Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Temmuz 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  139419-004-8165A313.jpg
Gösterim: 426
Boyut:  22.5 KB

TACİTUS
(Publius Gaius Cornelius), latin tarihçi (İ.S. 55’e doğr. -120'ye doğr.). Büyük bir olasılıkla Galya kökenliydi; quaestorluk, praetorluk (88), consul suffectusluk (97), Asya prokonsüllüğü (110'a doğr.-113) gibi curcus honorum görevlerini yaptı. 77'de C. Julius Agricola' nın kızıyla evlendi. Genç yaşta büyük bir hatip olarak ünlendi ve daha sonra kendini tarihe verdi. 102'ye doğru yazdığı Dialogus oratoribus (Hatiplerin diyalogu) adlı (kimin yazdığı bazen tartışılan) yapıtında, zamanının belagat ve şiirin değerlerini karşılaştıran ve belagatın gerileme nedenlerini araştıran hatiplerini konuşturdu. De vita et moribus Julii Agricolae adlı ve Domitianus'a karşı bir saldırıyla birlikte kaynatasının tarihsel övgüsünü yaptığı yapıtının başlıca konusu, Bretagne'daki askeri harekâtların öyküsüydü (98’de yazıldı). Germania‘ (De Origine et situ Germaniae) [Germenler’in kökü ve ülkesi üstüne] adlı yapıtında, germen geleneklerini ayrıntılı bir biçimde inceledi. Tarihler (Historiae) adlı yapıtı (Neron'un düşüşünden Nerva’nın çıkışına kadarki tarih), ilk dört kitap ve beşinci kitabın başlangıcı, yani 69-70 yılları arâsı olmak üzere, ancak kısmen korunabildi. Çok sonradan (115'e doğr.-117) yazdığı Yıllıklar'' (Annales) adlı yapıtında, Augustus'un ölümünden Neron'un düşüşüne kadar uzanan daha önceki dönemi ele aldı. Günümüze bu yapıttan yalnızca, bütün ya da parça olarak, l-V ve ve XI-XVI. kitaplar kalmıştır. Tacitus bu yapıtı Augustus, Nerva ve Traianus' un yaşamlarıyla tamamlamak istiyordu, ancak zaman bulamadı.
Tacitus, yazdıklarından hiçbir zaman hoşnut kalmayan bir üslupçuydu. Birçok belge toplar, yararlandığı resmi arşivleri açıklar ve daha önceki tarihçilere başvururdu. Birçok sözlü bilgi topladı, söylentileri bile kaydetti, ancak gene de romalı tarihçilerin klasik yoluna saparak, kahramanlarına kendi istediği şeyleri söyletti. Aynı şekilde, başka birçokları gibi, o da kendi dignitas'ına saygı gösterilmesini isteyen senatörlerin kaygılarını yansıttı ve antik özgürlük ve özlemlerin nostaljik esiniyle yazdı. Tiberius'u da, Domitianus'u da övmedi, ancak principatus ile özgürlüğü birleştirmesini bilen Nerva’ya yakınlık gösterdi. Bir ahlakçı olarak, imparatorların ve sarayın ruhsal durumunu çok iyi incelemiştir.

Kaynak: Büyük Larousse