Arama

Edat (İlgeç)

Güncelleme: 20 Kasım 2016 Gösterim: 27.129 Cevap: 8
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
1 Ekim 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

EDAT


Edatlar tek başlarına anlamları olma­dığı halde cümle içinde sözcükler ve sözcük öbekleri arasında benzerlik, eşitlik, araç, süre, başlayış, amaç, birliktelik, görecelik gibi anlam ilişkileri kuran sözcüklerdir. Edat tü­ründen sözcüklerin anlamları cümle içindeki görevleriyle bağlantılı olarak ortaya çıkar ya da sezilir.
Sponsorlu Bağlantılar
  • Karpuz gibi domates yetiştiriyorlar (ben­zerlik).
  • Avuç içi kadar kumaş kesecektim (eşitlik).
  • Ankara'ya uçak ile gideceğiz (araç).
  • Güneş batıncaya kadar çalıştınız mı? (süre).
  • Dünden beri sizi bekliyorduk (başlayış).
  • İnsanlık için çalışanlar unutulmaz (amaç).
  • Çarşıya benimle geleceksin (birliktelik).
  • Bana göre vakit çok erken (görecelik). Yukarıdaki cümlelerde geçen "gibi, kadar,
ile, beri, için, göre" sözcüklerinin tek başları­na anlamları yoktur. Anlamları görevleriyle birlikte oluşmakta, ancak cümle içinde birlik­te kullanıldıkları sözcük yardımıyla anlamları­nı sezdirmektedirler. Sanki, üzere, yüzünden, tarafından, halde, değin, hakkında, ait, diye, böyle, nazaran, bakımından, başka, ilişkin sözcükleri de edat olup cümlede kullanıldıkla­rında çeşitli görevler üstlenirler.

Edatlar genellikle basit yapılı sözcüklerdir. Kendilerinden sözcük türetilmediği gibi ken­dileri de türemiş değildir. "Yüz-ünden, suret­iyle, bakım-ından gibi çekim ekleriyle oluştu­rulanları da vardır.

Edatlar isimlerden ve zamirlerden sonra gelerek onlarla değişik anlamlarda sözcük öbekleri oluşturur. Bunların iki türlü kulla­nımları vardır.
  • Yalın haldeki sözcüklerle kullanılmaları: Yurt için, denizler kadar, ateş gibi.
  • - e(yönelme) ve -den (çıkma) hal ekleri ya da -in (tamlayan) eki almış sözcüklerle kullanılmaları: Sabah-a kadar; çocukluk-tan beri; sen-in kadar.
Edatlar sonuna geldikleri sözcük ya da sözcük öbekleri ile ya sıfat ya da zarf öbeği oluşturur. Bu öbeklerin cümle içindeki görev­leri edat tümleci, zarf tümleci olabildiği gibi yalnızca yardımcı bir öğe de olabilir.
  • Bacak kadar çocuk neler söylüyor? ("ço­cuk" sözcüğünün sıfatı).
  • Çamur gibi boya kullanmışlar ("boya" sözcüğünün sıfatı).
  • Aylardan beri çalışmıyoruz ("çalışmıyo­ruz" fiilinin zarfı).
  • Pamuk gibi yumuşak koltuk ("yumuşak" sıfatının zarfı).
  • O hızla üst kata kadar tırmandım (edat tümleci).
  • Geziden kucağımızda güllerle dönmüştük (edat tümleci).
  • Sizi dünden beri bekliyoruz (zarf tüm­leci).
  • Onu akşama kadar çalıştırdım (zarf tüm­leci).
  • Bu kitap ancak 100 lira eder (yardımcı öğe).
  • Eğer geleceksen söz ver (yardımcı öğe).
Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2016 19:45
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
bloom22 - avatarı
bloom22
Kayıtlı Üye
18 Mart 2009       Mesaj #2
bloom22 - avatarı
Kayıtlı Üye

EDAT (İLGEÇ)


Tek başına anlamı olmayan, farklı türdeki sözcük veya sözcük öbekleri arasında çeşitli anlam ilgileri kuran sözcüklere edat (ilgeç) denir.
Sponsorlu Bağlantılar

