Arama


_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
31 Temmuz 2013       Mesaj #14
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Çin
MsXLabs.org

cin 1

Çin, dünyada kapladığı alan yönünden Rusya Federasyonu ve Kanada'nın ardından üçüncü, nüfus açısından ise 1,2 milyarı aşkın nüfusla en kalabalık ülkedir.


Tarihî: Dünyada ilk medeniyetlerin doğup geliştiği ülkelerden biri de Çin'dir. İlk çağlarda tekerlekli taşıtlar yapıldı, yazı sistemi geliştirildi ve takvim kullanılmaya başlandı. Daha sonra metal para basımı, ipekçilik ve demir-çelik işleme işleri gelişti. M.Ö.ki yıllarda Çin topraklarını koruma altına alan Çin Seddi yapıldı. Bu dönemde filozof-eğitimci Konfüçyüs yetişti. Yine M.Ö. ki yüzyıllarda kâğıt ve sismograf kullanıldı. M.S.'ki yıllarda kanallar yapılarak ovalar sulu tarıma açıldı.
Ülkedeki kentler büyüdü, Afrika ve Hindistan ile diğer ülkelere ipek, porselen ve çay ihraç edilmeye başlandı. 13. yüzyılın başlarında Moğol kralı Cengiz Han, Çin Seddi'ni aşarak Çin'i istilâ etti. Ancak bu set daha sonra tamir edilerek 6400 km gibi büyük bir uzunluğa kavuştu. 1557'de Çin'e Portekizliler gelerek bazı kentleri kurdular.

1800'lü yılların ortalarında en az 25 milyon Çinlinin ölümü ile sonuçlanan ayaklanma ve çatışmalar oldu. 1912'de başkenti Pekin olan Çin Cumhuriyeti kuruldu. 1921'de marksist ideolojideki Çin Komünist Partisi kuruldu. 1927'de milliyetçilerin lideri Chiang Kai-shek (Çiyank Kayşek) komünistlerin ileri gelenlerini öldürttü. 1934 Ekimi'nde 100 bin komünist, 9500 km'lik gösteri yürüyüşü yaptı ve ülkenin kuzey orta bölümünde Kızıl Ordu'yu kurarak Mao liderliğinde toplandılar. İç savaşlarda milliyetçilerin yenik düşmesiyle 1949'da Mao Zeduong yönetiminde Çin Halk Cumhuriyeti ilân edildi.

Mao'nun 1976'da ölmesinden sonra ABD ile Çin arasında süregelen gerginlik, Nixon'un ABD devlet başkanlığı döneminde giderilmeye çalışıldı. Ocak 1979'da ise ABD ile Çin arasında diplomatik ilişki kuruldu. Pekin'i ziyaret eden Nixon, Mao ve Zhou ile görüşerek iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeltilmesini sağladı.

İngilizlerin Çin'den 99 yıllığına kiraladığı Hong Kong, bir törenle özel statü altında Çin'e verildi. Son yıllarda Çin'de her alanda liberalleşme sürecine girmiştir. Ekonomisi hızla büyüyen Çin, önümüzdeki yıllarda dünyada ayrı bir siyasî ve ekonomik güç olarak gelişmiş ülkelerin karşısında yer almaya başlmaıştır. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde ortak yatırımlar yapmaya başlamış ve CNN gibi uluslararası alanda ingilizce yayın yapan CCTV ile sesini duyurmaktadır.

Yüzey şekilleri: ülke çok farklı yüzey şekillerine sahiptir, ülkenin batısında dağlar ve platolar, doğusunda birbirini takip eden geniş ve alçak ovalar, tepelik alanlar ile yüksek olmayan dağlar yer alır. Ülkenin orta bölümünde "Çin kalkanı" olarak bilinen dünyanın en sert kütlesi yer alır.

Dağlar: Çin'in batısında dünyanın en yüksek dağ sıraları yer alır. Dağlar genellikle doğu-batı yönünde uzanır. Kuzeybatıda ortalama yüksekliği 3000 m'yi aşan Altay dağları ve güneyde daha yüksek olan Tanrı dağları ile Tibet Platosunun kuzeyinde Karanlık-Kunlun dağlan uzanır. Güneye doğru ise dünyanın en yüksek dağını oluşturan Himalaya dağlarına geçilir. Batıda Tanrı dağları, Çungarya ve Tarım havzalarını birbirinden ayırır. Tibet Platosunda ise kuzeyde Altın-Nanşan dağlan ile güneyde Karanlık (Kunlun) dağları arasında Çaydam Havzası'na geçilir.

