı yürüklerinden dinlediği bir aşk efsanesidir. Günümüzde efsaneler çağdaş bakış açısıyla yorumlanarak edebiyat yapıtlarına kaynak olmaktadır. Necati Cumalı'nın Boş beşik, Yaralı geyik oyunları efsanelerden kaynaklanmaktadır. Bu kaynaktan en çok yararlananlardan biri Üç anadolu efsanesi, Binboğalar efsanesi, Ağrıdağı efsanesi gibi yapıtların sahibi olan Yaşar Kemal'dir.

Efsaneleri, çağdaş anlayışla yorumlayan, eski halk efsanelerine yeni biçimler veren yazarlar arasında Selahattin Batu (Kerem ile Aslı, 1943), Talip Apaydın (Ferhat ile Şirin, 1965), Fakir Baykurt (Yılanların öcü, 1959, Onbinlerce kağnı, 1971) Kemal Bilbaşar (Cemo, 1966: Memo, 1968), Tarık Dursun K. (Bağrıyanık Ömer ile güzel Zeynep, 1972), Kâmuran Şipal (Bûhurumeryem, 1971), Nazım Hikmet (Sevdalı bulut, 1968) vb. de sayılabilir. Doğrudan doğruya efsane derlemeleri arasında ise Hüseyin Namık Orkun’un Türk efsaneleri (1943), Enver Behnan Şapolyo'nun Türk efsaneleri (1947), Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Anadolu efsaneleri (1954), İbrahim Zeki Burdurlu’nun Ülkemin efsaneleri (1966), Necati Sepetçioğlu'nun Türk-islam efsaneleri (1973) vb. yer alır.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 4 Şubat 2018 18:55