Bir sözcüğün edat sayılabilmesi için:
  • Tek başına anlamsız olması,
  • Sözcükler arasında çeşitli anlam ilgileri kurması ve bu sayede anlam kazanması,
  • Cümleden çıkarıldığında ya cümlenin anlamının bo­zulması ya da cümlenin anlamının değişmesi gereklidir.
Başlıca edatlar ve kurdukları anlam ilgileri:

e (-a) GÖRE


"(-e, -a) göre" edatı cümleye "uygun, bakılırsa, kana­at, uygun olarak" anlam ilgilerini katar.
  • "Bu ev tam bize göre" (uygun)
  • "Söylenenlere göre iyileşmiş." (bakılırsa)
  • "Bana göre sınavı kazanırsın" (kanaat)
  • "Çocuklara göre bir filmdi." (uygun olarak)

-e (-a) KADAR


"(-e, -a) kadar" edatı cümleye "zaman, karşılaştırma, miktar, yaklaşık, mesafe, gibi, eşitlik, ölçüsünde" an­lam ilgilerini katar.
  • "Sabaha kadar çalıştım." (zaman)
  • "Bacak kadar çocuk." (karşılaştırma)
  • "Çözebildiğiniz kadar soru çözün." (miktar)
  • "Bir kova kadar su götürdü." (yaklaşık)
  • "Eve kadar koştuk." (mesafe)
  • "Çay içmiş kadar oldum." (gibi)
  • "Kuzu kadar sessizdir bu çocuk." (eşitlik)
  • "Onun kadar çalışkanını görmedim." (ölçüsünde)

-e (-a) KARŞI


"(-e, -a)" karşı edatı cümleye "yönelik, yakınlık, yönelme" anlam ilgilerini katar. "Sana karşı çok uysal." (kişiye yönelik)
  • "Sabaha karşı uyudum." (yakınlık)
  • "Denize karşı yaktık mangalı." (yönelme)

e (-a) DOĞRU


"-e (-a) doğru" edatı her zaman "-e (-a)" ekiyle birlik­te kullanılır ve cümleye "yaklaşırken, yönelme, yakla­şık" anlam ilgilerini katar.
  • "Sınava doğru heyecanımız artıyor." (yaklaşırken)
  • "Eve doğru yürümeye başladık.
  • " (yönelme) "Akşama doğru dışarı çıktık." (yaklaşık)

-den (-dan) BERİ


"-den (-dan) beri" edatı zaman ya da yer bakımından ey­lemin başlangıcını bildirir.
  • Sabahtan beri burada bekliyoruz, (zaman)
  • Düzce'den beri hiç durmadık, (yer)

-den (-dan) ÖNCE, SONRA


"-den (-dan) önce, sonra" edatları zaman, yer ve sıra il­gisi kurar.
  • Akşamdan önce gelemem, (zaman)
  • Aksaray'dan önce Pozantı'da durduk, (yer)
  • Ben sizden önce geldim, (sıra) Onu yemekten sonra göremedim, (zaman)

-den (-dan) İÇERİ, DIŞARI


"-den (-dan) içeri, dışarı" edatları yönelme bildirir.
  • Atlarımız çözüldü girdik handan içeri, (yönelme)

DEĞİL


"Değil" edatının diğer ismi olumsuzluk edatıdır. Cümle­ye "olumsuzluk" anlam ilgisini katar.
  • "Sınav çok zor değilmiş." (olumsuzluk)
  • "Ne dediğini hâlâ anlamış değilim." (olumsuzluk)
"Değil" edatının bir başka görevi cümlede yüklemin ye­rine kullanılmasıdır.
  • "O değil, sen yapmışsın." (Yüklemin yerine kullanılmış­tır.)
  • "O yapmamış, sen yapmışsın."