Platolar: Çin'in önemli bir bölümü platolarla kaplıdır. Ülkenin kuzey kesiminde yüksekliği 1000 m'nin üzerinde olan İç Moğolistan Platosu yer alır. İç kısımda yer alması nedeniyle kışı uzun ve soğuk, yazı kısa ve serin geçen bu platoda zaman zaman kum fırtınaları oluşur. Söz konusu platonun bir bölümü gür çayır örtüsü ile kaplıdır. Burası Çin'in hayvancılık yapılan önemli sahasıdır.

Ülkenin kuzey bölümünde ortalama yüksekliği 1000 m'nin üzerinde olan Lös Platosu yer alır. Buradaki lös depoları; Tersiyer sonu ve Kuvaterner başlarında Himalaya dağları ve Tibet Platosunun yükselmesiyle aşındırma gücü artan akarsuların taşıdığı alüvyonların alçak sahalarda birikmesiyle oluşmuştur. Lös platosundan Sarıırmak geçer. Bu akarsu, sarı renkli lös depolarını taşıması nedeniyle bu ismi almıştır. Kolay işlenen lös depoları üzerindeki taraça (seki)larda tarım yapılır. Çin'in önemli tarım bölgesi, genellikle löslerin yer aldığı alanlardır.

Güneydoğuda ise Tibet Platosunun doğu uzantısını oluşturan Yunnan-Kveiçou platosuna geçilir. Tibet'ten doğan akarsularla dar ve derin olarak parçalanan bu plato üzerindeki dağlar arasında yer yer ovalar ile dar ve derin vadiler ile boğazlar görülür. Burada karstik arazilerde dar ve derin vadiler ile şiddetli karstlaşma sonucu oluşmuş kule şeklinde tepeler yer alır. Ayrıca bu platoda derin boğazlarda büyük çavlanlara rastlanılır. Platoda bulunan çok sayıdaki göllerin suyu ile tarım alanları sulanır. Akarsular üzerine yapılan barajlardan elektrik üretilir.

Ovalar: Çin'in doğusunda Kuzeydoğu Ova, Kuzey Ova ve Orta-Aşağı Yangtze Ovası olmak üzere üç büyük ova yer almaktadır. Bir milyon hektar saha kaplayan bu ovalık alanlar Çin'in toplam sahasının onda biri kadardır. Başlıca tarım alanlarını oluşturan bu ovalar aynı zamanda yoğun nüfuslu ve kentlerin çoğunlukta olduğu bölgesidir. Kuzeydoğu Ova, Sarıdeniz'in kuzeyinde Kore Yarımadası ile batıda İç Moğolistan Platosu arasında yer alır. Burada Harbin kentinin yer aldığı saha kapalı bir havzadır.

Kuzey Çin Ovası, ülkenin doğusunda batıda Lös platosu ile doğuda Sarideniz arasında yer alır. Ortalama yüksekliği 30 m'nin altındadır. Sarıırmak'ın taşıdığı lösün birikmesi ile oluşmuştur. Sık sık taşkınların oluştuğu bu ova, Çin medeniyetinin doğduğu sahadır. Pirinç, buğday, susam, tütün, pamuk, yerfıstığı üretilir.

Orta ve Aşağı Yangtze Ovası, Yangtze nehrinin getirdiği alüvyonların çukur sahalarda birikmesi ile oluşmuştur. Ortalama yüksekliği 100 m'nin altındadır. Ovada çok sayıda tatlısu gölleri bulunur. Buradaki akarsu ve göllerden bol miktarda su ürünleri elde edilir. Yoğun tarımsal faaliyetlerin yapıldığı bu ova "pirinç ve balığın vatanı" olarak kabul edilir. Yangtze deltası; Çin'in pirinç, pamuk, buğday gibi tarım ürünleri üretilen verimli tarım alanları arasındadır.

