Arama

Kıtalar - Afrika - Tek Mesaj #7

_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
2 Temmuz 2015       Mesaj #7
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Afrika'nın Akarsu ve İklimleri
MsXLabs & Büyük L.


Afrika'nın kuzey ve güney uçlarında, Akdeniz tipi bir iklim egemendir: kışları çoğunlukla şiddetli yağışlı (yüksek yerlerde kar yağışı), yazları çok kurak ve sıcak (Fas'ta, Atlas okyanu- su’nun etkisi, mevsimler arasındaki bu karşıtlığı büyük ölçüde yumuşatır). Akar
sular genellikle, rejimleri son derece düzensiz, alüvyonla yüklü ve taşkınları bazen büyük zarar verebilen üvedlerdir. Afrika'nın geri kalan kesimindeyse, kıtanın enlemi ve kütlesel biçimi, kozmik iklim etmenlerinin oynadığı büyük rolü açıklar. Güneşin dönenceler arasında yer değiştirmesi, büyük hava kütlelerinin de aynı biçimde yer değiştirmelerine yol açar ve hava kütlelerinin birbirine yakınsaması, ilgili alanı yıl boyunca süpüren bir yağış kuşağının oluşmasına neden olur. Ekvator enlemlerinde, ortalama sıcaklıklar 26°C dolaylarındadır; yıllık sıcaklık farkları 2°C'yi hiçbir zaman aşmaz ve bütün yıl boyunca düşen yağışlar (1 500 mm'den çok) iki gün dönümü sırasında en yüksek düzeylerine ulaşırlar. Havanın nem oranı her zaman yüksektir. Ama bu iklimin coğrafi yayılma alanı sınırlıdır (özellikle Kongo çanağı). Dönencelere yaklaşıldıkça, yılın çok farklı iki mevsime bölünmesi de belirginleşir: kara kökenli alizelerin (har- mattan) egemen olduğu ve süresi bulunulan enleme bağlı olarak artan kurak mevsim; kıtaya okyanus havasının akın etmesiyle (muson olayı) belirlenen yağışlı mevsim. Yağışlı mevsim altı ayı aştığında, yağışların durakladığı bir dönem (küçük kurak mevsim) görülür. Tropikal iklimli kesimde, ortalama sıcaklıklar daha yüksek, ama yıllık sıcaklık farkları büyüktür (enleme göre 10°C-20°C). Düzeni yıldan yıla değişen yağışlar, K.'ye ve G.’ye doğru azalarak, Sahel bölgesinde son derece önemsizleşir; çölsü bölgelereyse yok denecek kadar az yağış düşer.
Bu çok genel şemada, birçok sapmaya rastlanır. Batı kıyılarında akıntılar ya da soğuk suların yüzeye çıkması (upvvelling), Angola ve Zaire'nin kıyı bölgelerinde yağışların anormal derecede azalmasına neden olur. Doğu Afrika'da, yağış rejimi her yerde tropikal tiptedir ve yılda düşen yağış miktarı oldukça azdır; ama kuzey-doğu kesimi dışında kurak alan yoktur; oysa kurak alanlar batıda (Namib çölü) çok genişler. Yüksek engebeler, rüzgara açık yamaçlarda yağışların büyük ölçüde artmasına neden olur (Futa-Calon, Kamerun dağı...). Çöl alanında akışlar çok seyrektir ve denize ulaşmaz. Tropikal bölgedeki büyük ırmaklar, ulaşımı güçleştiren ya da engelleyen, çağlayanların kestiği eşiklerle ayrılan bir dizi hafif eğimli kesimlerden oluşur: bunlar, kötü ulaşım yollarıdır. Havzalarının, değişik oranda yağış alan bölgelerde uzanması, ırmakların, akarsu ağı kollarının art arda gelen katkılarını yansıtan karmaşık bir rejim kazanmalarına yol açar. Suların yükselme döneminde ırmaklar taşarak çok geniş bataklık alanları kaplar. Debilerinin yüksek olması, sözkonu- su ırmakları önemli bir hidroelektrik rezervi (henüz işletilmemektedir) durumuna getirir. Tektonik çukurlar ve çanaklar, bazıları çok büyük olan (Victoria, Tanganyika, Malavi gölleri...) göllerle örtülüdür; ayrıca yakın dönemde (Kariba, Kossok, Volta, vb.) birçok göl oluşturulmuştur. Bütün ırmaklar bölgesel iktisatta önemli rol oynar (balıkçılık, hayvancılık, ulaşım); ama, Nil ırmağı dışında bunların hiçbiri, Afrika uygarlıklarının gelişmesinde belirleyici bir rol oynamamıştır.