"Mi" edatının diğer ismi soru edatıdır. Cümleye "soru, hayret, olumsuzluk, pekiştirme, şart" anlam ilgilerini katar.
  • "Oğlunuz sınıfı geçti mi?" (soru)
  • "Bu sözleri ben mi söylemişim? (hayret)
  • "Bugün evde oturulur mu?" (olumsuzluk)
  • "Uzun mu uzun bir yolculuğa çıktı." (pekiştirme)
  • "Havalar ısındı mı işler açılır." (şart)
DİĞERLERİ
Edatlar yukarıda verilen örneklerle sınırlı değildir. Bunların dışında kalan edatları ve bu edatların cüm­leye kattıkları anlam ilgilerini görelim:
  • "Sen gittin diye ağladı gökler." (neden)
  • "Onu göreyim diye evine gittim." (amaç)
  • "Yüzü sanki bir atlas kumaş." (benzetme)
  • "Şimdiye dek bir sorunla karşılaşmadık." (zaman)
  • "Seni sevmeme rağmen gidiyorum." (karşıtlık)
  • "Yağmurdan dolayı geç kaldık." (sebep)
  • "Trafikten ötürü yetişememiş." (sebep)
UYARI
Edatlar tamlanan ekini yani iyelik ekini (-i) aldıkla­rında isim veya zamir olur.
  • "Onun gibisini görmedim." (isim)
  • "Cimriliğin bu kadarı da fazla." (isim)
  • "İşin doğrusunu anlatın bana." (isim)
  • "Başkası avutur mu sandın beni." (zamir)
UYARI
Edatlar cümlede sıfat veya zarf öbeği oluşturur.
  • "Melek gibi çocuksun." (sıfat öbeği)
  • "Melek gibi gülümsüyor." (zarf öbeği)
  • "Eli, pamuk kadar yumuşaktı." (sıfat öbeği)
  • "Cennet kadar güzel bir ev. (zarf öbeği) "Sabaha kadar çalıştım, (zarf öbeği)
UYARI
Bir cümlede edatların yerine bazen bazı ekler kulla­nılabilir:
  • Bence (bana göre)
  • Görmeye (görmek için)
  • Koştuğundan (koştuğu için)

ÜZERE


Genellikle "için" edatının yerini tutar. "Amaç, koşul, yak­laşıklık" ilgileri kurar. Önceki sözcükle öbek oluşturur.
  • Buraya gelmek üzere yola çıkmış. (Amaç)
  • Yarın getirmek üzere kitabını verir misin? (Koşul)
  • Eve gelmek üzereyim. (Yaklaşıklık)

İÇİN


"İçin" edatı cümleye "amaç, neden, uğruna, hakkında, karşılığında, zaman, görelik" anlam ilgilerini katar.
  • Başarmak için çalışıyor, (amaç)
  • Üşüdüğü için sıkıca giyindi, (neden)
  • Vatanım için canımı veririm, (uğruna)
  • Senin için iyi şeyler söyledi, (hakkında)
  • Bu eşyalar için kaç lira verdin? (karşılığında)
  • Bir hafta için gelmişler, (zaman)
  • Benim için fark etmez, (görelik)

GİBİ


"Gibi" edatı cümleye "benzetme, hemen, o anda, tah­min, -a yaraşır biçimde" anlam ilgilerini katar. "Deniz gibidir gökyüzü." (benzetme) "Çantayı kaptığı gibi kaçtı." (hemen, o anda) "Birazdan yağmur yağacak gibi." (tahmin) "İnsan gibi yaşamak zordu." (-a yaraşır biçimde)

UYARI
"-ce, -imsi, -si, -cesine" ekleri cümlede "gibi" edatının yerini tutabilir:
  • İnsanca yaşamalısınız. (İnsan gibi)
  • Kadifemsi bir elbiseydi. (Kadife gibi)
  • Çocuksu yüzüne baktı. (Çocuk gibi)
  • Adamı delicesine kovaladı. (Deli gibi)

