Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
16 Mayıs 2014       Mesaj #178
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Medine'nin kadınları hem güleryüzlü, hem de güzeldirler. Ancak Hifa
>Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser. Öylesine sıcakkanlı ve
>öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu,
>abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları
>beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları
>koyup, izdivaç teklif ederler. Hifa Hatun'un methi hızla
>yayılır ve çoook uzaklara gider. Bırakın hekimleri, tüccarları;
>vezirler, sultanlar sıraya girer. Ancak o Necaşi gibi bir İmparatoru
>bile reddeder sadece ve sadece ALLAH'ın rızasını diler. Ama
>taliplerin ardı arkası kesilmez. Kimi ayaklarına halılar serer...
>Kimi eşiğine cevahirler döker... Yüz kızıl tüylü deveyi getirip
>kapısına bağlayanları mı sorarsınız, yoksa saray anahtarlarını önüne
>atanları mı? Hifa Hatun bütün bunlara dönüp bakmaz bile, Efendimizin
>huzuruna çıkıp "Ey ALLAH'ın Resûlü" der, "bana cennete ****ürecek bir
>şeyler öğretsene." Doğrusu o, Peygamber Efendimiz'in (sallallahu
>aleyhi ve sellem) 'gündüzleri oruç tut' ya da 'geceleri namaz kıl'
>gibi bir tavsiyede
>bulunacağını sanır ama Server-i Kâinat "Önce evlenmen lâzım"
>buyururlar "zira bununla dininin yarısını emniyete alırsın!" Hifa,
>büyük bir teslimiyetle boynunu büker ve "siz kimi münasip görürseniz
>ben ona razıyım" der.
>
>Mâlum, o sıradan bir hanım değildir ve onu nikahına alacak erkeğin
>de "özel" olması gerekir. Lâkin Resûlullah (sallallahü aleyhi ve
>sellem) ne kimseye ümid verir, ne de kimsenin ümidini kırar. Her
>zamanki gibi basit ve pratik bir çare
bulur "yarın sabah mescide ilk
>gelenle evlen" buyururlar. Bu teklifi herkesin hoşuna gider,
>talipler erken kalkmak için tedbirler düşünür, kendilerince hazırlık
>yaparlar. Bu haberi elbette Hazret-i Suheyb de duyar ama dikkate
>almaz. Zira o fakir ve kimsesiz biridir. Evi yurdu yoktur ve karnını
>zor doyurur. Kah ağaç altlarına uzanır, kâh mescid gölgelerine
>kıvrılır. Uzun boyuna rağmen o kadar zayıftır ki, rüzgar sert esse
>ayaklarını yerden kaldırır. Ama bakın şu işe ki o gece ALLAHü teâlâ
>bütün sahabelere derin bir uyku verir, Hifa Hatun'un talipleri
>gözlerine çöken ağırlığa yenilirler.
>
>Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her zamanki gibi
>imsak sökerken mescide gelir ve büyük bir merakla talihli sahabeyi
>bekler. Nitekim mescidin eşiğinde bir gölge uzar ve Süheyb içeri

>girer. Resulullah Efendimiz namazdan sonra Hifa Hatunu çağırtıp
>neticeyi bildirir. Hazret-i Hifa büyük bir teslimiyetle kabul
>eder.Efendimiz güzel bir hutbe okur ve nikah akidlerini yaparlar.
>Sonra şanslı sahabeye döner "Ey Süheyb" buyururlar, "şimdi hanımına
>bir hediye al ve tut elinden evine ****ür."Suheyb Radıyallahu anh
>ellerini çaresizlikle iki yana açar. "İyi ama" diye mırıldanır,
>"benim ne bir dirhem gümüşüm, ne de sığınacak evim var." Hifa Hatun
>kocasının boynunu büktürmez, ona içinde on bin dirhem gümüş olan
>süslü bir heybe gönderir ve "filanca yerdeki köşkümü sana hediye
>ettim" der. Alemlerin Efendisi çok hislenir onlara hayır dualar
>ederler. süheyb, o gün Medine sokaklarında dolanır durur, akşama
>doğru utana sıkıla konağa sokulur. Kendisi için hazırlanan muhteşem
>sofradan ya
bir, ya iki hurma alır ve "Ya Hifa" der, "biliyorum sen
>benim için bulunmaz bir nimetsin, ben ise senin için sadece
>mihnetim. Ben şükretsem gerek, sen sabretsen gerek. İster misin şu
>geceyi taat ve ibadetle geçirelim zira Efendimiz (Sallallahü aleyhi
>ve sellem) "Cennette yüksek bir çardak vardır. Orada yalnız
>şükredenlerle sabredenler otururlar." buyurdular. Ve öyle de
>yaparlar. Seccadelerini gözyaşları ile ıslatır, kalplerini zikr ile
>aydınlatırlar. Cebrail Aleyhisselam olup biteni Resulullah
>Efendimize anlatır ve onları ALLAHü teâlânın cenneti ve cemaliyle
>müjdeler. Ertesi sabah, namazdan sonra Efendimiz Suheyb'i yanlarına
>oturtur "Ey Süheyb" buyururlar "geceki halini sen mi anlatırsın ben
>mi anlatayım?" Süheyb gözlerini kucağına indirir, zor duyulan bir
>sesle "ALLAHın Resulü en iyisini
bilir" cevabını verir.
>
>Efendimiz onlara "ne mutlu size" gibilerinden bakar, "İkiniz de
>cennetliksiniz" buyururlar, "... ve ALLAHü teâlâyı göreceksiniz!"
>Süheyb derhal secdeye kapanır ve "Ya Rabbi!" diye yalvarır, "o ki
>beni mağfiret ettin, günahlara bulaşmadan canımı al!" ALLAHü teâlâ
>bu yanık duayı kabul eder, Suheyb, secdede kalakalır. Mescidde
>bulunanlar ağlamaklı olurlar. Resulullah Efendimiz (sallallahu
>aleyhi ve sellem) "Size daha şaşılacak bir şey söyliyeyim mi? Şu
>anda Hifa Hatun da ruhunu Hakka teslim etti" buyururlar.
>Namazlarını, yüzü suyu hürmetine yaratıldığımız o yüce Server
>kıldırır. İkisini yanyana toprağa bırakırlar. Baş uçlarına küçük bir
>tahta çakar.
>
>Birine "şükredenlerden Suheyb" yazarlar, öbürüne "sabredenlerden Hifa"
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....