Edat
Türkçede isimler ve fiiller anlamlı kelimelerdir. Edatlar ise tek başlarına anlam ifade etmezler; ancak cümlede anlam kazanır veya sadece diğer kelimelere anlam katarlar.
“ile”
- “Araç, alet, neden, zaman, birliktelik” ilgisi kurar.
- Ankara’ya uçakla giderler. (araç)
- Bizi boş vaatlerle kandırdılar. (araç)
- Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu. (beraberlik)
- Arabanın gürültüsüyle irkildi. (neden)
- Baharla birlikte leylekler de geldi. (zaman)
“-le” şeklinde bitişik de yazılabilir.
- Çocuk ile-çocukla
- Araba ile-arabayla
“ne ile, kiminle” sorularına cevap verir.
- Sözünüzü balla kesiyorum. (araç)
- Yar ile sohbet ne güzel. (birliktelik)
Not: “ile” kelimesi “ve” gibi kullanılırsa bağlaç olur.
Bir kola ile simit aldım. (kola ve simit)
“kadar, -E kadar”
Benzetme edatlarındandır.
Yalın hâldeki veya –E yönelme eki almış kelimelerle kullanılır.
“kadar” şeklinde kullanıldığında üzerine ek alabilir.
“Karşılaştırma, benzerlik, eşitlik, yaklaşıklık, ölçü” anlamları katar. - Biz de onlar kadar başarılıyız. (eşitlik, benzerlik, ölçüsünde)
- Gül kadar güzelsin. (benzerlik)
- Mektubu okuyunca köyünü görmüş kadar sevindi. (gibi)
- Bir ton kadar kömür almış (ölçü, aşağı yukarı)
- Yüz kadar asker evin önünden geçti. (ölçü, aşağı yukarı)
Birlikte kullanıldığı kelimeyle isim, sıfat ya da zarf oluşturur. - Biz bu kadarına da alışığız. (isim)
- İçmiş kadar olduk. (zarf)
- Ne kadar güçlü bir adam... (zarf)
- Evin deniz kadar havuzu var. (sıfat)
“için”
- “Amaç, neden, özgülük, görelik, karşılık” bildirir.
- “Hakkında, nedeniyle, yüzünden, maksadıyla” anlamlarını ifade eder.
- Yalın hâldeki ya da iyelik eki almış kelimelerle birlikte kullanılır.
- İsim olarak kullanıldığında üzerine ek alabilir.
Bu edatla kurulan söz öbekleri, cümlede genellikle edat tümleci olarak kullanılır.
- Çalışmak için başvurdu. (amacıyla, başvurunun amacı, sebebi)
- Sınavı kazanmak için çalışmak gerekir. (sınavı kazanmanın şartı)
- Sıkıldığı için dışarı çıktı. (neden, dışarıya çıkmanın sebebi)
- Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük)
“üzere, üzre”
“Amaç, koşul, zamanda yakınlık, gibilik” anlamları katar.
- Sorunu halletmek üzere gidiyorum. (amaç, için)
- Kitabı yarın vermek üzere alabilirsin. (şartıyla, koşul)
- On dakika konuşmak üzere kürsüye çıktı. (için, amaç)
EDAT İLE BAĞLACIN KARIŞTIRILMAMASI
1. Edatlar cümlenin bir öğesi olurken, bağlaçlar bir öğe özelliği göstermez. (Öğe içinde yer alabilirler). Sabaha karşı eve gelmişlerdi. (Edat-Zarf Tümleci) / Kitapları ve defterleri çantasına koydu. (Nesne) (“Ve” bağlacı nesneleri birbirine bağlamıştır.)
2. “İle, yalnız, ancak” gibi kelimeler hem edat hem bağlaç görevinde kullanılabilir. Cümle içindeki anlamı bu nedenle önemlidir. Ayrıca şu pratik yolla bu kelimelerin edat mı, bağlaç mı olduğunu anlayabiliriz:
- “İle” yerine “ve” getirilebiliyorsa; “ile” bağlaçtır. Defter ile kalemi çantaya koydum. / Arkadaşları ile konuşmuyordu. (Birincisinde “ve” gelebildiği için bağlaç; ikincisinde “ve” kullanılamadığı için edattır.)
- “Yalnız, ancak” kelimeleri yerine “ama” bağlacı getirilebiliyorsa, bu kelimeler bağlaçtır. “Sadece” kelimesi getirilebilirse bu kelimeler edat olur. Almak isterim ancak param kalmadı. / Bu işi ancak sen yapabilirsin.
3. Edatlar cümleden atılamaz. Cümle anlamsızlaşır. Bağlaçlar cümleden çıkartılınca cümlenin anlamı daralsa da cümle anlamsızlaşmaz.
Senin gibisini görmedim. / Senin görmedim. (Cümle anlamsızlaştı. Bu nedenle “gibi” edattır.) Koştum ama yetişemedim. / Koştum yetişemedim. (Cümle anlamını pek kaybetmedi. Bu nedenle “ama” bağlaçtır.) DİKKAT! Bu özellik her zaman için geçerli olmayabilir...