YALNIZ, ANCAK, BİR, TEK


"Yalnız, ancak" sözcükleri cümlede "sadece" anlamına geliyorsa edat; "fakat, ama" anlamına geliyorsa bağ­laçtır.
  • Onu yalnız sen görebilirsin, (edat) Çiçeklerden ancak iki tane alabildi, (edat)
  • O kitabı aldım; ancak okuyamadım. (bağlaç)
  • Sinemaya gidin; yalnız çok geç kalmayın, (bağlaç)
  • "Bir, tek" sözcükleri cümlede "sadece" anlamında ise edattır.
  • Bir sen varsın hatırladığım, (edat)
  • Sizden tek bir şey istiyorum, (edat)
UYARI
"Yalnız, ancak, bir, tek" sözcükleri farklı görevlerde de kullanılır.
  • "Yalnız çocuk ağlamaya başladı." (sıfat)
  • "Yalnız dolaşması hepimizi şaşırttı." (zarf)
  • "Akşam ancak gelir." (zarf)
  • "Bir akşam gideriz sinemaya." (sıfat)
  • "Tek sayıları çok iyi biliyor." (sıfat)
  • "Tek gezer, tek yaşardı." (zarf)

İLE


"İle" edatı cümleye "araç, birliktelik, durum ve nedenlik" anlam ilgilerini katar.
  • "Eşyaları at arabasıyla taşımışlar." (araç ilgisi)
  • "Dün akşam bir adamla döndü." (birliktelik ilgisi)
  • "Küçük kız sevinçle odaya daldı." (durum ilgisi)
  • "Görülmek korkusuyla saklandı." (nedenlik ilgisi)
UYARI
"İle" hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilir. "ile"nin yerine "ve" bağlacı kullanılabiliyorsa "ile" bağlaçtır; kullanılamıyorsa edattır. "İçeri ayakkabısıyla girdi." cümlesinde "ile" edattır; çünkü "ile" sözcüğünün ye­rine "ve" bağlacı kullanılamaz. "Mezuniyet törenime annem ile babam geldi." cümlesinde "ile" bağlaçtır; çünkü "ile" sözcüğünün yerine "ve" bağlacı kullanılabilir.
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2016 20:11
Hayat fırtına demek değil, fırtınanın altında dans öğrenmektir.
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
28 Ocak 2010       Mesaj #3
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Edat (İlgeç)
Edat veya ilgeç, farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan dil bilgisi öğesidir. Edatların tek başlarına anlamları yoktur; ancak diğer sözcüklerle birlikte, cümle içinde görev kazanırlar. Türkçede kullanılan başlıca edatlar:
  • gibi
  • kadar
  • sanki
  • için
  • ile
  • -den dolayı
  • -den ötürü
  • -den beri
  • -mek üzere
  • -e karşın
  • -e doğru
  • -e değin
  • denli
  • bile
  • -den öte
  • -den sonra
  • -den önce
Başlıca edatlar ve kullanımları
Ek biçiminde de yazılabilen bu edatla oluşturulan edat öbeklerinin başlıca kullanımları şunlardır :
İşin, eylemin, hangi araçla (vasıtayla) yapılacağını, yapıldığını bildirebilir.
Örnek :
"İstanbul’a uçakla gideceğim."
İşin, eylemin kimle yapıldığını, yapılacağını bildirebilir.
Örnek :
"Bu oyuncağı küçük kardeşimle yaptım."

İşin, eylemin nasıl yapıldığını, yapılacağını bildirerek durum zarfı olabilir.
Örnek :
Çocuk, büyük bir sevinçle yanıma geldi.
Durum Zarfı

İşin, eylemin nedenini bildirerek edat tümleci olabilir.
Örnek :
Arabanın devrilmesiyle yol trafiğe kapandı.
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2016 19:38
Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
8 Temmuz 2012       Mesaj #4
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
İlgeç
Sözcükler arasında anlam bakımından ilgi kuran sözcük türü. Kendi başına anlam bildirmeyip, sözcükler arasında türlü anlam bilgileri kuran sözcükler birer ilgeçtir. İlgeçler, sözcükler arasındaki neden, sonuç, zaman, durum, sınır, yön gibi anlam ilgileri belirtir. Adların her hâliyle kullanılmaz. Her ilgeç, sonuna geldiği addan özel bir hâl ister, ayrıca ad önünde sıfat, eylem önünde belirteç olur.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2016 19:37
mc idil şenay - avatarı
mc idil şenay
Kayıtlı Üye
10 Ocak 2013       Mesaj #5
mc idil şenay - avatarı
Kayıtlı Üye
Edat
Tek başlarına anlamları olmayan, başka kelimelerle öbekleşerek değişik ve yeni anlam ilgileri kuran, birlikte kullanıldıkları kelimelere cümlede anlam ve görev kazandıran kelimelere edat denir.

