Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
09:06, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 06 Aralık 2025 - 09:07
Arama
MaviKaranlık Forum
Doğum Sonrası Kadın Sağlığı
-
Tek Mesaj #8
Jumong
VIP
VIP Üye
11 Aralık 2014
Mesaj
#8
VIP
VIP Üye
Lohusalık; Doğumdan sonra aşağı yukarı kırkıncı güne kadar geçen devreye “lohusalık”, bu devredeki anneye de “lohusa” denir.
Lohusalığın özellikle başlangıcında, annenin çok iyi, çok dikkatli bir bakıma ihtiyacı vardır, çünkü gebelik sırasında büyük değişmelere uğramış olan bazı organlar, henüz normal duruma girmemiştir. Meselâ, dölyatağı (rahim) doğumdan hemen sonra aşağı yukarı 900 gr. ağırlıktadır. Loğusalık devresinde, normal ağırlığı olan 50-55 grama iner. Çocuğun, dölyatağındayken, 9 ay beslenmesini sağlayabilmek için çok genişlemiş olan damarlar da loğusalık devresinde normal durumlarını alırlar. Lohusanın üreme organları da 6-8 hafta arasında normal durumuna döner.
Bu bakımlardan, eskiden loğusalar 10 gün yatakta istirahat ettirilir, ondan sonraki bir ay içinde de evden dışarı çıkarılmazdı. Bugün ise, yeni tıp anlayışına göre loğusalar elden geldiği kadar çabuk ayağa kaldırılıyor, bir an önce normal hareketlere başlatılıyor. Gebelik de, doğum da normal şartlar altında geçmişse loğusaların bir haftadan çok yatmaları gerekmiyor. Yalnız, lohusalığın ilk 3 gününde annenin sükûnet içinde bulunmasına, fazla ziyaretçiden sakınmasına dikkat ediliyor. Özellikle nezlesi, öksürüğü, her hangi başka bir bulaşıcı hastalığı olan kimseler, lohusalarla temas ettirilmiyor.
Lohusaların, dikkatli olmak şartı ile, bir an önce normal hayatlarına dönmesi, birçok sıhhi sebeplerden dolayı faydalıdır. Meselâ, eskiden lohusalar için en önemli rahatsızlıklardan biri sütün gelişiyle meydana çıkan hafif bir ateşti. Bu yüzden, lohusaları uzun bir süre yatakta yatırmanın ateşe engel olacağı sanılıyordu. Bugün biliyoruz ki süt ateşinin pek önemi yoktur. Bu hafif ateş, vücudun yaptığı normal bir şeydir. Lohusanın ateşi çok daha artarsa, bunda başka sebepler aramak gerekir. Meselâ, dölyatağının doğumdan zedelenmiş yerlerinde gelişen bakteriler çoğu zaman büyük ateşe yol açarlar. Bu durumda loğusa derhal bir doktora gösterilmelidir.
Eskiden, tıp bugünkü kadar gelişmiş olmadığından, özellikle bizde doğumlar daha çok evlerde yapıldığından, lohusalık devresi gerçekten de tehlikeliydi. Hattâ bu tehlike, halk arasında çok eskiden beri bilindiği için “Lohusanın mezarı kırk gün açık durur” gibi atasözleri bile söylenmiştir. Halbuki bugün artık bu tehlikelerden uzaktır.
Bugüne kadar gelmiş geleneklerimizden biri de, lohusa evinde, gelen ziyaretçilere “lohusa şerbeti” ikram etmektir. Şekercilerde hazır olarak satılan kırmızı renkli, karanfilli loğusa şekerinden yapılan bu şerbete ayrıca tarçınla karanfil de karıştırılır, sıcak sıcak, misafirlere ikram edilir.
nkfu.com/
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
🌘 🚀
Cevapla
Kapat
Saat: 09:07
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...