Çin'in doğusundaki ovalık alanlarda, tarımsal faaliyetler, ulaşım ve sanayi gelişmiştir. Yangtze körfezindeki Şanghay, Çin'in büyük sanayi merkezi ve limanıdır.

Tibet Bölgesi: Coğrafi açıdan Tibet, Himalaya dağlarının kuzeyinde başlayan doğuda Çin, kuzeyde Karanlık-Altın, batıda Karakurum dağları arasında akarsularla, buzul vadileri ile parçalanmış ve yüksekliği 4000 m'nin üzerinde olan dünyanın en yüksek platosudur. Tibet'in kuzeyinde yüksekliği 7000 m'yi aşan Karanlık dağları, güneyinde ise yüksek zirveleri 8000 m'nin üzerine çıkan Himalaya dağlan yer alır. Bu iki dağ kuşağı arasında eğere benzeyen Tibet Platosu, yüksek olması ve geniş alan kaplaması nedeniyle "dünyanın damı" olarak da isimlendirilebilir.

Burada 39451 km2 alan kaplayan 1770 göl mevcuttur. Asya'nın birçok akarsuları buradan kaynağını almaktadır. Nitekim platodan İndus, İrrawadi, Brahmaputra, Saluen, Mekong, Çin topraklarını sulayan Yang Çe, Hoang Ho ve Orta Asya'ya yönelen Hotan ve Yarkent gibi önemli nehirler doğmaktadır.

Tibet doğal gaz yatakları yönünden de zengindir. Tibet'in ikinci büyük gölü Tengri Nor'dur (Nor göl demektir). En büyük göl kuzeydoğuda Çin sınırındaki Koko Nor'dur.

cin 2

İklimi ve bitki örtüsü: Geniş bir alan kaplamasından dolayı Çin'de çok farklı iklim tipleri görülür. Güneyde Büyük Okyanus kıyı bölümünde tropikal, kuzeyde ise yazları nemli ve sıcak, kışları ılık geçen subtropikal iklim etkilidir. Yağış miktarı da fazladır. Bu sahaların kuzeyinde yaprağını döken ormanlar, güneye doğru ise karışık ve devamlı yeşil ormanlar görülür.

İç kısımlara ve yüksek sahalara doğru yazı sıcak, kışı çok soğuk geçen karasal iklim etkili olmaya başlar. Meselâ, Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de ortalama sıcaklık Ocak ayında -14°C iken Temmuz ayında 25°C'ye çıkar. Kuzey ve kuzeybatıda çöl iklimi etkilidir. Yüksek dağlık sahalarda soğuk ve karlı iklim hüküm sürer. Burada iğne yapraklı ormanlar yer alır.
Yüksek olan Tibet Platosu'nun karasal etkilerden dolayı yazın fazla ısınması tarım ve yerleşme sınırının da yükselmesine neden olmuştur. Yazın fazla güneş radyasyonu alan Tibet'te 4000-4300 m'ye kadar tarım yapılır ve buğday, arpa, bezelye ile sarı çiçekli bir cins yağ bitkisi reyp yetiştirilir.

Çin'in doğusu, bol su taşıyan yoğun bir akarsu ağına sahiptir. Batı kısmında ise kapalı havzalara yerleşmiş çöllerde kaybolan geçici akarsular görülür. Bunların başlıcaları; Göbi, Çungarya ve Taklamakan çölleridir. Yüksek Tibet Platosu'nun karlı buzlu sahalarından sadece Çin'den geçen nehirler değil, Güneydoğu Asya'daki nehirler de kaynağını alır. Gökırmak (Yang-Çe) nehrinin rejimi oldukça düzenli olup Amazon, Nil ve Mississippi nehrinden sonra dünyanın 4. büyük nehridir. Bu nehir üzerinde Büyük Okyanus'tan iç kısımlardaki kentlere kadar ulaşım sağlanır. Diğer büyük nehirler, kuzeydeki Sarıırmak (Hoang-Ho) ve güneydeki Xi Jiang'dır.

