Arama


_VICTORY_ - avatarı
_VICTORY_
VIP Silent storM
31 Temmuz 2013       Mesaj #2
_VICTORY_ - avatarı
VIP Silent storM
Ad:  napolyon bonapart2.jpg
Gösterim: 1161
Boyut:  49.6 KB

Napoléon Bonaparte


(1769 Ajaccio/Korsika-1821 St. Helena),
Fransız imparatoru.

Tam adı Napoléon Bonaparte'dır. Askerî bir deha ve başarılı bir örgütleyici olarak bilinen Napoléon, 20 yıl boyunca Avrupa'ya egemen oldu. Kişiliği ve yaptığı işler, ölümünden sonra bile Fransız tarihini etkilemeye devam etti. Carlo Bonaparte adlı bir avukatın oğluydu. 10 yaşında, Brienne'deki askerî okula girdi. Daha sonra Paris'e giderek École Militaire'de öğrenim gördü. 16 yaşındayken teğmen olarak topçu birliklerine katıldı. Fransız Devrimi'ni destekledi ve İngiliz kuvvetlerinin Toulon'da bozguna uğratılması sırasındaki kararlılığıyla dikkati çekti (1793). 1795'te, Paul de Barras'ın yardımcısı olarak, Konvansiyon'a karşı harekete geçen kralcıları püskürttü. 1796'da Barras aracılığıyla tanıştığı Joséphine de Beauharnais ile evlendi.

Fransa'nın İtalya Ordusu komutanı olarak Avusturya ve Piemonte krallıklarını bozguna uğrattı ve Lodi'deki büyük zaferinden sonra (Mayıs 1796) Milano'ya girdi. Arcola ve Rivoli'de kazandığı zaferlerden sonra Venedik'i de işgal etti. Avusturya, 1797 Ekim ayında barış antlaşması yapmaya razı oldu (Campo Formio Antlaşması) ve Napoléon, Paris'e döndü. Ulusal bir kahraman olarak karşılanan Napoléon, Direktuvar yönetiminin korktuğu ve güvenmediği biri olmuştu. Napoléon, Fransa'nın o dönemdeki en tehlikeli düşmanı olan İngiltere'ye karşı doğrudan bir sefer düzenlemeyi reddederek; Mısır üzerine bir sefer düzenlemeye karar verdi. Böylelikle, Hindistan'daki İngiliz egemenliğini tehdit etmeyi plânladı. 1798'de Memlûklere karşı kazandığı zafer, filosunun Amiral Nelson komutasındaki İngiliz donanması tarafından Ebukir Körfezi'nde bozguna uğratılmasıyla gölgelendi (1798). Suriye'ye doğru yoluna devam eden Napoléon, daha sonra Mısır'a geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız kuvvetlerinin İtalya'da aldığı yenilgileri duyan Napoléon, Paris'e gitti ve bir askerî darbeyle iktidardaki Direktuvar yönetimini devirdi (9 Kasım 1799). Böylece, Fransız tarihinde KonsüllükDevri olarak bilinen dönem başladı. Avusturya ile barış girişimleri sonuçsuz kalınca, Alpler üzerinden harekete geçirdiği bir orduyla Avusturyalıları Morengo'da yendi (1800). 1801 başlarında, Avusturya yeni bir barış antlaşması yapmayı kabul etti (Luneville Antlaşması). Bir yıl kadar sonra da İngiltere ile Amiens Antlaşması yapıldı. Bu arada Napoléon, Fransa içinde yeni idarî birimler kurmuş, yeni bir vergi sistemi oluşturmuştu. 1801 yılında Papa VII. Pius ile yapılan bir antlaşmayla da Fransa'nın Papalık ile ilişkileri düzenlendi. 1802'de yapılan bir halkoylaması sonucunda, Napoléon'a hayat boyu birinci konsül unvanı verildi. Daha büyük bir unvanın peşinde koşan Napoléon, birinci konsüllüğü yeterli görmedi ve 1804'te imparator ilân edilmesini sağladı. Taç giyme töreninde tacı papanın elinden alarak kendi elleriyle başına koydu, aynı zamanda Joséphine'e de taç giydirdi.