Bazı dil bilgisi kitapları bağlaçları, edatları ve ünlemleri bir araya getirerek edatlar başlığı altında şu şekilde sınıflandırır:
  • Bağlama edatları bağlaçlar
  • Son çekim edatları edatlar
  • Ünlem edatları ünlemler
Edatın Özellikleri
  • Türkçede isimler ve fiiller anlamlı kelimelerdir. Edatlar ise tek başlarına anlam ifade etmezler; ancak cümlede anlam kazanır veya sadece diğer kelimelere anlam katarlar.
  • Kelimeler arasında çeşitli anlam ilişkileri kurduğu için edatlara yardımcı kelimeler de denir.
  • Edatlar önceki kelimeyle sonraki kelime arsında anlam ilgisi kurar. Bağlaçtan ve zarflardan farkı, yeni bir anlam ilgisi koruyor olmasıdır.
  • Edatlar cümleden çıkarılınca cümlenin anlamında bir eksiklik, daralma veya bozulma olur.
  • Tek başlarına kullanamazlar. Başka kelimelerle birleşerek sıfat ya da zarf görevli öbekler oluştururlar.
  • Tek başlarına iken isim, sıfat, zarf, bağlaç olarak kullanılabilir. Bu durumda edat olmaktan çıkar
  • Bazı edatlar sadece hâl ekleri ile birlikte kullanılırlar. Bazıları da üzerlerine ek alabilirler
  • Cümlede veya isim tamlamasında isim görevi alabilir; ek-fiil alarak yüklem olabilir.
BAŞLICA EDATLAR
“ile”
“Araç, alet, neden, zaman, birliktelik” ilgisi kurar.

“gibi”
Benzetme edatlarındandır.
Yalın hâldeki kelimelerle birlikte kullanılır.
Benzetme, eşitlik anlamları katar.
Birlikte kullanıldığı kelime ile birlikte sıfat, zarf ve isim olabilir.

“sanki”
Benzetme edatıdır.
“san” ve “ki”nin birleşiminden oluşmuştur.

“kadar, -E kadar”
Benzetme edatlarındandır.
Yalın hâldeki veya –E yönelme eki almış kelimelerle kullanılır.

“üzere, üzre”
“Amaç, koşul, zamanda yakınlık, gibilik” anlamları katar.

“-E göre”
Yönelme hâl ekiyle birlikte kullanılır, yani bu eki almış kelimelerden sonra gelir.
Kendi üzerine de ek alabilir.

“karşı”
“-E” yönelme hâl ekiyle kullanılarak “için, hakkında, yönelme, ilgili olma” anlamları katar.
Zaman bildiren kelimelere eklenip “doğru, sularında” anlamları katar ve zarf öbeği oluşturur.

“diye”
Amaç ve neden ilgileri kurar.

“doğru”
Yönelme eki ile birlikte kullanılarak yön bildirir.
Zamanda yakınlık bildirerek zarf öbeği de oluşturur.
Ad, sıfat ve zarf da olabilir. Bu durumlarda edat değildir.

“dolayı, ötürü”
Ayrılma hâl ekiyle birlikte neden ilgisi kurar.

“karşın, rağmen “
Yönelme ekiyle birlikte karşıtlık ilgisi kurar.

“beri”
“-dEn” ayrılma hâl ekiyle birlikte eylemin başlangıç yerini ve zamanını belirler.

“yalnız”
İsim, sıfat, zarf ve bağlaç olarak kullanılabilen bu kelime “sadece, bir tek” anlamına gelmek şartıyla edat olarak da kullanılabilir. Bu yönüyle diğer kelime türlerinden ayırt edilebilir.

