Arama

Yetmek Nedir? - Tek Mesaj #1

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Haziran 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YETMEK gçz. f.
1. (Bir şeye, bir şey yapmaya) yetmek, bir şeyden söz ederken, başka bir şeyi sağlayabilecek, karşılayabilecek nicelikte, ölçüde olmak, o şey için gerekli tüm nitelikleri, önemi taşımak: Üretim isteğe yetmiyor. Paran istediğin kitabı almaya yetti mi? Sürdüğü sade yaşam mutluluğuna, onu mutlu etmeye yetiyor Zeki, ama başarması için bu yetmez.
2. Bir kimseye yetmek, o kimseyi hoşnut eden, herhangi bir alanda onu doyuran, daha çoğunu istemesine, bir başka şey, bir başka kişi aramasına gerek bırakmayan bir şey, bir kimse olmak: Küçük bir araba ona yeter. Hiç arkadaşı yok, yakınları ona yetiyor.
3. Bir şeye (mastar +) yetmek, küçük, önemsiz gibi görünen bir şeyden söz ederken, belli bir duruma neden olacak kadar etkili olmak, önem taşımak: Hafif bir deprem bu kuleyi yıkmaya yeter.
4. Bir yaşa, bir zamana, bir yere yetmek, ona ulaşmak, erişmek: Yaş kırka yetti. Ömrünün sonuna yetmek. Sonunda Jrûyüne yetti.

yetirmek ettirg. f.
1. Yetiştirmek, idare etmek: Harçlığını ay sonuna kadar yetirmek.
2. Esk. Besleyip büyütmek, yetiştirmek: “Bağ bahçe diktim de meyva yetirdim/AInı top perçemli yavrı yitirdim" (Karacaoğlan, XVII. yy.).
3. Esk. Tamamlamak, yükseltmek: "Koyun yüze yetir, il anı bine yetirir" (atalar sözü, XV. yy ).
4. Esk. Götürmek, ulaştırmak iletmek: “Yetürûr nakmi her gün o mehe bad-ı seher..." (Ruhi, XVI. yy.).

Kaynak: Büyük Larousse