İngiltere, 1803 yılında Fransa'ya savaş ilân etti. Bu kez İngiltere, Avusturya, Rusya ve İsveç'ten oluşan bir ittifakla karşı karşıya olan Napoléon, İngiltere'yi işgal etme plânından vazgeçerek Austerlitz'de Avusturya ve Rusya ordularını bozguna uğrattı (1805). Sonunda Avusturya, kendisi için son derece ağır koşullar taşıyan Pressburg Antlaşması'nı imzalamak zorunda kaldı. Avrupa'da bir egemenlik kurmak isteyen Napoléon, ailesinin üyelerine de çeşitli topraklar dağıttı. Napoli Krallığı'nı önce kardeşi Joseph Bonaparte'a (1806), daha sonra da Joachim Marat'ya verdi (1808). Kardeşlerinden Louis Bonaparte'ı Hollanda Krallığı'na (1806), Jerome Bonaparte'ı Westphalen (Vestfalya) Krallığı'na, kız kardeşi Elisa'yı da Toscana Düşesliği'ne getirdi (1809). Bu süreçte, Kutsal Roma İmparatorluğu ortadan kalktı.

Napoléon'un oluşturduğu Ren Konfederasyonu (kendi himayesi altındaki Batı Alman prensleriyle oluşturulan bir birlik), Prusya ile yeni bir savaşa yol açtı. Bu savaş da Napoléon'un zaferiyle sonuçlandı. İngiltere'nin Avrupa ile olan ticarî ilişkilerini zayıflatmak amacıyla 1806'da Berlin Kararnamesi'ni yayınlayarak kıta ablukasını başlattı. İngiltere'nin buna karşı geliştirdiği önlemler daha etkin oldu. Amiral Nelson'un Trafalgar'dakazandığı zaferden sonra, deniz ticareti neredeyse tümüyle İngiltere'nin denetimindeydi. Portekiz'in Berlin Kararnamesi'ne uymayı reddetmesi üzerine Napoléon, bu ülkenin işgal edilmesini emretti (1807). 1808'de ise Fransız orduları İspanya'yı işgal etti. Joséphine'in hiç çocuğu olmaması üzerine Napoléon ile evliliği iptal edildi ve Napoléon, Avusturya İmparatoru I. François'nın kızı Marie-Louise ile evlendi (1810). Napoléon ilk büyük bozgununu, Rusya'ya karşı giriştiği Rusya Seferi'nde aldı (1812-1813). Müttefiklerinin, kendine bağlı devletlerin ve Fransız ordusunun birliklerinden oluşan büyük ordu, tümüyle yok edildi. Savaşta ölmeyen askerler de kış mevsiminin zor koşulları altında hastalık ve açlıktan öldüler. 1813 yılındaysa, İngiltere, Prusya, Rusya, İspanya ve İsveç kuvvetleri, Napoléon'u Leipzig'de büyük bir bozguna uğrattılar. 1814 Mayısında Napoléon ve müttefikleri koşulsuz teslim oldular. Napoléon, İtalya'nın kuzeybatı kıyılarındaki Elbe Adası'na sürgün edildi. Buradan kaçarak Fransa'ya döndü ve eski taraftarlarının desteğini yeniden sağladı. "100 Gün" olarak adlandırılan bu dönem, Watèrloo'da Wellington dükü komutasındaki Prusya ordusu karşısındaki bozgunla son buldu. ABD'ye kaçmayı plânlayan Napoléon bunu başaramadı ve İngilizlere teslim olmak zorunda kaldı. Bu kez de Batı Afrika kıyıları açığındaki St. Helena Adası'na gönderildi. Bu adada, mide kanserinden öldü. Ölümünden 21 yıl sonra Paris'e götürüldü ve Hotel des İnvalides'in kubbesi altındaki ünlü mezarına gömüldü.

Napoléon'un imparatorluğu, Batı ve Orta Avrupa'nın çoğunu kaplıyor, Kuzey Denizi'nden Sicilya'ya dek uzanıyordu. İmparatorluğa komşu devletler ya kendi denetimi altındaydı ya da Fransa ile ittifak yapmışlardı. Dönemin büyük güçlerinden yalnızca İngiltere, Napoléon'a karşı direnebildi. Avrupa haritasını büyük ölçüde değiştiren Napoléon, ulusal devletlerin birleşmesinin yolunu açtı. Fransa içinde birçok hakları kısıtlayan Napoléon, merkezî bir hükümetin kurulmasını sağladı. Muhalefeti sert bir biçimde ezdi, basını ve tiyatroları sıkı bir biçimde denetledi. Buna karşın,gerçekleştirdiği idarî ve yasal reformlarla, liberalizmin yayılmasına katkıda bulundu. Eğitim sistemini yeniden düzenledi ve bilimin gelişmesini destekledi. Fransız Bankası'nı kurdu ve Légion d'Honneur nişanını koydu.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 1 Temmuz 2016 01:05
Tesadüfen Zirveye Çıkılmaz... Çıkılsa Bile Durulmaz...