“ancak”
“yalnız, sadece, özgülük, sınırlandırma, olsa olsa” anlamları katar.

“değil”
İsim cümlelerinin yüklemini olumsuzlaştırır.
Olumsuz eylem cümlelerini olumlu; olumluları da olumsuz yapar:

"mi"
-Soru edatıdır.
-Farklı anlam ilgileri kurar.
-Ek alabilir.
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2016 21:09
Söyleyin ona güzel gülmesin, sigara alacak param kalmadı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2013       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
EDAT (İLGEÇ)
Tek başına anlamı olamayan diğer sözcüklerle anlam ilişkileri kuran sözcüklerdir.
❖ Gibi
Ör: Bu onun gibi kısa değil.
❖ Kadar
Ör: Eşek kadar adam olmuşsun.
❖ İçin
Ör: Gezmek için dışarı çıktı.
❖ Mi
Ör: Öğrenciler okula geldi mi?
❖ İle
Ör: Sakarya'ya tren ile gittik.
❖ Yalnız
Ör: Aradığını yalnız İstanbul'da bulursun.
❖ Göre
Ör: At sahibine göre kişner.
❖ Sanki
Ör: Sen sanki çok biliyorsun.
❖ Üzere
Ör: Kitap almak üzere kütüphaneye gittim.
❖ Karşı
Ör: Sabaha karşı ayrıldılar.
Örnekler
Her şeye rağmen iyiyiz. Sadece seninle konuşurum. Burada ancak iki saat kaldık. Üsküdar'dan beri yürüyoruz. Akşama doğru dışarı çıktık. Benden başka herkes biliyor. Çalışmadığından dolayı sınıfta kaldı. Sevinsin diye geldik.
Son düzenleyen Safi; 15 Ekim 2016 15:55
duygualt - avatarı
duygualt
Ziyaretçi
11 Kasım 2013       Mesaj #7
duygualt - avatarı
Ziyaretçi
Edat
Türkçede isimler ve fiiller anlamlı kelimelerdir. Edatlar ise tek başlarına anlam ifade etmezler; ancak cümlede anlam kazanır veya sadece diğer kelimelere anlam katarlar.

“ile”

  • “Araç, alet, neden, zaman, birliktelik” ilgisi kurar.
  • Ankara’ya uçakla giderler. (araç)
  • Bizi boş vaatlerle kandırdılar. (araç)
  • Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu. (beraberlik)
  • Arabanın gürültüsüyle irkildi. (neden)
  • Baharla birlikte leylekler de geldi. (zaman)
“-le” şeklinde bitişik de yazılabilir.
  • Çocuk ile-çocukla
  • Araba ile-arabayla
“ne ile, kiminle” sorularına cevap verir.
  • Sözünüzü balla kesiyorum. (araç)
  • Yar ile sohbet ne güzel. (birliktelik)
Not: “ile” kelimesi “ve” gibi kullanılırsa bağlaç olur.
Bir kola ile simit aldım. (kola ve simit)

“kadar, -E kadar”


Benzetme edatlarındandır.
Yalın hâldeki veya –E yönelme eki almış kelimelerle kullanılır.
“kadar” şeklinde kullanıldığında üzerine ek alabilir.

“Karşılaştırma, benzerlik, eşitlik, yaklaşıklık, ölçü” anlamları katar.
  • Biz de onlar kadar başarılıyız. (eşitlik, benzerlik, ölçüsünde)
  • Gül kadar güzelsin. (benzerlik)
  • Mektubu okuyunca köyünü görmüş kadar sevindi. (gibi)
  • Bir ton kadar kömür almış (ölçü, aşağı yukarı)
  • Yüz kadar asker evin önünden geçti. (ölçü, aşağı yukarı)
Birlikte kullanıldığı kelimeyle isim, sıfat ya da zarf oluşturur.
  • Biz bu kadarına da alışığız. (isim)
  • İçmiş kadar olduk. (zarf)
  • Ne kadar güçlü bir adam... (zarf)
  • Evin deniz kadar havuzu var. (sıfat)