Nüfusu ve yerleşmesi: Nüfusun büyük bir bölümünü (% 92) Han grubu oluşturur. Han, farklı kökendeki ırkların kaynaşmasından meydana gelmiş melez bir ırktır. Çinliler adı ile anılır. M. O. ki yılların sonu ile milâdî yılların başındaki dönemde etkili olan Han medeniyeti, teknolojik yönden en ileriydi. Ülkede farklı dil konuşan çok sayıda etnik topluluk bulunur. Bunlardan Moğollar, Mançurya'nın kuzeyindeki bozkırlarda ve Orta Moğolistan'da, Türkler ise Doğu Türkistan denilen Uygur Bölgesi'nde yaşarlar. Uygur Bölgesi'ndeki Türkler, Türkçe konuşmaktadır. Ana Türk kültürünün tüm özelliklerini Uygur Türklerinde görmek mümkündür. Koreliler, Doğu Mançurya'da; Tacikler, Pamir Platosu'nda; Çinli Müslümanlar, Yukarı Hoang-Ho havzasında ve Tibet Platosu'nda yaşarlar. Bu bölgede Xinning (Sining), Golmut, Dulan kentleri ile birçok yerleşim biriminde ve hatta Budizmin dünyada başkenti sayılan Lhasa' da çok sayıda cami vardır. Çinli Müslümanların ibadet şekilleri, Araplardan ziyade Türkiye'de uygulanan kurallarla aynıdır. Varlıklı kişiler Hacca gitmektedir. Camilerde çocuklara Kur'anıkerim öğretilmektedir. Müslümanlar başlarına beyaz takke giymektedir. Tibet'te göçebe bir hayat yaşayan Kazaklar da Müslüman'dır.

Çin, dünyada nüfusu hızla artan ülkelerden biridir. Nitekim 1949 yılında yarım milyarı aşan Çin'in nüfusu, 2004'te 1.3 milyarı aşmıştır. Çin'de aşırı nüfus artışını önlemek için sıkı önlemler alınmıştır.

Kentleşme sürekli gelişmekte olup toplam nüfusun üçte biri kentlerdedir. Başkent Pekin, ülkenin idarî kültürel ve sanayi merkezidir. Burada Çin hanedanlarının yaşadığı saraylar, parklar ve büyük meydanlar yer alır. Son yıllarda şehrin dört bir tarafından yükselen gökdelenler, modern oteller, süper-marketler görülür. Tiençin 1947'de Avrupalıların egemen olduğu ticaret ve sanayi şehridir. Şanghay, Kanton, Puçon ve Çingtav, ticarî ve sanayi faaliyetlerinin yoğun olduğu önemli birer liman kentidir. Çungking, Sian, Nanking, Taiyuan iç kesimlerdeki önemli kentlerdir.

Çin'de ayrı bir ortam oluşturan Tibet Platosu aynı zamanda Buda dininin doğduğu ve tapınaklara sahip bir bölge özelliğini de taşımaktadır. Burada 3600 m yükseklikte kurulmuş Lhasa, Tibet'in idarî ve dinî merkezidir. Budistler, Milât yıllarının başlarından (650) itibaren yapılan tapınakları ve kutsal yerleri ziyaret etmektedir. Shigatze (Şigatze); Stang eyaletinin başkenti ve Tibet'in 2. önemli şehridir.

Tibet'in güneyinde iki ayrı bölümden oluşan Lhasa'da son 30 yıl içinde Çinliler tarafından yapılmış çok sayıda modern oteller ve tapınaklar yer almaktadır. Kentin eski giriş yerinde halk çadırlarda koyun ve Hint sığırları ile birlikte oturmaktaydı; bugün ise daha modern bir hâle gelmiştir. Turistler için modem alış veriş merkezleri yapılmıştır.

Ekonomisi: Çin, Eski uygarlıkların doğup geliştiği bir ülke olmasına karşın modern anlamda ekonomik yönden gelişmesine, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlamıştır. Madencilik sanayiinin gelişmesine bağlı olarak demir yolu ulaşımının yaygınlaşması ile ticarî faaliyetlerde ilerleme görülmüştür. Ancak ülkedeki karşıklıklar, nüfusun yeterli beslenmemesi, normal ihtiyaçların karşılanamaması ve hastalıklar, istenilen gelişmeyi engellemiştir. 1950'li yıllarda Marksist-Leninist rejimle devlet tekeli kurulmuş ve tüm işler, devlet tarafından organize edilerek yürütülmüştür. Bu dönemde ülkede özellikle ağır sanayi tesislerinin kurulmasına önem verilmiştir.

