Arama

Talat Paşa - Tek Mesaj #6

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Temmuz 2015       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  616506793733.jpeg
Gösterim: 1294
Boyut:  61.7 KB

TALAT PAŞA
(Mehmet), türk siyaset adamı, sadrazam (Edirne 1874 - Berlin 1921). Edirne Askeri rüştiyesi'ni bitirdi, aynı yerde Posta ve telgraf idaresi'nde çalışmaya başladı. Yine bu sıralarda siyasete atılarak Abdülhamit ll'nin yönetimine karşı yürütülen gizli faaliyetler içinde yer alması nedeniyle tutuklandı (1895), daha sonra Selanik'e sürgüne gönderildi (1898). Burada bir yandan Posta idaresi’nde çalışırken, bir yandan da Selanik Hukuk mektebi’ne devam etti, ancak öğrenimini tamamlayamadı. 1906’da OsmanlI hürriyet cemiyeti’nin (sonra ittihat ve Terakki cemiyeti) kurucuları arasında yer aldı; aynı zamanda Selanik'teki mason locasına girdi,. Gizli çalışmalarının saray tarafından öğrenilmesi üzerine görevine son verildi, ayrıca Anadolu’ya sürgün edilme cezasına çarptırıldıysa da, Hüseyin Hilmi Paşa' nın araya girmesiyle bağışlandı. Özel bir okulda müdürlük yaparken ittihat ve Terakki'nin İstanbul'da örgütlenmesini sağladı. Meşrutiyet’in ilanından sonra bu partiden Edirne mebusu oldu, Meclis başkan vekilliğine, Maşrıkı azami osmani adıyla oluşturulan Türkiye Büyük mason locası’ nın ilk üstadı azami (Büyük üstat) seçildi (1909-1910) ve Abdülhamit ll’nin tahttan indirilmesine ilişkin kararın alınmasında önemli rol oynadı, ikinci Hüseyin Hilmi Paşa kabinesinde Dahiliye nazırı (1909-1911), Sait Paşa kabinesinde Posta ve telgraf nazırı (1912), Dahiliye nazır vekili olarak görev yaptı. Birinci Balkan savaşı'ndaki yenilgi sonucu Bulgaristan'ın eline geçen Edirne’den vazgeçeceği iddiasıyla İttihat ve Terakki’nin Kâmil Paşa hükümetine karşı düzenlediği Babıâli baskını'nın plan- layıcıları arasında yer aldı (23 ocak 1913). Balkan devletlerinin birbirlerine düşmeleri üzerine ordunun harekete geçirilmesinde etkili oldu (ikinci Balkan savaşı). Edirne’ nin geri alınmasından sonra da 29 eylül 1913’te İstanbul’da yapılan barış görüşmelerine Türkiye baş delegesi sıfatıyla katıldı. Özellikle Sait Halim Paşa'nın sadrazam olmasından (12 haziran 1913) başlayarak Yalat Paşa (o tarihte Talat Bey), Harbiye nazırı Enver ve Bahriye nazırı Cemal paşalarla birlikte 1918 yılı sonlarına değin ülkenin iç ve dış politikasını yönlendiren üç kişiden biri oldu. Karşıtlarının önleme çabalarına karşın Sait Halım Paşa kabinesinde Dahiliye nazırlığına getirilen Talat Paşa, 2 ağustos 1914 tarihli Türk-Alman ittifak antlaşması'nın imzalanmasında ve bunun sonucu olarak Türkiye'nin Birinci Dünya savaşı'na girmesinde de birinci derecede rol oynadı. Savaş sırasında Ermeniler'in savaş bölgesinden güneye göç ettirilmesi kararının alınmasında etkili oldu ve Dahiliye nazırı olarak göç işlemlerini yürüttü. Sait Halim Paşa'nın sadrazamlıktan ayrılması üzerine padişah Mehmet Reşat tarafından vezirlik rütbesiyle bu göreve getirildi (4 şubat 1917). Ekim devrimi’nden sonra savaştan çekilen Rusya'yla Brest-Litovsk'ta yapılan barış görüşmelerine Osmanlı devleti adına katılan Talat Paşa, Mehmet VI (Vahdettin) tahta çıktığında da (4 temmuz 1918) görevini sürdürdü. Savaşın kaybedildiği anlaşılınca, mütarekenin imzalanmasını kolaylaştırmak için 8 ekim 1918'de istifa etti. Mondros mütarekesi'nin (30 ekim 1918) ardından 1 kasımda açılan ittihat ve Terakki genel kongresinde siyasetten çekildiğini bildirdi, ertesi gün de bir alman denizaltısıyla Türkiye'den ayrıldı. Rusya'ya, kısa bir süre sonra da Almanya'ya gitti, Berlin'e yerleşti. Yurtdışındayken Sovyetler Blrliği’nde faaliyet gösteren Enver Paşa ve Afganistan'ın hizmetine giren Cemal Paşa ile ilişkilerini sürdürdü; Anadolu’da ulusal kurtuluş hareketini örgütleyen Mustafa Kemal Paşa ile mektuplaştı. Enver Paşa’nın aksine, Sovyetler ile işbirliği konusunda daha çekingen; Anadolu'daki harekete elkonulması konusunda ise acele edilmemesinden yanaydı. 15 mart 1921 günü oturduğu apartmanın yakınlarında Sogomon Tayleryan adlı bir Ermeni tarafından tabancayla vurularak öldürülen Talat Paşa' nın cenazesi, tahnit edilerek Berlin'deki müslüman mezarlığına gömüldü; 25 şubat 1943'te de İstanbul'a getirtilerek Hürriyeti ebediye tepesinde toprağa verildi.

Kaynak: Büyük Larousse