“için”


  • “Amaç, neden, özgülük, görelik, karşılık” bildirir.
  • “Hakkında, nedeniyle, yüzünden, maksadıyla” anlamlarını ifade eder.
  • Yalın hâldeki ya da iyelik eki almış kelimelerle birlikte kullanılır.
  • İsim olarak kullanıldığında üzerine ek alabilir.
Bu edatla kurulan söz öbekleri, cümlede genellikle edat tümleci olarak kullanılır.
  • Çalışmak için başvurdu. (amacıyla, başvurunun amacı, sebebi)
  • Sınavı kazanmak için çalışmak gerekir. (sınavı kazanmanın şartı)
  • Sıkıldığı için dışarı çıktı. (neden, dışarıya çıkmanın sebebi)
  • Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük)

“üzere, üzre”


“Amaç, koşul, zamanda yakınlık, gibilik” anlamları katar.
  • Sorunu halletmek üzere gidiyorum. (amaç, için)
  • Kitabı yarın vermek üzere alabilirsin. (şartıyla, koşul)
  • On dakika konuşmak üzere kürsüye çıktı. (için, amaç)

EDAT İLE BAĞLACIN KARIŞTIRILMAMASI


1. Edatlar cümlenin bir öğesi olurken, bağlaçlar bir öğe özelliği göstermez. (Öğe içinde yer alabilirler). Sabaha karşı eve gelmişlerdi. (Edat-Zarf Tümleci) / Kitapları ve defterleri çantasına koydu. (Nesne) (“Ve” bağlacı nesneleri birbirine bağlamıştır.)

2. “İle, yalnız, ancak” gibi kelimeler hem edat hem bağlaç görevinde kullanılabilir. Cümle içindeki anlamı bu nedenle önemlidir. Ayrıca şu pratik yolla bu kelimelerin edat mı, bağlaç mı olduğunu anlayabiliriz:
  • “İle” yerine “ve” getirilebiliyorsa; “ile” bağlaçtır. Defter ile kalemi çantaya koydum. / Arkadaşları ile konuşmuyordu. (Birincisinde “ve” gelebildiği için bağlaç; ikincisinde “ve” kullanılamadığı için edattır.)
  • “Yalnız, ancak” kelimeleri yerine “ama” bağlacı getirilebiliyorsa, bu kelimeler bağlaçtır. “Sadece” kelimesi getirilebilirse bu kelimeler edat olur. Almak isterim ancak param kalmadı. / Bu işi ancak sen yapabilirsin.
3. Edatlar cümleden atılamaz. Cümle anlamsızlaşır. Bağlaçlar cümleden çıkartılınca cümlenin anlamı daralsa da cümle anlamsızlaşmaz.

Senin gibisini görmedim. / Senin görmedim. (Cümle anlamsızlaştı. Bu nedenle “gibi” edattır.) Koştum ama yetişemedim. / Koştum yetişemedim. (Cümle anlamını pek kaybetmedi. Bu nedenle “ama” bağlaçtır.) DİKKAT! Bu özellik her zaman için geçerli olmayabilir...
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2016 20:17
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Kasım 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
E D A T (İlgeç)
Görev ve anlamları daha çok , cümle içinde birlikte bulunduğu sözlerle beliren, sözcükler arasında ilgi kurmaya yarayan, anlamları ancak bu görevleriyle beliren sözcüklere denir

ÇOK KULLANILAN EDATLAR
İ Ç İ N
  • Kitabı çalışması İÇİN verdim. (Amacıyla anlamında kullanılmış.)
  • Araba bozulduğu İÇİN okula geç kalmış . (Neden-sonuç ilişkisi. )
  • Senin İÇİN hazırlık yapıyor. (Özgü anlamında.)
  • Onur İÇİN deli dolu diyorlar. (Hakkında anlamında.)
  • Disketi bir hafta İÇİN aldım. (Süre bildirmiş)
İÇİN edatının başka anlamlarda da kullanıldığı görülür.

