Anıtkabir
Atatürk’ün Ankara’daki anıtmezarı.
Ölümünden sonra Büyük Millet Meclisi, Atatürk için bir anıtmezar yaptırma kararı aldı. Yer olarak 1939’da Ankara’ ya egemen bir konumdaki Rasattepe seçildi. Yapının tasarımı için açılan ve 1942’de sonuçlanan uluslararası yarışmaya 22’si Türkiye’den, 27’si çeşitli dış ülkelerden olmak üzere, toplam 49 proje katıldı. Seçici kurul Emin Onat ve Orhan Arda’nın ortak projesi ile Almanya’dan Johannes Kruger’in, İtalya’dan Anoldo Feschini’nin projelerini birinciliğe değer buldu. Sonuçta Emin Onat ile Orhan Arda’nın ortak projesinin uygulanmasına karar verildi. Yapımına 1944’te başlanan Anıtkabir, çeşitli nedenlerle (yapının depreme karşı direncini artırmak, yapım masraflarını azaltmak vb) bazı değişikliklere uğrayarak dokuz yılda tamamlandı ve Atatürk’ün Ankara Etnografya Müzesi’nde bulunan naaşı büyük bir törenle 10 Kasım 1953’te buraya taşındı.
Anıtkabir, daha sonra Anıttepe adı verilen 15.000 m2’lik bir alanda yer almaktadır. Çevresine bahçe ve parklar yapılmış, giriş yolları düzenlenmiştir. Yapımında, bozkır görünümüne uyum sağlayan, Çankırı’nın açık gri ve açık sarı renkli traverteni kullanılmıştır. Batıdaki giriş kapısından Aslanlı Yol’a ulaşılır. Aslanlı Yol’un girişinde sağda İstiklal, solda Hürriyet kuleleri bulunur. İki yanında Hüseyin Özkan’ın (Anka) yapıtı 24 tane Hitit aslanı heykelinin yer aldığı Aslanlı Yol, taş döşeli, 80 mxl30 m boyutundaki dikdörtgen Zafer Alanı’nda son bulur. Üç yandan kolonadlarla çevrili olan Zafer Aİam’ın ekseni Aslanlı Yol’a diktir ve Anıtkabir’in ana yapısı da bu eksen üstünde, alanın dördüncü kenarında bulunmaktadır. Ana yapı, Aslanlı Yol’un sonundaki Mehmetçik ve Müdafaa-i Hukuk kulelerinin arasından geçerek Zafer Alanı’na girildiğinde, solda kalır. Bu iki kuleden başka, dördü alanın köşelerinde (Zafer, Barış, İnkılap ve Cumhuriyet), ikisi Aslanlı Yol girişinin karşısına gelen çıkış merdivenlerinin iki yanında (23 Nisan ve Misak-ı Milli) olmak üzere altı kule daha vardır.
Zafer Alam’ndan, 33 basamakla ana yapıya ulaşılır. Ana yapıyı oluşturan 32 m X 60 m boyutunda ve 20 m yüksekliğindeki salonu dışarıdan taş kaplama ayakları bulunan bir galeri çevreler. Salonun tavanı altın mozaikle, döşeme ve duvarları renkli Bilecik mermeriyle kaplıdır. Girişin karşısındaki duvarda bulunan ve Ankara Kalesi’ne bakan büyük pencerenin önünde, taş bir set üstünde tek parça mermerden simgesel lahit yer almaktadır. Atatürk’ün naaşı lahtin tam altında, toprağın içindeki kabirdedir. Zafer Alanı’m çevreleyen kokmadın solda (Cumhuriyet ve Müdafaa-i Hukuk kuleleri arasında) kalan bölümü Kabul Salonu olarak kullanılmaktadır. Zafer ve Barış kuleleri arasında ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün mezarı bulunmaktadır.
Anıtkabir’in bazı yerlerine Atatürk’ün söylevleri ve özdeyişleri yazılmış ve çeşitli bölümleri Ali Hadi Bara, Şadi Çalık, Ilhan Koman, Zühtü Müridoğlu, Nusret Suman gibi sanatçıların yaptığı (1951-53) kabartma ve heykellerle donatılmıştır.
Zafer Alam’nın sağında Misak-ı Milli Kulesi ile İnkılap Kulesi arasındaki salonda 1960’ta açılan Atatürk Müzesi’nde Atatürk’ün özel eşyası, madalyaları, fotoğrafları, ona ilişkin belgeler ve sunulmuş çeşitli armağanlar sergilenmektedir. Atatürk Kitaplığı ise 1967’de İnkılap Kulesi’nde açılmış ve Atatürk’ün Çankaya’daki özel kitaplığı buraya devredilmiştir. 3.113 yapıttan oluşan bu kitaplıkta Atatürk’ün elyazısı notlan da bulunmaktadır.
II. Ulusal Mimarlık akımının belli başlı yapılarından olan Anıtkabir, aynı zamanda o günlerin mimarlığındaki anıtsallık anlayışının da Türkiye’deki önemli örneklerinden biridir. Bu anlayış, özellikle ritmik kolonadlarla oluşturulmuş büyük tören alanının (Zafer Alanı) ve bu alana yaklaşan tören yolunun (Aslanlı Yol) ölçek ve biçimlendirilişinde kendini belli eder.
Geometrik bir yalınlıktaki yapı, Anadolu mimarlık geleneklerinin çeşitli öğelerinden bir bireşim oluşturmaya yönelmiştir. Bütün bunlar Anıtkabir’e gelenekselle çağdaşı, ulusalla uluslararası nitelikleri kaynaştırma çabalarının uyumlu bir bütüne ulaştığı bir yapı olarak bakılmasına yol açar.