Arama

Mantık - Tek Mesaj #9

Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
22 Ağustos 2013       Mesaj #9
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Mantık
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Doğruyu ortaya koymak için güvenilir düşünsel işlem biçimleri belirlemeye dayanan usavurmalar bilimi. Felsefenin bir bölümü olarak mantık, doğru bilgiye ulaşma yolunda zihnin işlevlerini ya da işlemlerini belirlerken, hangi bilgilerimizin geçerli hangi bilgilerimizin geçersiz olacağını da belirlemeye çalışır. Mantık anlayışlarının en eskisi Aristoteles mantığıdır.

Aristoteles zihnin doğru bilgiye varmak adına sahip olduğu temel işlevleri daha sonra "Organon" (Araç) adı verilen yapıtında inceledi ve böylece mantığın ya da daha özel anlamda biçimsel mantığın kurucusu oldu. Aristoteles mantığının özü, tümevarım ya da tümdengelim yoluyla bir bilgiden bir başka bilgiyi çıkarmaya dayanır. Demek ki mantık usavurmalar yapma sanatıdır, bir bilgiden bir bilgiyi gidimli olarak çıkarmak ya da Aristoteles'in kendi deyişiyle bir bilinenden bir bilinmeyene geçme sanatıdır. Aristoteles daha çok tümdengelim üzerinde yani evrenselden tümele doğru çıkarımlar yapma yöntemi üzerinde durmuş, tümdengelimi tasım olarak belirlemiştir.

Bir tasım üç ögeden oluşmaktadır: Büyük önerme, küçük önerme, vargı. Tasımda küçük önerme aracılığıyla büyük önermeden vargıyı çıkarırız. "Bütün insanlar ölümlüdür" büyük önermesi, "Sokrates insandır" küçük önermesine göre "Sokrates ölümlüdür" sonucunu verir. Aristoteles'in tasım yöntemleri, Orta Çağ boyunda kilise babalarınca Hristiyan öğretisinin temellendirilmesinde bir araştırma yöntemi olarak değil de, bir bilineni yineleme yöntemi olarak kullanıldı, bu yüzden Aristoteles mantığı Orta Çağ'dan sonra haksız eleştirilere uğradı. Aristoteles mantığının hakkını veren Kant olmuştur.

Kant, Aristoteles mantığının doğru mantık olduğunu ve mantığın Aristoteles'ten sonra büyük bir gelişme göstermediğini bildirdi. Aristoteles'ten sonra mantık alanında en önemli araştırmayı Kant yapmıştır. Kant insan zihninin apriori yapısında, apriori bileşimsel yargılarla ilgili yani bilimle ilgili koşullanmayı bulur: Tüm bilgimiz deneyle başlasa da zihin kendi yapısının özelliklerini nesneye yüklemektedir. Ulusun eleştirisiyle ilgilenen Kant, ussal yapının kurucu biçimlerini ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Kant mantığının temeli, duyulur bilginin apriori biçimleriyle, anlığın apriori biçimlerini ortaya çıkarmaktadır.

Duyulur alanla ilgili araştırma "aşkın estetik"in, anlıkla ilgili araştırma da "aşkın araştırma" nın konusudur. Birincide "uzam" ve "zaman", ikincisinde "kategoriler" ya da "temel kavramlar" ele alınır. Böylece Kant ayrıştırma alanıyla ilgili olarak "doğrular mantığı"nı ortaya koyarken, bir de ayrıştırma alanına karşıt ve diyalektiğin alanına karşılık olarak yeni numenler alanıyla ilgili olarak bir "görünüşler mantığı" belirler. Buna göre aşkın ayrıştırma "anlığın arı bilgisinin ögeleri içinde apriori bilgilerimizin ayrıştırılması" için vardır, aşkın diyalektikte, "zihnimizin usavurmalarla tüm olası deneyin alanını açarak düştüğü yanlışların giderilmesi" için vardır.

Hegel mantığı Aristoteles ve Kant mantıklarından oldukça değişiktir. Hegel için mantık metafizikle karışan mutlak bir bilimdir. Bu mantık bir bileşimi getirecek karşıtların mantığıdır. Buna göre sav olarak konulan ilkel bir kavram çelişkili kavram olarak zorunlu karşıtını gerektirir. İki kavram üst düzeyde bileşim olan üçüncül bir kavramda birleşirler. "Örneğin varlık kavramı karşıtını, hiçlik kavramını getirir, varlık ve hiçlik de oluşum kavramında bir araya gelirler, bu da varlıkla hiçliğin bir bileşimidir" (S. Daval, B. Guillemin). Çağımızda ortaya konulan simgesel mantık bütünleyici bir bilim olarak düşünülür. Çeşitli düşünce biçimlerinden yola çıkan ve bu biçimleri simgelerle belirleyen bu yeni mantık birçok bakımdan matematik bilimine yaklaşır.