G İ B İ
Benzetme ve karşılaştırma ilgisi kurar.
  • Çiçek GİBİ çocuk. - benzer anlamda
  • Sana insan GİBİ davrandık. e yakışır anlamında kullanılmış.
  • Sınavı kendi kazanmış GİBİ seviniyor. imişçesine anlamında kullanılmış.
K A D A R
  • Karşılaştırma ilgisi kurar.
  • Kuş KADAR beyin.
  • Çalıştığı KADAR para.
  • Boyu KADAR çanta.
Belirsizlik bildirir.
  • Yüz KADAR çocuk.
GİBİ Anlamı katar.
  • Dayak yemiş KADAR oldum.
G Ö R E
Kurallara GÖRE kaydınız silindi. UYARINCA GEREĞİNCE anlamında.
Sana GÖRE bu mantıklı mı ? CE eki anlamında.

B A Ş K A
Benden BAŞKA kimsesi yok DIŞINDA anlamında.
Evinden BAŞKA arabası da var. AYRICA anlamında.

A N C A K
Bu araba ANCAK yüz milyon eder. EN FAZLA anlamında.
ANCAK birinci sınıfı geçebildi. GÜÇLÜKLE anlamında.

D O Ğ R U
Okula DOĞRU gitti.
Kırkına DOĞRU dağıttı.
Sabaha DOĞRU geldi.

K A R Ş I
Sana KARŞI çok duyarlı davrandı.
Kente sabaha KARŞI girdik.

İ L E
  • Baltayla kesmiş.
  • Arkadaşlarıyla konuştum.
  • Arabayla geldi.
  • Onun karışmasıyla işler bozuldu.

Soru edatıdır.
  • Bu da yapılır MI Şaşırma anlamında.
  • Köşede durur MU-sunuz? Rica anlamında.
  • Güzel Mİ güzel kız! Pekiştirme anlamında.
  • Mektubu okudun MU anlarsın.
Y A L N I Z
Bu soruyu YALNIZ Uğur çözebilir.

S A D E C E
Konuyu SADECE Öykü biliyor.

B İ L E
Sen BİLE şaşarsın.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Kasım 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
İLGEÇ
1. Bir cümle kurucusunun ardında yer alan ve onu bir başka kurucuya ya da cümlenin tümüne bağlayan değişmez nitelikli dilbilgisel biçimbirim. (Eşanl. EDAT.)
2. ilgeç sentagması, bi a sentagmasının izlediği ilgeçten oluşan sentagma.

—ANSİKL. ilgeçler adlardan ve adıllardan sonra gelerek onlarla birlik oluşturan birimlerdir.
  • Adlar ve adıllardan sonra ya doğrudan (vatan için, dağ gibi, parmak kadar)
  • ya da yönelme (okul-a kadar, ev-e doğru),
  • çıkma (ev-den beri, okul-dan öte),
  • tamlama (o-n-un için, siz-in kadar) durum eklerinden biri aracılığıyla gelirler.
  • Yerine ve türüne göre birlikte olma (benimle geleceksin),
  • amaç (başarmak için çalışacaksın),
  • benzetme ve karşılaştırma (ağlar gibi konuşma, kemik gibi sert),
  • eşitlik, denklik, benzerlik (bakla kadar oda, paran kadar konuş),
  • görecelik (ona göre hava hoş) belirtir.
  • Bir adla birlikte bir adı nitelendirdiğinde sıfat (mendil kadar tarla, avuç içi kadar oda),
  • bir sıfata ya da bir fiile yöneldiğinde de belirteç (ipek gibi yumuşak, ceviz kadar büyük, eve kadar yürü)
  • işlevi görür, iyelik eki alan ilgeçler ad gibi kullanılırlar: Onun gibisini bulamazsınız. Bu kadarı yeter.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

14 Mayıs 2017 / ateş72 Cevaplanmış
5 Nisan 2010 / Misafir Cevaplanmış
20 Kasım 2016 / Gizem00 Cevaplanmış
27 Temmuz 2012 / BS|Profesional Soru-Cevap