Tarım yapılan saha, ülke yüzölçümünün % 10'nu bulur. Faal nüfusun beşte üçü tarımda çalışır. Nüfusun yaklaşık yarısı kuzeydeki ovalarda, güneydeki sulanan sahalarda ve Mançurya'da toplanmıştır. Özellikle eğimli alanlarda sekiler üzerinde yapılan tarım 3000 yıl öncesine dayanır.

Tibet'te koyun, keçi, deve, eşek, domuz ve manda beslenmektedir, üretilen peynir, yün, göllerden sağlanan tuz kervanlarla çevre bölgelere taşınmakta ve karşılığında Tibet halkının ihtiyacı olan çay ve arpa alınmaktadır. Güneşte tabak üzerinde kurutularak üretilen Çin peyniri olarak bilinen Tibet peyniri, çok sert olup iki-üç yıl tazeliğini muhafaza etmektedir.

Ülkede bol miktarda elma, armut, erik, üzüm, turunçgiller ve ananas üretilir. Başlıca sanayi bitkileri; çay, tütün, şeker pancarı ve şeker kamışıdır. İpek böcekçiliği de yaygındır. Üretilen ipekli kumaşların önemli bir bölümü ihraç edilir.

Ülkede sığır, koyun ve keçi ile çok sayıda domuz (360 milyonun üzerinde) beslenir. Deniz ve tatlı su balıkçılığının önemli bir yeri vardır. Çok gelişmiş ve fazla üretim yapan balık çiftlikleri de kurulmuştur.

Tibet Platosu başlıbaşına ayrı bir maden yatağı bölgesidir. Burada Çaydam Havzası maden yatakları yönünden zengindir. 43 doğal gaz yatağı tespit edilmiştir. Tibet'in yaklaşık orta kesiminde yer alan Golmut'tan doğal gaz çıkarılır. Buradan temin edilen doğal gaz, tüm ülkenin doğal gazının % 40 kadarını oluşturur. Tibet Platosu'nda 1000 kadar hidrotermal saha vardır. Lhasa'nın 90 km batısında Yangbajing'de jeotermal enerjiden elektrik üretilr. Tibet'te bulunan zengin maden yatakları şunlardır: Krom, potasyum tuzu, magnezyum tuzu, lityum, tuz, boksit.

Son yıllarda Çin'de iç ve dış ticaret rejiminde önemli değişim ve gelişim süreci başlatılarak 1993 yılından beri yeni bir döneme geçilmiştir. Bu dönemin özelliği, devlete ait orta ve büyük ölçekli işletmelerin yabancı sermaye ve modem teknoloji ile takviye edilmesi ve işletmelerin idaresinin yeniden organize edilmesidir. Modern işletme sistemi; Devlet Ekonomik ve Ticaret Komisyonu'nun kararına göre yapılmaktadır. Bu sistemde işletmelerde uygulanan sosyalist pazar ekonomisi, serbest pazar ekonomisine dönüştürülmektedir. Bunun için yabancı yatırım ve teknolojiye önem verilmeye başlanmıştır. Bunun yanında işletmelerin idaresine özel yetkiler tanınmıştır. Örneğin 1988'de Şanghay'daki Volkswagen Otomobil Şirketi, Almanya'nın ileri teknolojisi ve işletme yönetimi ile takviye edilmiştir. 1995 Mart sonu itibariyle bu otomobil fabrikası 405 bin Santana Sedan tipi araba üretmiştir. Aynı şekilde makine, elektronik, hafif sanayi, tekstil ve kimya sanayii tesisleri içinde benzer uygulamalar yapılmaktadır. Önemli sanayi tesisleri için sürekli olarak dış yardım alınmaktadır. Bu yatırımlar sayesinde sanayide yeni gelişmeler sağlanmıştır. Şanghay'da Belçika, Japonya Almanya, ABD ortak yatırımları ile sanayi tesislerinde üretim arttığı gibi millî ekonomiye de önemli kazanç getirmektedir.