ZAPT a. (ar. zabl). 1. Zapt etmek eylemi.
2. Bir yeri, bir şeyi zapt etmek, onu zorla ele geçirmek, almak: Bir kaleyi zapt etmek.
3. Bir kimseyi, bir hayvanı zapt etmek, güç kullanarak onları engellemeye, durdurmaya, onlara hâkim olmaya çalışmak: Atın gemini çekiyor arya onu güçlükle zapt ediyordu.
4. Bir şeyi (soyut) zapt etmek, tutmak, önlemek: Öfkesini zapt etmek için dişlerini sıkıyordu.
5. Bir şeyi (söz) zapt etmek, yazıya geçirmek, yazıyla saptamak: Söylenenleri olduğu gibi zapt etmek.
6. Bir şeyi (bilgi) zapt etmek, hatırda tutmak (esk.)
—Ask. Zapt ve müsadere
—Deniz huk. Geminin zapt ve müsaderesi, savaş hukuku kurallarına göre yabancı gemilere elkonarak gerçekleştirilen mülkiyet edinme biçimi. (10 temmuz 1940 tarih ve 3894 sayılı Denizde zapt ve müsadere yasası'na göre zapt olunan gemi ve malın müsaderesi mahkeme kararıyla olur. Kararın kesinleşmesiyle, zapt edilen gemi ve mal Türk devletinin malı olur.)
—Huk. Zapta karşı güvence, satın alınan bir mal üzerinde üçüncü kişilerin hak iddia ederek yapacakları müdahalelere karşı alıcının sahip olduğu güvence. (Satılan şey üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı bundan dolayı alıcıya tazminat ödemek zorundadır [Borçlar k. md. 189].)